Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/289 E. 2021/132 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/289 Esas
KARAR NO: 2021/132
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI: 2015/458 E., 2017/391 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket tarafından … , … , … , … sayılı poliçelerin düzenlendiğini ve sigortalısının … olduğunu, poliçe primlerinin davalı/borçlu tarafından ödenmediğini , bunun üzerine 17/07/2014 tarihli ihtar gönderildiğini ancak ihtara rağmen borcun ödenmediğini , bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını , itiraz üzerine takibin durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacı … şirketinin davalının yazılı talebi, peşin sigorta prim ödemesi yada taksitlendirme sözleşmesi olmaksızın davalının kızının lehdarı olduğu … , … , …, … sayılı sigorta poliçelerini düzenlediğini, ancak bu poliçelerden davalı … borçlusunun haberdar olduğunu, yada sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girdiği konusunda bir belge ibraz edilmediğini, davalı tarafça da sigorta sözleşmesinin varlığının kabul edilmediğini, kaldı ki prim borçlarının hiç bir taksidi yada peşinatının da davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle taraflar arasında yasaya ve usule uygun olarak kurulmuş bir sigorta akdi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı taraf ve davalı tarafın yöneticisi olduğu şirketlerin, davacı şirketten poliçe tanzim etmesini talep ettiğini ve söz konusu poliçelere ilişkin prim borçlarının davacının cari hesabına ve ticari defterine işlendiğini, cari hesap kapsamında toptan ödemeler yapıldığını, bu kapsamda ödeme dekontları ve cari hesap kayıtlarını dosyaya sunduklarını, mahkemece defter ve ticari kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılmadan karar verildiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili, davalının müvekkili şirkete olan poliçe prim borçlarını ödemediğini, tahsiline yönelik başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre, icra takibine konu edilen poliçelerden doğan primlerin ödenmediği, sigortacının sorumluluğunun başlamadığı, sigorta sözleşmesinin varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Dava, yangın sigorta poliçe prim borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. Sigorta sözleşmesinin, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla kurulacağı kuşkusuzdur. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem kazanır. Somut olayda davalı taraf sözleşmenin varlığını inkâr etmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 1424. maddesine göre, poliçenin sigorta ettirene teslim edildiğini ispat yükü sigortacıdadır. Sigortacının poliçenin teslim edildiğini ispatlaması halinde poliçe içeriğine ondört gün içinde itiraz edilmemiş ise poliçe yazılı şartlar ile geçerli olacaktır. Sigorta şirketinin kendileri tarafından imzalanmış bulunan poliçenin bir örneğini sigortalının ikametgahına götürerek ona vermek, dilerse bir suretini sigortalıya imzalattırarak almak ve özellikle primi veya ilk taksiti poliçenin teslimi karşılığı tahsil etmekle yükümlü olduğu bir gerçektir. Oysa, davacının dosyaya ibraz ettiği poliçe örneklerinde davalı sigortalının imzası bulunmadığı gibi davacı taraf poliçenin davalıya teslim ya da tebliğ edildiğini ispata yarar hiç bir kanıt da ibraz etmemiştir. Diğer yandan 6102 sayılı TTK’nın 1421 inci maddesi uyarınca sigortacının sorumluluğu primin tamamen ya da ilk taksitin ödenmesi ile başlar. (YHGK. 2007/11-250 E.- 2007/250 K. “…Sigorta şirketinin yetkili acentesi olduğu belirgin olan acentede bu yer çalışanı tarafından poliçe tanzim edilerek, yazılı belge karşılığı prim tahsil edilmiş olması, sigortacının sorumluluğunun başlaması için yeterlidir.) Sigorta priminin ilk taksidinin ödendiğine ilişkin davacı tarafça dosyaya sunulmuş herhangi bir kanıt da bulunmamaktadır. Dolayısıyla taraflar arasında geçerli bir sigorta sözleşmesi kurulduğunun ispatlanamadığı, sigortacının sorumluluğunun da başlamadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2017 tarih ve 2015/458 E., 2017/391 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021