Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/271 E. 2021/578 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/271
KARAR NO : 2021/578
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2014/319 E. 2017/555 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİH: 27/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili banka ile dava-dışı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden, müşteriye kredi kullandırıldığını, ticari kredi kartları ve çek yaprakları teslim edildiğini, davalının genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, dava-dışı asıl borçlu ile davalı tarafından sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın itirazı ile takibin durduğunu, haksız itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkilinin davacı bankaya borcu olmadığını, müvekkilinin kefil olduğu borcun, … ait olduğunu ve … tarafından ödendiğini, bu nedenle haksız açılan davanın reddine, müvekkili aleyhine yapılan haksız icra takibinden dolayı takip bedelinin %20 si oranında haksız takip tazminatının karşı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında, davacı … Bankası A.Ş.’nin 5 adet kredi ile kredi kartından ve … nolu çekten kaynaklı alacaktan bahisle davalı borçlu aleyhine icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediğinden, açılan davanın süresinde olduğu,İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davacı bankanın Maslak şubesince davalı … lehine kullandırdığı genel kredi sözleşmeleri kapsamında borcun ödenmemesi nedeniyle, Beyoğlu ….noterliğinin 13/03/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği ve icra takibine girişildiği, borçlu … kullandırılan kredilerde müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu olduğunun tespit edildiği, davacı bankanın davalı asıl borçluya kullandırdığı kredinin kullanım tarihi, kredinin türü, hesap kat tarihi itibariyle borç bakiyeleri incelendiğinde, davalının kefalet imzası bulunmayan tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler ile bireysel kredi kartlarından, genel kredi sözleşmesi kapsamında sorumlu tutulamayacağı, takip tarihi itibariyle, davacının kredi hesaplarından dolayı davalıdan 5. 928,84 TL asıl alacak, 110,20 TL işlemiş faiz ile 5,51 TL BSMV olmak üzere toplam 6.044,55 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, karşılıksız çek bedeli olarak ödendiği belirtilen ödemeye ilişkin olarak, davacının iadesi talep edilen çek karnelerinin çek teslim makbuzu yada çek sorumluluk bedellerinin ödendiğine dair belgeleri dosyaya süresinde ibraz etmediğinden, talebinde haklı olduğunun kabul edilemeyeceği, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalının itirazının 5.928,84 TL asıl alacak, 110,20 TL işlemiş faiz, 5.51 TL BSMV olmak üzere 6.044,55 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince alacağa ticari avans faizi uygulanmasına, talep edilen alacağın mahkemece hesaplandığı, ayrıca davalının haksız ve kötü niyetli itirazının olmadığı kanaati ile tarafların karşılıklı icra inkar tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;1-Müvekkili banka ile müşterileri arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden müşterilerine, kredi limiti dahilinde birden fazla kredi kullandırılabileceğini, Genel Kredi Sözleşmesini imzalayan kefillerin iş bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilere ilişkin borçtan kredi limiti dahilinde sorumlu olduklarını taahhüt ederek müvekkili bankanın, kredi borcundan doğan alacağının teminat altına alınmasını sağladıklarını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 9.7.2012 tarihli 2012/841 E., 2012/11400 K., sayılı ” Davalı kefil, genel kredi sözleşmesinin kefili olup bu sözleşme uyarınca müşteriye kullandırılan tüm kredilerden dolayı kefalet limiti dahilinde sorumludur.” şeklindeki kararı uyarınca davalının, genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil-müşterek borçlu sıfatıyla imzalamış olduğundan tüm dosya borcu ile sorumlu olduğunu,Müşteriye kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğunu, TTK madde 19’da ticari iş karinesine göre; dava dışı asıl borçlu … tacir olduğundan bütün işlerinin ticari iş sayıldığını, Ticari Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan kefilin, sözleşmede belirtmiş olduğu tutarda sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi ile sınırlı kalmayıp, kefilin müvekkili tarafından verilecek diğer krediler ve imzalanacak bankacılık işlemlerinde de aynı tutarla sınırlı kalmak üzere sorumlu olduğunu, Kredi kartlarının, asıl borçlu …’ye Genel Kredi Sözleşmesine istinaden verildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 29. Maddesinde kredinin, kredi kartı verilmesi yoluyla da kullandırılabileceği ve Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi’nin Genel Kredi Sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası olduğunun ifade edildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 2.2 maddesinde”..