Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/335 E. 2021/469 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/335 Esas
KARAR NO : 2021/469
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2017
NUMARASI : 2016/226 E., 2017/327 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu …ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin müvekkili şirketten muhtelif tarihlerde mal ve hizmet satın aldığını, davalı borçlu şirketin inşaatı devam eden çeşitli şantiyelerdeki çeşitli malzeme ve imalat ihtiyaçlarını e-mail yolu ile talep etmiş olup müvekkili firma tarafından da temiz su-pis su giderleri,yağmur tesisatları, inşaat projesinde belirtilen 100-125’lik boru hattı, mutfak ve banyo için sıcak su soğuk su hattı, PVC boruları, paslanmaz boru sistemi, gerekli olan vida, kelepçe, dubel vs hırdavat ürünleri gibi mal ve hizmetleri davalı taraf sağladığını, sağlanan malzeme ve işçilik için kesilen 03.06.2015 tarihli irsaliyeli faturanın 15.06.2015 tarihinde davalı adresine posta yolu ile gönderilmiş olup, 17.06.2015 tarihinde de davalı şirket yetkilisi …r tarafından teslim alındığını, davalı borçlunun iddia ettiği gibi faturayı müvekkili şirkete iade etmediğini, davalı … İnşaat Tekstil Turizm San. İç ve Dış Ticaret Ltd.Şti’nin borcunu ödememesi sebebiyle başlatılan icra takibinde davalının borca itirazının haksız olup icra takibine itirazının iptali ile davanın kabulüne ve alacağın % 20’sinden aşağı olamayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça müvekkili aleyhine Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyası ile 13.06.2015 tarihli A127905 numaralı ve 5.310,00 TL. bedelli faturaya istinaden 3.810,00 TL için ilamsız icra takibi başlatmış ise de, müvekkilinin davacı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, faturada yazılı işlere ilişkin aralarında bir ticari ilişki bulunmadığını, anılan nedenlerle açılan haksız davanın reddi ile davacı yan aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ile HMK.nun 329/1-2 maddeleri uyarınca davacı aleyhine müvekkili ile aralarında kararlaştırılan vekalet ücreti ile disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Taraflarca ibraz edilen deliller toplandıktan sonra dava dosyası ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mahkememizce resen seçilen SMM bilirkişi …ı aracılığı ile yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu dosyamız içerisine ibraz edilmiş, davacı ve davalı yana ait 2015 yılına ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar inceleme konusu yapılmış, buna göre davacı yana ait ve davalı yana ait inceleme konusu yapılan ticari defterlerin açılış ve kapanış kayıtlarının yasal süre içerisnde yapıldığı anlaşılmakla 213 saylı VUK.’nun 224-225 maddeleri ile 6762 saylı TTKnun 66 ve 6102 saylı TTK.nun 64 maddesi anlamında usulüne uygun tutulmuş olup sahibi lehine delil teşkil ettiği anlaşılmış olup davacı yana ait ticari defter kayıtlarında davalı … İnş.San İçve Dış. Tic Ltd.Şti’ne düzenlediği 13.06.2015 tarih ve 127905 no.lu faurayı 20.06.2016 tarih ve 75 no.lu yevmiye kayıt ile kayıt altına aldığı bu kayda göre satış tutarının 100 kasa hesabıyla kapatıldığı anlaşılmış olup davacının kendi kayıtlarına göre 03.07.2015 icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı bulunmadığı anlaşılmış olup, davacı vekili kaydın davacı müvekkilince sehven kapatıldığı şeklinde beyanda bulunmuş ve sehven hatalı işlem yapan davacı çalışanını tanık olarak dinlenmesi talebinde bulunmuş ise de, ticari defter kayıtlarının aksi tanık beyanı ile ispat edilemeyeceğinden bu talebi kabul edilmemiş, davacı davalı yana yemin teklifinde bulunmuş olup, duruşmada hazır bulunan davalı şirket temsilcisi … yemin teklifini kabul ederek alınan yeminli beyanında fatura karşılığı iş ve hizmeti davacı taraftan almadığına dair yeminli beyanda bulunarak beyanını imzası ile tasdik etmiş olup bu kapsamda davacı davasını ispat edememiş olduğundan davanın reddine ve icra takibinde kötüniyetli olan davacı aleyhine alacağın % 20’si tutarında hesap edilen 762,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı … İnş.Turz.San.İç.Dış.Tic.Ltd.Şti’nin talebi doğrultusunda müvekkil firma tarafından 03/06/2015 tarihli İrsaliyeli Fatura kesildiğini ve 15/06/2015 tarihinde posta marifetiyle davalıya gönderildiğini, faturanın dosya içeriğinde bulunan eklerden de açıkça anlaşılacağı üzere 17/06/2015 tarihinde davalı şirket yetkilisi … tarafından teslim alındığını, takibe konu faturanın davacıya iade edilmediğini,
