Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/361 E. 2020/318 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/361
KARAR NO: 2020/318
İNCELENEN KARARIN
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI: 2015/7 E., 2017/181 K.
DAVA KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. FSHHM’NİN
2015/89 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; “…” markasının ilk kez müvekkilinin ailesi tarafından kullanıldığını ve tanınmış bir marka haline getirildiğini, markanın “…” olarak 03/06/2005 tarihinde … marka nosuyla TPE nezdinde 29. ve 43. sınıflarda tescil edildiğini, davacı ve alesinin 1960’lı yıllardan itibaren söz konusu markayı kullanmakta olduğunu, ancak davalı tarafın amcası …’in “…” markasını 2004 yılında … nosuyla kötü niyetli olarak TPE nezdinde tescil ettirdiğini, söz konusu markayı 11/03/2013 tarihinde davalı …’e devrettiğini, taraflarca daha önce adlarına tescilli markların hükümsüzlüğü talebiyle dava açıldığını, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 E., 2014/190 K. Sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda “…” markasını ihdas ve istimar eden tarafın davacı taraf olduğu tespit edilerek davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, söz konusu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş olduğunu, ancak bu süreçte davalı tarafından … tescil nolu “…” markasının 28/11/2008 tarihinde, … tescil nolu “…” markası ile … tescil nolu “…” markasının 05/02/2013 tarihinde tescil ettirildiğini, davaya konu markanın tek ve gerçek sahibinin müvekkili olduğunu, davalının tescilinin kötü niyetli olduğunu belirterek, davalı tarafından tescil ettirilen …, … ve … tescil nolu markaların hükümsüzlüğüne, tüm sınıflar yönünden iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/89 Esas sayılı dosyasında davacı … vekili dava dilekçesi ile, “…” markasının ilk kez müvekkilinin ailesi tarafından kullanıldığını ve tanınmış bir marka haline getirildiğini, markanın “…” olarak 03/06/2005 tarihinde … marka nosuyla TPE nezdinde 29. ve 43. sınıflarda tescil edildiğini, davacı ve alesinin 1960’lı yıllardan itibaren söz konusu markayı kullanmakta olduğunu, …, …, … tescil nolu markaların kötü niyetle tescil edilmiş olduğunu, dava konusu markaların … adına tescilli iken davalılara devredildiğini, müvekkili tarafından … aleyhine Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/7 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın aynı markalara ilişkin olması sebebiyle birleştirilmesine karar verilmesini, yapılacak yargılama sonunda davalılar adına kayıtlı markaların markaların hükümsüzlüğüne, tüm sınıflar yönünden iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen dosyada davalılar vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili … aleyhine markaların hükümsüzlüğüne dair dava açıldığını, müvekkilinin markaları bu davanın açıldığı tarihin olan 12/01/ 2015 tarihinden önce 11/12/2014 tarihinde devir sözleşmesi ile …’in kızlarına devrettiğini, bu nedenle müvekkili … hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, … nolu “…” ibareli markaya yönelik açılan davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, davacının … bakımından üstün ve öncelikli hak sabihi oldğuna dair delil bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosyaya cebp edilen kayıtlara göre … sayılı markanın … olarak 43. sınıfta 28/11/2008 tarihinde, … sayılı … markasının 43. sınıfta 05/02/2013 tarihinde, … … markasının 43.sınıfta 05/02/2013 tarihinde … adına tescil edildiği, sahibi adına geçerliliğini koruduğu, dosyaya ibraz edilen belgelere göre dava konusu markaların davalı … adına kayıtlı olup noter satışıyla devrinin yapıldığı, henüz söz konusu devir işleminin TPMK kayıtlarına işlenmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle marka tescil kaydındaki … ve birleşen dosya davalıları … ve …’nun taraf sıfatlarının bulunduğu, birlikte hareket ettikleri, verilecek hükmün hem tescil kayıtlarını etkileyip hem de markayı devralanları etkileyeceğinden husumet yönünden yapılan itirazın yerinde olmadığı, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 Esas, 2014/190 Karar sayılı dosyası ile daha önce … markası ibaresine yönelik davanın görüldüğü, söz konusu davada … ibaresinin markasal olarak davacı tarafından kullanıldığı, o davada taraf olan …, mirasçılar … ve …’nun sözkonusu davadan haberdar oldukları, dava neticesinde … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, kararın yargıtay denetiminden geçerek ve karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek 13/06/2017 tarihinde kesinleştiği, Mahkemenin 2014/134 Esas, 2014/190 Karar sayılı hükmü dikkate alındığında taraflar arasında daha önce görülen dava ve devam eden dava aşamaları dikkate alındığında her ne kadar davalı taraf marka tescillerinden itibaren hak düşürücü süre geçtiği savunmasında bulunmuş ise de tarafların aynı semtte köftecilik yapmaları, birbirinden haberdar olmaları, aynı nitelikteki dava devem ederken davalı tarafın marka tescillerine devam etmesi durumunda MK’nun 2.maddesi dikkate alındığında davalı tarafın kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle kötü niyetli tescil halinde hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri işlemeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi gerektiği, Mahkemenin kesinleşen 2014/134 Esas, 2014/190 Karar sayılı hükmü dikkate alındığında söz konusu mahkeme hükmünün