Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/366 E. 2021/496 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO 2020/366 Esas
KARAR NO : 2021/496
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI : 2015/385 E., 2017/364 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; BDDK kararıyla …Bank A.Ş’nin tüm aktif ve pasifleriyle eski unvanlı … A.Ş olan müvekkili banka bünyesinde devren birleştirildiğini, yasal halefiyet hakları nedeniyle … Bank A.Ş ile davalı …arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde borçluya kredi kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmelerde müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın Beyoğlu …. Noterliğinin 11.07.2001 tarihli ihtarnamesiyle kat edildiğini, verilen süre içinde ödeme yapılmaması nedeniyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla davalılara karşı icra takibi yapıldığını, süresi içinde borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalıların haksız itirazının reddine, takibin devamına ve alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin HMK. 119. Maddesine aykırı düzenlendiğini, 6098 Sayılı Borçlar Kanunun 146. Maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, icra takibine konu ve deposu istenen meri teminat mektubu ile ilgili herhangi bir açıklamanın yapılmadığını, takipte istenen faizin fahiş olduğunu ve takibin yapıldığı tarih dikkate alındığında %40 icra inkar tazminatı da talep edilmeyeceğini belirterek haksız davanın reddine ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminat talebinin davacından tahsiline karar verilmesini savunmuştur.Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Genel kredi sözleşmesinin tarafı olan … A.Ş’nin fona devredildiği ve daha sonra … A.Ş bünyesinde devren birleştirildiği, alacağın fon alacağı niteliğinde bulunduğu, 5411 Sayılı Yasanın 141. Maddesi gereğince 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacağı, hesabın kat edildiği 11.07.2001 tarihi itibariyle alacağın muaccel olduğunun kabulü gerektiği ve bu tarihten icra takip tarihi olan 14.02.2014 arasında 20 yıllık sürenin henüz dolmadığı, 26.12.2003 tarihinde 5020 Sayılı Yasa ile 4389 Sayılı Yasada fon alacakları için 20 yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü 5411 Sayılı Yasanın geçici 16. Maddesinde 141. Maddede öngörülen 20 yıllık sürenin geçmişe şamil olduğunun ifade edildiği ancak geçici 16. Maddenin iptali amacıyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru neticesinde zamanaşımının geçmişe şamil olduğuna ilişkin düzenlemenin iptal edildiği, iptal gerekçesinde de, 4389 Sayılı Yasaya 5020 Sayılı Yasayla eklenen ve 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren EK-3. Maddeyle 20 yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, daha öncesinde Bankacılık Yasasında zamanaşımına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, dolayısıyla 20 yıllık zamanaşımını ilk kez öngören düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihi itibariyle henüz genel hükümler çerçevesinde zamanaşımı süresi dolmamış olan ihtilaflarda zamanaşımının 20 yıla uzayacağının kabulü gerektiğinin açıklandığı, somut olayda hesabın kat edildiği 11.07.2001 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin başlayacağı ve 26.12.2003 tarihi itibariyle genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar için Borçlar Kanununda yer alan genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl sürenin dolmadığı açık olduğundan zamanaşımı süresinin 20 yıla uzayacağının kabulü gerektiği, icra takibinin yapıldığı ve davanın açıldığı tarih itibariyle anılan sürenin henüz dolmadığı açık olduğundan zamanaşımı defi yerinde görülmeyerek reddedilmiş ve davanın esasına geçilmiştir. Dosyada mevcut bulunan ve banka kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen 13.06.2016 tarihli raporda özetle; … Bank A.