Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/371 E. 2021/797 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/371
KARAR NO : 2021/797
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI: 2015/1156 E. 2017/262 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalılar arasında 01/11/2011 tarihli açık satış noktası sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2. maddesi gereğince davalıların bira ürünlerini düzenli ve süreklilik arz edecek şekilde satmayı ve bulundurmayı, 6. maddesi gereğince işyerini başkasına devir ve temlik etmeyeceğini, 9/b. maddesi gereğince bira satışına ilişkin faaliyetleri kısmamayı ve bira satışını azaltacak davranış ve eylem içine girmemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davacının sözleşme gereği edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, karşı tarafın sözleşmeye aykırı olarak işletmeyi devir ettiğinin, İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/64 D. İş sayılı dosyasında yapılan keşif ile tesbit edildiğini, davacının sözleşmenin 11. maddesi gereğince 130.000,00 TL katkı tutarı ödediğini belirterek, katkı tutarının 20/12/2011 ödeme tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; Davaya temel teşkil eden sözleşmede müvekkilinin taraf olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin davacı ve … Ltd. Şti. arasında imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmede bağımsız olarak bir taahhüdünün ve garantörlük sıfatının bulunmadığını, alınan tespit raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı … cevap dilekçesi vermemiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”Davanın sözleşmeye aykırılık nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamına göre; 01/11/2011 tarihli açık satış noktası sözleşmesinin davacı ve davalı … arasında imzalandığı, davalı …’ın sözleşmede müşterek borçlu yada müteselsil kefil olarak imzasının bulunmadığı, bu nedenle sözleşmeye aykırılık nedeniyle açılan alacak davasında taraf sıfatının bulunmadığından, hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine,
Davalı …yönünden; davacının 01/11/2011 tarihli açık satış noktası sözleşmesinin 11. mad gereğince katkı bedeli adı altında 130.000,00 TL yi davalıya ödediği, davalının sözleşmenin 2. madde gereğince bira ürünlerini düzenli ve süreklilik arz edecek şekilde satmak ve bulundurmak, sözleşmenin 6. maddesi gereğince işyerini başkasına devir ve temlik etmemek, sözleşmenin 9/b. maddesi gereğince bira satışına ilişkin faaliyetleri kısmamak ve bira satışını azaltacak davranış ve eylem içine girmemek taahhütlerini yerine getirmediği, … Cad. … Sk … Apt No:… Kadıköy/İstanbul adresindeki satış noktasını devir ettiği sabit olduğundan, davalının sözleşmeye aykırı davrandığı, davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle ödediği katkı bedelini istemekte haklı olduğundan davanın kabulüne, davalının temerrüdü dava tarihinden başlayacağından, faizin bu tarihten başlatılmasına karar” verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 1-Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tüm sayfalarının … tarafından imzalandığı dikkate alındığında mahkemenin … hakkındaki gerekçesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, Ticaret sicil kayıtlarıyla sabit olduğu üzere; …’ın, hisselerini devrettiği 03.05.2013 tarihine kadar davalı şirketin ortağı ve o dönemde yetkili müdürü olduğunu, sözleşme kurulurken şirket kaşesi üzerinde ve kaşe haricinde açıkta şahsi imzasının olmasının sözleşmede (her sayfasını şahsen imzalamakla) garantör olduğunu açıkça ispatladığından, husumet nedeniyle verilen red kararının kaldırılmasını ve davanın … yönünden de kabulüne karar verilmesini, 2- Mahkeme tarafından 130.000,00 TL tutarındaki katkı iadesine işleyecek faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabulüne karar verilmiş ise de, faize, 20/12/2011 ödeme tarihinden itibaren karar verilmesi gerektiğinden, kararın kaldırılmasını katkı bedeli iadesinin 20/12/2011 tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütelselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı tarafın talebi; davalıların 01/11/2011 tarihli açık satış noktası sözleşmesinin 2. maddesindeki bira ürünlerini düzenli ve süreklilik arz edecek şekilde satma ve bulundurma, 6. maddesindeki işyerini başkasına devir ve temlik etmeme, 9/b. madddesi gereğince bira satışına ilişkin faaliyetleri kısmama ve bira satışını azaltacak davranış ve eylem içine girmemeyi kabul ve taahhüt etmelerine rağmen, işletmeyi devir ettiklerinden sözleşmeye aykırı davrandıklarından bahisle, davalılara yapılan katkı bedelinin, ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline ilişkindir.Dosya içerisinde mevcut 01/11/2011 tarihli Açık Nokta Satış Sözleşmesi fotokopisinin incelenmesinden; …nin “ŞİRKET”, dava dışı … Tic. Ltd. Şti’nin “BAYİ/DİSTRİBÜTÖR” ve davalı …nin “İŞLETİCİ” sıfatı ile sözleşme düzenledikleri, …’ın sözleşmenin son sayfasında İŞLETİCİ ŞİRKET kaşesi üzerinde, diğer sayfalarda şirket kaşesi üzerinde ve şirket kaşesi dışında sayfa sonlarında imzasının olduğu, sözleşme içeriğinde … tarafından verilmiş şahsi kefaletin bulunmadığı tespit edilmiştir.Mahkemece; Davalı …’ın sözleşmenin tarafı olmadığı gibi, müşterek borçlu yada müteselsil kefil olarak imzası bulunmadığından, hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalının sözleşmeye aykırı davrandığı D. İş tespit dosyası ile sabit olduğundan, katkı bedelinin tahsiline, davadan önce temerrüte düşürülmediğinden, faizin dava tarihinden başlatılmasına karar verilmiştir.1-Davacı tarafın ilk istinaf sebebi, davalı …’ın sözleşmenin tüm