Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/358 E. 2021/306 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/358
KARAR NO: 2021/306
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2017
NUMARASI: 2016/975 E. 2017/649 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili tarafından …’ya sipariş ettiği mallara karşılık 08/10/2015 tarihli … Bankası Demirciler Sitesi Şubesi, 8128519 nolu 120.000,00 TL bedelli çekin verildiğini, ayrıca davalı ile müvekkili arasında sözleşme yapılarak bu çeklerin müvekkiline peyder pey teslim edilecek sipariş için teminat olarak verildiği, ciro edilemeyeceği, malların teslim edilmemesi halinde bu teminat çekinin iade edilmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını, malların müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle çekin iadesinin istendiğini, ancak çekin … tarafından kredi teminatı olarak davalı bankaya ciro edildiğinin öğrenildiğini, davalı …’nın kredilerini yapılandırma aşamasında olduğunu, borcunu ödeyip çeki alacağını belirttiğini, bunun üzerine ek protokol yapıldığını, protokole göre davalı şirketin, davalı Bankaya çektiği kredilere teminat olması amacıyla ciro ettiğini, davalı bankaya olan borcunu ödeyip çekleri 31/12/2015 tarihinde iade edeceğini belirttiğini, müvekkiline çekin iade edilmediğini, davalı …’nın iflas Erteleme talep ettiğini, müvekkilinin icra tehdidiyle karşı karşıya kaldığını, çekteki rehin cirosunun batıl olduğunu, bankanın çekin yetkili hamili olamayacağından borcu talep etme yetkisi bulunmadığını, bankaya borçlu olmadıklarının tespitinin gerektiğini, davalı bankanın kredi borcunu hem müvekkilinden hem de kendi kredi borçlusu olan …’dan tahsil etme imkanına sahip olduğunu beyan ederek çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Davacının davalılardan … ile yaptığı her iki protokolün davaya zemin hazırlamak için her zaman düzenlenebilecek nitelikte, resmiyeti bulunmayan bir belge olduğunu ve muvazaalı olarak düzenlendiğini, müvekkili bankanın, müşterisi …’ya krediler kullandırdığını, kredilerin geri ödeme vasıtası olarak tahsilinde borçlarına mahsup edilmek üzere 08/10/2015 tarihli 120,000,00 TL bedelli çekin teslim alındığını, temlik cirosu ile müvekkiline verilen çekin haklı ve yasal hamilinin müvekkili banka olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli 3. şahıs olup, davacı ve davalı … arasındaki şahsı def’ilerin TTK’nun 687 mad. gereğince müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, davacının, çekin müvekkili Bankaya verildiği 12/05/2015 tarihinden 7 ay sonra 10/09/ 2015 tarihli protokolü davalı … ile yaptığını, çekin sipariş teminatı olduğunu, mallar teslim edilinceye kadar ciro edilemeyeceği gibi tahsilde edilemeyeceğini kararlaştırdıklarını iddia ettiğini, 10/09/2015 tarihli protokolden 7 ay önce çekin 08/10/2015 tarihli olarak düzenlenerek 12/05/2015 tarihinde müvekkili bankaya ciro edildiğini, protokolün sonradan düzenlendiğinin sabit olduğunu, 31/12/2015 tarihinde yapılan protokolde …’nın müvekkili Banka ile kredi borcunu yapılandırma sürecinde olduğunu, kredi borcunun yapılandırılmasını takiben ilgili çekleri bankadan geri alarak 31/12/2015 tarihine kadar iade edeceğini kabul ettiğini, oysa …’nın borçları bu protokolden 5 ay önce 26/06/2015 tarihinde yapılandırdığını, ancak ödemeleri yapmadığını, …’nın bu protokoldeki kabullerinin kendileri açısından hiçbir önemi olmadığını, dava konusu çekin sipariş teminatı olduğuna ilişkin protokollerin sonradan düzenlendiğini, Resmi Banka kayıtlarına göre 12/05/2015 tarihinde alındığı sabit olan çekin, davacı …’un bir borcu nedeniyle davacı tarafından …’ya verildiğini, ticari defter kayıtları karşılıklı incelendiğinde bu hususun görüleceğini, böyle olmasa dahi davalı ile davalı … arasındaki savunmaların müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, dava konusu çekte, “bedeli teminattır ve bedeli rehindir’ veya başka ibare yazmadığını, bu ibarelerin yazmamasının çekin rehin cirosuyla değil temlik cirosuyla verildiğini gösterdiğini, davalı …’mn müvekkili Bankaya 5.000.000,00 TL ye yakın borcu bulunduğunu, bu alacak tahsil edilmemişken, davacının mükerrer tahsilat olacağı iddialarının doğru olmadığını, ayrıca dava konusu çekde İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1019 Esas sayılı dosyasından … tarafından açılan çek iptal davasından verilen ödeme yasağı kararı olduğunu, … vekilinin işbu davada davacı vekili ile aynı kişi olduğunu, …ün çeklerin hamili iken Zincirlikuyu Metroda çeki kaybettiği iddiası ile ödeme yasağı kararı aldırdığını, bu davada ise çeki …’ya verdiğini kabul ettiğini, … tarafından açılan davanın asılsızlığı ve çeke işlenen ödeme yasağı kararlarının haksızlığının ortada olduğunu, davacının …’ün muvazaalı olarak dava açtırıp ödeme yasağı kararı aldırdığını, sonradan davadan feragat ettiğini, çek bedellerini ödememek için davalı … ile işbirliği yaptığını ve neticede iş bu davayı açtığını beyanla davanın reddine, davacının %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Deri Giyim San. Tic. Ltd Şti davaya cevap vermemiştir.