Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/334 E. 2021/468 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA N : 2020/334 Esas
KARAR NO : 2021/468
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/09/2017
NUMARASI : 2016/229 E., 2017/187 K.mesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukrıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili MÜYAP’ın (Bağlantılı Hak Sahihi Fonogrum Yapmaları Meslek Birliği) FSFK’in 42. maddesi uyarınca kurulmuş, Fonogram yapımcılarının bir araya gelerek oluşturduğu meslek birliği olduğunu, müvekkili davacı ile borçlu davalı arasında, 24.10.2013 tarihli ve 09.10.2013 tarihli lisans sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmelerle karşılıklı edimlerini hüküm altına aldıklarını, faturalara ilişkin İstanbul 36.İcra Müdürlüğünde yapmış oldukları takibe davalının itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durduğunu belirterek itirazın iptalini ve %20 oranında inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı ve dava dışı MÜYORBiR arasında 09.10.2013 ve 24.10.2013 tarihli lisans sözleşmelerinin imzalandığını, bu sözleşmelere göre, davalının sözleşmelerde belirtilen mahallerde işaret, ses, görüntü nakline yarayan araçlarla FSEK mad 80 uyarınca umuma iletim hakkının kullanılması için anlaştıklarını, davacının alacak hakkının bulunduğu anlamına gelmemek üzere, iki ayrı tüzel kişiliğe sahip iki meslek birliği ile sözleşme imzalayan davalı hakkında sadece Müyap tarafından icra takibi başlatılması akabinde itiraz üzerine yine sadece bu hak sahibi tarafından itirazın iptali davası açılmasının hukuken kabul edilebilir olmadığını, icra dairesinin yetkisiz olduğunu, sözleşmenin feshedilmiş olduğunu ve davalının kötü niyetli olmadığını belirterek davanın reddini ve davacı aleyhine asıl borcun %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava taraflar arasındaki lisans sözleşmesine dayalı olarak fatura bedellerinin ödenmemesi nedeni ile yapılan icra takibine itirazın iptalidir. Davalı her ne kadar müvekkili şirketin göndermiş olduğu mail ile sözleşmeyi sona erdirdiğini belirtmiş ise de, davacı meslek birliğine yahut yetkilisine gönderilen herhangi bir mail bulunmadığından buna ilişkin itirazı da yerinde görülmemiştir. İstanbul 36. İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı takip dosyası incelendiğinde 15.244,99 TL fatura bedeli ve 1.870,96 TL işlemiş faiz toplamı 17.115,95 TL üzerinden takip yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce bilirkişi olarak seçilen FSEK uzmanı … ve mali müşavir…müşterek raporunda lisans sözleşmesinin 4.maddesi uyarınca sözleşmenin otomatik olarak yenilendiği, sözleşmenin 01.01.2014-31.01.2014 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı, 36.İcra Dairesi dosyasında takibe konu 2015 ve 2016 yıllarına ait 4 adet fatura hakkında takip yapılmış olup davacı meslek birliğinin 2015-2016 yılı ticari defter ve kayıtları bilirkişi tarafından incelenmiştir. Toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporu kapsamında davalı firmanın davacı meslek birliğine gönderdiğini belirttiği mailin davacıya ulaşmamış olduğu ve lisans sözleşmesinin 4.maddesi uyarınca sözleşmenin otomatik olarak yenilendiği ve maliye hak bedeli olarak bir önceki yılın tuik tarafından belirlenen bir önceki yıl için belirlenen ÜFE/TEFE/2 oranında artış uygulanacağı bu nedenle 4 adet faturadan dolayı toplam 15.244,99 TL asıl alacak, 1.870.96 TL işlemiş faiz toplamı 17.115,95 TL üzerinden takibin devam etmesi gerektiği ve likit olan fatura alacağı nedeni ile alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatına da hükmolunmasına” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
