Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/282 E. 2021/651 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2020/282
KARAR NO : 2021/651
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/12/2016
NUMARASI: 2014/263 E. 2016/946 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili banka bünyesinde birleştirilen … A.Ş ile davalı arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, asıl kredi borçlusu lehine, muhatapları Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Bursa Valiliği İl Daimi Encümeni Başkanlığı olan toplam 6.645,30.TL bedelli iki adet teminat mektubu verildiğini, davalı-borçlunun kredi işleyişi ile ilgili edimlerini yerine getirmediğini, ihtarname tebliğine rağmen verilen süre içinde teminat mektuplarının iadesi veya bedellerinin deposuna yönelik talepleri davalı tarafından yerine getirilmediğinden, doğmuş komisyon borçları, temerrüt faizi ve fer’i alacaklarıyla birlikte tahsili için, İstanbul …. Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takipte 14.06.2013 tarihi itibariyle 37.099,69.TL nakdi riskin ve toplam 6.645,30.TL bedelli teminat mektuplarının deposunun istendiğini, muhatabı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olan 3.357,30.TL bedelli teminat mektubu aslının takipten sonra muhatabı tarafından müvekkili bankaya iade edilmesine rağmen, dosyaya herhangi bir ödeme olmadığını, iade edilen teminat mektubu açısından gayrinakit depo talebinin sona erdiğini, 3.288,00 TL bedelli teminat mektubu için gayrinakit alacağın devam ettiğini, asıl kredi borçlusu-davalının takibe itiraz ettiğinden, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, 04.03.2016 tarihli oturumda takip dosyasına yaptığı itirazlarını tekrar ettiğini, l999 yılında iflas ettiğini, tüm borçların ödendiğini, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Bilirkişinin raporunda, davacı bankaya devredilen … ile davalı … arasında 13/0/1/1998 tarih ve 13.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, 26/07/2007 temerrüt tarihi itibariyle 5.291,65 TL asıl alacak ve takip tarihi olan 01/03/2013 gününe kadar %82,50 temerrüt faizi ve BSMV ile birlikte toplamda 37.099,69 TL alacak bulunduğu, takip tarihinden sonra borç ödeninceye kadar %33 oranında temerrüt faizi ile %5 gider vergisinin istenebileceği ve 6.645,30 TL teminat mektubu bedelinin nakde dönüşmeden faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesinin istenebileceğini beyan ettiğini, itiraz üzerine alınan ek raporda, davacı bankanın takip tarihinden sonra faiz oranlarını % 22 olarak belirlediği ve sözleşme gereği % 22 faiz oranının %50 fazlası olan % 33 faiz oranının uygulanması gerektiği yönünde görüşünü tekrarladığından, bilirkişi rapor ve ek raporu yeterli görülerek, tüm dosya kapsamı karşısında; taraflar arasında 13/01/1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davalının 5.291,65 TL teminat mektuplarının komisyon bedellerinden kaynaklı borcun 26/07/2007 tarihli ihtarnameye rağmen ödenmediği, bilirkişi tarafından belirlenen 6.975,03 TL asıl alacak, 28.609,98 TL işlemiş faiz ve 1.514,67 TL BSMV den oluşan toplam 37.099,69 TL borcunun bulunduğu ve icra takibinden sonra alacağa %33 oranında faiz ve % 5 vergisinin uygulanması gerektiği, borçlu davalının anılan miktar borca itirazında haksız olduğundan, toplam 37.099,69.TL’sı yönünden itirazın iptaline, davalının talep olunan % 44 temerrüt faizine yönelik itirazının % 33 temerrüt faizi yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine, davacı vekilinin; teminat mektuplarının iade edilmesi neticesi risk çıkışları yapıldığından, gayri nakdi alacak yönünden karar verilmesine gerek olmadığı beyanı karşısında gayri nakdi alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Davalı … ile … A.