İlk Derece Mahkemesince; bilirkişi raporuna itibarla, davacının iş bu dava konusu 120.000,00 TL bedelli çekin karşılığında davalı …’dan mal teslim aldığı ve bu çekten dolayı davalı …’dan alacaklı olmadığı, dava konusu çek haricinde, davacının davalı …’ya düzenlenmiş olduğu faturadan kaynaklı olarak 427.139,94 TL alacaklı olduğu ve işbu alacaklı olduğu bedeli de dava dışı … cari hesabına temlik açıklaması ile virman ederek sıfırladığı ve davacının davalı …’den gözüken herhangi bir alacağı olmadığı, keza davacının davalı …’den olan alacağını virman ettiği … cari hesabının da sıfır bakiye verdiği, ayrıca dava konusu çekin üzerinde teminat/veya rehin açıklaması bulunmadığı, dava konusu çekin davalı bankaya temlik cirosuyla verildiği, davacı ve davalı … arasındaki şahsı def’ilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, davacının dava konusu 120.000,00 TL bedelli çek ile ilgili menfi tespit talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, mahkemece de eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, söz konusu çek karşılığında kendilerine bir mal teslimi yapılmadığını, çekin rehin cirosu ile bankaya geçtiğini, dosyaya bir örneği sunulan protokole göre çekin teminat çeki olduğu ve ciro edilemeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen davalı … tarafından diğer davalı bankaya verildiğini, çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, 08.10.2015 keşide tarihli, … numaralı, 120.000,00 TL bedelli, keşidecisi davacı, lehdarı ve cirantası davalı … Ltd Şti, hamili diğer davalı … Bankası A.Ş olan çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı, dava konusu çekin, kendilerine teslim edilecek siparişler için teminat olarak verildiğini iddia etmiş, 10.09.2015 tarihli protokolü delil olarak göstermiştir. Söz konusu protokol incelendiğinde, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu 3 adet çekin, teslim edilecek mallara karşılık teminat olarak davalı … Ltd Şti’ne verildiği, mal teslimine kadar çeklerin ciro edilemeyeceği, teslimin gerçekleşmemesi halinde çeklerin bedelsiz kalacağı hususlarının kararlaştırıldığı, protokolün davacı ve davalı … Ltd Şti. tarafından imzalandığı görülmüştür. Ancak, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan mali inceleme sonucunda dosyaya sunulan denetime elverişli bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere, dava konusu çekin protokol tarihinden önce 12.05.2015 tarihinde davalı … Ltd Şti. tarafından davalı bankaya teslim edildiği, dolayısıyla protokolün, çekin davalı bankaya tesliminden sonra düzenlendiği, bu nedenle söz konusu belgeye davalı banka yönünden itibar edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.Davalı bankanın, dava konusu çeki rehin cirosu aldığı yönündeki istinaf sebebine gelince; 6102 sayılı TTK’nun 818. maddesi çekler hakkında uygulanacak poliçe hükümlerine ilişkin atıf maddesi olup TTK’nun 689. maddesinde yer alan poliçe ile ilgili rehin cirosuna atıf yapılmadığından çeklerde rehin cirosunun uygulanması mümkün olmayıp, böyle bir ciro yapılsa bile yok hükmündedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları da bu yöndedir. Somut olayda dava konusu çek metninde ”rehin” ibaresi bulunmamaktadır. Çek üzerindeki ciro açık bir temlik cirosu olup, TTK’nun 689.maddesinde açıkça yazıldığı şekilde bir rehin cirosu değildir. Ciro temlik cirosu olduğundan 6102 sayılı TTK’nın 687.maddesi uyarınca, keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesi çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket edilmiş olması şartına bağlıdır. Bu yönde dosyaya yansıyan bir delil bulunmaması da gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bu yöndeki değerlendirmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak, yukarıda açıklanan sebeplerle protokol hükümlerine, başka bir deyişle çekin teminat amacıyla verildiği yönündeki iddiaya, davalı banka yönünden itibar edilmese de, protokol hükümlerinin iç ilişkide protokolün tarafları yönünden hüküm ifade ettiği, bu kapsamda protokolün davacı ile davalı … şirketi arasında geçerli olduğu kanaatine varılmış olup, davacının davalı … şirketine verdiği ve protokol hükümlerine göre teminat çeki olarak kabul edilmesi gereken çek sebebiyle davalı … şirketine borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken bu davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf sebebinin kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Bu kapsamda; 3/a- Davacının açmış olduğu menfi tespit davasının KISMEN KABULÜNE, 3/b- Davacının, 08.10.2015 tarihli … Bankası Demirciler Sitesi Şubesine ait 8128519 nolu 120.000,00 TL bedelli çek sebebiyle davalı … Limited Şirketi’ne BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 3/c- Davacının davalı … Bankası A.Ş’ne karşı açmış olduğu davanın REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.197,20 TL karar harcından, peşin yatırılan 2.049,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.147,90 TL’nin davalı … Limited Şirketinden tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 2.049,30 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 188,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olan toplam 2.867,00 TL yargılama giderinin davalı … Limited Şirketinden tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı … Bankası A.Ş. için yapılan 56,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı … Limited Şirketi tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4/d- Davalı … Bankası A.Ş tarafından yapılan 14.10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle işbu davalıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg, Üc, Trf.’ne göre, 15.350,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … Limited Şirketinden tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg, Üc, Trf.’ne göre, 15.350,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı … Bankası A.Ş.’ye verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 52,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 138,00 TL yargılama giderinin davalı … Limited Şirketinden tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021