Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/278 E. 2021/140 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/278 Esas
KARAR NO: 2021/140
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2017
NUMARASI: 2016/1000 E., 2017/559 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi olduğunu, cari hesap ekstresi tahsil edilmeyince Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas no.lu dosyası üzerinden başlatılan icra takibine karşı davalı şirket vekilinin haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu, takibe konu alacağın cari hesap alacağı ve faturalardan kaynaklanmakta olup, hem alacaklı şirket kayıtlarında hem de davalı borçlu şirket kayıtlarında tamamının mevcut olduğunu, genel alacak zamanaşımı olan on yıllık sürenin geçmediğini, taraflar arasında ticari ilişki sebebiyle fatura alacaklarının işlediği cari hesaba göre icra takibi yapıldığını, davalı tarafın haksız ve yersiz itirazı ile takibin durduğunu, cari hesabın taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterdiğini, ticari ilişki tarafların ticari defter ve kayıtları ile zaten sabit olduğunu, davalı taraf ile davacı taraf arasında bir çok faturaya kaynaklanan işlem olması ve yapılan ödemelerinde faturaların tamamını yansıtmaması nedeni ile taraflar arasında kalan son borç durumunun gösterildiği cari hesabın icraya esas alındığını, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile alacağın haklılığının ortaya çıkacağını, borçlu tarafından yapılan itirazda herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı gibi itirazın da yerinde olmadığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlu hakkında %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutmadığı, usulüne uygun tutulmayan defterlerin sahibi lehine delil teşkil edemeyeceği, defterlerin ancak aleyhe delil teşkil edeceği, her ne kadar davacı defterlerinde alacak görülmekte ise de, defterler usulüne uygun olmadığından lehe delil olarak dikkate alınamayacağı, davacı tarafça alacak iddiasının başkaca yazılı delil ile de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanınreddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı defterlerinin usûlüne uygun tutulduğunu, davalının defter ve kayıtlarını sunmadığını, davaya da cevap vermediğini, bilirkişi tarafından davacı alacağı hesaplanmış olmasına rağmen mahkemece alacağa hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında cari hesap dolayısıyla ticari ilişki bulunduğunu, davacının alacağının ispatlandığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, cari hesap sebebiyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası üzerinden icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine takip durmuş, davacı tarafça 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince dosyanın bilirkişiye gönderildiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, yalnızca davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; defterlerin kapanış tasdiklerinin usûlüne uygun yapılmadığı, davacı defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 17.864,22 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bilgi ve belge olmaması nedeniyle takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı tespitlerinde bulunulduğu, davacı tarafın usûlüne uygun tutulmayan ticari defterlerinin alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmadığı, cari hesabın dayanağı olan faturalar altında ”teslim alan” kısmında isim ve imza yer almadığı gibi fatura miktarları itibariyle form BA ve form BS düzenlenmesinin hukuken mümkün olmadığı, davalı tarafça davaya cevap verme süresinden sonra sunulan 18.04.2017 havale tarihli beyan dilekçesinde de akdi ilişkinin inkâr edildiği, akdi ilişkinin ve dolayısıyla alacağın varlığı konusunda ispat yükü üzerinde olan davacının 17.07.2017 tarihli celsede yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiği, böylelikle davacının alacağının varlığına ilişkin olarak, davacının usûlüne uygun tutulmayan ticari defter ve kayıtları dışında dosyaya yansıyan başkaca bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2017 tarih ve 2016/1000 E., 2017/559 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021