Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/343 E. 2021/796 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/343
KARAR NO : 2021/796
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/07/2017
NUMARASI: 2014/1649 E. 2017/707 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla davalı/borçlunun borcunu ödemediğinden, dilekçesi ekindeki faturalara ilişkin icra takibinde bulunduğunu, borçlunun icra takibine itiraz ettiğinden, yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkili şirketin halı üretim ve pazarlama işi ile uğraştığını, davalı şirketten örnek üzerine mal satın almak istediğini, bu amaçla halı üretiminde kullanılmak üzere bir numunenin müvekkili şirketçe verildiğini ve örneğe uygun bedelsiz olarak numune yapmasının istendiğini, ancak karşı tarafın numuneye uygun örnek imal etmediğini, davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen söz konusu mallara ilişkin olarak müvekkili şirketçe düzenlenen 28/03/2013 seri … nolu 5.337,86 TL’lik meblağlı iade faturasının davacı tarafa birkaç kez gönderildiğini, ancak karşı taraf bu faturayı teslim almaktan imtina ettiğinden bahisle davanın reddine ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça üretimi istenilen ürüne ilişkin örnek verildiği, aralarında sözleşme bulunmadığı, davacı tarafça gönderilen ürünlerin davalı tarafça verilen örneğe uygun olmadığı hususlarında uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın, davacı tarafça gönderilen ürünlerin bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı hususunda olduğu, TBK’nın 1/1.maddesinde” Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur” düzenlemesine, 7. maddesinde “Ismarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir” düzenlemesine yer verildiği, Somut olayda davalı tarafça davacıya halı numunesi verilerek söz konusu numuneye uygun örnek üretmesinin istendiği, üretime geçilmesi ve malın bedeli hususunda herhangi bir anlaşma yapılmadığı, davacı tarafça üretilen bir kısım malın 25/01/2013 tarihinde davalıya teslim edildiği, davalı tarafından davacıya gönderilen 16/02/2013 tarihli elektronik posta ile; aralarında numune üretilmesi hususunda anlaştıkları, ancak numunenin beyaz olması gerektiği, ancak gönderilen ürünlerin bej renkte olduğu, ayrıca hav yüksekliğinin de düşük olduğunun belirtildiği, taraflar arasındaki ilişkinin örnek üzerine satış olduğu, ancak davacının ürettiği ürünlerin davalı tarafça istenilen özelliklere uygun olmaması nedeniyle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulmadığı ve davalı tarafça kendisine teslim edilen mallara ilişkin olarak herhangi bir anlaşma sağlanmadığı, malların teslimi hususunda davalının talebinin bulunmadığı, bu nedenle bilirkişinin raporunda belirttiğinin aksine, davalının sözleşme ilişkisine uygulanması gereken süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığından malı kabul etmiş sayılacağı ve bedelinden sorumlu olduğuna ilişkin görüşün kabulünün mümkün olmadığı, davacının olmayan sözleşmeye aykırılık iddiası ile talepte bulunamayacağı ve davalının talep etmediği bir ürünün teslimi nedeniyle bedelinden sorumlu olamayacağı, TBK’nın 7. maddesi de dikkate alındığında davalının malları geri gönderme yükümlülüğünün de bulunmadığı, bu hali ile davanın reddi gerektiği, ayrıca davacının davalının isteğine aykırı mal teslim ettiği, aralarında sözleşme olmadığını bildiği halde düzenlenen fatura nedeniyle takip başlatmasının kötü niyet olarak değerlendirilerek tazminata mahkum edilmesine karar” verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Bilirkişi raporlarının temelde beyanları ile tam olarak örtüştüğünü, rapordan anlaşılacağı üzere, davalıya satılıp teslim edilen malların bedelinin ödenmediğini, davalı taraf ile ürünlerin tesliminden sonra telefonla görüşüldüğünü, ödeme yapılacağının belirtilmiş olmasına rağmen takibe itiraz edildiğini, davanın kabulü gerektiğini, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1649 Esas ve 2017/707 Karar Sayılı, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; HMK’nın emredici nitelikteki istinaf hükümlerine göre, istinaf talebinde bulunan tarafın başvurusunun gerekçelerini açıkça belirtmek zorunda olduğunu, davacının istinaf dilekçesinde belirttiği hususların, yasanın aradığı nitelikte istinaf başvurusunu ihtiva etmediğinden, istemin usul ve yasaya uygun olmadığını, verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının 25/01/2013 tarih ve … seri numaralı 5.337,86 TL tutarlı fatura düzenleyerek davalı tarafa gönderdiği, davalı tarafın 28/03/2013 tarih ve … seri numaralı 5.337,86 TL tutarlı iade fatura düzenleyerek davalı tarafa gönderdiği, fatura ve ürünün davacı tarafça iade alınmaması üzerine, Kadıköy …. Noterliği’nin 02/04/2013 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiği, davacı tarafın davalı aleyhine 5.337,86 TL tutarlı faturadan dolayı İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün …74 takip sayılı dosyasıyla davalı/borçlu aleyhine takip başlattığı, ödeme emrinin 22/07/2013 tarihinde tebliği üzerine, davalı/borçlunun 24/07/2013 tarihli itirazı ile takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklıya tebliğ edilmediğinden, 16/12/2014 tarihinde açılan itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde kaldığı tespit edilmiştir.Tekstil bilirkişi raporu ile; davalı tarafça numune olarak verilen ürünün beyaz renkli, 1100 gr/m2 ağırlığında ve 4,2/4,5cm hav yüksekliğine sahip olduğu, davalının ürettiği tekstil ürünlerinin bej renkli, 1650 gr/m2 ağırlığında ve hav yüksekliğinin 2,6/2,8 cm, 1350 gr/m2 ve 2,4/2,6 cm hava yüksekliğinde, 550 gr/m2 ağırlığında ve 1,4/0,6 cm hav yüksekliğinde olduğu, davalı tarafın ürünlerinin kalite ve zemin doku yapısı, hav doku yapısı itibariye örnek üründen farklı teknik özellikte ürünler olduğu tespit edilmiştir.Tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile; tarafların 2013 ve 2104 yılı defterler ve kayıtları usulüne uygun tutulduğundan sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davacı defterlerine göre, taraflar arasında 2012 yılından devreden borç bakiyesinin bulunmadığı, 25/01/2013 tarih ve … seri numaralı 5.337,86 TL tutarlı faturanın 31/01/2013 tarihinde … yevmiye ile kaydedildiği, 120 müşteri hesabı borçlandırılarak KDV’nin hesaplandığı, 31/12/2013 tarihinde … numara ile kapanış kaydı yapılarak 2014 yılına devir edildiği, fatura için düzenlenen 25/01/2013 tarih ve … seri numaralı sevk irsaliyesinde teslim eden ve teslim alın imzalarının bulunmadığı, davalı defterlerine göre, taraflar arasında 2012 yılından devreden borç bakiyesinin bulunmadığı, davacı tarafça düzenlenen 25/01/2013 tarih ve … seri numaralı 5.337,86 TL tutarlı faturanın 25/01/2013 tarih ve … yevmiye numarası ile kaydedildiği, 28/03/2013 tarih ve … seri numaralı 5.337,86 TL tutarlı iade fatura düzenlenerek, aynı tarihte … yevmiye numarası ile davacı hesabının borçlandırıldığı, faturanın alt kısmında ürünlerin davalı deposunda olduğu, teslim alınmasının bildirildiği, sevk irsaliyesinin olmadığı, tespit edilmiştir.Davalı tarafça, Kadıköy … Noterliği’nin 02/04/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; halı üretiminde kullanılmak üzere hav yüksekliği 3,6 cm olan kürk üretiminde kullanılmak üzere bedelsiz numune üretimi talep edildiği, numunenin 25/01/2013 tarihinde depolarına teslim edildiği, yapılan incelemede; ürünlerin hav yüksekliğinin talep edilen av yüksekliğinden düşük, kumaş ve tüy yapısının bozuk, renginin beyaz yerine krem olduğu, halı üretimine uygun olmadığından, ürünlerin teslim alınması taleplerinin yerine getirilmediği, 3 gün içinde ürünlerin depodan teslim alınmasının istendiği tespit edilmiştir. Davacı vekili 28/08/2017 tarihli istinaf dilekçesinde;”1-Esasen bilirkişi raporları temelde beyanlarımız ile tam olarak örtüşmektedir.2-Raporlardan da anlaşılacağı üzere davalıya satılıp teslim edilen malların bedeli ödenmemiştir,3-Davalı taraf ile ürünlerin tesliminden sonra telefonla görüşülmüş olup ödeme yapacağını belirtmiş olasına rağmen takibe itiraz etmiştir. Davanın kabulü gerekmektedir.Bütün bu sebeplerle iş bu başvuruyu yapma zorunluluğu hasıl olmuştur. ” sözleri ile mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurmuş olup, HMK 342/2-e bendinde; “başvuru sebepleri ve gerekçesi” istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar arasında gösterilmiştir. Davacı vekilinin yukarıya metni alınan beyanlarının bulunduğu dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1649 Es. 2017/707 K. Sayılı ve 19.07.2017 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğinden, davacı tarafın bilirkişi raporunun iddialarını doğruladığından kabulü gerektiği halde reddine karar verildiği için istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin yasal koşulları taşımadığına