Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/320 E. 2021/774 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/320
KARAR NO: 2021/774
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/09/2017
NUMARASI: 2017/85 E. 2017/195 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesi ile; Davacı bünyesinde … ve birçok otomobil markasını barındıran … Şirketi’nin …@…com adresine “…” sloganını iki versiyon reklam filmi senaryosu olarak 06/09/2013 tarihinde gönderdiğini, Ağustos 2016 tarihinde de … Türkiye Genel Müdürü …’in mail adresine gönderdiğini, daha sonra … ve … marketlerinin “…” sloganını reklamlarında kullandığını, …’in sadece tek harfini değiştirerek “…” olarak kullandığını, “…” sloganının sahipliğinin tespitine, davalılarca slogan olarak kullanılması nedeniyle slogan kullanım bedelinin tarafına ödenmesi talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile: “…” ifadesinin atasözü ve Anonim bir ifade olduğunu, davacıdan önce ve sonra çeşitli sektörlerde kullanıldığını, müvekkilinin Türk Patent Nezdinde … … ve … … markalarının sahibi olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile: Açılan davada talep sonucun açıkça belirtilmediğini, davacının verilen kesin süreye rağmen gider avansını tamamlamadığını, öncelikle davanın usulden reddini, “…” ifadesinin FSEK kapsamında bir eser olarak nitelendirilemeyeceğinden davacının hak talep edemeyeceğini, müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; Davanın, davacının sahibi olduğu “…” sloganının eser sahipliğinin tespiti, tpe’ne tescili ve kullanım bedeli talepli eda davası olduğu, davacının HMK 336 ve devamı maddeleri uyarınca adli müzaheret talebinde bulunduğu, yapılan araştırmada; davacının Esenler İlçesi’nde adına kayıtlı taşınmazı tespit edildiğinden, 08/05/2017 tarihinde adli müzaharet talebinin reddine karar verildiği, davacının 19/05/2017 tarihinde fakirlik kağıdını dosyaya sunarak mahkeme kararına itiraz ettiği, HMK 337/2 bendi uyarınca itirazın değerlendirilmesi için dosyanın gönderildiği İstanbul 3. FSHHM’nce 11/07/2017 tarihli karar ile itiraz yerinde görülmeyerek adli yardım talebinin reddine karar verildiği ve resmi posta pulu kullanılmak suretiyle kararın davacı ve davalılara mahkemece tebliğe çıkartıldığı, davacının 03/08/2017 tarihli ikinci adli yardım talebinin 07/08/2017 tarihli ara karar ile red edildiği ve kararın davacıya tebliğ edildiği, taraflara ön inceleme duruşması için tebligatların yapıldığı verilen kesin süreye rağmen davacının gider avansını yatırmadığı, Davacıya 08/05/2017 tarihli tensip tutanağı ile yatırması gereken gider avansını bir haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine yatırması, aksi takdirde davanın usulden red edileceğinin ihtar edildiği, adli müzaharet talebinin reddine dair kararın tebliği üzerine yapılan itirazının da refik hakimce red edildiği, kararın davacıya tebliğ edildiği, kararın kesin olmasına rağmen, davacının yeniden aynı talepte bulunduğu, bu talebinin de red edildiği, dava tarihinin 02/05/2017 olup, 14/09/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında da davacının halen gider avansı yatırmamış olduğu ve bilirkişi incelemesi talebinde bulunduğu, tüm dosya kapsamı ve deliller ışığında, davacının verilen kesin süreye rağmen gider avansını yatırmadığından, dava şartı yokluğundan HMK 114/1-g ve HMK 115/2 fıkrası uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesi ile; Mahkemeden adli yardım talepli olarak “…” sloganının tespit, tescil ve slogan kullanım bedelinin tahsilini talep ettiğini, mahkemece hiçbir araştırma yapılmadan 08/05/2017 tarihli ön inceleme tutanağı ile talebinin reddedilerek 2.077,00 TL gider avansı istendiğini, fakirlik belgesi, birikmiş sağlık sigortası borç belgesi ve hakkındaki 3 icra takibine ait belgeleri dosyaya sunarak karara itiraz ettiğini, itirazının