Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/299 E. 2021/205 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/299
KARAR NO: 2021/205
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul(kapatılan) 4.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/02/2017
NUMARASI: 2015/162 E. 2017/21 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının ilk bölümü 10.02.2015 tarihinde … TV’de yayınlanan “…” isimli TV dizisinin yapımcısı olduğunu, ortak eser sahibi olan müvekkillerinden … ile davalı şirketin dizinin iç müziklerinin yapılması konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, müvekkillerinin dizinin yayın tarihine çok kısa bir süre kalmasına rağmen büyük bir özveri içinde çalışarak, kendilerinden talep edilen eserleri süresi içerisinde davalı şirkete teslim ettiklerini, davalı şirketin dizinin dördüncü bölümünün yayınlanmasından sonra artık müvekkilleri ile çalışmayacaklarını, iç müzikler için de jenerik müziğini yapan … ile çalışmaya devam edeceklerini bildirdiğini, bu hususta müvekkillerine hiçbir gerekçe de sunulmadığını, buna rağmen 5.bölümde müvekkillerinin muvafakati olmaksızın müvekkillerine ait eserlerin kullanıldığını, yine anılan dizinin 6. bölümünden sonra müvekkillerine ait eserlerin klonu niteliğindeki iç müziklerin dizi içeriğinde kullanılmaya başlandığını, 18. bölüme kadar da müvekkillerine ait müziklerin klonlarının haksız şekilde kullanıldığını belirterek, haksız fiilin tespiti ve önlenmesini, FSEK 68.madde uyarınca eser sahipliğinden kaynaklı, bölüm başı ücreti olarak belirlenen 6.000.TL birim ücret üzerinden 18. bölüme kadar hesap edilmesi gereken akdi bedelin üç katı tutarındaki maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin davaya konu “…” isimli televizyon dizisinin yapımcısı olduğunu, dizide kullanılan müzikler ile ilgili olarak davacıların tamamının, iş bu müzik eserleri üzerindeki mali hakları herhangi bir süre, yer, sayı, bölüm sayısı vb. hiçbir kısıtlama/sınırlama olmaksızın “tam ruhsat” niteliğinde müvekkili şirkete ve dizinin yayıncısı … TV’ye devir ettiklerini, devre ilişkin mali hak bedellerinin tamamının ödendiğini, davacıların herhangi bir hak ve alacaklarının bulunmadığını, dizinin özgün müziklerinin dava dışı …’a ait olduğunu ve ilk 4 bölümde kullanılan için müziklerinde önemli bir kısmının …’a ait olduğunu, dizinin ilk 4 bölümünden sonra davacıların iç müziklerinin kullanılmadığını, 5.bölümde kullanıldığı varsayılsa dahi hukuka aykırı bir durumun olmadığını, çünkü davacıların kendileri ait olan dizinin için müzikleri üzerindeki mali haklarını, manevi hakları kullanma yetkilerini herhangi bir süre, bölüm vb kısıtlama olmaksızın tam ruhsat niteliğinde 42.000,00 TL bedelle müvekkiline ve … TV’ye devrettiklerini, tazminat taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; FSEK’in 48/3.maddesi uyarınca henüz eser oluşturulmadan yapılan mali hak devrinin geçersiz olduğu, dizinin ilk 5 bölümünde davacıya ait müziklerin kullanıldığı, bölüm başına 6.000,00 TL ve gerekli masraflar için 12.000,00 TL’nin davacı tarafa ödendiği, 6.bölümden itibaren aynı müziklerin kullanıldığına rastlanılmadığı, ancak 14.bölümde kullanılan müziklerle benzerlik olduğu düşünülse dahi dava dışı …’a ait müziklerin mi daha önce oluşturulduğu, yoksa davacıya ait müziklerin mi önce oluşturulduğunun belli olmadığı, ancak 5.bölümde davacıların isminin jenerikte gösterilmediği, FSEK’in 15.maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dizinin ilk 5 bölümünde kullanılan iç müziklerin davacılara ait olduğu, 6-19. bölümde kullanılan iç müziklerin bu müziklerle melodik ve müzik düzenlemeleri bakımından benzedikleri, diğer bir deyişle klonlandıkları tespit edilmesine karşın dava dışı 3. kişinin beyanlarına dayanılarak bu müziklerin kim tarafından meydana getirildiğinin belirlenemeyeceği sebebinin kendi içerisinde çelişkili ve hayatın olağan akışı ile maddi gerçeğe aykırı olduğunu. benzer müziklere ilişkin müvekkillerinin hak sahibi olduğu tespit edildiğinden bu kısma ilişkin taleplerin reddinin hukuka aykırı olduğunu, müziklerin oluşturulma tarihi ile ilgili olarak dosyaya sunulan internet görsellerinin bilgisayar marifetiyle her zaman oluşturulabileceğini, Davanın tarafı olmayan ve davalı yararına savurma yapan dava ışı üçüncü kişinin beyanlarının ve sunduğu belgelerin dikkate alınmaması gerektiğini, İlk 5 bölümde kullanılan iç müziklerin davacılara ait olduğu ve bu müzik üzerinde davacıların hak sahihi olduğu mahkemece tespit edildiğinden