İşbu sözleşme muhtelif bölümler halinde düzenlenmiş olmasına rağmen, bir bütün teşkil etmekte olup, herhangi bir hüküm sadece bir bölümle ilgili konularda değil diğer bölümlerle ilgili herhangi bir durum veya işlemlere de uygulanabilecek ve muayyen bir kredi ile ilgili maddeler, niteliğine aykırı olmadıkça diğer krediler için de aynen geçerli olacaktır…” denilerek sözleşmenin bir bütün olduğunun hüküm altına alındığını, davalı …, sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil olarak imzaladığından, söz konusu sözleşmeden doğan bütün borçlardan sorumlu olacağına dair taahhütte bulunduğunu, bu nedenle davalının kredi kartlarından ve çek hesabından doğan borçtan sorumlu olduğunu,2-Bilirkişi raporunda, karşılıksız çek bedellerinin ödenmesine ilişkin olan 5.100,52-TL’lik alacağın ispatı için delillerin dosyaya sunulması gerektiğinin tespit edildiğini, mahkemeye ilgili deliller sunularak, müvekkili bankanın karşılıksız çek bedellerine ilişkin yaptığı ödemeler de dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması taleplerinin dikkate alınmadığını,İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/319 E., 2017/555 K. sayılı kararının kaldırılarak, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyaya borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı banka ile davalı asıl borçlu …i arasında 07.05.2010 tarihinde 50.000,- TL, 22.02.2011 tarihinde 50.000,- TL olmak üzere 100.000,- TL tutarında çerçeve niteliğinde ve süresiz Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, davalı …’nin de sözleşmelerde kefalet imzasının bulunduğu, sözleşmenin 41.3 maddesinde; kefillerin BK’nun 493, 494 maddesinde kendisine tanınan kefaletten kurtulma imkanını veren haklardan feragat ettiklerini, banka alacağı için işlemiş ve işleyecek faizlerin tamamından 1 senelikten fazla olsa dahi sorumlu olduklarını, keza BK’nun 493, 494 maddesindeki kefaletten kurtulma haklarından feragat ile bu maddelere istinaden bankaya karşı hiçbir istekte bulunmayacaklarını, 41.6 maddesinde; kefiller banka ile müşteri arasındaki iş bu sözleşmenin maddelerinin tamamının kendisi hakkında aynen uygulanmasını, maddelerdeki borçluyu borç altına sokan tüm hususları aynen garanti ve taahhüt ettiğini, 5.maddesinde; müşteri iş bu sözleşmeden doğan borçlarını gününde ödemediği taktirde, temerrütünün doğduğu tarihten itibaren bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için, temerrüt tarihinde bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının yıllık %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödemeyi, 51.maddesinde; müşteri ve kefiller sözleşmenin bu madde ile birlikte 51 maddeden ibaret Genel Kredi Sözleşmesinin maddelerinin tamamını okuduğunu, her sayfayı paraf etmeye gerek olmadığını, tüm sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olacağını, kabul taahhüt ve beyan ederler, hükümlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.Davacı bankanın Beyoğlu … Noterliği’nin 13/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Genel Kredi Sözleşmesi borçlusu— 13/03/2014 hesap kesim tarihi itibariyle ticari destek kredisi, taksitli destek kredisi ve kredi kartlarından doğan borçlarını ödemediğinden bahisle 47.871,64 TL ve iade edilmemiş çeklerden dolayı 24.340,00 TL depo bedelinin ihtarname tarihinden itibaren 24 saat içerisinde ödenmesini talep ettiği, ihtarın 14/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve 17/04/2014 tarihinde davacı … Bankası A.Ş.’nin, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, 5 adet kredi ile kredi kartından ve … nolu çekten kaynaklı 49.997,50 TL alacak ile 24.340,00 TL çek depo bedeli için kredi borçlusu ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediğinden, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Bankacı bilirkişinin 26/09/2016 tarihli raporunda, “davacı banka ile davalı asıl borçlu … arasında 07.05.2010 tarihinde 50.000,- TL, 22.02.2011 tarihinde 50.000,- TL olmak üzere 100.000,- TL tutarında çerçeve niteliğinde ve süresiz Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, davalı …’nin sözleşmelerde süresiz kefaletinin bulunduğu, mevcut kefaletin cari hesap borcuna kefalet