Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/267 E. 2021/142 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/267 Esas
KARAR NO: 2021/142
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2017
NUMARASI: 2016/851 E., 2017/601 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının davacı banka müşterisi olduğunu, imzalamış olduğu Ticari Kredi Sözleşmelerine istinaden kendisine kredi kullanıldırıldığını, davalının kullanmış olduğu krediden 8.949,95 TL dosya masrafı tahsil edildiği iddiasıyla ilamsız icra takibinin başlattığını, söz konusu miktarın davalı tarafça Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini ve icra tehtidi ve baskısı nedeniyle davacı banka tarafından 16/06/2015 tarihinde icra dosyasına ödendiğini, fakat açılan icra takibinin miktar bakımından hatalı olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını, aynı zamanda davalı en temel hukuk kurallarından olan Medeni Kanunun 2.maddesini çiğnemekte ve dürüstlük kuralı gereğince talep etmesi gereken miktardan fazlasını istediğini beyan ederek icra dosyası kapsamında ödenen 10.912,22 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu borcun davacı yanca 17/06/2015 tarihinde ödendiğini, davacının davayı en geç 17.06.2016 tarihinde açması gerektiğini, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise sözleşmede kullanılan krediye ilişkin dosya masrafı kesintilerinin olabileceğine dair kayıtların genel işlem şartı niteliğinde olduğu kabul edilerek davacının istirdat talebinin haksızlığına, esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davalı tarafın ticari nitelikteki şirket olup ticari kredi kullandığı, bu nedenle alınan dosya masrafının yasal olduğu gerekçesiyle icra zoru altında yapılan ödeme nedeniyle davacı bankanın ödenen paranın iadesi yönündeki davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın istirdat davası olup 2004 Sayılı İİK’nun 72/7.maddesine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, usulden reddi gerektiğini, İcra takibinin başlatıldığı tarihten ödeme yapıldığı tarihe kadar icra işlemi yapılmadığını, davacının icra baskısı ile ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını, Davacı bankadan kredi kullandıklarını ancak sözleşmenin tip sözleşme olup, işlemin genel işlem koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra tehdidi altında ödenen paranın iadesine yönelik İİK’nun 72/7.maddesi kapsamında açılmış istirdat davasıdır. 2004 Sayılı İİK.’nun 72/7. maddesi uyarınca istirdat davası, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı icra tehdidi altında ödediği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilecektir. Bu süre zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süre niteliğindedir. Dolayısıyla mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekmektedir. Ancak somut davada davalı, davacı bankadan ticari nitelikte kredi kullanmıştır. Daha sonra, dosya masrafı altında ödenen meblağın tahsili için başlattığı icra takibi kapsamında, ödediği bedeli tahsil etmiştir. Davacı banka, icra tehdidiyle ödediği bedelin istirdadı için huzurdaki davayı açmıştır. Dava konusu masraflar, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanmakta olup sözleşme zamanaşımının somut olayda uygulanması gerektiği, TBK’nun 146.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin somut olayda henüz dolmadığı, bu nedenle davalı vekilinin hak düşürücü süreye yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer yandan, davacı bankadan kredi kullandıklarını ancak sözleşmenin tip sözleşme olup, işlemin genel işlem koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebine gelince; dava konusu masraflara ilişkin kredinin ticari nitelikte kredi olması nedeniyle somut olaya Tüketici Kanununun uygulanamayacağı, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 144.maddesine göre davacı Bankanın dava konusu masrafları talep etmeye yetkili olduğu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 21.maddesinde yerini bulan genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemeye göre, genel işlem koşulu şeklinde bir sözleşmede yazılmış olan haksız şartların yazılmamış sayılması gerektiği, ancak ne var ki, somut olayda sözleşme kredinin ticari nitelikte olması ve sözleşme içerikleri incelendiğinde, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine aykırı olan haksız şart niteliğinde bir düzenleme bulunmaması dikkate alındığında bu yöndeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2017 tarih ve 2016/851 E., 2017/601 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 745,41 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 187,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 558,41 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2021