Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/365 E. 2021/498 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/365 Esas
KARAR NO : 2021/498
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2014/264 E., 2017/211 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında 01.01.2008 ile 2013 tarihleri arasında isim ve logo hakkı kullandırılması imtiyazlarını içeren sözleşme imzalandığını, süregelen Franchise ilişkisi kapsamında davalı şirket ile müvekkili arasında akdedilen 24.04.2013 tarihli Franchise sözleşmesi gereğince, davalıların müvekkili şirketin yetkili bayi ve Franchise Bayisi olarak Esentepe Mah. … Nilüfer/BURSA adresinde “…i” olarak faaliyet yürütüldüğünü, Franchise Sözleşmesi gereğince, tarafların karşılıklı yükümlülükleri olduğu ve davalılardan şirketin sözleşmenin başta 4.2, işletmede Yer Alacak Marka ve İşaretleme Madde 4.4,1. Genel Kurallar ve ürün Temini, 43.2. Aylık Satış Raporlaması, 4.3.3. Aylık Ödemeler, 4.3.4. Reklam Uygulamaları, 4.3.5. Tedarikçiler ve ödeme Şekli, 4.4. İşletme Kılavuzu ve İşletme Başlıklı maddeler ve diğer maddelerine aykırı olarak eylemlerinin tespit edildiğini, Şirket Yetkililerince Denetleme Tutanaklarına bu hususun yansıtıldığını, Bursa 4. SHM’nin 2014/103 D. iş sayılı dosyası kapsamında delil tespiti yapıldığını, markadan doğan hakların ihlali ile haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit edildiğini, aykırılıklara rağmen davalı şirketçe Bursa 10. Noterliği’nin 28.10.2014 tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihtarı ile Franchise Sözleşmesinin 01.11.2014 tarihi itibarı ile tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini ve Franchise ilişkisinin anılan tarih itibarı ile sonlandırılacağının belirtildiğini, Ocak-Kasım arası 10 Aylık dönemde işletme cirolarını bildirilmediği, isim ve reklam hakkı alacaklarını ödemediği, sözleşmeye ve marka hakkına aykırı ürün temin ve teşhir edildiği, satıldığı, işletme kılavuzu ve işletme standartlarına uyulmadığı, Franchise Sözleşmesi ve standartları ile mevzuattan kaynaklanan markadan doğan hakların açıkça ihlal edildiğini, davalı aleyhine aylık isim ve reklam alacağından kaynaklanan 56.746,96-TL sebebiyle İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyasından icra takibine başlandığında itiraz sebebiyle İstanbul 14. ATM’nin 2014/1375 E. Sayılı dosyasından itirazın iptali davasının görülmekte olduğunu, Sözleşme tarafı davalı Şirket ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile diğer davalılardan marka ve işaretleme yükümlülüğüne aykırılıktan 250-Euro,(Gün Başına), rapor edilmemiş Franchise bedeli kaynaklı 25-Euro,(Gün Başına), rekabet yasağının ihlali sebebiyle 1.000-Euro, Sözleşmenin açıkça ihlali sebebiyle 2.000-Euro,(İhlal Başına) ve Sözleşmeye ve marka hakkına karşı ihlal ve aykırılıklar ile davalının tek taraflı feshinin haksız olduğunun tespitini, cezai şart ve tazminatların ihlalin tespit edildiği tarihten itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıların ikametgahının Bursa’da olması nedeniyle Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunun, davalılar … ve … ile sınırlı olmak üzere sözleşmeyi kefil olarak imzaladıklarını, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, görüşmelerden bir sonuç alınmaması üzerine sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, delil tespitinin fesihten sonra yapıldığını, ileri sürerek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava konusu; frahchaise sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerinin davalı yanca yerine getirilmediği iddiası üzerine, sözleşmeye ve marka hakkına karşı ihlal ve aykırılıklar ile davalının tek taraflı feshinin haksız olduğunun tespiti ile cezai şart ve tazminat taleplerine ilişkindir. Mali yönden kayıt inceleyen bilirkişiler raporlarının tamamında, Marka ve işaretleme yükümlülüğü, rapor edilmemiş Franchise bedeli, rekabet yasağının ihlali iddialarının yerinde olmadıklarını bildirmişler ve davacının bu talepleri yönünde dosyaya hiçbir delil sunamamış olması nedeniyle rapor bu yönlerden hükme esas alınmış ancak bilirkişilerin delil tespitinde belirlenen ürünler yönünden davalının 2000 Euro cezai şart ödemesi gerektiği yönündeki görüşleri davacının dosyaya sunduğu sözleşme hükümleri ve deliller ile birlikte hukuki açıdan değerlendirilmeye muhtaç olduğundan, bilirkişilerin işletmede Yer Alacak Marka ve İşaretleme başlıklı davacı talebi yönünden 2000 eura cezai şart ödenmesi gerektiği yönündeki görüşleri kabul edilmemiş, davanın tamamen reddi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur… Toplanan delillere göre davalı lisans alanın sözleşmeyi fesh etmesinin haklı yada haksız olduğu yönünde toplanan ve sunulu delilere göre bir delil bulunmadığı, sözleşme özgürlüğü kapsamında davalı ve davacının bu haklarının mevcut olduğu, davacının cezai şart alacağına ilişkin tüm taleplerinin ispat olunamadığı, sunulu delillere göre reddi gerektiğinden davanın reddine ” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, dava dilekçesi ve beyanlarında franchise sözleşmesinin 01.11.2014 tarihinde haklı nedenle sona erdiğini iddia ettiğini ancak delil tespiti 30.10.2014 tarihinde yapıldığını, bu durumda feshin delil tespitinden önce yapıldığını iddia etmenin hayatın olağan akışın aykırı olduğunu, feshin geçerli bir fesih olmadığını, ancak Yerel Mahkeme’nin, feshin haksız olup olmadığı hususunu tespit etmeden delil tespitinin fesihten önce mi sonra mı yapıldığı tartışmasına girdiğini ve hatta feshin haksızlığına bu durumu dayanak tuttuğunu,
