Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/317 E. 2021/301 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/317
KARAR NO: 2021/301
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/12/2016
NUMARASI: 2015/108 E. 2016/218 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; Müvekkillerinden …’ın, “…” isimli ilacın dünya çapında satış ve dağıtımını yaptığını, bu ürününün … ve … sayılı patentleri ile tescilli olduğunu, davalının Bortezomib etken maddesini havi, “…” adlı ürün için 03/11/2011 tarihinde Sağlık Bakanlığından ruhsat aldığını, davalıya ait ürünün kısa ürün bilgileri ve kullanma talimatlarının da yayınlandığını, müvekkilinin ilk kez 21/12/2012 tarihinde İstanbul 1. FSHHM’nin 2012/89 D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu ve talepte bulunulmasının ardından davalı yanın söz konusu ürünü için 25/12/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Sağlık Bakanlığı’ndan fiyat onayı aldığını ve ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın 28/01/2013 tarihli yazı cevabi ile de ürüne ilişkin satış izninin 14/12/2012 tarihinde verilmiş olduğunun teyit edildiğini, davalının ruhsatını aldığı “…” isimli ürününün, müvekkilinin patentli “…” isimli ürünü ile aynı olduğunu, davalı ürünü için ruhsatlandırma aşamasının tamamen sona erdiğini, bu nedenle davalının KHK’nın 75/f maddesi istisnasından yararlanamayacağını, davalının patent konusu ürünü her an piyasaya çıkarabilecek olması ve tecavüz halinde davacıların uğrayacağı zararın çok yüksek olacağını ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, tecavüz ve haksız rekabet sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, engellenmesini, davalının ruhsat aldığı ürünlerinin, esas davada verilecek hüküm kesinleşinceye kadar, üretimi, ithalatı, tanıtımı da dahil olmak üzere herhangi bir şekilde ticaret mevkiine koymasının önlenmesini, aksi durum halinde ise, ürünlerin ve ürünlerin dağıtımı ve tanıtımı için kullanılan her türlü tanıtım materyallerinin toplatılarak imhasını, davalı ilacının SGK geri ödeme listelerine dahil edilmesinin önlenmesini, hali hazırda dahil edilen ilaçlarının geri ödeme listesinden çıkartılmasını ve hükmün ilanını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davada teminat koşulunun yerine getirilmediğini, yetki ve görev itirazlarının bulunduğunu, HMK 6. maddesi gereğince yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde Takeda şirketinin devralındığı belirtildiğinden 2011/05570 no’lu patent yönünden davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığını ve davacı tarafın dayandığı … numaralı patentin yapılan itiraz sonucunda Avrupa Patent Ofisi tarafından iptaline karar verildiğinden dava konusu patentin hükümsüz kaldığını, davacının patentinin özelliğinin kullandığı mannitol ile pormüle edilmiş Bortezomib içeren enjeksiyonluk farmasotik bileşim yerine müvekkilince sorbitol kullanıldığını, bu nedenle … adlı ruhsatlı ürünlerinin davacının patentli ürünlerine tecavüzde bulunmadığının tespit edildiğini ve davacı taleplerinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dava konusu ilacın Sağlık Bakanlığı ve SGK dan gelen cevaba göre ruhsatlandırılıp ödeme kapsamına alındığı, bu nedenle patent KHK. hükümleri dikkate alınarak piyasaya sunulma aşamasının gerçekleşmiş olduğu, aksi yöndeki savunmanın yerinde görülmediği, davanın esası ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, … sayılı patentin 1-34 nolu istemlerine yönelik birebir veya eşdeğer tecavüzün söz konusu olmadığı, yine … sayılı patentin 1-56 sayılı istemlerine birebir veya eşdeğer tecavüzün söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dosyaya sunulan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, bu raporun eksik verilere göre hazırlandığını, rapora karşı yapmış oldukları itirazların Mahkemece karşılanmadığını, dosya ek rapora gönderilmediği gibi yeni bir heyetten rapor da aldırılmadığını, Davalı tarafın uzman görüşü aldığı bilirkişi raporunda yer alan verilerin, Mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetine sunulmadığını, dolayısıyla bilirkişi heyetine sunulan verilerin eksik olduğunu, Heyetin raporunda yapmış olduğu analizlerin eksik verilerden dolayı yetersiz olduğunu, Bilirkişi heyetince, Patentin yalnızca 1. istemine ilişkin inceleme yapıldığını ve fakat bortezomib hazırlamasına ilişkin olan diğer istemleri, örneğin 49. ve 52. istemlerin incelenmediğini, özellikle, istem 49’un Leu-boronat’ın korunan fenilalanin ile eşleşmesini kapsayan Teva’nın prosesine ilişkin olduğu gözetildiğinde bu incelemenin yapılmamış olmasının eksik ve hatalı olduğunu beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 1 nolu davacı adına tescilli … sayılı ve yine 1 nolu davacının lisansörü olduğu iddia olunan … sayılı patentlerine, davalı yanın “…” isimli ürün ile tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile tecavüz ve haksız rekabetin men ve ref’i, oluşan maddi durumun giderilmesi, tecavüzlü ürünlerin imhası, davalı yan ürününün SGK geri ödeme listesinden çıkartılması ve verilecek kararın ilanı istemli davadır. Mahkemece dosyaya celp edilen kayıtlara göre 2011/11191 Boranikesterli asit birleşimlerinin sentezi buluş basamaklı patentin 24.03.2005 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile tescilli olduğu geçerliliğini koruduğu yine … sayılı patentin tescilli olduğu ve geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Mahkemece SGK Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen yanıtta … A.Ş, ye ait … isimli ilacın ödeme kapsamında olduğu bildirilmiştir. Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istem veya istemler ile belirlenir. İstem veya istemler tarifname ve resimler esas alınarak yorumlanır.Patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır.Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur, esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir.İstem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır.Dava tarihinde yürürlükte olan 551 Sayılı KHK’nın 83. maddesinde patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde, tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurların da dikkate alınacağı hükmolunmaktadır. Eşdeğerlik kavramı, değerleri ya da işlevleri özdeş olan niceliklerin özelliğini ifade etmektedir. Patent hukukunda ise, bir ürün veya usulün, esas itibariyle aynı sonucu doğurmak için aynı yolla aynı fonksiyonu ifa etmesi halinde, eşdeğer unsurlar yoluyla patentten doğan hakka tecavüz söz konusu olabilmektedir. 551 sayılı KHK’da eşdeğerlik kavramı, “Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur, esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir.” hükmü ile açıklanmaktadır. Mahkemece, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, raporda özetle; … sayılı patentin 1-34 nolu istemlerine yönelik birebir ve eşdeğer tecavüzünün ve … sayılı patentin 1-56 nolu istemlerine yönelik birebir ve eşdeğer tecavüzün varlığının söz konusu olmadığı beyan edilmiş, rapora yönelik davacı tarafın itirazlarına karşı, yeniden rapor alınmasını gerektiren bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı taraf, istinaf sebeplerini, bilirkişi heyet raporunun eksik ve hatalı olduğu görüşüne dayandırmış, davalı tarafça dosyaya sunulan uzman mütaalası kapsamında incelenen verilerin, bilirkişi heyetince incelenmediğini ileri sürmüş ise de, Mahkemece hükme esas alınan raporun, davalı tarafça sunulan uzman mütaalası değil, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 11.08.2016 tarihli bilirkişi raporu olduğu, bilirkişi heyetince yapılan incelemenin, tarafların dosyaya sunduğu deliller ile eldeki bilgi, belge ve delillere göre gerçekleştirildiği, raporun teknik değerlendirmeler yönünden denetime elverişli olduğu, davacı tarafın ileri sürdüğü teknik itirazların raporda karşılandığı, dolayısıyla Mahkemece esasa ilişkin olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/12/2016 tarih ve 2015/108 E. 2016/218 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacılardan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021