reddedilerek 08/07/2017 tarihli ara kararının 12/07/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ara kararında ödemeye ilişkin karar olmadığını, duruşmada avans yatırma talebinin kabul edilmediğini, beyanlarının zapta geçmediğini, usul ve yasaya aykırı olan İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/85-195 esas ve karar sayılı kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının 02/05/2017 tarihinde adli yardım talepli olarak sunduğu dava dilekçesi ile kendisine ait olan “…” sloganını … ve … marketlerinin reklamlarında kullandığını, …’ in sadece tek harfini değiştirerek “…” olarak kullandığını, “…” sloganının sahipliğinin tespitine, davalı taraflarca slogan kullanılması nedeniyle slogan kullanım bedelinin tarafına ödenmesi talep ettiği ve dava açılışında 33,00 TL gider avansı ödediği, mahkemenin 08/05/2017 tarihli ara kararı ile; “Davacı …’in Adli müzaharet talebi ile ilgili olarak UYAP sorgusunda yapılan incelemede Mersisten çıkarılan tapu sicil kaydında davacıya ait Esenler ilçesinde taşınmazın bulunduğu göz önüne alınarak HMK 337. Maddesi uyarınca Adli Müzaharet talebinin Reddine” karar verildiği, ayrıca; 08/05/2017 tarihli tensip zabtının 5. bendinde “Davacı vekilinin HMK’nın 120. maddesi gereğince, dava açılırken 33,00 TL gider avansı yatırılmış olmakla birlikte, Mahkememizce takdiri yapılan ve ayrıntısı zabıtta gösterilen şekilde toplam gider avansı 2.110,00 TL olduğundan, ödenen avansın mahsubu ile, kalan 2.077,00 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nin 114/g maddesi gereği tebliğden itibaren 1 (bir) haftalık kesin süre içinde mahkeme veznesine yatırılmasına, yatırılmaması halinde HMK’nin 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddedileceğinin ihtarına”, 14’üncü bendinde “Davacı …’in Adli müzaharet talebi ile ilgili olarak sosyal ve ekonomik durumun araştırılması için uyaptan çıkarılan Mersisden yapılan sorguda davacının taşınmazı olduğu hususları nazara alınarak Adli Müzaharet talebinin reddine” karar verilerek, ara kararının “takdir edilen gider avansı bakiyesini tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde mahkememiz veznesine yatırmanız, aksi taktirde davanın bu nedenle reddedileceği hususu tebliğ ve ihtar olunur” şerhi ile birlikte 25/05/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 22/05/2017 tarihinde, adli yardım talebine kanıt olarak kendi beyanı üzerine tanzim edildiği belirtilen Esenler İlçesi … Mahallesi Muhtarlığı’ndan temin ettiği “Fakirlik Kağıdı” sunduğu, 01/06/2017 tarihinde, adli yadım talebinin reddine dair karara itiraz ettiği, mahkemece 14/06/2017 tarihinde itirazın duruşmalı incelenmesine karar verilerek, duruşmanın 30/06/2017 tarihine bırakıldığı, duruşmada itirazın HMK 337. maddesi uyarınca refik hakimce değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle, İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği tespit edilmiştir. İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/07/2017 tarih ve 2017/69 D.iş – 2017/66 karar sayılı kararı ile “Mersisten yapılan sorguda davacı üzerine kayıtlı taşınmaz olduğu, Adli Yadıma muhtaç olmadığından” bahisle itirazın red edildiği, mahkemece 13/07/2017 tarihli ara kararı ile;
“1-Davacı’nın HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca 08/05/2017 tarihli tensip tutanağının 5. nolu ara kararı uyarınca takdir edilen 2.077,00 TL gider avansını mahkememiz veznesine yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesine, 2-Bu nedenlerle duruşmanın 14/09/2017 günü, saat: 10:10 gerçekleştirilmesine 3-Ara kararın ön inceleme duruşma günü ile birlikte taraflara tebliğine” karar verildiği, ara kararının 12/08/2017 tarihinde davacıya tebliği edildiği anlaşılmıştır. Davacının 03/08/2017 tarihinde idare mahkemesince adli yadım talebinin kabul edildiğine ilişkin karar örneğini dosyaya