Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/260 E. 2021/287 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/260 Esas
KARAR NO: 2021/287
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2017
NUMARASI: 2015/774 E., 2017/428 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde davalıdan 5.374,66 TL bakiye alacağının bulunduğunun belirlendiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını bu nedenle alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla davalıya karşı icra takibi yapıldığını, borca itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın % 20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … otelinin işleticisi olduğunu, otelin çok amaçlı toplantı salonunda davacı firmadan … marka Roof-top cihazı satın alındığını, cihazın kurulu olduğu günden beri çalışmadığını, özellikle iç ortamda bulunan kumanda paneliyle ilgili sorunlar yaşadığını ve kumanda panelinin servis bedeli ödenerek garanti kapsamında iki kez değiştirildiğini, son değişiklikten itibaren 1 hafta içinde aynı arızanın yeniden oryaya çıktığını, bunun üzerine davacı firmanın teknik müdürü ile iletişime geçilerek arızanın garanti kapsamında giderilmesi gerektiği, tekrarlayan arıza yüzünden fatura kesilmemesi aksi halde itiraz edileceğinin bildirildiğini, servis formlarına göre 08/03/2013, 16/04/2013 ve 07/05/2013 tarihli raporların düzenlendiğini, arızaların panel değişimi yapılarak giderildiğini, rapor tarihlerine bakıldığında panel değişimi yapıldığında bile çok kısa sürelerle arızanın tekrarladığının görüleceğini, garanti kapsamında yapılması gereken onarım ve parça tedarikleriyle ilgili fatura kesilerek bedel talep edilmesinin haksız olduğu ve bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davaya esas icra dosyası incelendiğinde, davacının 5.374,66 TL alacağını tahsili amacıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu ve takibin devamının sağlanması amacıyla İİK 67.maddesi kapsamında 1 yıllık hak düşürücü süre içinde alacaklı olan davacı tarafından bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Cari hesaba dayanak faturaların 07/03/2013 tarihli 1.401,36 TL, 22/04/2013 tarihli 1.395,09 TL ve 08/05/2013 tarihli 2.578,21 TL bedelli faturalar olduğu, 3 faturanın toplam bedelinin 5.374,66 TL olup takip konusu alacağı oluşturduğu anlaşılmıştır. Faturalardan 08/05/2013 tarihli olanının BM 50 Kart, 22/04/2013 tarihli olanın kumanda paneli ve servis bedeli, 07/03/2013 tarihli olanın da DC 50 DISK PLAY ve servis bedeli içerikli olduğu görülmektedir. Dosyada mevcut bulunan ve taraf defterlerinin muhasip bilirkişice incelenmesi sonucunda 09/05/2016 tarihli raporda özetle; tarafların 2013 yılına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, takip ve davaya esas cari hesaba dayanak 3 faturanın davacının defterlerinde kayıtlı bulunduğu, anılan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturaların klima iklimlendirme cihazındaki tamirat işleri nedeniyle davacı tarafından düzenlendiği, söz konusu cihazın teslim tarihinin 31/08/2010 olduğu, nitekim satıma ilişkin faturanın da bu tarihli bulunduğu, cihaza ilişkin garanti belgesi incelendiğinde, fatura tarihinin esas alınması halinde yapılan tamirat işinin garanti kapsamında olmadığı, ancak cihazın bulunduğu otelin işletmeye açılış tarihi 13/08/2011 tarihi esas alındığında tamirat işinin garanti dahilinde olduğunun kabulü gerektiği, bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğu açıklanmıştır. Mahkememizce, tarafların rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve klima üzerinde inceleme yapılmasını teminen konusunda uzman bilirkişinin dahiliyle ek rapor alınma yoluna gidilmiş ve 20/02/2017 havale tarihili bu raporda da; davacı tarafından düzenlenen 3 adet faturanın ikimlendirme cihazındaki tamirat işiyle ilgili olduğu, klima cihazındaki 16/04/2013 tarihindeki ikinci servis