Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/286 E. 2021/364 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/286 Esas
KARAR NO: 2021/364
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul(kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/02/2017
NUMARASI: 2015/44 E. – 2017/25 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 29/06/2012 tarihinden itibaren Endüstriyel Tasarımların korunması hakkındaki KHK nın 12.md gereğince 5 yıl müddetle geçerli olmak kaydıyla 29/06/2012 tarih ve … tescil nosu ile adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin ahşap ve özel bir deri kullandığını, yarı insan yarı hayvan mitolojik karakterlerden ilham aldığı Hybrid koleksiyonlarından geyik ve tavşan figürlü sandalyeleri TPE’ de Endüstriyel Tasarım olarak Koltuk/Sandalye-1,2 ürün adı ve numarasıyla kullandığını, müvekkilinin kendine özgü tasarladığı ürünlerin haklı bir üne kavuştuğunu, bilinen ve aranan tasarımlar olduğunu, müvekkilinin eski marangozu olan davalılardan … tarafından Çeliktepe’de ki adresinde üretildiğini, diğer davalı … ise Cihangir’ de ki sahibi olduğu “…” isimli işyerinde bu ürünleri müvekkilinin iznini almadan haksız bir şekilde kullandığını, elinde bulundurduğunu, bu nedenlerle … Figürü sandalye/koltuk-1.1 oran ürün şeklini kullanma suretiyle, bu ürünü müvekkilinin tescilli tasarımına iltibas meydana getirecek şekilde taklit edip üretmesinin, ticari amaçla kullanması ve haksız yarar sağlamasından dolayı davalıların tescilli endüstriyel tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulmasını ve önlenmesini, tecavüzün giderilmesi için 9.011,07TL(3.540,00 Amerikan Dolarının dava tarihi itibariyle merkez bankası kuru, dolar karşılığı) maddi ve 5.000TL manevi zararın reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, mahkeme kararının kamuya ilan yoluyla duyurulmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava konusu endüstriyel tasarım ürünlerinin müvekkiline hediye edildiğini, müvekkilinin dava konusu endüstriyel tasarımın İstanbul 4. FSHHM nin 2014/79 Diş dosyasındaki tespit talebi ve bu dava sonucunda alınan bilirkişi raporu ile öğrendiğini, bahsi geçen ürünün … Ltd. Şti tarafından müvekkiline hediye edildiğini, müvekkilinin ve …ın hediye edilen ürünü diğer davalı …’ ın imal edip aynı zamanda imalini yaptığı ürünün satışını yaptığının bilgisine sahip olduğunu, uyuşmazlık konusunun davacı ile … arasında olduğunu, söz konusu ürünün iş yerinin ayrılmaz parçası iddiasını kabul etmediğini, endüstriyel tasarım ile tescil edilen ürün ile müvekkiline hediye gelen ürünün aynı olmadığını, müvekkilinin söz konusu ürünün endüstriyel tasarım olduğunu öğrenir öğrenmez kullanımına son verdiğini, haksız rekabet teşkil edecek hukuka aykırı hiçbir fiilde bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalılardan …’ın davaya cevap dilekçesinde özetle; Bir meslektaşı tarafından gönderilen şahısların okul tez projeleri olan objelerin imalatını yapmasını istediğini, bunları yapıp teslim ettiğini, daha sonra davacı tarafın yıllardan beri imalatını yaptığı koltuk tiplerinden 3 adet satın aldıklarını, bu şahıslarla ilişkilerini geliştirdiklerini, yurt dışında satılmak üzere … boynuzlu ve tavşan kulaklı iki tip koltuk yaptığını, bunların yurt dışına satımı için davacı tarafla aralarında centilmenlik sözleşmesi yaptığını, daha sonra bir mimari büroya satığını geyik boynuzlu koltuğun bir kafeye hediye edilmesi sonucu davacının bu ürünü cafede gördüğünü ve ürünü geri almasını söylediğini, ürünün kendisine ait olduğundan almadığını bunun üzerine davacının ürünü kendisinden izin almadan habersizce tescil ettirdiğini, bu ürünü daha önceden tasarladığını, ABD kaynaklarında mevcut olduğunu, bu konuda tanıkları olduğunu, davacının bu ürünler yapılırken ufacık bir çizim, proje resim sunmadıklarını, hak gasbına uğradığını, hak gaspının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava konusu olan davacıya ait TPE tescilli … nolu tasarımı ile davalı …’ın işyerinde görülen tasarımlar yönünden benzerlik olduğu ve kullanımda oldukları, davacıya ait tescili tasarım ile davalı …’in iş yerindeki ” …”adlı iş yerindeki 1 adet geyik boynuzlu mobilya