Ş arasında genel kredi sözleşmeleri düzenlendiğini, iki adet teminat mektubu verildiğini, borçlunun edimlerini yerine getirmemesi, teminat mektubu komisyon bedellerini zamanında ödememesi üzerine hesaplar kat edilerek, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takipte 14/06/2013 tarihi itibariyle 37.099,69 TL nakdi riskin ve toplam 6.645,30 TL bedelli teminat mektuplarının deposunun istendiğini, mektuplardan birinin takipten sonra, diğerinin ise dava açıldıktan sonra iade edildiğinden, depo talepleri hakkında karar verilmesine gerek kalmadığını, ancak her iki mektuptan kaynaklanan nakit alacağın devam ettiğini, bilirkişiden alınan kök ve ek raporda, takip tarihinde borç ödeninceye kadar asıl alacağın % 33 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi istenebileceğinin bildirildiğini, mahkemece bilirkişi raporları yeterli görülerek takip tarihinden sonra alacağa %33 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulamasına karar verildiğini, Genel Kredi Sözleşmelerinin 46.2 maddesi uyarınca temerrüt faizinin hesaplanmasında temerrüt tarihindeki oranların dikkate alınması gerektiğini, bilirkişinin bu oranı % 82.50 olarak hesaplandığını, müvekkili tarafından Genel Kredi Sözleşmeleri hükümleri kapsamında daha yüksek olan % 82.50 temerrüt faiz oranı talep edilmesi mümkün iken, faiz oranlarının düşmesi sebebiyle borçlular arasında ayırım yapılmaması için, borçlu yararına olan bir uygulama ile takipte %44 temerrüt faizi istendiğin, ihtarname tarihi 2007 olup %55 üzerinden hesaplama yapıldığını, genel kredi sözleşmeleri hükümleri hatalı yorumlanarak temerrüt faizininin bu oranın da altına çekilmesinin, iki farklı temerrüt tarihinin esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, belirttiği gerekçelerle ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2016 tarihli, 2014/263 Esas ve 2016/946 Karar sayılı kararının aleyhe husular açısından kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda takipten sonra uygulanacak faiz oranının % 44 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı bankaya devredilen … A.Ş Bursa Şubesi ile davalı arasında 21/01/1997 tarihinde 2.500.000.000,00 ETL, tutarlı genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, 10/04/1997 tarihinde, 5.000.000,00 ETL limit arttırımı, 13/01/1998 tarihinde ve 13.000,00 TL limit arttırımı yapıldığı, asıl kredi borçlusu lehine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 13/01/1998 tarihli 3.357,30 TL ve Bursa Valiliği İl Daimi Encümeni Başkanlığı’na 06/10/1997 tarih ve 3.288,00 TL bedelli iki adet teminat mektubu verildiği, sözleşmenin 46.2 maddesinde ” iş bu genel kredi sözleşmesinden doğan borçlarını gününde ödemediği …. temerrüte düşürüldüğü taktirde, bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya bankaca temerrüt tarihinde tespit edilmiş olan kısa, orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden, en yüksek olanının veya ileride arttığı taktirde artış sonucu bunlardan en yüksek olanının %50 fazlası nispetinde temerrüt faizi ödemeyi, ayrıca bu suretle hesaplanacak temerrüt faizinin gider vergisi ve banka sigorta muameleleri vergisini ödemeyi kabul ve taahhüt eder” düzenlemesinin bulunduğu, davalının, kredi işleyişi ile ilgili edimlerini yerine getirmemesi ve teminat mektuplarının komisyon bedellerini zamanında ödememesi sebebiyle hesabı kat edilerek, davacı tarafça Beşiktaş … Noterliği’nin 19/07/2007 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; “fazlaya dair talep ve dava hakları ile Bursa 9. Noterliği’nin 21/12/1998 tarih ve 83490 yevmiyeli ihtarnamedeki hakları saklı kalmak kaydı ile detaylarına ekstrede yer verilen ceman 19.178,45 TL nakit borcun temerrüt faizi ve noter masrafı ile birlikte derhal ödenmesi, aksi taktirde temerrüt faizi ve fer’ileri ile birlikte tahsili için icra yoluna başvurulacağının” bildirildiği, ihtarın 25/07/2007 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme yapılmadığından, davalının 26/07/2007 tarihinde temerrüte düştüğü tespit edilmiştir. Davacı banka tarafından, davalı aleyhine, 6.975,03 TL asıl alacak, 28.609,98 TL işlemiş faiz, 1.514,67 TL BSMV’nin asıl alacağa 03/05/2013 tarihinden itibaren % 44 oranında işletilecek faizi ve BSMV’si ile birlikte tahsili ve 6.645,30 TL teminat mektubu alacağının depo edilmesi için 14/06/2013 tarihinde İstanbul …. Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, borçlu tarafından borcun faizine ve fer’ilerine yapılan itiraz ile takibin durduğu, borcun aslına itiraz edilmediği, 14/07/2014 tarihinde açılan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmıştır. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na verilen 3.357,30 TL tutarlı teminat mektubunun 05/02/2014 tarihinde, Bursa Valiliği İl Daimi Encümeni Başkanlığı’na verilen 3.288,00 TL bedelli teminat mektubunun 03/04/2015 tarihinde iade edilerek, davacı banka tarafından risk çıktısının yapıldığı tespit edilmiştir.Davacı tarafça TCMB’na bildirilen cari faiz oranlarının takip tarihine kadar %55 olduğu, takip tarihinden sonra cari faiz oranının %22 olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na sunulan faiz bildirim belgesinden anlaşılmıştır.Dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu ile; davacı tarafça TCMB’na bildirilen cari faiz oranlarının takip tarihine kadar %55 olup, %50 fazlasının % 82,50 olduğu, takip tarihinden sonra cari faiz oranının % 22 olup, % 50 fazlasının % 33 olacağı, 26/07/2007 temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağın 5.291,65 TL, ihtara konu edilmeyen komisyonun 493,38 TL ve ihtar sonrası biriken komisyonun 1.190,00 TL olup, toplam asıl alacağın 6.975,03 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın takip konusu asıl alacak miktarına ve teminat mektuplarına itirazı olmadığından, asıl alacağın 6.975,03 TL ve teminat mektuplarının tutarının 6.645,30 TL olduğu da sabittir. Bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle; 6.975,03 TL asıl alacak, 28.609,98 TL işlemiş faiz ve 1.514,67 TL BSMV olmak üzere toplam 37.099,69 TL borcun bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın bu miktara itirazı yoktur. Genel kanun niteliğindeki 6098 sayılı TBK’nın “Faiz” başlıklı 88. maddesi; “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmüne haizdir.Aynı Kanun’un “Temerrüt Faizi” başlıklı 120. maddesi ise; “…Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur” düzenlemesini içermektedir.Ticari işlere ilişkin düzenlemelerin bulunduğu 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde; ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği, 9/1. maddesinde; ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, bu maddede gönderme yapılan ilgili mevzuat 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’dur. 3095 sayılı Kanunun 1/1. maddesinde, BK ve TTK’na göre faiz ödenmesi gereken hâllerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse faiz oranının yıllık % 12 olacağı düzenlenmiştir. Bakanlar Kurulu, Kanun’un ½. maddesinden aldığı yetkiye dayanarak 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ticari işlerde kanuni faiz oranını % 9’a indirmiştir. Türk Ticaret Kanunu ve 3095 Sayılı Kanun’da ticari işlerde akdi faizi sınırlayacak bir hüküm bulunmamaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin gerekçesinde; ticarî işlerde faiz oranının serbestçe tayin olunacağı hususunun TTK’nda temel bir ilke olarak yer alması gerektiği, ticarî işlerde temel bir kanun olarak TTK’nun konunun düzenlenmesi gereken yer olduğu, ayrıca bir kanunun sadece kendi kapsamındaki konuları düzenlemesi, bunlara ilişkin hüküm koyması gerektiği, bu sebeple hükmün mülga 6762 sayılı TTK’da olduğu gibi ticarî işlere özgülendiği, 6762 sayılı TTK’da kullanılan “tayin olunabilir” ibaresinin ilke ile bağdaşmayan gereksiz bir esnekliğe yer verdiği, ilkenin tam olarak öngörülebilmesi için kesin bir ifade kullanılması gerektiği, bu sebeple ibarenin “belirlenir” şeklinde düzeltildiği vurgulanmıştır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükmüne, aynı maddenin 3. fıkrasında tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı tutulacağına ilişkin bir istisna getirilmiş ise de, başkaca bir istisna bulunmamaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hükümde sözü edilen ilgili mevzuatın 3095 Sayılı Kanun hükümleri olduğunun, akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama getirmediğinin ve 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olup, ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir. Uyuşmazlık davacı banka ile davalı arasında düzenlenen ticari nitelikli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki Genel Kredi ve limit arttırım sözleşmelerinin 46.2 maddesinde “iş bu genel kredi sözleşmesinden doğan borçlarını gününde ödemediği … temerrüte düşürüldüğü taktirde, bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için, yetkili mercilerce veya bankaca temerrüt tarihinde tespit edilmiş olan kısa, orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden, en yüksek olanının veya ileride arttığı taktirde artış sonucu bunlardan en yüksek olanının %50 fazlası nispetinde temerrüt faizi ödemeyi, ayrıca