niteliğinde olduğu, cari hesap borcuna kefalette kefilin borçtan kurtulması, ancak hesabın kapanması ve cari hesabın sona erdirilmesi halinde ortaya çıkan bakiyenin kefil olunan miktarı aşması halinde mümkün olduğu, Yargıtayın da unsurları belli olmak kaydı ile cari hesap borcuna kefaleti kabul ettiği, Davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalı müteselsil kefilden, dava dışı asıl borçluya Genel Kredi Sözleşmesi ile bağlantılı olarak kullandırılan, .. hesap no’lu taksitli oto kredisinden; 3.051,54 TL , … hesap no’lu ticari destek kredisinden;1.483,97 TL ve … hesap no’lu ticari destek kredisinden; 1.483,97 TL alacağının bulunduğu, taleple bağlı olarak taksitli oto kredisinden; 2.960,90 TL , … hesap no’lu ticari destek kredisinden;1.483,97 TL ve … hesap no’lu ticari destek kredisinden; 1.483,97 TL olmak üzere toplam; 5.928,84 TL asıl alacak, 110,20 TL işlemiş faizleri, 5,51 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 6.044,55 TL alacaklı olduğu, 5.928,84 TL asıl alacak (matrah) üzerinden % 72 oranında TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi talep edebileceği, … davalının kefalet imzası bulunmayan ve Genel Kredi Sözleşmesi ile bağlantılı olmayan Tüketici Kredisi Sözleşmesi kapsamında … numaralı hesaptan 12.583,30 TL, … numaralı hesaptan 12.765,29 TL kredi kullandığı, …. …. numaralı, …. … numaralı, …. …. numaralı Bireysel Kredi Kartlarından harcama yaptığı ve davacı tarafın bu kredilerden dolayı da kefil hakkında takip yaptığı, kefilin bu kredilerden Genel Kredi Sözleşmesi tahtında sorumlu tutulamayacağı,Karşılıksız çek bedeli olarak ödendiği belirtilen 5.100,52 TL ödemeye ilişkin olarak; söz konusu çek yapraklarının fotokopileri, çek hamillerine ödendiğine ilişkin ödeme dekontu, 24.340,00 TL olarak deposu yada çek yapraklarının iadesi talep edilen çek karnesinin dava dışı borçluya verildiğine ilişkin çek teslim makbuzu ile deposu talep edilen çek sorumluluk bedellerine ilişkin davacı bankanın çek sorumluluk bedellerinin izlendiğini gösterir çek raporu ve nazım kayıtlarının dava dosyasına sunulması gerektiği, Mahkemenin davalının tüm kredilerden GKS tahtında sorumlu olduğu kanaatinde olması halinde ise; 26/02/2014 takip tarihi itibariyle davacı bankanın kredi hesaplarından dolayı davalı müteselsil kefilden, dava dışı asıl borçluya kullandırılan kredilerden dolayı 44.896,98 TL asıl alacak, 1.127,49 TL işlemiş faizleri, 56,37 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 46.080,84 TL alacaklı olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir.Mahkemece; davalının kefalet imzası bulunmayan tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler ile bireysel kredi kartlarından, genel kredi sözleşmesi kapsamında sorumlu tutulamayacağından, iadesi talep edilen çek karnelerinin çek teslim makbuzu yada çek sorumluluk bedellerinin ödendiğine dair belgeleri dosyaya süresinde ibraz etmediğinden, davanın kısmen kabulü ile; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazının 5.928,84 TL asıl alacak, 110,20 TL işlemiş faiz, 5.51 TL BSMV olmak üzere 6.044,55 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince alacağa ticari avans faizi uygulanmasına, tarafların karşılıklı icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.1- Davacı tarafça dosyaya sunulan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/07/2012 tarih ve 2012/841 Esas 2012/11400 Karar, aynı dairenin 02/11/2015 tarihli 2015/3304 Esas ve 2015/13717 karar ve 21/12/2015 tarihli 2015/13050 Esas ve 2015/17368 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere kefil, kefalet verdiği 07/05/2010 ve 22/02/2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediler ve bu sözleşme ile bağlantılı olarak kullandırılan kredilerden sorumludur. … gerçek kişi olması sebebiyle, bu vasfına bağlı hakka dayanarak, kişisel ihtiyaçları için tüketici kredisi kullanıp, bireysel kredi kartı alabileceği gibi, ticari işletmesi sebebiyle tacir vasfı olduğundan, Genel Ticari Kredi Sözleşmesi yapabilir. Gerçek kişi de olsa tacirin tüketici vasfı olmayacağı için tüketici kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullanması mümkün olmadığı gibi tüketici kredi sözleşmesi ve bireysel kredi kartı verilmesine ilişkin sözleşmelerin her biri Genel Kredi Sözleşmesinden bağımsız olarak düzenlenebilecek sözleşmelerdir…..’nin tacir olması tek başına tüm sözleşmelerin Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında olduğunu göstermeyeceğinden, HMK’nun 190. maddesi uyarınca, davacı tarafın takibe konu alacağın Genel Kredi sözleşmesi