Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/292 E. 2021/342 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/292
KARAR NO: 2021/342
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/01/2017
NUMARASI: 2014/459 E. 2017/42 K.
DAVANIN KONUSU:Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesinin 17.07.2013 tarihinde sona erdiğini, davalının gönderdiği 05/07/2013 tarihli hesap mutabakatında müvekkilinin alacaklı olduğunun belli olduğunu, 118 TL müvekkilinin borcuna 31/07/2013 tarihli ihtar ile itiraz edildiğini, davalının haksız olarak … Bankası Bayındır Şb muhataplı 19/07/2013 tarihli 25.000 TL bedelli teminat mektubunu nakde çevirip tahsil ettiğini, bu nedenle müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını, haksız olarak nakte çevrilip tahsil edilen 25.000 TL nin nakte çevrildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ve 25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı ve müvekkili arasındaki bayilik sözleşmesinin 17/07/2013 tarihinde süre bitiminde kendiliğinden sona erdiğini, davacının banka teminat mektubunun 19/07/2013 vadeli olduğunu, mülkiyeti müvekkiline ait olan 8691 adet LPG tüplerinin davalının zilyetliğinde olup iade edilmediğini, davacının teminat mektubunu yenilemediğini, bu nedenle teminat mektubunun vadesinde muhatap bankadan tahsil edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili karşı davasında; Müvekkilinin davalıdan sözleşme gereğince iade edilmeyen tüpler nedeniyle 50.000 TL cezai şart alacağı olduğunu, alacağın davalıdan tahsilini karşı dava olarak talep ettiklerini, ancak davacının 20.856,79 TL depozito alacağın mahsup edilerek hesap yapılmasını istediklerini belirterek, 50.000 TL cezai şart alacağının davalının temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili karşı davaya cevap olarak; Karşı davacı şirketin müvekkilinde bulunan tüplere karşılık 20.856,79 TL depozito bedeli ödediğini, tüplerin abonelerde olduğunu, davalı karşı davacının cezai şart talebinin koşulları oluşmadığından reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; ”Davanın, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrilmesi nedeniyle alacak, karşı davanın ise, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince cezai şart alacağının tahsili istemi olduğu, tüm dosya kapsamına göre; davalı …’ın bayilik sözleşmesinin 17/08/2013 tarihinde sona ermesinden sonra, davacıda bulunan 4.106 adet 2 kg ,4.455 adet 12 kg , 90 adet 24 kg 40 adet 45 kg olmak üzere 8691 adet LPG tüpünün iade edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 25. mad gereğince 251.218,00 TL cezai şart alacağının doğduğu, davalı … ın 19/07/2013 vadeli teminat mektubunun davacı tarafça yenilenmesi ihtarında bulunduğu, ancak kabul edilmediği bu nedenle nakde çevirildiği, yapılan işlemin sözleşmeye uygun olduğu, sözleşme koşullarında işlem yapıldığından davacının bu nedenle bir alacağı doğmadığı, davacının tasarrufu sonucu işlem gerçekleştiğinden, manevi tazminat talep edemeyeceği,” kanaatine varıldığı tespit edilmiştir.Mahkemece karşı davada; ”İpragaz ın 251.218,00 TL cezai şart alacağı tespit edildiğinden, bu alacaktan 20.856,79 TL depozito bedeli ve 23.500 TL teminat mektubu bedeli mahsup edildiğinde 205.961,21 TL alacağının kaldığı, taleple bağlı kalınarak 50.000 TL cezai şart alacağının tahsili gerektiği, davacı-karşı davalı Beyoğlu … Noterliği’nin 31/07/2013 tarihli cevabi ihtarnamesi ile temerrüde düştüğünden, davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 50.000,00 TL’nin 31/07/2013 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline” karar verilmiştir. Davacı-Karşı Davalı vekili tarafından 08/09/2017 tarihinde karar aleyhine İstinaf yoluna başvurulmuş ise de taraf vekillerinin 12/03/2021 tarihli e-imzalı dilekçeleri ile taraflar arasında harici anlaşma sağlandığından, davadan ve karşı davadan feragat ettiklerini, taraflarca sarf edilen giderlerin sarf eden taraf üzerinde bırakılmasını, karşılıklı olarak vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirildikleri, e-imzalarının güvenli olduğu, vekaletnamelerinin incelenmesinden, davadan feragat yetkilerinin bulunduğu tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi gereğince feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu, HMK 310. maddesine göre, feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, HMK 311. maddesi ile feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, HMK 360. maddesinde, istinaf bölümünde aksine hüküm bulunmayan hallerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan usulün uygulanacağı, düzenlenmiştir. Davacı ve karşı davacı vekilleri, vekaletnamelerindeki feragat yetkilerine dayanarak, karar henüz kesinleşmeden, istinaf aşamasında iken, davalarından feragat ettiğinden, istinaf aşamasında davadan feragati düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesinin aksine hüküm bulunmadığından, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2017 tarih ve 2014/459 esas 2017/42 karar sayılı kararının kaldırılarak davadan feragat sebebiyle yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaat ve soncuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstinaf talebinin, davadan feragat edilmesi sebebiyle İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2017 tarih ve 2014/459 esas 2017/42 karar sayılı kararının davadan feragat sebebiyle KALDIRILMASINA, 2- Asıl Davanın ve Karşı Davanın feragat sebebiyle ayrı ayrı REDDİNE, 3- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; A) Asıl dava yönünden; 1- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 853,90 TL’den mahsubuyla fazla yatırılan 794,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı- karşı davalıya verilmesine, 2- Talep olmadığından, davalı-karşı davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,3- Talep gibi davacı -karşı davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 4- Karşı dava yönünden; 1- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 853,90 TL’den mahsubuyla fazla yatırılan 794,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı- karşı davacıya verilmesine, 2- Talep olmadığından, davacı-karşı davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 3- Talep gibi davalı -karşı davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf incelemesi yapılmadığından Peşin alınan 62,80 TL maktu ve 822,50 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı- karşı davalıya verilmesine, 5/b- İstinaf talebinde bulunan davacı -karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5/c- İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın yapıldığından, davacı -karşı davalı taraf yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 310 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021