kesin hüküm olup, kesin delil niteliği taşıdığından, davanın üstün hak sahipliği ve benzerlik nedeniyle marka hükümsüzlüğüne ilişkin olup, tescil başvurusuna konu olan ya da tescil edilmiş olan bir markanın daha önceden tescil edilmiş bir marka ile aynı ise aynı mal ve hizmetleri kapsıyor ise önceki tescil sahibinin itirazı üzerine TPE tarafından tescil başvurusu reddedilebileceği gibi, tescilin gerçekleşmiş olması halinde mahkemeye hükümsüzlük davası açılabileceği, tescil başvurusuna konu olan ya da tescil edilmiş bulunan marka tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın kapsadığı mal veya hizmetler ile aynı veya benzer ise tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırma ihtimali var ise bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış marka ile ilişkili olduğu ihtimalinide kapsıyor ise bu hal hem nispi red hem de hükümsüzlük nedeni olduğu, davacı taraf adına tescilli … tescil nolu …’nin 29 ve 43. sınıflarda tescilli olup, davalı taraflara ait … tescil nolu …, … tescil nolu …, … tescil nolu … ibareleri karşılaştırıldığında asli unsurun … ibaresi olup, davacıya ait tesilli markalarla davalı markaları karşılaştırıldığında söz konusu bu ibarenin davalı markalarında birebir aynı şekilde asli unsur olarak kullanıldığı, ortalama tüketici nezdinde söz konusu ibarelerin aynı işletmeden gelen seri marka imajı yarattığı ve tüketici nezdinde bağlantı kurma ve karıştırılma ihtamali mevcut olup, Mahkemenin daha önce kesinleşen söz konusu ibareye ilişkin davacı tarafın marka üzerindeki üstün hakkının kabul edildiği, davalı tarafın bu durumu bildiği halde marka tescilline devam etmek suretiyle kötü niyetli hareket etmiş olduğu gerekçesiyle; “Asıl dava ve birleşen Bakırköy 2. FSHHM nin 2015/89 Esas sayılı dosya yönünden davalı … adına TPMK da kayıtlı olup, noter satışı ile devir edilen … … … … … … markalarının hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkin edilmesine, Markaya tecavüz yönünden markalar tescillli olup, hükümsüz sayılıncaya kadar kullanma hakkı olduğnudan bu yöndeki talebin reddine,” karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalılar vekilinin istinaf sebepleri; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 E., 2014/190 K. Sayılı dosyasının eldeki dava için kesin hüküm teşkil etmeyeceği, … tescil nolu marka yönünden 556 Sayılı KHK 42. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürede dava açılmadığı, davacı …’nin babası …’nin 1953 doğumlu olup 1960 yılı itibariyle markayı kullanmasının mümkün bulunmadığı, dosyada davacı tarafın söz konusu markayı 30-35 yıldır kullandığına ilişkin bir delil bulunmadığı, davacı tarafın marka üzerinde gerçek hak sahibi olmadığı, tarafların iş yerleri arasındaki mesafenin 40 metre gibi çok yakın olmasına rağmen davacının dava açmak için uzun süre beklemesinin davacı tarafın kötü niyetini gösterdiği, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, 556 Sayılı KHK hükümlerine dayalı olarak davalılar adına tescilli markların hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 Esas, 2014/190 Karar sayılı dosyası ile daha önce … markası ibaresine yönelik davanın görülmesine, söz konusu davanın taraflarının … ile … mirasçıları … ve … olmasına, bu nedenle davalıların markasal kullanımdan ve mevcut durumdan haberdar olduklarının açık bulunmasına, tarafların aynı semtte köftecilik yapmalarına, birbirinden haberdar olmalarına, aynı nitelikteki dava devem ederken davalı tarafın marka tescillerine devam etmesi nedeniyle TMK’nun 2.maddesi dikkate alındığında davalı tarafın kötü niyetli olduğunun kabul edilmesinin gerekmesine, bu durumda dava açılması için öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin eldeki dava açısından uygulanmasının mümkün bulunmamasına, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 Esas, 2014/190 Karar sayılı dosyasının tarafları, dava konusu ve hukuki sebebi dikkate alındığında söz konusu dosyada verilen ve kesinleşen hükmün kesin delil niteliği taşıması nedeniyle eldeki davada dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, kesinleşen Mahkeme kararı ile “…” markasını ihdas ve istimar eden, bu marka üzerinde gerçek hak sahibi olan tarafın davacı taraf olduğunun tespit edilmesine, davacı taraf adına tescilli … tescil nolu …’nin 29 ve 43. sınıflarda tescilli olup, davalı taraflara ait ve 43. sınıfta tescilli olan … tescil nolu …, … tescil nolu …, … tescil nolu … ibareleri karşılaştırıldığında asli unsurun … ibaresi olup, davacıya ait tescilli markayla davalı markaları karşılaştırıldığında söz konusu bu ibarenin davalı markalarında birebir aynı şekilde asli unsur olarak kullanıldığı, ortalama tüketici nezdinde söz konusu ibarelerin aynı işletmeden gelen seri marka imajı yarattığı ve tüketici nezdinde bağlantı kurma ve karıştırılma ihtimali mevcut olduğunun açık bulunmasına, Mahkemenin daha önce kesinleşen söz konusu ibareye ilişkin davacı tarafın marka üzerindeki üstün hakkının kabul edilmesine, davalı tarafın bu durumu bildiği halde marka tesciline devam etmek suretiyle kötü niyetli hareket etmiş olduğunun sabit olmasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalılar vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/10/2017 tarih ve 2015/7 E., 2017/181 K. sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalılardan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalılar tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020