Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/312 E. 2021/649 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/312
KARAR NO: 2021/649
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI: 2015/810 E. 2017/683 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali,Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda … numaralı, 11/03/2014 tarihli, 5.479,85 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalı tarafından fatura bedelinin ödenmediğini, borcun tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, borçlunun ana para olan 5.479,85 TL’yi icra takibi yapıldıktan sonra müvekkiline ödediğini, icra dosyasından kalan faiz, vekalet ücreti ve icra giderlerini ödemediğini, bu nedenle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davacı alacaklının cari hesap alacağından dolayı 5.479,85 TL asıl alacağa yıllık %11,75 oranında avans faizi işletilmek suretiyle tahsili amacıyla davalı borçluya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacının itirazının iptali amacıyla İİK.’nın 67. maddesinde öngörülen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde dava açtığı, Davanın, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, ödeme emrinin davalıya tebliğinin 16/09/2014 olduğu, icra dışı asıl alacak ödemesi tarihinin 23/09/2014 olduğu, icra takibinde takip tarihinden itibaren faiz talep edildiği, bu durumda borcun ödendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra masrafları, vekalet ücreti ve faize ilişkin bulunduğu, davalının asıl alacağı ödeme emrinin tebliğinden sonra 7 gün içerisinde yani süresinde 23/09/2014 tarihinde ödediği, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge sunulmadığı, borçlu hal ve durumu ile kendisine karşı icra takibi yapılmasına sebebiyet vermediği, itiraz (ödeme) süresi içinde borç ödendiğinden, borçlunun icra harç ve giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği, (prof. Dr. Baki Kuru icra ve iflas Hukuku Cilt 1.sh.111, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2006/3267 E 2006/10028 K sayılı ve 20.10.2006 tarihli kararı ), borçlunun ödeme emrine itirazının haklı olduğu anlaşılmakla, davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Davacının, davalı şirket ile ticari ilişkisinden fatura karşılığı 5.479,85 TL alacağı oluştuğunu, gönderilen taahhütlü mektuba karşılık, ödeme yapılmadığından, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe borçlu tarafından haksız ve nedensiz olarak itiraz edilip, ana para 5.479,85 TL’nın icra takibi yapıldıktan sonra ödendiğini, icra dosyasından kalan faiz, vekalet ücreti ve icra giderlerini ödenmediğini, mahkemenin temerrüde düşürülme hali olmadığı gerekçesi ile itirazın iptali talebini reddetiğini, icraya sebebiyet veren davalıya, icra ödeme emrinde “icra dosyası borcunu 7 gün içinde icra masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte ödemesinin” belirtildiğini, davalının borca itiraz etmesine rağmen, takipten sonra ana parayı davacı şirkete ödediğini, bu durumun davalının kötü niyetini gösterdiğinden mahkemenin icra inkar tazminatına hükmetmesi gerektiğini, bu nedenlerle diğer alacak kalemlerini yerel mahkemenin red etmesinin doğru olmadığını, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacının cari hesap alacağından dolayı 5.479,85 TL’nın takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında avans faizi işletilmek suretiyle tahsili amacıyla davalı borçluya karşı ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin 16/09/2014 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durduğu alacaklı tarafından bir yıllık hakdüşürücü süre içinde kalan 31/07/2015 tarihinde itirazının iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir. Ödeme emrinin 16/09/2014 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun asıl alacağı 23/09/2014 tarihinde icra dışı ödediği,14/06/2016 tarihi itibariyle yapılan kapak hesabına göre alacak miktarının 7.565,87 TL, 01/09/2016 tarihi itibariyle 1.156,09 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece; takipten önce borçlunun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin belge sunulmadığı ve takip tarihinden itibaren faiz istendiği, borçlunun hal ve durumundan icra takibinin başlatılmasına sebebiyet vermediği, asıl alacağın ödeme emrinin tebliğ tarihinden sonra, 7 günlük itiraz süresi içinde yapıldığından ve davacı tarafça yargılama harç ve masrafları için dava açıldığı, Prof. Dr. Baki Kuru’nun icra ve iflas Hukuku Cilt 1.sh.111, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2006/3267 E 2006/10028 K sayılı ve 20.10.2006 tarihli kararı uyarınca icra harç ve masraflarından sorumlu olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin istinaf sebebi; harici ödeme olmakla birlikte icra dosyasından kalan faiz, vekalet ücreti ve icra giderlerinin ödenmediği ve takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden bahisle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir. Davada hukuki yarar bulunması HMK 114/1- h maddesi uyarınca dava şartı olup, dava şartları kamu düzenine ilişkin olduğundan HMK 355.maddesi uyarınca, re’sen yapılan inceleme sonunda; itirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine durmuş bulunan icra takibinin devamını sağlamaktır. Borçlu tarafından takipte talep edilen asıl alacak tutarı haricen ödenmiş olmakla birlikte, fer’ileri ödenmediği gibi, davaya konu icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlanmış olduğundan ve mahkemece itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağından, borçlu tarafından takipte talep edilen asıl alacak tutarı haricen ödenmiş olmakla birlikte, fer’ileri ödenmediğinden ve fer’iler yönünden takibe devam edilebilmesi için icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra giderleri hakkında sonuç doğuracak şekilde itiraz konusunda mahkemenin bir karar vermesi gerekir. Bu nedenle, itirazın iptali davası açmakta alacaklının hukuki yararı mevcuttur. (Yargıtay HGK’nun 31.05.2013 tarih ve 2012/19-1827 Esas- 2013/802 Karar sayılı kararı)
İtirazın iptali davası takip ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan, icra takip tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak ve temerrüt faizi ile ferîleri, borçlunun takip tarihindeki sorumlu olduğu miktarı gösterir. Borçlunun takibe itirazından sonra yasal süresi içinde itirazın iptali davası açılması ve bu dava açılana kadar borçlu tarafından icra dosyasına ihtirazi kayıt konulmadan yapılan ödemeler veya alacaklının şahsına yada onun gösterdiği üçüncü kişiye kabul edilmek koşulu ile haricen yapılan ödemelerin bulunması durumunda, ödeme rızaen yapılmış olduğundan, borçlunun bu ödemeler yönünden itirazından vazgeçtiğinin kabulü gerekir. Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacağından, ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanıp bulunan toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarının bulunması, bu şekilde yapılacak hesaplamaya göre ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferîleri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağının tespit gerekir. ( Yargıtay HGK’nun 2017/19-822 Esas – 2018/1754 Karar sayılı ve 2017/19-910 Esas- 2018/1111 Karar sayılı kararları) Takip tarihinden önce usule uygun ihtar gönderilerek borçlu temerrüte düşürülmediği taktirde takip tarihine kadar temerrüt faizi oluşmaz ise de, takip açılmakla temerrüt oluşacağından, alacaklı takip tarihinden ödeme tarihine kadar faize hak kazanacağından, mahkemece yapılacak işlem; takip tarihinden harici ödemenin yapıldığı tarihe kadar işlemiş faiz ve fer’ilerini tespit ederek, yapılan ödemenin öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden düşülerek, bakiyenin borç aslından mahsubu ile bakiye borcun tespiti ve icra inkar tazminatı davada kabul edilen miktara göre belirleneceğinden, tespit edilen bakiye asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamı ile icra inkar tazminatı konusunda karar vermektir. Mahkemece bu yönde hesaplama yapılmadığı tespit edildiğinden, davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulü ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/810 Esas ve 2017/683 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarih ve 2015/810 E. 2017/683 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. hükmü gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021