arasında benzerlik olduğu ve iltibas oluşturduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalı …’in işyerinde değişik iş dosyasıyla tespit edilen, geyikli boynuzlu sandalyeyi hediye olarak aldığı, aksine bir ticari kayıta rastlanmadığı, davalı …’in iyiniyetli olduğu anlaşılmakla, davalı … için açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davalı … ise mobilyacı olup, davacının söz konusu tasarımlarından haberdar olduğundan ve bu tasarımlarla iltibas oluşturan mobilyalar ürettiği tespit edilmiş olup, iyiniyetli olmadığı da anlaşıldığından, bu davalı açısından endüstriyel tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin oluştuğu tespit edilmiş olup, davacının seçmiş olduğu tazminat yöntemi olan lisans bedeline göre muhasip bilikişilerce hesaplama yapılmış olup, bu hesaplama doğrultusunda davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek” hüküm kurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ek raporda davacının 3. kişiler nezdinde yaşamış olduğu itibar kaybının takdirinin mahkemeye ait olduğu yönündeki değerlendirmeye rağmen Mahkemenin itibar kaybına ilişkin hüküm kurmadığını, endüstriyel tasarım hakkına tecavüz eden davalıların kusurlu davranışları ile itibar kaybı arasında uygun illiyet bağının da mevcut olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasına karar verilmesini, -Bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere davalı …’e ait işyerinde davacıya ait endüstriyel tasarım ürününün benzerinin tespit edilmiş olmasına karşın davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, Davalı …’in, davacıya ait endüstriyel tasarım ürünü koltuğu kullanarak ticari işletmesinde bir konsept yaratıp, ticari menfaat elde ettiğini, davalı …’in, davacıya ait ürünü hediye olarak almış olsun ya da olmasın değerlendirilmesi gereken asıl noktanın davacıya ait ürün ile konsept yaratılmak suretiyle davalıya ait işyerinde ticari faaliyet yürütülmüş olduğundan verilen kararın kaldırılması gerektiğini,Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Bahsi geçen ürünün davalıya … Ltd. Şti, tarafından hediye edildiğini ve faturasının da mevcut olduğunu, mevzu bahis ilişkide tüketici pozisyonundaki davalının bundan farklı bir sonuca varmasının mümkün olmadığını, davalının işyerinin kurulduğu tarihten itibaren konseptinin bizzat aynı olması ve tek bir ürün ile değil birçok geyik figürü içeren ürünlerle donatılmış olduğunu, ürünün ticari amaçla kullanılmadığını, söz konusu olay bakımından hîçbir kusuru bulunmayan davalıdan maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceğini davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının dava dilekçesi incelendiğinde itibar tazminatına ilişkin isteminin bulunmadığı, bununla birlikte 554 sayılı KHK’nın 54. maddesinde tasarımdan doğan haklara tecavüz eden tarafından, tasarımın kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda, tasarımın itibarı zarara uğrarsa, tasarım hakkı sahibinin bu nedenle ayrıca tazminat isteyebileceğinin düzenlendiği, itibar zararının inşa edilen veya edilmekte olan imajın zedelenmesi nedeniyle doğan zarar olduğu ve itibar tazminatı belirlenirken, itibar kaybının manevi yönünün göz önünde tutulması gerektiği, somut uyuşmazlıkta itibar tazminatı koşullarının oluşmadığı, itibarının zarara uğradığından bahsedebilmek için ürünün kötü yahut uygun olmayan şekilde kullanıldığı olgusunun ispat edilemediği, bu nedenle itibar tazminatı isteminin yerinde olmadığı, davacının istinaf isteminin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Tasarım hakkının kapsamı 554 Sayılı KHK’nin 17. maddesinde düzenlenmiş olup tescilli tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Tasarım hakkı, tasarım üzerindeki tasarımdan doğan inhisari yetkilerle donatılmış bir mutlak haktır. Tasarım hakkından doğan inhisari mutlak haklar, olumlu ve olumsuz nitelikte yetkiler içerir. 554 Sayılı KHK’nin 17 ve 18. maddelerinde bu haklar düzenlenmiştir. 