Ş ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine göre asıl borçlu davalı şirkete teminat mektubu kredisi kullandırıldığı, bu mektupların komisyon alacaklarının bu davanın konusunu oluşturduğu ve takip tarihi itibariyle TL bazında bankanın 58.455,18 TL asıl alacak, yıllık %44 oranındaki temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisiyle birlikte 340.355,21 TL, yabancı para USD teminat mektuplarından kaynaklanan komisyon alacağının da 97.573,37 USD asıl, yıllık %10 oranındaki temerrüt faizi ve %5 BSMV ile birlikte 206.547,05 USD alacağın olduğu, ayrıca 5.000,00 TL’lik teminat mektubunun halen meri olup banka tarafından deposunun istenebilir olduğu açıklanmış, aynı bilirkişilerce düzenlenen 23.01.2017 tarihli ek raporda da; kök raporda hesabı yapılmayan USD bazlı Hermes kredisinden kaynaklanan alacakla birlikte bankanın alacak tarihi itibariyle 263.048,75 USD ana para, işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte 599.434,38 USD alacaklı olduğu, euro bazlı Hermes kredisinden kaynaklı alacağında, 42.361,61 euro asıl, işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte 101.637,97 euro olduğu ifade edilmiş, TL bazındaki alacak için kök rapordaki açıklamalar tekrar edilmekle birlikte davacının talebi doğrultusunda yıllık %2 ancak minimum 30,00 TL üzerinden komisyon hesaplandığında TL bazındaki alacağında bankanın takipte talep ettiği miktar olan 62.650,18 TL asıl, işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte 351.286,74 TL olduğu ifade edilmiştir.Mahkememizce TL alacağı yönünden kök rapor, USD bazındaki alacak yönünden de kök rapor ve bu raporu tamamlayıcı nitelikte bulunan hermes kredisinden kaynaklı USD niteliğindeki alacağı hesaplayan ek rapordaki açıklamalara itibar edilmiş ve bu hesaplamalar hükme esas alınmıştır. BDDK kararı ile … Bank A.Ş’nin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte … Bank A.Ş bünyesinde devren birleştirildiği, … Bank A.Ş’nin öncesinde fona devredilen bankalardan olduğu ve devren birleştirildiği … A.Ş’nin fon kurulunun 07.12.2005 tarihli kararıyla …olarak değiştirildiği ve bu unvan değişikliğinin 19.12.2005 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ve sicile tescil edildiği anlaşılmıştır.Davacı banka bünyesinde devren birleştirilen … Bank A.Ş ile davalı …arasında 01.06.2000 tarihli 2.379.079,00 USD, aynı tarihli 5.000.000,00 USD, 09.08.2000 tarihli 500.000,00 USD bedelli ve 05.06.2000 tarihli 765.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, diğer davalının bu sözleşmelerde müteselsil kefil olduğu, 3 ayrı USD niteliğindeki sözleşme ve kefalet limitinin 7.879.079,00 USD ve TL bazındaki sözleşmenin miktarı ve kefalet limitinin de 765.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibine ve davaya konu edilen alacağın asıl borçlu davalı …ye kullandırılan gayrinakdi nitelikteki teminat mektuplarının ödenmemiş komisyon bedelleri ve meri olan 1 adet teminat mektubunun deposu isteminden oluştuğu, teminat mektuplarının iade edildiği tarihe kadar işlemiş komisyonlarının ödenmemesi ve iadesinin sağlanmaması nedeniyle banka tarafından Beyoğlu …. Noterliğinin 11.07.2001 tarihli ihtarıyla hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesinin istendiği, ödeme için 3 günlük süre tanındığı, ihtarın davalılara 29.03.2001 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında 02.04.2001 tarihinde temerrüde düştükleri, ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde asıl borçlu şirket yararına … nolu teminat mektuplarının TL bazlı olduğu, sözleşmeye göre teminat mektuplarından her birinin bankaya iade edildiği tarihe kadar yıllık %2, her üç aylık dönem içinde de %0,5 oranında asgari 25,00 TL komisyon ve sözleşmede belirtilen akdi faiz ve ayrıca gider vergisi