kapsamındaki arızanın kumanda panelinin su almasından kaynaklandığı için bu arızanın cihazdaki bir hata veya eksiklikten kaynaklanmadığı, bakım eksikliğinden kaynaklandığı, cihazda görülen kontrol panel ve kumanda kartı arızası tipi arızaların klimaların bağlı olduğu elektrik devresindeki ani dalgalanmalardan veya elektronik devrenin nem almasından kaynaklanmasının mümkün olduğu, cihazın arızasız 1 yıl 7 ay çalıştığının belirlendiği, bu durumda dava konusu cihazda uzun kullanım süresi ardından görülen arızaların malzeme hatasından kaynaklanmadığı, dolayısıyla açık ya da gizli ayıplı olmadığı, buna göre cihazdaki bu arızaların garanti kapsamında giderilebilecek arızalar olmadığı, servis bedeli ve arıza giderimi nedeniyle düzenlenen 3 adet fatura bedeli 5.374,66 TL ‘nin davalıdan istenebileceği açıklanmıştır. Mahkememizce konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen kök ve ek rapordaki açıklamalara itibar edilmiştir. Davacı ile dava dışı … AŞ arasında düzenlenen sözleşme kapsamında, … ve Aksesuarları modelli cihazın 19.600,00 EUR bedel ile satımı konusunda 08/06/2010 tarihli anlaşmanın yapıldığı, bu sözleşmenin genel hükümler kısmının 10.maddesinde, cihazın malzeme hatalarına karşı fatura tarihinden itibaren 24 ay süreyle garanti altında olduğunun belirtildiği ve sözleşme konusu cihaza ilişkin olarak davacı tarafından dava dışı … A.Ş ‘ye 31/08/2010 tarihli faturanın kesildiği, ancak … A.ş tarafından da 21/10/2010 tarihinde iade faturasının düzenlendiği, bunun dışında … marka iklimlendirme cihazının davalı şirkete fatura edildiğine ilişkin bir belgenin bulunmadığı, davalı tarafından işletilen ve cihazın kurulu bulunduğu otelin işletmeye açılış tarihinin 31/08/2011 olduğu, davaya esas alacağa dayanak faturaların bu cihazın tamiratı ve servis bakımı nedeniyle düzenlendiği, dayanak servis formlarının dosyaya sunulduğu, davalı tarafından fatura içeriği hizmetin alındığının kabul edildiği, ancak bu servis bakım hizmeti nedeniyle fatura kesilerek bir bedel talep edilmesinin mümkün olmadığı, nitekim verilen hizmetin garanti kapsamında olduğu savunulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut bulunan ve teknik bilirkişice düzenlenen raporda açıklandığı üzere; 08/03/2013 tarihli servis formuna göre cihazın kumandasının değiştirildiği, 16/04/2013 tarihli servis formu içeriğine göre de kumandanın yeniden değiştirildiğinin anlaşıldığı, bu formun açıklama kısmında cihazın kumanda kablosundan kumandaya su yürümesi sonucu arızalandığının ifade edildiği ve kumanda kablosunun değişmesi ve koruma hortumuyla izole edilmesi ve ayrıca kablonun farklı bir yerden çekilmesi gerektiğinin ifade edildiği, 07/05/2013 tarihli servis formunda da cihazın BM 50 Kartının arızalı olup yenisiyle değiştirildiğinin açıklandığı, faturanın düzenlenmesine esas arızası bulunan cihazın klima olduğu, ilk arızanın 08/03/2013 tarihinde kumanda paneli arızası olup, yenisiyle değiştirilerek giderildiği, ikinci arızanın 16/04/2013 tarihinde olup ilkinden 38 gün sonra olduğu ve yine kumanda panelinden kaynaklandığı ve yeniden değişiminin yapıldığı, ancak bu arızanın kumanda kablosundan su gelmesi sonucunda oluştuğu, yani elektronik sisteme dışarıdan su yürümesi sonucu arızanın meydana geldiğinin anlaşıldığı, üçüncü arızanın da 07/05/2013 tarihinde kumandanın elektronik kartının arızasından kaynaklı olduğu buna göre ilk arıza ve 3.arıza bakımından yapılan değerlendirmede, klima cihazlarının montajının yapılarak test edilip devreye alındıkları ve kullanıcıya çalışır vaziyette teslim edildiği, test ve devreye alma işlemi tamamlanmamış cihazların satın alan firmaya kabulünün yapılamayacağı, bu işlemler esnasında yeni cihaz kumanda paneli arızalıysa veya cihaz ile kumanda haberleşme problemi varsa bu problemlerin test ve devreye alma esnasında fark edilebilecek nitelikte arızalar olduğu, ikinci arıza bakımından