Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/290 E. 2021/137 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/290 Esas
KARAR NO: 2021/137
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2014/622 E. – 2017/462 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde: Davacı bankanın Kuyubaşı şubesi tarafından davalı borçlu … lehine 30/10/2006 tarihli bireysel destek kredi sözleşmesine istinaden krediler kullandırıldığını, kredi teminatını oluşturmak üzere borçlunun maliki olduğu 3 adet taşınmazın tamamı üzerine 31/10/2006 tarihinde 1.derecede ipotek tesis edildiğini, kredilerin geri ödenmemesi üzerine kredi borçlusuna Beşiktaş … Noterliğinin 22/01/2009 tarih, … yevmiye nolu hesap kat ihtarı ve hesap özetinin tebliğ edildiğini, ihtara rağmen borç ödenmemesi üzerine alacağa tahsil için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, taşınmazların 07/06/2010 tarihli 1. artırmada sırasıyla 60.000 TL, 90.000 TL, 60.000 TL bedelle satın alındığını, ihalenin kesinleşmesi üzerine 03/08/2010 tarihinde banka lehine tescil edildiğini, dava dışı … tarafından, takip borçlusu …’nın ipotekli taşınmazları davalıya devretmiş olmasından dolayı İstanbul 6. ASHM ‘de tasarrufun iptali davası açıldığını, 11/06/2009 tarihinde davanın sonuçlanarak bankaya ipotekli taşınmazlar bakımından tasarrufun iptaline karar verildiğini, davacı ile dava dışı … arasında devam eden yargılama neticesinde İstanbul … İcra mahkemesinin 25/11/2010 tarihli kararı ile ” …Yeni Malik tarafından taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmiş olsa bile haciz alacaklısının iptal edilmiş tasarruf oranında iptal davasını kazanın alacaklıya karşı ipotek alacağının önceliği bulunmadığı, ipotek alacağının böyle bir önceliğe sahip olmaması nedeniyle davayı kazanan alacaklıya iptal edilen tasarrufu oranında öncelikle ödeme yapılması gerektiği… ” karar verildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, yargılamanın devamı aşamasında takip dosyası olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından dava dışı …’in talebi üzerine 14/01/2011 tarihli muhtıra ile davacı banka tarafından icra dosyasına 189.826,00 TL bedelli kesin teminat mektubu sunulduğu, mektup bedelinin 11/01/2013 tarihinde dosyaya yatırıldığını, davacı bankanın davalı borçludan olan alacağını taşınmazlar üzerindeki ipotek işlemini iptal edilmesi neticesinde alamayan davacı tarafından, borçludan alacaklı olan diğer dava dışı kişiye yapmış olduğu ödemeden doğan alacağını talep etmek üzere İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, takip kapsamında borçludan ödenmiş kar kadar alacak talep edildiğini, davalı borçlunun takibe, borca, faiz ve ferilerine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacı tarafından davalıya 30/10/2006 tarihinde imzalanan 3 ayrı bireysel destek kredisi kullandırıldığı, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarı gönderildiği ve davalıya 1 haftalık ödeme süresi verildiği, dosya üzerindeki mevcut belgelerden kredi kat ihtarının 30/01/2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre, 07/02/2009 tarihinde davalı borçlunun temerrüte düştüğü, İİK 68/b-2 hükmü gereğince hesap özetlerine itiraz edilmemesi durumunda belirlenen miktarların kati borç olarak kabulü gerektiği, kredi kat ihtarı ile banka kayıtlarında mevcut anapara ve işlemiş faiz ile feriler toplamının 113.927,30 TL ile örtüştüğü, temerrüt faizi isteğinin kanuna ve sözleşmeye uygun olduğu, davacı hakkında başlatılan İstanbul … İcra dairesinin … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte belirlenen asıl alacak oranının hesap özeti ve kredi kat ihtarı ile uyumlu olduğu, ancak davacının İstanbul … İcra Dairesine itiraza ve davaya konu … esas sayılı takipteki asıl alacak tutarının 189.826 TL olduğu nazara alındığında davacının 113.927,30 TL’lik kısmi asıl alacak ile 75.898,70 TL’si işlemiş faiz ve ferileri olmakla birlikte toplam tutarı asıl alacak olarak kabul ederek takibe başladığı, bunun ise davalıya kullandırılan krediler, ödenmeyen borç tutarı, daha önce gönderilen hesap özeti ve kredi kat ihtarı ile uyumlu olmadığı, davalının asıl borca faiz ve ferilerine ilişkin itirazın