de eklenmek suretiyle takip tarihi itibariyle bankanın mektupların iade edildiği tarihe kadar oluşan komisyon alacağından dolayı 58.455,18 TL asıl, bu komisyon alacağın %5’i oranındaki 724,21 TL BSMV ve sözleşmeye göre belirlenen ve tarih aralıklarına göre değişen ve banka tarafından uygulanan yıllık %100, %90, %75, %55 ve %22 oranlarındaki akdi faiz üzerinden yapılan hesaplamayla 267.786,50 TL gecikme faizi ve faizin %5’i oranındaki 13.389,32 TL gider vergisi (13.389,32 TL BSMV + 724,21 TL BSMV ki toplam 14.113,53 TL BSMV) ve 54.544,18 TL asıl alacak olmak üzere toplam TL alacağının 340.355,21 TL miktarında bulunduğu tespit edilmiştir. USD niteliğindeki 7657, 7658, 7659, 7660, 7661 nolu teminat mektupları komisyonundan kaynaklanan ana para alacağının kök raporda hesabı yapılmış ve 97.573,37 USD ana para, 199.138,10 USD işlemiş faiz, komisyonun ve faizin BSMV’sinden oluşan toplam 9.835,58 USD %5 BSMV’den oluşan takip tarihindeki toplam alacağın 206.547,05 USD olduğu belirlenmiş, aynı bilirkişilerce düzenlenen ek raporda da, … ve … nolu … kredilerinden kaynaklanan teminat mektuplarının işlemiş komisyonu ile birlikte USD bazlı komisyon alacağını belirlenerek USD niteliğindeki alacak takip tarihi itibariyle 263.048,71 USD ana para, 307.841,18 USD işlemiş faiz ve 28.544,49 USD %5 oranındaki gider vergisi olmak üzere toplam 599.434,38 USD olduğu belirlenmiştir.İcra takibindeki gayrinakdi alacak olarak istenen 5.000,00 TL bedelli … nolu teminat mektubunun halen meri olduğu, hesabın katından sonra gayinakdi alacağında muaccel hale geldiği ve deposunun istenmesinin mümkün bulunduğu anlaşılmakla bu alacağın gayrinakdi alacak olarak deposunun da talep edilebileceği kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 44. Maddesinde temerrüt faizinin düzenlendiği ve anılan madde de, genel kredi sözleşmesinden doğan borçlar gününde ödenmediği takdirde borcun bankaya ödeneceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya bankaca ödünç para verme mevzuatına göre tespit edilmiş, kısa veya orta veya uzun vadelere uygulanan en yüksek faiz oranına veya ilerde arttırıldığı takdirde bunlardan artmış en yüksek kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi ödeneceğinin müşteri tarafından kabul edildiğinin ifade edildiği, sözleşmeye göre TL kredilerinde … A.Ş tarafından anılan dönemler itibariyle Merkez Bankasına yıllık %100 ve %50 oranında akdi faiz, USD bazında da %25 – %12 oranlarında ve dönemler itibariyle azalan şekilde bildirim yapıldığı, dolayısıyla davaya konu kredi için talep edilen yıllık %44 oranındaki temerrüt faizinin sözleşmeye uygun bulunduğu, hatta banka tarafından daha az oranda faiz talep edildiğinin anlaşıldığı, akdi faizin de sözleşme koşullarına uygun olarak belirlendiği, davalı …nin asıl borçlu, diğer davalı … Holding’in de müteselsil kefil sıfatıyla borçtan dolayı sorumluluklarının bulunduğu, kefilin asıl borçtan ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu ve tespit edilen banka alacağının hem USD hem de TL bazında kefalet limitinin altında kaldığı, sözleşmelerde kefalete ilişkin düzenlemede gayrinakdi alacağın deposunun kefilden de istenebileceğinin ifade edildiği, bu doğrultuda davalıların hem nakdi alacak hem de gayrinakdi alacak bakımından tespit edilen miktarlar üzerinden itirazlarının haksız olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar davalılar faizin fahiş olduğu yönünde itirazda bulunmuşlar ise de tarafların tacir olması ve talep edilen ve raporlarda esas alınan akdi faizin ve temerrüt faizinin sözleşmedeki düzenlemeye uygun bulunması, davalılar hakkında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 88 ve 120. Maddesindeki faize ilişkin hükümlerin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, nitekim TTK’da ticari faizin serbestçe kararlaştırılabileceğinin