bu müziklerin benzerinin de aslında davacılara ait müziklerin klonlanmasıyla üçüncü kişiler tarafından sonradan yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini, birbirinden klonlandığı sabit olan müziklerden birine ilişkin hak sahipleri belirlendikten sonra diğer müziğin sahibinin farklı bir kimse olması mümkün olmadığından, rapordaki bu tespit ve aynı yöndeki mahkeme kararının kendi içerisinde de bir çelişki yarattığını, Mali hak devir beyanlarının, eserler oluşturulmadan önce imzalandığı hususunun beyanlardaki tarihlerden açıkça anlaşıldığını, aksi yöndeki davalı beyanlarının gerçek dışı olduğunu, Vekalet ücretinin hatalı belirlendiğini, davanın kısmen kabul edildiğini, kabul oranı üzerinden davacı yararına 2.860,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak AAÜT 10/2.maddesine aykırı olarak reddedilen kısım üzerinden davalı lehine 4.750,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa ki hükmedilecek vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğini belirterek mahkeme kararının maddi ve manevi tazminat yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Dizinin ilk 4 bölümünde davacıların isimlerinin yer aldığını, bu nedenle manevi tazminat talebinin hukuka aykırı olduğunu, Dizinin 5.bölümünde davacı müziklerinin kullanılmadığını, kullanılan müziklerin dava dışı …’a ait olduğunu, kullanıldığı kabul edilse dahi mali hakların devredilmesi nedeniyle bir hak ihlalinden söz edilemeyeceğini, Usûlüne uygun mali hak devrinin bulunduğunu, aksi yöndeki mahkeme kararının hatalı olduğunu, devir beyanına göre, eserlerin devir beyanı imzalanırken var olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, haksız fiilin tespiti ve önlenmesi, FSEK’in 68.maddesi uyarınca sözleşme bedelinin üç katı tutarında maddi tazminat ve manevi tazminat davasıdır. Davacı taraf, … TV’de yayınlanan “…” isimli TV dizisinin müziklerinin kendileri tarafından bestelendiğini, yapımcı olan davalı şirketin, dizinin 4. bölümünden sonra başkasıyla çalışmaya başladığını, 5.bölümde kendilerine ait eserlerin kullanıldığını, 6.bölümden sonra kendilerine ait eserlerin klonu niteliğindeki eserlerin kullanıldığını iddia etmiş, davalı ise, mali hakların kendilerine devredildiğini, yine de 4.bölümden itibaren davacı müziklerinin kullanılmadığını savunmuştur. Mahkemece maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca istinaf başvurusuna konu edilmiştir. FSEK’in 52. maddesi gereğince eserle ilgili mali haklara dair, gerek sözleşmeler gerekse tasarruf muamelelerinin yazılı şekilde yapılması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır. FSEK kapsamında ancak tamamlanmış eserler üzerindeki mali haklarda tasarruf işlemi yapılmasına cevaz verilmiş olup, henüz vücuda getirilmemiş yahut tamamlanmamış eserler üzerindeki mali haklar veya kullanma ruhsatları üzerinde tasarrufi işlem yapılması batıl sayılmıştır. Diğer yandan FSEK’in 68. maddesinde düzenlenen mali haklara tecavüz hâlinde hak sahibine “bedelin üç kat fazlasının” ödenmesine karar verilmesi, mütecavizi caydırmaya yönelik kanuni bir ceza hükmündedir. 1-) Dosyaya sunulan ”BESTECİ/ÖZGÜN MÜZİK MALİ HAKLARIN DEVRİ BEYANI” isimli devir beyanları ve eklerindeki muvafakatnâmeler incelendiğinde, beyanların konusunun … TV’de yayınlanan “…” isimli TV dizisinin müzikleri olduğu, hangi hakların devredildiğinin ayrı ayrı gösterildiği ve beyanların davacılar tarafından tek tek imzalandığı görülmüştür. Devir beyanlarının ekindeki muvafakatnâmelerde ayrıca işleme hakkının da devredildiği görülmüştür. Davacı tarafça müziklerinin klonlandığı iddiası, işleme kapsamında değerlendirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre dizideki her bölüm başına 6.000,00 TL ve gerekli masraflar için 12.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığı, dosyaya sunulan banka dekontlarında her bir bölüm için ”telif bedeli” açıklamasının yer aldığı, davalı tarafça toplamda 5 bölüm parası 30.000,00 TL ve gerekli masraflar için 12.000,00 TL olmak üzere toplamda 42.000,00 TL ödendiği görülmektedir. Bu kapsamda, usûlüne uygun bir mali hak devir beyanının bulunması, devir beyanında işleme hakkının da devredilmiş olması, ödenen bedelin mali hak devrine ilişkin olması hususları birlikte dikkate alındığında FSEK’in 52. maddesi kapsamında usûlüne uygun bir mali hak devrinin gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar mahkemece, devir tarihinde henüz eserlerin oluşturulmadığı gerekçesiyle FSEK’in 48/3. maddesi uyarınca devrin geçersiz olduğu kabul edilmiş ise de; bu yöndeki kabulün dayanaksız olduğu, bu yönde dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, eserlerin oluşturulma zamanına ilişkin kesin bir delil bulunmadığı gibi devir beyanlarının da tarihsiz olduğu, gerek devir beyanının içeriği, gerek tarafların iddia ve savunmaları, gerekse denetime elverişli kök rapordaki tespitler dikkate alındığında, devrin yapıldığı tarihte eserlerin mevcut olduğu kanaatine varılmıştır. 