sayfalarını şahsen imzaladığından, garantör olduğundan bahisle katkı bedelinden sorumlu olduğuna ilişkindir.Taraflar arasındaki sözleşmenin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 483. maddesinde kefalet akti; “Kefalet bir akittir ki onunla bir kimse, borçlunun akdettiği borcun edasını temin etmeyi alacaklıya karşı taahhüt eder” 484. maddesinde; “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeye ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir miktar iradesine müevakkıftır” düzenlemelerini içerir.Dosya içerisinde mevcut 01/11/2011 tarihli Açık Nokta Satış Sözleşmesi fotokopisinde; …nin “ŞİRKET”, dava dışı … Tic. Ltd. Şti’nin “BAYİ/DİSTRİBÜTÖR” ve davalı …nin ” İŞLETİCİ” sıfatının bulunduğu, …’ın sözleşmenin son sayfasında işleticiyi temsilen, şirket kaşesi üzerinde imzasının olduğu, diğer sayfalarda şirket kaşesi üzerinde ve şirket kaşesi dışında sayfa sonlarında imzasının olduğu, sözleşmede, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 483 ve 484. maddesi kapsamına uygun … tarafından verilmiş şahsi kefaletin bulunmadığı tespit edilmiştir. Yasada özel düzenleme olmadığı sürece …’ın sözleşme sayfaları sonlarına şirket kaşesi üstüne ve açığa imza atması kefalet verdiği anlamını taşımayacağından, açık nokta satış sözleşmeleri yönünden şirket kaşesi üstüne ve açığa imza atılmasının, şirket yetkilisince şahsi kefalet verildiği anlamını taşıdığına ilişkin özel düzenleme olmadığından, kefalet bir sözleşme türü olması sebebiyle tarafların ortak iradesinin kefalet akdinin kurulması noktasında uyuşması gerektiğinden, … yönünden iradelerin garantörlük veya kefalet verilmesi konusunda uyuştuğu davacı tarafça kanıtlanmadığından, davacı vekilinin …’ın sözleşmenin tüm sayfalarını şahsen imzaladığından, garantör olduğu ve katkı bedelinden sorumlu olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.2- Davacı taraf tahsiline karar verilen 130.000,00 TL için, faiz başlangıcının ödeme tarihi olan 20/12/2011 olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Dosya içerisinde mevcut 01/11/2011 tarihli Açık Nokta Satış Sözleşmesi fotokopisinin 16. maddesinde; “İşletici, sözleşme süresi içinde işletmeyi kısmen veya tamamen çalıştırmaması, işletmeyi devretmesi veya işletmede iş değişikliği yapması veya iş bu sözleşmede belirtilen hükümlerden herhangi birini ihlal etmesi veya iş bu sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde, şirket veya bayi/distribütör kayıtlardaki borçları ile şirketten veya bayi/distibütörden almış olduğu mali yardım, katkılar ve her türlü sabit yatırım harcamalarının tümünü ve uygulanan iskonto tutarlarını, verildiği tarihten itibaren işlemiş faizi de dahil olmak üzere bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte şirket veya bayi/distibütöre nakden veya defaten geri ödemeyi …kabul ve taahhüt eder ” düzenlemesi mevcuttur.6098 Sayılı TBK’nın 27. maddesinde belirtilen kesin hükümsüzlük halleri olan; kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olmadığı taktirde, TBK 26. maddesi uyarınca taraflar bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler. Taraflar sözleşmenin 16. maddesindeki koşullar gerçekleştiği taktirde, mali yardım, katkı ve her türlü sabit yatırım harcamalarının iadesinde, verildiği tarihten itibaren faiz yürütüleceğini serbest iradeleri ile kabul ettiklerinden, TBK’daki sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca tarafları bağlayıcıdır. Mahkemece dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verildiğinden, davacı vekilinin katkı bedeline ödendiği tarihten itibaren faiz uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin kabulü ile bu hususta yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince hükmün kaldırılarak, faizin başlangıcı yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1156 E. ve 2017/262 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davalı … yönünden açılan davanın, husumet yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,4- Davalı …yönünden açılan davanın KABULÜ ile 130.000,00 TL’nin 20/12/2011 tarihinden itibaren sözleşme gereğince bankalarca uygulanan en yüksek kredi faizi ile birlikte davalı …den tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.880,30 TL nispi karar harcından peşin alınan 6.251,92 TL’nin mahsubu ile 2.628,38 TL harcın davalı …den tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 6.809,22 TL ( peşin harç başvurma harcı vekalet harcı müzekkere gideri tebligat gideri tespit dosyası gideri) yargılama giderinin davalı …nden tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, davalı … için yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,5/c- Davalı tarafça ilk derece mahkemesinde yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA5/d- Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre takdir edilen 13.550,00 TL (bu yönde istinaf olmadığından davalı tarafın kazanılmış hakkı dikkate alınarak) nispi vekalet ücretinin davalı …nden tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 5/e- Davalı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/1 maddesine göre takdir edilen 1.980,00 TL (bu yönde istinaf olmadığından davacı tarafın kazanılmış hakkı dikkate alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı …’a VERİLMESİNE, 5/f- Davacı tarafın kullanılmayan gider ve delil avansının istek halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,6/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 54,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 139,70 TL yargılama giderinin davalı …nden tahsiliyle davacıya verilmesine,6/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021