Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/29 E. 2020/140 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/29 Esas
KARAR NO: 2020/140
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2017
NUMARASI: 2015/1260 E. – 2017/495 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin inşaat malzemeleri satışı üzerine faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı yanın kendilerine iletilen malzemeleri teslim almalarına rağmen bugüne dek herhangi bir ödemede bulunmadıklarını, bu hususta davalı yana kesilen faturaları e cari hesap ekstresini sunduklarını, davalı şirket çalışanı … tarafından malların teslim alındığını ve faturaların altının kendisi tarafından imzalandığını, davalı yanın müvekkiline olan harici beyanlarında, iş bu dava konusu alacağı ödememek amacıyla … seri numaralı ve 02/01/2014 tarihli 3.910,51 TL bedelli faturayı muhasebesel olarak kayıtlarına işlemediklerini ileri sürdüğünü belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya cari hesaptan kaynaklanan herhangi bir borcunun olmadığını, söz konusu faturanın ve malların müvekkiline teslim edilmediğini, faturanın kendi cari hesabında dahi kayıtlı olmadığını, icra takibinde cari hesaba dayanıldığını ancak dava dilekçesinde … seri numaralı 02/01/2014 tarihli 3.910,51 TL bedelli faturaya dayanıldığını, cari hesap ile davacı tarafından dava dilekçesi ekindeki fatura bedelinin de örtüşmediğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında ticari bir ilişki olduğu, takibe dayanak yapılan 02.01.2014 tarihli 3.910,51 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde mevcut olduğu, davacının defter ve belgelerine göre davalının davacıya 3.945,63 TL borçlu olarak göründüğü, davalı defterlerinde ise dava konusu faturanın kayıtlı olmadığı, SGK’ya yazılan müzekkere cevabında her ne kadar …’nin davalı şirket bünyesinde çalışmaları tespit edilemediği bildirilmiş ise de, kayıt dışı çalışıyor olabileceğinden ve tanık anlatımlarına göre faturada teslim alan kısmında imzası bulunan …’nin davalı şirket bünyesinde şantiyede çalıştığı ve faturaya konu malları teslim aldığı, ayrıca davalı şirket icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde ödeme emri ekinde gönderilen faturaların ödenmiş olduğunun belirtildiği anlaşıldığından, bu şekilde faturanın davalının kabulünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu faturanın kendi ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, fatura alacağının ispatlanamadığını, faturayı tebliğ alan kişinin davalı şirket çalışanı olmadığını, faturanın tebliğ edilmediğini beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, … seri numaralı 02/01/2014 tarihli 3.910,51 TL bedelli fatura temelinde cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu iddia ederken, davalı söz konusu faturanın kendilerine tebliğ edilmediği gibi fatura konusu malların da teslim edilmediğini, faturanın altında teslim alan olarak imzası bulunan şahsın şirket çalışanı olmadığını ileri sürmüştür. Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde dosyaya sunulan kök ve ek raporlarda, davacı defter ve belgelerine göre davalının davacıya 3.945,63 TL borçlu olduğu, davalı defterlerinde ise fatura kaydının yer almadığı tespitlerinde bulunulmuştur. Somut davada, ispat yükü davacı tarafta olup, fatura ve fatura konusu malların teslim edildiği hususunun ispatı gerekmektedir. Bu hususta SGK’dan gelen yazı cevabında, her ne kadar fatura altında teslim alan olarak imzası bulunan …’nin, davalı şirket çalışanı olmadığı belirtilmiş ise de, mahkemece bu kişinin tanık olarak beyanına başvurulmuş, … beyanında, davalı firmanın inşaat işinin başında bulunduğunu, icra takibine dayanak yapılan faturanın seramik karolarına ait olduğunu, fotokopisi gösterilen fatura altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, söz konusu seramik karoların teslim alındığını ve inşatta kullanıldığını beyan etmiş, davalı firmada muhasebe müdürü olarak çalıştığını ifade eden tanık … beyanında, …’nin davalı firma sahipleri ile akrabalık bağına sahip olduğunu, mal tedariki veya diğer hususlarda şirket sahibine destek amacıyla inşaatta bulunduğunu belirtmiş olup, Ülkemizde kayıt dışı çalışmanın yaygınlığının herkesçe ve mahkemelerce bilindiği, tanık beyanları dikkate alındığında, fatura altında imzası bulunan …’nin davalı şirket çalışanı olduğu, fatura altındaki imzayı kabul ettiği, faturayı ve fatura konusu malları teslim aldığını beyan ettiği, diğer tanıkların beyanlarının …’nin beyanları ile örtüştüğü, dolayısıyla fatura bedeli olan 3.910,51 TL ile davalı defterlerine göre cari hesapta borç olarak gözüken 35,12 TL olmak üzere takip bedeli tutarında davacının davalıdan alacaklı olduğu, böylelikle yerel mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 10/04/2017 tarih ve 2015/1260 E., 2017/495 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 269,53 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 67,38 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 202,15 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davalı tarafın istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020