-Davacıya ait ticari defter ve kayıtlarda muhasebe tarafından sehven ödeme yapılmış gibi kayıt tutulmuş olduğunu, ödemeye dair davalının defterlerinde de kayıt olmadığını, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Tarafların tacir olması halinde, davacının verdiği hizmet veya satımdan doğan alacağının ve davalının ise aldığı hizmet veya satım nedeniyle doğan borcunun TTK 66 ve devamı maddeleri gereğince ticari defterlerinde kayıtlı olması gerekmektedir. Bu nedenle TTK 80 ve devamı maddeleri uyarınca, davaya konu alacağın var olup olmadığı ve miktarı, her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılacak bir incelemeyle açıklığa kavuşturulur. 6100 Sayılı HMK’nın 222. maddesinde ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olması, defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ve bunun yanında diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların da bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davacının alacağın varlığı, sadece kendi defterlerinin incelenmesi suretiyle de ispatlanamaz. Bunun için dayanak belgelerin, faturaya dayalı olması halinde tebliğ ve tesliminde yapıldığının ispatlanması gerekir.6102 Sayılı TTK’un 64. maddesine göre her tacir, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek amacıyla, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri tutmakla yükümlüdür. Anılan Kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. Şu kadar ki; kanuna uygun olan defterlerde sahibi lehine olan kayıtlar dahi aleyhindeki kayıtlar gibi muteber olup bunlar birbirlerinden ayrılamaz.
Yukarıda açıklanan ilkeler göstermektedir ki; TTK.65/2 ve 3. Maddelerine göre, hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden, borç ve ödemelerin davacı defterinde kayıtlı olması ile varılan sonuç, alacağın miktarı konusunda da davacı aleyhine karine oluşturur. Davacının defterlerinde, aleyhine bulunan kayıtları, davacı tarafın tek yanlı olarak, ticari defterlerinden çıkarması sonuç doğurmaz. Ancak, düzeltme beyannamesi verilmesi sureti ile, mizan ve bilançoların düzenlenmesi ile nazara alınabilir. Aksi halde, ticari defterlerde, defter sahiplerinin aleyhlerine olan hususların sehven yapıldığı ve düzeltileceği açıklamaları ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır. 6100 Sayılı TTK. 65/2 maddesinde, “Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.
65/3 maddesinde,” Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır.”şeklinde düzenlemeler bulunduğu gibi, ticari defter ve kayıtlarının, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olması gerektiği de yer almaktadır. Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı için incelenir. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği de açıkça anlaşılmaktadır. Somut olay değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı vekilince anılan kaydın hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de, mahkemece görüşüne başvurulan mali müşavir bilirkişinin düzenlediği raporda, VUK.’ndaki kayıt hatalarının düzeltilmesi usulüne göre yapılmış bir düzeltme kaydı olmadığının, kaldı ki ticari kayıtlarda yapılan hata ve mükerrer kayıtlar için, yapılması zorunlu ve mahkemenin değerlendirilmesine esas alabileceği “düzeltme beyannamesinin” veya buna bağlı vergi dairelerinin “oluru”nun dosyada bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiş, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Usûl ve yasaya uygun Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih ve 2016/226 E., 2017/327 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA,
3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,
6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2021