Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/329 E. 2021/240 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/329 Esas
KARAR NO: 2021/240
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2017/70 E., 2017/958 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava konusu 3 adet çekin ilgili bankaya ödenmek üzere ibraz edildiğini, ancak çeklerin karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkan bu çeklerin sorumluluk bedelinin muhatap bankaca ödenmemesi üzerine davalı banka aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek takibe itirazın iptaline, %20’den az olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Takip konusu çeklerin müvekkili bankaya takas ortamında ibraz edildiğini, ayrıca keşideci durumundaki dava dışı şirket tarafından çek keşide edilmesinin kayyım onayına tabi olduğunu, ibraz edilen çeklerde kayyım onayının bulunmadığını, müvekkilinin yaptığı işlemin yargı kararı ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine savunmuş, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davalı bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının bankaya bırakılması koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalının, çek asıllarının muhatap bankaya ibraz edilmediği yönünde bir savunması bulunmamasına rağmen mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verildiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu,5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8/4.maddesi uyarınca, takas odası aracılığıyla ibraz edilen çekler için muhatap bankanın sorumluluktan kurtulamayacağını, Çekleri keşidecisi olan şirkete kayyım atansa da, çeklerin kayyım ataması kararından daha önce keşide edildiğini, keşide tarihinin kayyım ataması kararından sonraki bir tarih olmasının bu durumu değiştirmeyeceğini, dosyaya sundukları tahsilat makbuzlarının bu durumu doğruladığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, karşılıksız kalan çeklerin yasal sorumluluk bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalının, çek asıllarının muhatap bankaya ibraz edilmediği yönünde bir savunması bulunmamasına rağmen mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verildiğini ileri sürmüş ise de, cevap dilekçesinin 4 nolu paragrafında bu hususun davalı tarafça savunma olarak ileri sürüldüğü, davacının istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacı, dava konusu çeklerin ileri tarihli çekler olduğunu, çeklerin keşide tarihleri kayyım atanmasına ilişkin karardan sonra olsa da, çeklerin daha önce keşide edildiğini ileri sürmüş ise de, borcu doğuran işlem ile vadenin farklı kavramlar olduğu, somut olayda, çeklere konu borç doğrucu işlemin, keşideci şirkete kayyım atanması kararından daha önce gerçekleştiği yönünde dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, tahsilat makbuzlarının bu durumu ispata yeterli olmadığı, dolayısıyla bu yöndeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Dava konusu çeklerin üzerinde basım tarihi bulunması, basım tarihi bulunması zorunluluğunun 5941 sayılı yasa ile getirilmiş olması ve basım tarihleri dikkate alındığında, somut uyuşmazlıkta 5941 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Dava konusu çeklere ilişkin çek defterinin verildiği tarihte yürürlükte olduğu anlaşılan 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8/4. maddesinde “Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3. maddenin 3. fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamaz. Bu durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bunun yanında davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı tarafından bankaya bırakılmış olması zorunludur. Somut davada çeklerin takas odası aracılığıyla ibraz edildiği, dava dosyasında çek asıllarının bankaya bırakıldığına dair bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır. Bu durumda mahkemece, 5941 sayılı Çek Yasası’nın 3/6. maddesi (3167 sayılı Yasa 4/son) uyarınca bankanın sorumluluk tutarını ödemekle yükümlülüğünün çek aslının bankaya bırakılması halinde söz konusu olabileceği yönündeki Yargıtay’ın kararlı uygulaması da gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2017 tarih ve 2017/70 E., 2017/958 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/03/2021