554 Sayılı KHK’nin 17. maddesi uyarınca üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın koruma kapsamındaki tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. Tasarım hakkı sahibi bu hakkını kusurlu veya iyiniyetli olduklarına bakmaksızın herkese karşı ileri sürebilir (BOZBEL Savaş, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 631).Tasarım hakkının sınırlandırıldığı ve koruma kapsamı dışında kalan durumlar ise 554 Sayılı KHK’nin 21. maddesinin, a ila d bentlerinde, özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, deneme amaçlı fiiller, eğitim ve referans amaçlı çoğaltmalar, tasarımın yabancı taşıtlarda kullanılması, 12. maddesi uyarınca 5 yıllık yenileme süresi sonunda yenilenmeyen tasarımlar, 22. maddesi gereğince onarım amaçlı kullanım ile 23. maddesi uyarınca önceki kullanımdan doğan hak sahipliği, son olarak 24. Maddesinde düzenlenen hakkın tükenmesi ya da ilk satış doktrinidir. Bu hallerin varlığı halinde tasarım hakkının korunması söz konusu değildir. Tasarım tescil başvurusundan doğan hakka ya da tescilli tasarım hakkına tecavüz halleri ise 554 Sayılı KHK’nin 48. maddesinde düzenlenmiştir. Hukuk ve ceza davalarının açılabilmesi için ya başvuru ya da tasarım hakkına tecavüz olmalıdır. Tasarım hakkına tecavüzden söz edebilmek için 554 Sayılı KHK’da belirtilen tecavüz eylemlerinden her hangi birisinin gerçekleşmesi ve hukuka uygunluk sebeplerinin somut olayda mevcut olmaması gerekir. 554 Sayılı KHK’nin 48. maddenin 2. fıkrası uyarınca tasarım başvurusu, KHK’nin 34. Maddesine göre yayımlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Yine 48. maddenin 1. fıkrasında yazılı tasarım hakkına tecavüz oluşturan fiiller düzenlenmiş olup madde metni; “a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak; b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek, c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak, d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak, e) Gasp” şeklindedir. 554 Sayılı KHK’nin 48. maddesinde sayılan tasarım hakkına saldırı teşkil eden hallerin varlığının tespitinde üç aşamalı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. İlk aşamada saldırı teşkil eden fiilin varlığı, KHK’nin 48. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekmektedir. Tecavüzün tespitinde kural olarak tasarımın uygulandığı ürün nazara alınmaz. Ancak bazı hallerde ürünün çeşidinin dikkate alınması gerekebilir. Ayrıca tasarım incelenirken tek tek parçalara bakılmayıp, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle tasarımın genel görünümü incelenir. İkinci aşamada, tasarımın koruma alanının tespiti ile tasarımların kıyaslanması gerekir. Öncelikle söz konusu iki tasarımın mukayese edilmesi, kıyaslanan tasarımların birbirleriyle benzer yanlarının bulunması gerekir. Her iki tasarımın farklılıklar içermesi mümkündür. Ancak saldırının tespiti bakımından farklılıklardan çok ortak özelliklerin karşılaştırılması gerekir. Bilgilenmiş kullanıcı nazarıyla her iki tasarımın genel görünümü arasında belirgin benzerlik varsa, ancak bu durumda tescilli tasarıma tecavüzden sözedilebilecektir. Üçüncü ve son aşamada ise bu fiilin tespitinin ardından, 554 Sayılı KHK’da tasarım hakkının sınırlandırıldığı hallerden birinin somut olayda bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Sınırlamalardan birinin mevcudiyeti halinde bu fiilin tecavüz teşkil etmesine engel olacaktır. 9. madde uyarınca kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı tasarımlar, 10. madde gereğince ürünün teknik fonksiyonunu ifa edebilmesi için zorunlu olan tasarımlar ve 21 ila 24. maddelerde düzenlenen tarım hakkı kapsamını sınırlayan hallerde tasarım hakkına tecavüz söz konusu olmayacaktır (BOZBEL, a.g.e., s. 653, 654). Tasarım hakkına saldırının varlığının belirlenmesi halinde ise 48/A maddesinde ceza davası, 49. maddesinde ise açılabilecek hukuk davaları düzenlenmiştir. Yapılan açıklamalar ve yasal düzenleme değerlendirildiğinde, istinaf incelemesi yapılan somut olay ele alındığında, dava konusu ürünün Davalılardan … tarafından üretilmediği, satılmadığı, ticari amaçla kullanıldığına dair delil bulunmadığı görülmekle yasal koşulları oluşmadığından davanın davalı Yağmur yönünden reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde olmayıp mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/44 E., sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021