Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/349 E. 2021/304 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/349
KARAR NO: 2021/304
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI: 2016/729 E. 2017/396 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının “…” adlı sinema filmin yapımcısı olduğunu, filmin gala gecesinde, gala gerçekleşmeden hemen önce davalının eşi … ve davalının avukatı olan …’ın müvekkilinin yanına gelerek 21/05/2015 tarihli, 25/06/2015 vadeli 50.000,00 TL bedelli senedin (bono) imzalamasını aksi takdirde gala gecesini mahvedeceklerini, olay çıkaracaklarını, medyada kendisini rezil edeceklerini söylediklerini, bu baskı altında ve müvekkilinin senedi imzaladığını, davalı tarafın söz konusu senedi icra takibine koyduğunu, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya 50.000 TL borçlu olmadığının tespitine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin iptaline, karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 02/05/2016 tarih, 2015/333 Esas, 2016/183 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalının ülkemizin sevilen sinema ve dizi oyuncularından bir tanesi olduğunu, davacı tarafın yetkilisi olduğu … Tur. Hiz. Tic. Ltd. Şti.’nin yapımcılığını üstlendiği ‘…’ adlı sinema filminde icracı Oyuncu olmak üzere anlaştığını, işbu sözleşmenin 3. maddesine göre davalıya “60.000-TL+KDV ve STOPAJ ve Yapımın vizyona girdiği tarihten itibaren her ay hesaplanacak gişenin kardan %2 (yüzde iki) aylık olarak yapımcıdan alınacağının kararlaştırıldığını, yapımcının çekimlerden önce 15.000-TL ödeme yapacağını, çekimlerin bitiş tarihi itibariyle 15.000-TL daha ödeme yapacağını, kalan bakiye için yapımın vizyona girdiği tarihten 14 gün sonra oyuncuya 30.000-TL ödeme yapılacağını, eğer yapım yapımcıdan kaynaklanan sebeplerle vizyona girmez ise bu ödeme 01.02.2015 tarihine kadar yapılacaktır” şeklinde anlaşma sağlandığını, yapımcı tarafından bu ödemelerin hiç biri sözleşmede yer alan şekilde ve zamanda müvekkile ödenmediği gibi bir kısım davalı alacaklarının halen dahi ödenmediğini, bunun üzerine Üsküdar … Noterliğinin … yevmiye no’lu 21.05.2015 tarihli ihtarnamesi gönderildiğini, davacının ödeme yapamayacağını fakat şahsi senet verebileceğini beyan ettiğini ve davalının da bu durumu kabul etmesi üzerine ödenmeyen 52.480-TL tutarındaki borcuna karşılık senet imzalayıp, davalıya verdiğini, işbu senedin İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davacı taraf hakkında icra takibine başlandığını belirterek davanın reddine % 20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; Davacının menfi tespit talebinin dayanağını 21/05/2015 tarihinde yapılan film galasında davalı, davalının eşi ve davalının avukatı tarafından yöneltilen cebir ve tehdit olarak açıkladığı, Davacı cebir ve tehdidin ispatı için tanık bildirdiği, ancak bildirdiği tanıkların 21/05/2015 tarihli film galasında tehdit sırasında müvekkilinin yanında olmadığını açıkladığı, dolayısıyla bildirilen tanıkların görgüye dayanan bir bilgilerinin olmadığı, davacının bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, ancak imzanın atılması sırasında kendisine uygulanan fiziki bir cebir bulunmadığı ve manevi baskı yapıldığının dilekçelerinde açıklandığı, bildirilen bononun taraflar arasındaki 21.08.2014 tarihli film sözleşmesinde kabul edilen ve açıklanan borcun ödenmesi için de verildiği tarafların kabulünde olduğu, davaya konu bononun sözleşmeyle ilişkilendirilen borcun ödenmesi için davacı tarafça verildiği gerekçesiyle davanın reddine, Davacının açtığı menfi tespit davasının icranın geciktirilmesi amacı taşıdığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, davacının kötü niyetli davrandığı gerekçesiyle % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilişkin benzer açıklamalarda bulunarak; Mahkemece tanık dinletme talebinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, Kararın gerekçesinde, dava konusu senedin borcun ödenmesi karşılığında verildiğinin tarafların kabulünde olduğu şeklindeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, bu yönde bir kabullerinin olmadığını, senedin ikrahla alındığını, Müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmenin tarafının … Tur. Hiz. Tic. LTD. ŞTİ. Olduğunu, bu nedenle de davalıya borçlu bulunmadıklarını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibine konu edilen 21.06.2015 düzenleme, 25.06.2015 vade tarihli, 52.480,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı; film yapımcısı olduğunu, “…” adlı sinema filminde oyuncu olarak davalıyla anlaştıklarını, ancak filmin gala gecesinde davacı ile eşi ve avukatının, dava konusu senedi imzalamaması halinde rezillik çıkaracaklarını beyan etmeleri üzerine manevi baskı nedeniyle senedi imzalamak zorunda kaldığını iddia ederken, davalı; senedin sözleşmeden doğan borcun ifası için verildiğini savunmuştur. Her ne kadar davacı tarafça senedin baskıyla imzalatıldığı iddiasında bulunulmuş ise de, bu hususta ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacı tarafça bulunulan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma neticesinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/21345 soruşturma, 2017/20790 karar sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, kararın itirazın reddine karar verilmesi üzerine kesinleştiği, davacının soruşturma kapsamında verdiği şikayet dilekçesinde; davalı, eşi ve avukatının yanına gelerek manevi baskıyla senedi imzalattırdıklarını ileri sürerken, alınan ifadesinde; davalı ve eşinin telefonla talimat vermesi üzerine davalının avukatının yanına gelerek senedi imzalattırdığını beyan ettiği, beyanlar arasında çelişki bulunduğu, soruşturma aşamasında dinlenen tanığın olaya ilişkin görgüsünün bulunmadığı hususları dikkate alındığında, mahkemece tanık dinletilmesi talebinin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, irade fesadı hallerinin varlığını ispatla yükümlü olan davacının iddialarını ispata yarar dosyaya yansıyan başkaca bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2017 tarih ve 2016/729 E. 2017/396 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021