ilişkin itirazı dikkate alınmaksızın incelemeye geçilmiştir.Taraflar arasında yazılı akit mevcut değil ise de; 23 november 2012 tarihli davacı şirketten gönderilen e-mailde; “üretime başladık dün bıraktığım numuneye göre …iki taraflı ölçtüğümüzde azami 68 mm çıkıyor, bu gün yeni numuneyi getiririm” ve 16/02/2013 tarihli davalı şirketten gönderilen e-mailde; “verdiğimiz numune 4 cm’nin üzerinde, 3,8’i yakalayabileceğinizi söylediniz ve numune yapılması konusunda anlaştık, 3,2 mm’ye çıktığınızı akşam getireceğinizi söylediniz, gelen numuneyi hav boyu ve yüzey olarak beğenmediğimizi söyledik, farklı yıkama ve fırçalama metodu ile yüzeyi düzeltebileceğinizi bildirdiniz, hav boyunun yetersiz olduğunu bildirdik, hav boyunun arttırılması durumunda deneme üretimi yapılmasını konuştuk, beyaz istedik elinizde bej malzeme olduğunu, denemeyi bej ile yaptığınızı belirtiniz. Bej ve 3.2 ye kesinlikle onay verilmedi, değerlendirilebilir mi inceleyip beyanda bulunacağım” 12/03/2013 tarihli davalı şirketin e-mailinde; “numune olarak gelmiş olan kürk kumaşın bir parçasını Bursa tesislerimizde kaplama olarak inceledik, maalesef ürün satılabilir nitelikte değil, önemli sorun hav yüksekliği 2,5 mm’nin altında ve tüy yapısı çok bozuk, numuneyi gönderiyoruz” 13/03/2013 tarihli davacı şirket tarafından gönderilmiş e-mailde, “ürün elimde, 3,5 hav boyu var, bizi zor durumda bıraktınız” aynı tarihli “ustanız ürünü laminasyona tersten vermiş, yönü kontrol edip, işlemi tekrarlasın, doğru numuneyi tekrar gönderelim” sözlerini ihtiva eden e-mailler yolu ile verilen numuneye uygun bir örneğin üretilmesi konusunda ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin (numune) örnek üzerine satış olduğu, ancak davacının ürettiği ürünlerin davalı tarafça istenilen özelliklere uygun olmaması nedeniyle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulmadığı ve davalı tarafça kendisine teslim edilen mallara ilişkin olarak herhangi bir anlaşma sağlanmadığı, malların teslimi hususunda davalının talebinin bulunmadığı, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığından malı kabul etmiş sayılacağı ve bedelinden sorumlu olduğuna ilişkin görüşün kabulünün mümkün olmadığı, davacının olmayan sözleşmeye aykırılık iddiası ile talepte bulunamayacağı ve davalının talep etmediği bir ürünün teslimi nedeniyle bedelinden sorumlu olamayacağı, TBK’nın 7. maddesi de dikkate alındığında davalının malları geri gönderme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu hali ile davanın reddi gerektiği, ayrıca davacının aralarında sözleşme olmadığını bildiği halde düzenlenen fatura nedeniyle takip başlatması kötü niyet olduğundan bahisle tazminata mahkum edilmesine karar verilmiştir.TBK 1.maddesinde; “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması açık veya örtülü olabilir “TBK 7.maddesinde; “Ismarlanmış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir.”TBK 207.maddesinde; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”TBK 247.maddesinde; “Örnek üzerine satış, tarafların sözleşmenin konusu olan malın alıcıya veya üçüncü bir kişiye bırakılan bir örneğe yada tespit ettikleri bir mala uygun olması üzerinde anlaşmalarıyla yapılan satıştır”TBK 249.maddesinde; “Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı deneyerek veya gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan satıştır”TBK 250.maddesinde; “Beğenme koşuluyla satışta alıcı, satılanı kabul edip etmemekte veya hiçbir sebep göstermeksizin geri vermekte serbesttir “TBK 470.maddesinde; ” Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”TBK 475 “Eserdeki ayıp sebebi ile yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir;1.Eser sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı yada sözleşme hükümlerine aynı ölçüde olursa sözleşmeden dönme ” düzenlemeleri mevcuttur.Satış ve eser sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, taraflar arasında TBK kapsamında satış yada eser sözleşmesinin oluşabilmesi için, tarafların iradelerinin malın satılması yada eserin imali, satılan yada üretilen mal karşılığında bir bedel ödenmesi konusunda uyuşması gerekir.Mahkemece; taraflar arasında numune üzerine satış sözleşmesi olduğu tespiti yapılmış ise de; davacı tarafın verilen örneğe göre hav boyu, ağırlığı, rengi aynı olan numunenin üretilerek davalı tarafa gönderilmesi, konusunda anlaştıkları nazara alındığında; eser sözleşmelerindeki “yüklenicinin bir eser meydana getirme” edimini oluşturan örneğe uygun kumaş üretme edimi karşısında taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, TBK 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi olduğu tespit edilmiştir.Davaya konu olayda; dosya içerisinde mevcut e-mail yazışmaları ile davalı tarafın getirdiği örnek ürüne göre davacı tarafça bir numunenin üretilmesinin kararlaştırıldığı, ancak üretilecek bu numune için bir bedel belirlenmediği, tespit edildiğinden, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulabilmesi için TBK 1. maddesi uyarınca,” tarafların iradelerini açık veya örtülü karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları” ve eser sözleşmesinin kurulduğunun kabul edilebilmesi için tarafların iradelerinin TBK 470.maddesinde belirtildiği üzere; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlenmesi gerekir. TBK 7. maddesinde; “Ismarlanmış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir.” düzenlemesi karşısında, davacı tarafın ısmarlanan numuneyi davalı tarafa göndermesi de taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğunu göstermeyeceği için, tarafların iradelerinin örneğe göre üretim yapılması konusunda birleşmediği, sadece örneğe uygun bir numune üretilmesi konusunda irade açıklaması yapıldığı tarafların kabulünde ve dosya kapsamı ile sabit olduğundan, taraflar arasında henüz eser sözleşmesinin kurulmadığı, hukuki ilişkinin teslim edilen örneğe uygun bir numunenin davacı tarafça üretilip davalı tarafa gönderilmesi, davalı tarafın numuneyi inceleyerek, numuneye uygun ise üretim yapılması konusunda anlaşma sağlanabilmesi için ön anlaşma aşamasında kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafın 4,2-4,5 hav yüksekliğine sahip beyaz renkli numuneyi davacı tarafa teslim ederek, verilen numuneye uygun bir örneğinin üretilmesinin istediği, davacı tarafça üretilen numunenin hav boyu ve renk itibariyle davalı tarafın teslim ettiği numuneye uygun olmadığı, gönderilen numunelerin davalı tarafça iade edildiği, teslim eden ve teslim alan imzalarının bulunmadığı, 25/01/2013 tarih ve … seri numaralı sevk irsaliyesi ile ürünlerin davacı şirket tarafından, davalı taraf deposuna bırakıldığı, davalı tarafın Kadıköy 17. Noterliği’nin 02/04/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiği, e-mail yazışmaları, tekstil bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile tespit edilmiştir.6100 Sayılı HMK’nun 190/1. maddesi gereğince ispat yükü iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olup, davacı tarafın ürettiği numunenin bedelini talep edebilmesi için, aralarında eser sözleşmesinin varlığını yada üretilen numune için bedel ödeneceğinin davalı tarafça ön sözleşmede taahhüt edildiğini kanıtlaması gerekir. Alacak miktarı nazara alındığında 6100 Sayılı HMK’nun 200. maddesi uyarınca ancak yazılı delille ispatı mümkündür. Davacı taraf, davalı ile aralarında eser sözleşmesinin varlığını yada üretilen numune için bedel ödeneceğinin davalı tarafça ön sözleşmede taahhüt edildiğini kanıtlamadığından davanın reddi usule uygun ise de, taraflar arasındaki ön anlaşma eser sözleşmesine ilişkin olmasına rağmen numune üzerine satış olarak nitelendirmede hata yapılmış olması sebebiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b/2. maddesi gereğince kararın gerekçesi değiştirilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1649 Esas, 2017/707 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın REDDİNE, Asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiliyle davalıya VERİLMESİNE, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcının peşin alınan 91,20 TL’dan mahsubu ile fazla yatırılan 31,70 TL harcın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, 4/b- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4/c- Davalı tarafından yapılan 50,00 TL tebligat-müzekkere ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 850, 00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya VERİLMESİNE, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İADESİNE,5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 18,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 103,70 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer OLMADIĞINA,5/d- Davalı tarafça istinaf aşamasında sarf edilen yargılama giderleri olan 12,50 TL nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021