de açıkça ifade edildiği, bankanın talep ettiği faizin sözleşme hükümlerine uygun olması nedeniyle davalıların aksi yöndeki savunmalarına itibar edilememiştir. Teminat mektupları komisyon oranlarının Bankacılık teamüllerine göre yıllık %4, her üç aylık dönem için %1 olduğu, ancak banka uygulamasında yıllık %2 ve asgari 30,00 TL komisyon oranının uygulandığı ve bu oranlar üzerinden talepte bulunulduğu, bankanın minimum 30,00 TL komisyon isteminde bulunmasının bankacılık teamüllerine aykırı olup fahiş miktarda olduğunun kabulü gerektiği, dosyada mevcut bulunan ve mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporlarındaki hesabın yıllık %2 ve asgari 25,00 TL oranından yapıldığı, nitekim taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ilişki çerçevesinde banka tarafından ihtilafsız döneme ilişkin olarak yıllık %2 asgari 25,00 TL’lik komisyon tahakkuku ve tahsilinin yapıldığı ve davalı tarafından bu oranlar üzerinden ödemelerin gerçekleştirildiği, dolayısıyla taraflar arasında bu konuda bir teamülün olduğu ve davalı borçlu tarafından bu oranın benimsendiğinin kabulü gerekmiş ve buna göre kök raporda yapılan hesap mahkememizce yerinde görülmüş, davacının yıllık %2 asgari 30,00 TL üzerinden komisyon talebi yerinde görülmemiş ve bankanın talep ettiği komisyon üzerinden TL bazlı alacaklar yönünden ek raporda yapılan hesaba da itibar edilmemiş ve kök rapordaki açıklamalara ve hesaba itibar edilmiştir. USD niteliğindeki mektuplar bakımından kök rapor ve bu raporu tamamlayıcı nitelikteki ek rapordaki hesap yerinde görülmüş, nitekim USD bazlı bir kısım teminat mektupları hesabı (… kredisi) ek raporda tamamlanmış ve davacının yukarıda açıklandığı şekilde takip tarihi itibariyle TL niteliğindeki mektuplardan kaynaklanan komisyon alacağının 58.455,18 TL asıl, 267.786,50 TL işlemiş faiz, 14.113,53 TL gider vergisi ki toplam 340.355,21 TL, USD niteliğindeki kredi ve teminat mektuplarından kaynaklanan komisyon alacağının da 263.048,71 USD asıl, 307.841,18 USD işlemiş faiz, 28.544,49 USD %5 gider vergisi ki toplam 599.434,38 USD olduğu ve davalının nakdi alacaklar yönünden icra dosyasındaki itirazın bu miktarlar için haksız olup iptali gerektiği, gayrinakdi alacağa ilişkin olarak halen meri olan ve tazmin edilmeyen muhatabı … Dağıtım A.Ş olan 6871 nolu 5.000,00 TL bedelli teminat mektubunun deposunun istenebileceği, bu yönden de itirazın haksız olduğu, nakdi alacak bakımından; alacağın genel kredisi sözleşmesinden kaynaklanıp likit olması nedeniyle ve takibin 14.02.2014 tarihinde yapıldığı dikkate alınarak bu tarihte yürürlükte bulunan İİK. 67. Maddesinde belirtilen %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. İcra inkar tazminatı hesaplanırken hüküm altına alınan TL niteliğindeki alacak ve USD niteliğindeki alacağın takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan TL karşılığının toplamından oluşan miktarın %20’si esas alınmıştır. Her ne kadar davacı taraf euro bazlı hermes kredileri için kök raporda hesap yapılmadığını ileri sürerek bu yönden rapora itiraz etmiş ve euro niteliğindeki alacağın takip hesaplarına aktarılırken sehven USD olarak belirtilip icra takibinde de USD olarak istendiğini, esasında takipteki USD niteliğindeki alacağın bir kısmı USD bazlı teminat mektubu komisyon alacağı olmakla birlikte bir kısmının da euro kredisinden kaynaklanan alacak olduğunu ve bu alacağın da hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş ve mahkememizce itirazlar üzerine ek rapor alınmış ve ek raporda euro niteliğindeki alacaklar yönünden de hesap yapılmış ise de, davanın icra takibine sıkı sıkıya bağlı nitelikte bulunan itirazın iptali davası olduğu ve icra takibinde talep edilen alacak türü ve miktarıyla bağlı olarak hesap yapılmasının zorunlu bulunduğu, bankanın USD niteliğindeki mektuplardan