kısmen yerinde olduğu, Davacının takip talebinde bulunduğu asıl alacak 189.826,00 TL olup, işlemiş faiz ve ferileri yönünden toplam takip çıkışının 235.187,36 TL olduğu, ancak davacının itirazın iptaline konu ettiği ve harcını yatırdığı tutarın 189.826,36 TL olduğu, bu anlamda davacının takip konusu asıl alacak tutarı yönünden itirazın iptalini talep ettiği nazara alınarak asıl alacak tutarının ise benimsenen bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere 113.927,30 TL olduğu, Alacağın likit banka alacağı olması, borcun sebebinin temeldeki kredi kullandırma sözleşmesi olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Neticede davanın kısmen kabul kısmen reddine, takibin asıl alacak 113.927,30 TL yönünden devamına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesi tarafından, takibe konu asıl alacak miktarı olarak 113.927,30- TL’ ye hükmedilmiş, asıl alacağa işleyen temerrüt faizine hükmedilmediğini, borç miktarının eksik ve hukuka aykırı olarak belirlendiğini, İlk derece mahkemesince, borçlunun kullanmış olduğu kredileri ödememesi nedeniyle, Beşiktaş … Noterliğinin 22.01.2009 tarih ve … yevmiye numarası ile gönderilen hesap kat ihtarnamesinde belirtilen asıl alacak miktarına davacı bankanın alacağı olarak hükmedilmiş ise de, borçluya karşı başlatılan ve borçlunun itiraz etmiş olduğu İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı icra takibinin asıl dayanağının, dava dışı …’e ödenen ipotekli taşınmazların bedeli olduğunu, dava dışı …’in, davacı banka adına kayıtlı ipotekli taşınmazların …’e devrinden önceki eski maliki dava dışı …’nın haciz alacaklısı olup, alacağını temin edemediğini ve ipotekli taşınmazların davacı banka tarafından icra yolu ile paraya çevrilmesi sırasında tasarrufun iptali davası açtığını, dava sonucu, tasarrufun iptaline karar verildiğini, icra takibinde açıkça belirtildiği gibi, dava dışı …’e davacı banka tarafından ödenmek zorunda kalınan asıl alacağın 189.326,00 TL olduğunu, Mahkemenin, icra takibine dayanak olan ve üçüncü kişiye ödenen miktarı dikkate almamasının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince faize hükmedilmediğini, 2009 yılında kat edilen hesap kat ihtarnamesi ile başlayan temerrüt faizine hükmedilmediğini, dava açılırken asıl alacak üzerinden harç yatırılmış olmasının faizden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceğini, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların ihbarnameye göre hesaplandığını, dava konusunun üçüncü kişiye ödenen bedel olduğunu, Davanın kısmen kabulünün hatalı olduğunu, bu nedenle aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı banka tarafından davalıya kullandırılan krediler nedeniyle üzerinde ipotek tesis edilen ve daha sonra davacı bankaca borca mahsuben satın alınan taşınmazlar hakkında açılan tasarrufun iptali davası neticesinde tasarrufun iptaline karar verilmesi üzerine davacının dava dışı kişiye ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı banka tarafından davalı aleyhine, 189.826,00 TL asıl alacak,43.201,31 TL işlemiş faiz ve 2.160,05 TL BSMV olmak üzere toplam 235.187,36 TL üzerinden takip başlatıldığı, takibin dayanağının ”kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacak ve bu kapsamda mahkeme kararları da dikkate alınmak suretiyle üçüncü kişiye ödenen bedel” olarak belirtildiği, borçlu davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğu, yasal süresi içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosya muhteviyatına göre, davacı banka tarafından davalıya 30.10.2006 tarihli bireysel destek kredi sözleşmesi ile krediler kullandırıldığı, kredi teminatını oluşturmak üzere borçlunun maliki olduğu üç adet taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiği, kredilerin ödenmemesi üzerine kredi borçlusu davalıya Beşiktaş … Noterliğinin 22.01.2009 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarı ve hesap özetinin tebliğ edildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, taşınmazların bankaca borca mahsuben satın alındığı, ihalenin kesinleşmesi üzerine banka lehine tescil edildiği, ancak dava dışı … tarafından bu taşınmazlara ilişkin olarak İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde tasarrufun iptali davası açıldığı, dava sonucunda ipotekli taşınmazlar bakımından tasarrufun iptaline karar verildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından dava dışı …’in talebi üzerine icra dosyasına 189.826,00 TL bedelli kesin teminat mektubu sunulduğu, mektup bedelinin 10.01.2013 tarihinde ödendiği, yapılan ödeme nedeniyle İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince her ne kadar dava ”Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan bireysel destek kredisi sözleşmesine istinaden verilen kredilerin teminatını teşkil etmek üzere davalı kredi borçlusu tarafından dava dilekçesinde belirtilen 3 adet taşınmazın tamamı üzerine konulan ipotek işleminin icra takibi sonrasında davacı banka alacağına mahsuben taşınmazların satın alınmasından sonra, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/72 Esas sayılı dosyasında bu taşınmazlar yönünden tasarrufun iptali kararı verilmesi ile iptali sonucu banka tarafından borçludan alacaklı olan dava dışı 3. kişiye yapılan ödemelerin davalı kredi borçlusundan tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir. Diğer bir deyimle uyuşmazlık, kredi alacağı rehinle temin edilen alacaklı bankanın, rehin (ipotek) işleminin iptal edilmesi ve tahsil ettiği rehin alacağını 3. kişiye ödemesi nedeniyle kredi sözleşmesinden kaynaklı nakdi alacağın kredi borçlusundan tahsili istemine ilişkin genel haciz yoluyla ilamsız takipte itirazın iptaline ilişkindir.” denilerek doğru nitelendirilmiş ise de, ”…davacının 113.927,30 TL’lik kısmi asıl alacak ile 75.898,70 TL’si işlemiş faiz ve ferileri olmakla birlikte toplam tutarı asıl alacak olarak kabul ederek takibe başladığı, bunun ise davalıya kullandırılan krediler, ödenmeyen borç tutarı, daha önce gönderilen hesap özeti ve kredi kat ihtarı ile uyumlu olmadığı…” denilmek suretiyle davaya konu takibin dayanağının yalnızca kredi sözleşmelerine ilişkin olduğu şeklinde yanılgıya düşülmüş, bu durum ise gerekçe içerisinde çelişkiye yol açmıştır. Oysaki takibin dayanağı, ipotekli taşınmazlar üzerinde tasarrufun iptaline karar verilmesinden sonra davacı banka tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsili talebinden ibarettir. Kaldı ki, yine Mahkemece kararın gerekçesinde, davalının temerrüde düştüğü ve faiz isteğinin kanuna ve sözleşmeye uygun olduğu belirtilmiş olmasına, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya (işlemiş faiz hesabı da dahil olmak üzere) itibar edilmesine rağmen hüküm kısmında faize hükmedilmemiş olması ayrıca gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmuştur. Diğer yandan, Mahkemece dava konusunun davacı banka tarafından üçüncü kişiye ödenen bedel olduğu dikkate alınarak, takip miktarının 235.187,36 TL olması, davalının alacağın tamamına itiraz etmesi ve itirazın iptali davasının da itirazın tamamen iptaline yönelik açılmasına rağmen davacının dava değerini sadece asıl alacak üzerinden gösterip eksik harç yatırmasının doğru olmaması nedeniyle, eksik harç tamamlatıldıktan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği halde yukarıdaki şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/13-474 Esas, 2011/568 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarih, 2018/166 Esas, 2018/5655 Karar sayılı ilamı) Sonuç itibariyle; Mahkemece yapılacak iş, dava konusunun davacı banka tarafından üçüncü kişiye ödenen bedel olduğu dikkate alınarak, takip miktarının 235.187,36 TL olması, davalının alacağın tamamına itiraz etmesi ve itirazın iptali davasının da itirazın tamamen iptaline yönelik açılması nedeniyle eksik harç tamamlatıldıktan sonra yargılamaya devam olunması, harç tamamlanmadığı taktirde taleple bağlı kalınması, gerektiğinde asıl alacak, ferileri ve masrafları yönünden dosyanın farklı bir bilirkişiye tevdi ile belirtilen hususlarda rapor aldırılması, yukarıda belirtilen çelişkilerin giderilerek hüküm kurulmasıdır. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince, harç tamamlatılmadan, çelişkili gerekçeyle esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün ve 2014/622 Esas, 2017/462 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021