2-) Diğer yandan, dava konusu eserlerden 14.bölümde kullanılanların dava dışı … tarafından oluşturulan eserlerle benzerlik gösterdiği ancak hangi eserin önce hangi eserin sonra meydana getirildiği ve bu kapsamda hangi eserin hangisinden esinlendiğinin saptanamadığı yönünde bilirkişi tespitinde bulunulmuş ve mahkemece de bu tespit benimsenmiş ise de, dava dışı … tarafından oluşturulan eserin oluşturulma tarihiyle ilgili olarak dosyaya sunulan internet görselinin doğruluğunun denetlenemediği, bu nedenle oluşturulma tarihi belli olmayan bir esere üstün tutulamayacağı anlaşılmıştır. 3-) Dolayısıyla usûlüne uygun bir mali hak devrinin bulunması, bu kapsamda işleme hakkının da devredilmiş olması dikkate alındığında FSEK’in 68.maddesinde belirtilen koşulların maddi tazminat istemi yönünden gerçekleşmediği, ancak dizinin 5.bölümünde davacı müzikleri kullanıldığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olmasına rağmen jenerikte davacı isminin yer almadığı, bu kapsamda hükmedilen tazminatın olayın özelliklerine, hal ve koşullara göre uygun bir miktarda olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 4-) Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin esasa yönelik istinaf başvuruları yerinde görülmemiş ise de, davacı vekilinin vekâlet ücretine ilişkin istinaf sebebine gelindiğinde; mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı yararına 2.860,00 TL, davalı lehine ise 4.750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa A.A.Ü.T’nin 10/2.maddesine göre, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. Bu nedenle davalı lehine fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı görülmüştür. Mahkemece her ne kadar yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulmuş ise de, kararın sonuç itibariyle doğru olduğu ancak yukarıdaki paragrafta vekâlet ücretine ilişkin olarak yapılan açıklamalar ışığında; davalı vekilinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK 353/1/b-1 maddesi uyarınca reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile 4 numaralı bentte belirtilen sebeple 6100 Sayılı HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 3- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul (kapatılan) 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.02.2017 gün ve 2015/162 Esas, 2017/21 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 4/a- Davacıların maddi tazminat ve haksız fiilin tespiti ile önlenmesine yönelik taleplerinin REDDİNE, 4/b- Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000.TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10.TL karar harcından, peşin yatırılan 27,70.TL’nin mahsubu ile bakiye 655,40.TL’nin davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b- Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, Av. Asg, Üc, Trf.’ne göre, manevi tazminat talebi yönünden 2.860,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, 5/c- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, Av. Asg, Üc, Trf.’ne göre, maddi tazminat yönünden 2.860,00 TL maktu ve manevi tazminat talebi yönünden 2.860,00 TL maktu olmak üzere toplam 5.720,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/d- Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.579,80 TL yargılama giderinden, kabul ve ret oranına göre hesaplanan 460,67 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, 5/e- Davalı tarafından yapılan toplam 37,00 TL yargılama giderinden, kabul ve ret oranına göre hesaplanan 30,39 TL’nin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a- İstinaf talebi reddolunduğundan alınması gerekli 683,10 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 170,77 TL’nin mahsubu ile bakiye 512,33 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6/b- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 61,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 147,20 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, 6/d- Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 6/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/02/2021