sunduğu, mahkemece yeni adli yardım talebi olarak değerlendirilerek 07/08/2017 tarihinde; “daha önce adli adli yardım talebi reddedildiğinden, yeniden inceleme yapılmasına yer olmadığına, adli yardım talebinin reddine” karar verildiği, kararın davacı tarafa tebliğe çıkarılmadığı, davacının, takdir edilen gider avansını 14/09/2017 tarihli ön inceleme oturumuna kadar depo etmediği, dosya kapsamı ile tespit edilmiştir. Dava şartlarının düzenlendiği HMK 114/1-g maddesinde; “Davacının yatırması gereken gider avansını yatırması” dava şartı olarak belirlenmiştir. Dava şartlarının incelenmesine ilişkin HMK 115. maddesinde; “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” düzenlemesi mevcuttur. HMK 334. Maddesinde; “kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında geçici korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” HMK 336/2 maddesi uyarınca “talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır” Davacının adli yardım talep ettiği dava dilekçesi ekinde HMK 336/2 maddesinde belirtilen “yargılama giderini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri” mahkemeye sunmadığı gibi, Mersis’ten çıkarılan tapu kaydı ile üzerine kayıtlı taşınmazının varlığı tespit edildiğinden, mahkemece 08/05/2017 tarihinde reddine karar verilmiş, davacının red kararına itirazı İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/69 D.iş – 2017/66 karar sayılı kararı ile red edilmiştir. Adli yardım kararının reddine dair karar HMK 338/2 maddesindeki ” itiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir ” hükmü uyarınca kesindir. İtirazın reddi üzerine mahkemece 13/07/2017 tarihli ara kararı ile; “Davacı’nın HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca 08/05/2017 tarihli tensip tutanağının 5. nolu ara kararı ile takdir edilen 2.077,00 TL gider avansını mahkememiz veznesine yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesine, duruşmanın 14/09/2017 günü, saat: 10:10 gerçekleştirilmesine, ara kararın duruşma günü ile birlikte taraflara tebliğine” karar verildiği ara kararının 12/08/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve duruşmanın bırakıldığı 14/09/2017 tarihine kadar avansın depo edilmediği sabittir. Davacının 03/08/2017 tarihinde ikinci kez adli yardım talebinde bulunduğu, mahkemece 07/08/2017 tarihli ara karar ile red edildiği ve kararın davacıya tebliğe çıkarılmadığı tespit edilmiş ise de; HMK 338/2 maddesindeki “Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir” düzenlemesi uyarınca, ancak ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalma halinde tekrar adli yardım istenebilecektir. Davacı taraf bu yönde beyanda bulunmaksızın davayı açtığı tarih itibariyle mevcut olan sebepleri sıralayarak, başka yargı mercilerinden almış olduğu adli yardım talebinin kabulüne dair kararları ve icra takip dosyaları ile SGK kaydını sunmuştur. Bu hali ile İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/69 D.iş – 2017/66 karar sayılı kesin karar varlığını koruduğundan, mahkemece 07/08/2017 tarihinde verilen red kararının davacıya tebliğe çıkarılmaması sonuca etkili olmadığından nazara alınmamıştır. Adli Yardım talebinin reddine dair karara yapılan itirazın İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/69 D.iş – 2017/66 karar sayılı kararı ile reddedilmesi ve 13/07/2017 tarihli ara kararı ile yeniden avans deposu için verilen karar davacı tarafça 12/08/2017 tarihinde tebliğ alınmasına rağmen, verilen 2 haftalık süre içinde avans depo edilmediğinden, HMK 114/1-g ve 115/2 maddesi uyarınca verilen davanın usulden reddine dair kararda usule aykırılık bulunmadığından davacının istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/09/2017 tarih ve 2017/85 E. 2017/195 K. Sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3-Davacı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021