Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/303 E. 2021/648 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/303
KARAR NO: 2021/648
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/04/2017
NUMARASI: 2014/712 E. 2017/374 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile davacı şirket aleyhine çeke dayalı icra takibi başlatıldığını, takip konusu çek ile ilgili Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/287 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, davalı taraf ile yapılan şifai görüşmede takip konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisince atılmadığı, çekin kaybolduğu ve bu itibarla çek iptali davası açıldığı bildirilmiş ise de, davalı tarafın bu görüşmeyi dikkate almadan icra takibine devam ettiğini, müvekkilinin araçlarına hacizler konulduğunu ve borcu ödemesi için baskı yapıldığını, davalı tarafın 23/05/2014 tarihinde dosya borcunu tahsil ettiğini belirterek, takip dosyasına ödenen paranın istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davada davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davacının … emrine keşide ettiği çekin, ciro edilerek davalıya verildiğini, vade günü geldiğinde çeki bankaya ibraz etmek için gitmesiyle ödemeden men kararı verildiğini öğrendiğini, ödemeden men kararı için başvuranın lehdar yahut hamil olması gerektiğini, davacının önce çeki kaybettiğini, daha sonra bahsi geçen çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi …’ın 14/01/2016 tarihli raporu ile; inceleme konusu … nolu ve 20.000,00 TL bedelli çekin ön yüzündeki keşideci imzasının kişilerin dosyada mevcut imza örnekleri ile aralarında saptanan farklılıklara ve bezemezliklere nazaran, …’un veya …’un eli ürünü olmadığı, tüm dosya kapsamına göre; davacının davaya konu çekin keşidecisi olduğu, çekin dava dışı … cirosu ile davalıya geçtiği ve davalı tarafından ibraz edildiği, alınan bilirkişi raporu ile keşideciye atfen atılan imzanın, davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı tespit edilmesine karşın, davalının çeki kötüniyetli olarak ele geçirdiğinin usulünce ispatlanamadığından, davalı iyiniyetli hamil olduğundan, davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine çeke dayalı icra takibi başlatıldığını ve 23/05/2014 tarihinde dosya borcunu davalının tahsil ettiğini, dosya borcu tahsil edilmeden önce, davalı tarafla yapılan görüşmede, takip konusu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisince atılmadığının, çekin kaybolduğunun ve çek iptali davası açıldığının bildirildiğini, davalı tarafın bu görüşmeyi dikkate almadan icra takibine devam ederek alacağı tahsil ettiğini,Bilirkişinin 14/01/2016 tarihli raporunda, inceleme konusu … nolu ve 20.000,00 TL bedelli çekin ön yüzündeki keşideci imzasının …’un veya …’un eli ürünü olmadığını belirttiğini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığı saptanmasına rağmen, sübut bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirtilen ve HMK m. 355 hükmü gereğince re’sen gözetilecek nedenlerle istinaf incelemesi yapılarak, mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu … Bankası Hereke-İzmit/Kocaeli Şubesi’ndeki … numaralı hesaptan … numarası ile 20.000,00 TL tutarlı olarak …-…’e keşide edilen çekin rıza dışında elden çıktığı ve sahte imza ile tanzim edildiğinin davalı tarafa bildirilmesine rağmen icra yolu ile tahsil edildiğinden bahisle, davalı taraftan istirdadına ilişkindir. Çekin ciro silsilesinin incelenmesinden; keşidecinin davacı … T.A.Ş olduğu, lehtar …-… tarafından … – …’a ciro edildiği ve … tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile takibe konu edilerek tahsil edildiği, bu hali ile ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davalının yasal hamil olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece alınan Adli Tıp Belge İnceleme (Grofoloji) uzmanı bilirkişi …’ın 14/01/2016 tarihli raporundan; inceleme konusu … nolu ve 20.000,00 TL bedelli çekin ön yüzündeki keşideci imzasının kişilerin dosyada mevcut imza örnekleri ile aralarında saptanan farklılıklara ve bezemezliklere nazaran, …’un veya ..’un eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece; Dava konusu çek üzerindeki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığı, ancak, davalının çeki kötüniyetli olarak ele geçirdiğinin usulünce ispatlanamadığından, davalının iyiniyetli hamil olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan ve olaya uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK’nun 818/1-e maddesinde poliçeye ait hükümler çek hakkında da uygulanacağından, aynı yasanın 687. maddesinde; “poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ancak hamilin poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olmasının bu düzenlemenin istisnasını oluşturduğu düzenlenmiş ve aynı ilkelerin tekrarı niteliğindeki 790. maddesinde cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde, yetkili hamil sayılır, çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir, bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” 792. Maddesinde ise; ” çek herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yolu ile devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil, ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür ” düzenlemeleri mevcuttur. Dava konusu olaya TTK 687 ve 790 ile 792. maddelerinin uygulanabilmesi için, çekin keşideci tarafından usulüne uygun düzenlenip rızası hilafına elinden çıkması ve poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’iler ileri sürmesi gerekir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ve Yargıtay 19. HD’nin 2017/3325-2018/6735 esas ve karar sayılı kararında belirtildiği üzere, imza inkarı herkese karşı ileri sürülebilen mutlak defidir. Bu sebeple yasal hamil dahil herkese karşı ileri sürülebilir. İmza incelemesi sonunda çekteki imzanın keşideci şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilerek iddia sübuta erdiğinden, davanın kabulü yerine olayda uygulama yeri bulunmayan TTK’nun 687. maddesine dayanılarak ret kararı verilmesi yasaya aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/712 esas ve 2017/374 karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ise de; Yargıtay HGK’nun 03/10/2007 tarih ve 2007/18-643 esas ve 2007/714 karar sayılı kararında belirtildiği üzere davacı taraf davadan önce davalı tarafa ihtar göndererek temerrüte düşürmediğinden dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/712 E. ve 2017/374 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan istirdat davasının KABULÜ ile; davacı … tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … takip dosyasına ödenen 27.385,23 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ÖDENMESİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.870.69 TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 467,70 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.402,99 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 25,20 TL başvurma harcı, 467,70 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 200,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.197,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, takdiren 4.107,78 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İADESİNE, 5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 36,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 95,20 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER OLMADIĞINA, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/06/2021