kaynaklanan komisyon alacağının hesaplandığı ve netice itibariyle asıl alacak işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte 599.434,38 USD olarak tespit edildiği, bunun üzerinde kalan miktarın euro niteliğindeki krediden kaynaklandığı, ancak icra takibinde euro bazlı bir alacak kalemi bulunmadığından bu miktarın hüküm altına alınmasının mümkün bulunmadığı, davacının, euro alacağının sehven USD olarak istendiği ve bu alacağın da hüküm altına alınması gerektiği yönündeki iddiasına itibar edilmesi mümkün görülmemiş, takiple bağlı kalınarak USD olarak talep edilen alacağın hesabı yapılmış ve bu kısım 599.434,38 USD olarak tespit edilerek hüküm altına alınmıştır. …GS Bank A.Ş, TMSF’ye devredilen bankalardan olup, daha sonra fon kurulu kararıyla davacı banka bünyesinde birleştirilmiştir. Davalılarca, fon ile … Grubu arasında 25.01.2008 tarihli protokolün akdedildiği, daha sonra 08.06.2011 tarihli yeni bir protokolün yapıldığı ve dava konusu edilen alacaklarında bu protokolün kapsamında bulunduğu dolayısıyla bankanın talebinin mükerrer olduğu zira protokol konusu yapılan dava konusu alacağın bu protokol çerçevesinde tahsil edileceği ileri sürülmüştür. Mahkememizce TMSF Birinci Tahsilat Dairesinden dava konusu yapılan teminat mektubu komisyonlarından kaynaklanan alacağın protokol kapsamında olup olmadığı sorulmuş ve anılan kurumdan gelen 06.02.2017 tarihli cevabi yazıda fon ile … bank A.Ş’nin sermeyesine hakim EGS Grubunun ve grup ile birlikte değerlendirilen şirketlerin fona intikal eden bankalardan kullanmış oldukları kredilerden ve protokolde belirtilen sorumluluklarından kaynaklanan ve fona temlik edilen diğer alacaklar hususunda 25.01.2008 tarihli protokolün imzalandığı, ancak ödeme planına göre 2009 yılı sonunda ödenmesi gereken taksitin ödenmediği ve 02.03.2010 tarihi itibariyle temerrüt durumunun oluştuğu, ardından 08.06.2011 tarihli yeni bir protokolün akdedildiği ancak bu protokolün de vadesinin 08.06.2014 tarihinde sona erdiği ve halen borç ödenmediğinden temerrüt durumunun oluştuğu, her iki protokolde de …. A.Ş (bizim dosyamız davalısı ve asıl borçlu şirket) sadece kendisinin asaleten kullandığı krediler ve bu kredilere ilişkin olarak işlemiş ve işleyecek faiziyle sınırlı olduğunun açıkça ve ayrı bir maddede yer aldığı, 31.01.2011 tarihi itibariyle protokolün 216.967.836,00 TL’lik kısmının …ile ilgili borçlardan kaynaklandığı ve … Bank A.Ş tarafından borçlu …ile müteselsil kefil …ye gönderilen 11.07.2011 tarihi itibariyle hesabın katına ilişkin ihtarname ve eki hesap ekstresinde yer alan 2.904.587,74 TL tutarındaki nakdi kredilerin 09.07.2001 tarihli itibariyle, 3.550.794,30 USD ve 470.687,12 euro tutarındaki gayrinakdi kredilerin ise tazmin oldukları tarih itibariyle 25.01.2008 ve 08.06.2011 tarihli protokollerin borç hesaplarına dahil edildiği, ancak ihtarnamenin düzenlendiği 11.07.2001 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden teminat mektubu, komisyon alacakları ve ferilerinin protokollerin borç hesaplamalarına dahil edilmediği ve davacı …tarafından bu alacakların takip edildiği, huzurdaki davaya konu alacaklarla ilgili TMSF tarafından herhangi bir tahsilat olmadığı gibi, davacı bankaya da aktarılmış bir tutarın bulunmadığı belirtilmiş ve yazı ekinde bahsi geçen protokoller gönderilmiştir. TMSF’den gelen yazı cevabı ve dosyaya sunulan deliller ayrıca mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama dikkate alındığında davalıların iş bu davaya konu alacağın … Grubuyla fon arasında akdedilen 25.01.2008 ve 08.06.2011 tarihli protokollere konu edildiği yönündeki savunmasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Rapordaki komisyon alacağı hesabında komisyonun işletilmeye başladığı tarihlerin en erken 2002 yılı olduğu, dolayısıyla TMSF’den gelen yazı cevabında