-Cezai şarta ilişkin franchise sözleşmesi hükümlerinin açık olup tespit ve bilirkişi raporları doğrultusunda cezai şarta hükmedilmesi gerekirken aksi ile davanın tümden reddinin bozma sebebi olduğunu, davalıların marka yükümlülüğüne aykırılık hususunda ihtar şartı def’i dikkate alınsa bile sözleşmenin 10. maddesinde açıkça düzenlenen cezai şart hususunda ihlal başına 2.000-USD(toplam 10.000-USD) cezai şart tazminat koşullarının açık olduğunu,
-Yerel Mahkeme’nin, mali bilirkişilerin rekabet yasağı ihlali, franchise sözleşmesi, marka işaretleme yükümlülüğü konularında tespitlerini hükme esas aldığını,
-Yerel Mahkeme franchise sözleşmesi ve eki işletme kılavuzunu, delil tespiti dosyasını dikkate almadan sadece davalı beyanlarını dikkate aldığını, davalının seçimlik hakkının neye dayandığı hususunun dayanaksız ve gerekçesiz olduğunu, delil tespiti dosyası ile yapılan tespit neticesinde de ispatlandığı üzere “gönül kahvesi işletme kılavuzu”nda bulunmayan ve müvekkilin onayı veya muvafakati de olmadan kullanılan ürünlerin müşteriye sunulduğunun sabit olduğunu,
-Yerel Mahkeme’nin dosyadaki objektif deliller karşısında örtülü irade beyanı gibi subjektif ve zorlama yorum ile davanın reddine karar vermesinin bozma sebebi olduğunu, ranchise sözleşmesinin eki olan işletme kılavuzu, ürün gamı ve denetim tutanaklarının hiçbirisinin dikkate alınmadığını,
– İlk derece mahkemesi bir ihtisas mahkemesi olup, görev ve yetki yönünden verdiği kararlarda fikri sınai mülkiyete ilişkin gerekçelere yer vermesinin haklı bir beklenti olduğunu, davalı taraf franchise sözleşmesini haksız nedenle feshetmişse de mahkemenin bu hususta gerekçeli bir tespitte bulunamadığını, hatta haksız fesih ile ilgili hiçbir değerlendirme yapmadığını, haksız fesihle yetinmeyen davalının franchise sözleşmesinin geçerli olduğu dönemde franchise sözleşmesi ve eklerine aykırı ürünler bulundurup, satarak menfaat elde ettiğini, davacı müvekkilce bu hususların mahkeme kanalı ile tespitine ve bu tespitlerin cezai şartı gerektirdiğine ilişkin sözleşme hükmü ve bilirkişi tespitlerine rağmen davanın reddi ilk derece kararının mesnetsiz olduğunu tüm nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava konusu cezai şartı isteminin ve diğer tazminat istemlerinin sözleşmenin haksız feshinin sonucuna bağlanmadığı, cezai şart istemlerinin sebeplerinin sözleşmede belirlendiği , bu durumda mahkemece feshin haksız olup olmadığına yönelik sebebin araştırılması gerekmediği, cezai şart alacağının feshin sonucuna bağlı bir alacak olmadığı, haksız fesih halinde ödenmesi kararlaştırılmış bir cezai şart bulunmadığı bu nedenle davacı tarafça feshin haksız olup olmadığına dair araştırma yapılmadığına ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür. Sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle cezai şart alınmasının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu ancak sözleşme maddelerine uygun hareket etmemenin sonucu olarak cezai şartın düzenlendiği, buna göre sözleşmenin 12. Maddesinde cezai şart ve buna ilişkin ihlal taleplerinin yazılı bildirimle yapılması sonucuna bağlandığı ve Yerel Mahkeme’nin, feshin haksız olup olmadığı hususunu tespit etmeden delil tespitinin fesihten önce mi sonra mı yapıldığı tartışmasına girmesinin nedeninin de delil tespitinin bildirim sayılıp sayılmayacağına ilişkin olduğu ve Mahkeme’nin vardığı davacı tarafça yazılı bildirim yapılmadığı değerlendirmesinin yerinde olduğu, bu nedenle davacının buna yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür. Bilirkişiler tarafından yapılan tüm tespitlerin bildirim yapılmaması nedeniyle değerlendirmeye alınmamış olmasının da hukuka ve yasaya aykırı değerlendirme içermediği, sözleşmenin kapsamında değerlendirilebilecek her hangi bir ihtarın dosya içerisinde bulunmadığı, davalının dönüş yapmasının istendiği her hangi bir süre, ihtar yada uyarı mahiyetinde bir açıklamanın bulunmadığı, değinilen yazışmaların, delil tespitinin de ihtardan sonra olması nedeniyle ihtar niteliğinde olmadığı, dosyaya başkaca sunulmuş ihtarname bulunmadığı, davacı tarafın cezai şartın talebine konu ihtarı kanıtlayamadığı, fesih, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran tek taraflı bir işlem olup, fesih iradesi karşı tarafa ulaştığı andan itibaren taraflar arasındaki sözleşme sona ereceğinden, delil tespitinin süre nedeniyle bildirim olarak dikkate alınamayacağı, buna göre usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik davacı vekilinin istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/10/2017 tarih ve 2014/264 E., 2017/211 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 478,23 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 418,93 TL harcın talebi halinde davacıya İADESİNE,
3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,
6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021