Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/288 E. 2021/139 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/288 Esas
KARAR NO: 2021/139
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/03/2017
NUMARASI: 2016/235 E., 2017/255 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı davalıya mal sattığının sattığı mal için fatura kestiğini, kesilen faturaların davalı tarafından kabul edildiği halde davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı lehine icra takibi başlatıldığını, davalı firmanın yapmış olduğu kısmi itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının borcu iddia ettiği miktardan 3.802,73 TL daha fazla olduğunu, davacının defter ve kayıtlarını takip borçlusunun takip tutarı kadar alacaklı olduğunu gösterdiğini, kötü niyetle yapılan kısmi itirazın iptalini alacak miktarı likit olduğu için %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasındaki cari farkın nedeninin, davacının kendi ticari defterlerine satış faturası olarak işlediği aslında satış faturası olmayan 09/07/2014 tarihli … seri nolu 6.250,00 TL vade farkı faturasından kaynaklandığını, davacının tek taraflı olarak kesmiş olduğu 09/07/2014 tarihli … seri nolu 6.250,00 TL bedelli vade farkı faturasına dayalı alacak talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıya yapmış olduğu fazla ödemeye ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla davacının carisinden yer alan 6.250,00 TL bedelli usul ve yasaya aykırı vade farkı faturasından dolayı müvekkilinin davacıya 6.250 TL daha fazla borçlu sayılması hukuken mümkün bulunmadığından davacının haksız ve kötüniyetli olarak açmış olduğu huzurdaki davada nedeniyle davacının dava değeri üzerinden %20 kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Tarafların TTK hükümlerine uygun olarak tutulan ve sahibi lehine delil niteliği taşıyan ticari defter kayıtlarından davacı ticari defterlerine göre davalıdan 8.260,81 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya 4.458,08 TL borçlu olduğu, davacının defterlerinde 2.447,27 TL davalı ödemesinin kayıtlı olduğu, bu ödemenin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı davalı defterleri ile davacı defteri arasındaki 3.802,73 TL farkın davacı defterlerinde kayıtlı olan ve davacı tarafından 09/07/2014 tarihinde düzenlenen ve davalı tarafından Kartal … Noterliğinin 25/07/2014 ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davacıya iade ettiği ve defterlerine kayıt etmediği 6.250,00 TL vade farkı faturasından kaynaklandığı, dosya kapsamındaki delillerden taraflar arasında vade farkı uygulanacağı hususunda yazılı sözleşme olmadığı gibi teamül de bulunmadığı ve taraflar arasındaki ticari ilişkide vade farkı faturası düzenlenmesini gerektiren şartlar oluşmadığı, 3.802,73 TL vade farkından kaynaklanan alacak yönünden davalının borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, kötüniyet ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemenin, tartışma konusunu sınırladığı vade farkı faturasının, davalı şirketin çek ile yaptığı ödemelerin fiili ödeme günleri, diğer bir ifade ile çeklerin keşide tarihlerinin ileri tarihli olmasından kaynaklandığını, çeklerin muhasebeleştikleri gün ile çek bedellerinin keşide gününde tahsil edilecek gelir kaybına karşılık fatura düzenlenerek davalı şirketin borçlandırıldığını, Sırf taraflar arasındaki sözleşmede belirlenmediği veya aralarındaki ilişkide teamül oluşturmamış bir uygulama bulunmadığı gerekçesi ile ticari yaşamın genelinde var olan bu düzenlemeyi, tartışılan alacak açısından davacı ve davalı şirketlerin ticari ilişkisine uygulamanın önüne geçilmesinin hukuken korunmaması gerektiğini, Bugün sattığı maldan veya verdiği hizmetten ileride eline geçecek kazancı diğer bir ifade ile kazancının edimini ileri tarihe bırakan alacaklının nakit kaybını isteme hakkı bulunduğunu, Bu nedenle, satım bedelinin çekle ödenmesi halinde mal satanın ileri tarihli çek bedellerine mukabil vade bedeli talep etme hakkı olup olmadığının araştırılması gerektiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 8.260,81 TL asıl alacak yönünden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresinde verilen itiraz dilekçesinde; davacıya 4.558,08 TL borcu bulunduğu ve takibe konu 3.802,73 TL lik alacak yönünden borcu bulunmadığı gerekçesiyle borcun bu kısmına ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine tarihinde takibin durduğu ve davanın İİK’nun 67. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafça vade farkı faturası olduğu iddia edilen 6.250,00 TL tutarlı fatura yönünden davalının davacıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında vade farkına ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı gibi bu yönde bir teamülün de bulunmadığı gerek tarafların ticari defter ve kayıtları, gerek dosyaya sunulan deliller ve gerekse denetime elverişli bilirkişi raporu ile sabittir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarına göre, tacir olan taraflar arasında vade farkı faturası düzenleme ve tahsiline ilişkin teamülün mevcut olduğunun kabulü için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının itirazsız ödenmiş olmasının gerektiği, davacının vade farkı talebi için taraflar arasında teamül halini almış fiili bir uygulamanın da bulunmadığı, kaldı ki vade farkına ilişkin olduğu iddia edilen faturanın davalı tarafça noter vasıtasıyla iade edildiği görülmüştür. Diğer yandan davacının ticari kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 8.260,81 TL alacaklı olduğu, bu tutardan davacının düzenlediği ve davalının kabulünde olmayan 09.07.2014 tarih … no’lu 6.250,00 TL bedelli faturanın ve 4.458,08 TL ödemenin mahsubu ile davacının bir alacağının kalmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih ve 2016/235 E., 2017/255 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021