hesap kat tarihi olan 11.07.2001’den sonra işlemiş olan komisyon alacakları ve ferilerinin protokol kapsamında bulunmadığı şeklindeki açıklamasına uygun olarak hesap yapıldığı gibi bankanın icra takibinde ve takibe bağlı olarak açılan bu davada istediği alacağın 2002 yılı ve sonrasında mektupların bankaya iade edildiği tarihe kadar işlemiş komisyon alacağı ve ferilerinden oluştuğu tespit edilmiştir. Dava konusu edilen alacağın protokollere konu edilmediği anlaşıldığından gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-TL alacak incelemesi yönünden, bilirkişi raporu ile Banka takip bakiyesi arasında 114,62 TL fark olduğu, bu farkın faiz hesaplamasına baz alınan valörden kaynaklandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Bankanın faiz oranını kabul edip, bu faizin BMV’sinin kabul etmeyerek daha düşük olarak hesaplanan BMV’nin tabloya eklenmesindeki mantığın anlaşılamadığını, talepleri gibi karar verilmesi gerektiğini,
-(USD) ve (EUR) alacak incelemesi yönünden, takipte 70061 no’lu EUR (DEM) tutarlı … KREDİSİ’nin sehven USD alacak olarak bildirildiğinden takipte USD alacağı olarak yer verildiğini, 70059 no’lu … Kredi alacaklarına yönelik yapılan hesaplamada 03.07.2001 tarihli döneme ait anapara+ gecikme+ BMV’sinin dahil edilmediğini, yine 70059 ve 70060 no’lu Hermes Kredilerine ait komisyon anaparalarına tahakkuk eden faizlerinin eksik hesaplandığını, bilirkişi USD takip bakiyesi ile Banka USD takip bakiyesi arasında 11.784,98 USD fark olduğunu, bu farkın yukarıda belirtilen hususlardan kaynaklandığını, bilirkişi EUR takip bakiyesi ile Banka EUR takip bakiyesi arasında 1.173,99 USD fark olduğunu, bu farkın valörden kaynaklandığını, Yerel Mahkemenin sadece USD alacağı yönünden karar ihdas ettiğini, sehven EURO alacağı USD alacağı olarak takibe geçildiğini ancak dava sırasında anlaşılmış olduğundan talepleri gibi karar verilmesi gerekirken eksik tutardan taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davanın icra takibine sıkı sıkıya bağlı nitelikte bulunan itirazın iptali davası olduğunu ve icra takibinde talep edilen alacak türü ve miktarıyla bağlı olarak hesap yapılmasının zorunlu bulunduğunu, gerekçenin hukuka uygun olup davacının bu yöndeki istinaf sebebinin reddi gerektiğini,-Esasen davacının TL ve USD alacakları yönünden bilirkişilerce yapılan hesapların davacı lehine ve fahiş olup tarafılarınca gerek tutar, gerek mükerrerlik, gerekse zamanaşımı yönünden itiraza uğradığını ancak harç nedeniyle istinaf edilemediğini, haksız istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava İİK’nun 67. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Bu davalar, takibe sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Takip talepnamesi esastır. Takip talepnamesinden ayrılarak karar vermek mümkün değildir. Davacı alacaklı, icra takibinde USD cinsinden takip başlatmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu da buna göre düzenlenmiştir. Davacının hata yaptığını beyan ederek, takip dışında EUR yönünden karar verilmesi talebi bu nedenle yerinde değildir. Davacı hükme esas alınan bilirkişi raporunda Bankanın faiz oranının kabul edilip, bu faizin BMV’sinin kabul etmeyerek daha düşük olarak hesaplanan BMV’nin tabloya eklenmesindeki mantığın anlaşılamadığını belirtmiş ise de, takipteki alacak miktarı ile bağlı olunduğundan, bu gerekçe ile faizin kabul edilip talep edilen alacak miktarını aşması nediyle daha düşük hesaplanan BMV’nin kabul edilmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, takip talebindeki faiz oranını aşmayan şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK.nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasa yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2017 tarih ve 2015/385 E., 2017/364 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021