kapsamında verildiğini kanıtlaması gerekir. Bilirkişi raporu ile davalının dava dışı … arasında 07/05/2010 ve 22/02/2011 tarihlerinde toplam 100.000,00 TL tutarlı iki adet Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerin 7829133 hesap no’lu taksitli oto kredisi, … hesap no’lu ticari destek kredisi ve … hesap no’lu ticari destek kredisi olduğu, takibe konu edilen Tüketici Kredisi Sözleşmesi kapsamında 7852802 numaralı hesaptan kullandırılan 12.583,30 TL, … numaralı hesaptan kullandırılan 12.765,29 TL ile …. …. numaralı, …. … numaralı, …. …. numaralı Bireysel Kredi Kartlarından kullandırılan kredilerin davacının kefalet verdiği Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında olmadığı tespit edilmiştir. Kredi kartlarının, asıl borçlu … Genel Kredi Sözleşmesine istinaden verildiği, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 29. maddesinde kredinin, kredi kartı verilmesi yoluyla da kullandırılabileceği ve Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi’nin Genel Kredi Sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası olduğu, 2.2 maddesinde sözleşmenin bir bütün olduğunun hüküm altına alındığı, Ticari Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan kefilin, sözleşmede belirtmiş olduğu tutarda, müvekkili tarafından verilecek diğer krediler ve imzalanacak bankacılık işlemlerinde de sorumlu olduğundan, davalının kredi kartlarından ve çek hesabından doğan borçlar da dahil olmak üzere tüm dosya borcu ile sorumlu olduğuna ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.2- Mahkemece 07/04/2016 tarihli ön inceleme oturumundaki 3 numaralı ara kararı uyarınca; “takip talebinde 6. sırada yer alan kredi kartı borcuna yönelik tüm dökümlerin ay bazında hesap ekstrelerinin, – 7. sırada yer alan ödenen çeke ilişkin tüm bilgi ve belgelerin ödeme makbuzlarının ibrazı için davacı vekiline iki hafta kesin süre verilmesine, aksi halde dava hakkında dosyadaki deliller çerçevesinde karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına ( ihtarat yapıldı) ” şeklinde karar verildiği, süre sonunda dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından sunulan raporda “Karşılıksız çek bedeli olarak ödendiği belirtilen 5.100,52 TL ödemeye ilişkin olarak; söz konusu çek yapraklarının fotokopileri, çek hamillerine ödendiğine ilişkin ödeme dekontu, 24.340,00 TL olarak deposu yada çek yapraklarının iadesi talep edilen çek karnesinin dava dışı borçluya verildiğine ilişkin çek teslim makbuzu ile deposu talep edilen çek sorumluluk bedellerine ilişkin davacı bankanın çek sorumluluk bedellerinin izlendiğini gösterir çek raporu ve nazım kayıtlarının dava dosyasına sunulması gerektiği”‘nin belirtilmesi sebebiyle mahkemece 07/04/2016 tarihinde verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen dosyaya sunulmadığı tespit edilmiştir. Dosyada yargılama yazılı yargılama usulüne göre icra edilmekte olup, yargılamanın yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK 119/1-f maddesi uyarınca davacının iddia ettiği her bir vakayı ispat edeceği delilleri dava dilekçesinde göstermesi, HMK 140/5. maddesi uyarınca ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilmesi amacıyla gerekli açıklamayı yapmaları için iki hafta kesin süre verileceği, verilen kesin süre içinde yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmalarına karar verileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafça takip talebinin 7. sırasında yer alan alacak karşılıksız çek bedellerine ve çek karnesine ilişkin deliller dava ve cevaba cevap dilekçesi ile delil dilekçesi ekinde sunulmadığından, mahkemece davacı tarafa 07/04/2016 tarihli ön inceleme oturumunda 3 numaralı ara kararı ile HMK 140/5 maddesi doğrultusunda sunması için kesin süre verilmesine rağmen sunulmamıştır. HMK 145/1.maddesi uyarınca taraflar kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremeyeceğinden, davacı vekilinin, karara esas bilirkişi raporunda, karşılıksız çek bedellerinin ödenmesine ilişkin olan 5.100,52-TL’lik alacağın ispatına yarayacak delillerin dosyaya sunulması gerektiği tespit edilmesi ve mahkemeye ilgili deliller sunularak, karşılıksız çek bedellerine ilişkin yaptığı ödemelerin dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması taleplerinin dikkate alınmadığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde oladığı tespit edilmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2017 tarih ve 2014/319 E., 2017/555 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1/a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/05/2021