bu suretle hesaplanacak temerrüt faizinin gider vergisi ve banka sigorta muameleleri vergisini ödemeyi kabul ve taahhüt eder” düzenlemesi bulunmaktadır. Yargıtay uygulamasında bankaların T.C. Merkez Bankası’na bildirdikleri, ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmektedir. Sözleşmenin 46.2 maddesinde temerrüt faiz oranının belirlendiği tespit edilmiştir. Yargıtay HGK’nun 02.05.2019 tarih ve 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı kararında belirtildiği üzere yapılacak işlem; davacı bankanın kayıtları üzerinde inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 46.2 maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2019 tarih ve 2019/789 Esas 2019/7457 Karar sayılı kararında; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2018 tarihli 2018/581 Esas ve 2018/1940 Karar sayılı kararını “Ayrıca, taraflar arasındaki sözleşmenin 5-c maddesi uyarınca temerrüt faizi, kısa vadeli ticari faiz oranının % 50 fazlası olarak belirlenmiş olması nedeniyle, davacının tüm alacağın tahsiline kadar bu oran üzerinden temerrüt faizi talep etme hakkı bulunmaktadır. İstinaf mahkemesince alacağın % 31 oranında temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş ise de; bu oranın karar tarihininden sonra değişebileceği göz önüne alınarak, alacağın karar tarihindeki faiz oranı ve değişen oranlarda temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, sabit oran üzerinden tahsiline karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına ilişkin kararı da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun belirlediği ilke doğrultusundadır. Davacı bankanın kayıtları üzerinde inceleme yapılarak sunulan bilirkişi raporunda; davacı tarafça dosyaya sunulan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirilen faiz bildirim belgesinden temerrüt tarihinde cari faiz oranının %55 olduğu, %50 fazlasının %82,50 olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 46.2 maddesinde açıkça; “temerrüte düşürüldüğü taktirde, bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya bankaca temerrüt tarihinde tespit edilmiş olan kısa, orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden, en yüksek olanının veya ileride arttığı taktirde artış sonucu bunlardan en yüksek olanının %50 fazlası nispetinde temerrüt faizi ödemeyi,” taahhüt ettiğinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararları doğrultusunda, 46.2 maddesindeki taahhüdü uyarınca davacı tarafın takip tarihinden itibaren % 82,50 oranında faiz talep etme hakkı olup, davacı taraf bu oranın altında % 44 oranında faiz talep ettiğinden, davacı tarafın istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi geriğince kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.Dava açıldıktan sonra teminat senedi iade edildiğinden, davacı taraf dava tarihi itibariyle davasında haklı olmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 331/1. maddesi gereğince davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/263 Esas, 2016/946 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZININ İPTALİNE takibin 6.975,03.TL asıl alacak, 28.609,98.TL işlemiş faiz, 1.514,67.TL Banka Sigorta Muamele Vergisi’nden oluşan toplam 37.099,68TL’sı için % 44 ve değişen oranlarda temerrüt faiziyle birlikte tahsili yönünden DEVAMINA,4- 6.645,30.TL gayri nakdi alacak yönünden karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5- Asıl alacak 6.975,03.TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 1.359,00.TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ÖDENMESİNE, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/1- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.534,28 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 4/2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.565,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 4/3- Davacı tarafından yapılan toplam 580,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/1- İstinaf yargılaması için davacı tarafın harç muafiyeti olması sebebiyle bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,5/2- İstinaf aşamasında yapılan posta masrafı 18,00 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE 5/3- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer OLMADIĞINA,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021