-İlk derece mahkemesince aksine bir kabul olmadığı halde “davalı firmanın davacı meslek birliğine gönderdiğini belirttiği mailin davacıya ulaşmamış olduğu” sonucuna nasıl ulaşıldığının gerekçeli kararda izah edilmediğini, davacı tarafın söz konusu e-postanın kendilerine ulaşmadığı söz konusu e-postanın gönderildiği kişinin (…) yetkili kişi mail adresi olmadığını ileri sürdüğünü, söz konusu beyanın gerçeği yansıtmadığını, ek’te sunulan 03.10.2016 tarihli belgeden de anlaşılacağı üzere davalının 13 Ekim 2014 tarihinde göndermiş olduğu e-postanın muhatabı …’nın davacı şirketin ilgilisi olduğunu, dava açılmadan 28 gün önce davacı tarafından dava dışı konuya ilişkin düzenlenen belgede fesih iradesine yönelik ilgiliyi .ı olarak göstermek suretiyle açık çelişki yarattığını, davalının sözleşmeyi sonlandırma ve listeden çıkma yönündeki iradesini davacıdan sadır belgede ilgili olarak gösterilen …simli şahsa e-posta yoluyla ilettiği sabit olduğundan bu yöndeki iradesi kapsamında hukuki sonuç tayin edilmesinin zaruri olduğunu,
-Fesih iradesni ortaya koyan elektronik postanın yazılı delil olarak kabul edilerek sonucuna göre neticenin tayin edilmesi gerektiğini,
-Mahkemenin “e-postanın davacıya ulaşmadığı” yönündeki kabulünün aksine; adı geçen e-posta doğrultusunda davalı firmanın davacı meslek örgütüne ait listeden çıkarıldığını ve uyuşmazlığa konu faturalara ait dönem bakımından davacı meslek örgütü tarafından davalı firmaya herhangi bir hizmet de verilmediğini, bu husus dahi fesih iradesinin davacı yana ulaştığının en açık göstergesi olup verilmeyen bir müzik hizmetine dayalı olarak haksız talepte bulunulduğunun ispatı olduğunu, tüm nedenlerle kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı tarafça, sözleşmenin tek taraflı feshedildiği ileri sürülmüş ise de, takip tarihinden önce sözleşmenin feshine ilişkin bir ihtarname veya yazılı fesih beyanı ibraz edilememiştir. Mail olarak yapılan bildirimi ispat yükü davalı tarafta olup, mailin yetkiliye ulaştığını da davalı ispat etmelidir. Davalı tarafça yalnızca bir ekran görüntüsü dosyaya sunulmuştur. Ancak bu konuda teknik bir inceleme bulunmamaktadır. Davalı tarafça rapora yapılan itirazda bilişim uzmanı bilirkişi talep edilmemiş, bu ekran görüntülerinden davacının mailine bilgi aktardığının tespit edildiğini beyan etmiştir. Bu şekilde sunulan belgenin tek başına davacıya isnat olunan eylemi ispat etmediği, davalının feshin haklı ya da geçerli nedenle yapıldığını ispat edemediği sonucuna varılmıştır. E-postanın gönderildiği kişi …ı’nın ilgili kişi olması, yetkili kişi olması ile aynı olmadığından, fesih bildiriminin usulüne uygun yapılmadığının kabul edilmesi yerindedir. Bu itibarla dava, itirazın iptali davası olup icra takibinde istenen alacak kalemi ve miktarı sıkı sıkıya bağlı bir dava türü olduğu, takip tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiği davalı tarafça ispatlanamadığı dolayısıyla sözleşmenin halen ayakta olduğu, sözleşme hükümleri uyarınca fatura bedelinin talep edilebileceği gerekçesiyle mahkemece verilen kararın hukuka uygun olduğu görülmüştür.
Bu nedenlerle tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK.nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasa yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/09/2017 tarih ve 2016/229 E., 2017/187 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davalıdan alınması gerekli 1.169,19 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 292,20 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 876,99 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,
6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2021