yapılan değerlendirmede de kumanda panelinin su almasından kaynaklandığının belirlendiğini, bu durumda arızanın cihazdaki bir hata veya eksiklikten kaynaklanmadığı, başka bir deyişle imalat hatası olmayıp kullanımdan kaynaklanan arıza olarak tespit edildiği ve cihazın satım tarihi dikkate alındığında satım tarihinden itibaren 2 yıl 6 ay, otelin işletmeye açıldığı 13/08/2011 tarihinden de 1 yıl 7 ay sorunsuz ve arızasız olarak çalıştığı bu durumda söz konusu cihazın test ve devreye alma işlemlerinin tamamlandığı ve davalıya çalışır vaziyette teslim edildiği, buna göre faturaya dayanak arıza giderimi ve servis hizmetinin cihazın imalat hatasından kaynaklı bir nedene dayanmayıp kullanım sonucu oluşan arızanın giderilmesi amacıyla verildiği sonucuna varıldığı, kaldı ki cihazın satımına ilişkin sözleşmede de garanti süresinin 2 yıl olduğu, anılan sürenin faturalara dayanak tamir ve servis hizmetlerinin verildiği tarihe kadar çoktan aşılmış bulunduğu dosyaya sunulan tüm belgeler, servis formu içeriği, satıma ilişkin sözleşme, yapılan bilirkişi incelemesi doğrultusunda davaya konu 3 ayrı fatura içeriği tamiratın cihazın imalat hatasına dayalı olmayıp kullanıma bağlı oluşan arıza nedeniyle yapıldığı ve fatura bedellerinin verilen hizmete göre kadri maruf olduğu sonucuna varıldığından davacının düzenlediği 3 ayrı faturadan kaynaklanan toplam 5.374,66 TL miktarında alacağının bulunduğu, davalının icra dosyasındaki itirazının bu miktar için haksız olup iptali gerektiği, davalının itirazı haksız olup alacak faturaya dayalı ise de, fatura içeriği işin esasında eser sözleşmesinden kaynaklandığı onarıma ilişkin bedelin istenebilir istenebilir olup olmadığı yargılama neticesi belirlendiğinden alacağın likit olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebi yerinde görülmemiş, bu istemi reddedilerek davalının icra dosyasındaki itirazının iptaline ilişkin hüküm kurulmuştur.” Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının, davalıya ayıplı bir cihaz sattığını, ayıbın gizli bir ayıp olduğunu, hükme esas bilirkişi raporlarında yazılı kullanım hatalarının davacının projelendirdiği, tedarik ve monte ettiği cihazların yerleşimlerinin uygun olmamasından kaynaklandığını, bu hususta TMMOB’ne başvurularak, otelin sık sık tekrarlayan klima arızalarının nedeni ile ilgili rapor istendiğini, TMMOB raporunun otelde klima sistemleri kurulurken, en başından yer seçiminde hata yapıldığına ve yanlış yerlere kurulum yapıldığına işaret ettiğini, davacının işini iyi yapmamasının sorumlusunun davalı olduğunu, burada satılanı ayıplı olarak davalıya teslim eden davacının satıcı ve montaj yüklenicisi olarak ağır kusurlu olduğundan, TBK m.231 gereği sorumluluğunun 2 yılla sınırlı olduğuna dayanamayacağını, raporlar arasında çelişkiler olduğunu ve çelişkilerin giderilerek yeniden bir bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, -Cihazın kullanılmaya başlandığı tarihin 13/08/2011 tarihi olduğunu, cihazın 24 aylık garanti süresinin dolmadığını, 24 ay içerisindeki arızalanmanın garanti kapsamında bedelsiz giderilmesi gerektiğini, -Ürünün gizli ayıplı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, tüm nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, ticari mal satışı sebebiyle ayıplı olduğu iddia edilen klimanın tamir bedelinin istemine ilişkin olup, satıcı ve üretici firma ödenmeyen tamir bedelini ilişkin davayı açmıştır. Malın garanti süresinin 2 yıl olduğu tarafların kabulündedir. Ancak ayıbın garanti süresi kapsamında kalıp kalmadığı, kullanıcı hatası olup olmadığı uyuşmazlık konusudur. Davalı tarafın diğer istinaf nedenlerine geçmeden somut olaya uygulanacak hükümler üzerinde durmak gerekmektedir. Dosya incelendiğinde tarafların şirket dolayısıyla tacir olduğu görülmektedir. Dolayısıyla tacirler arasındaki iş ve eylemler ticari iş niteliğindedir. Ticari iş niteliğindeki somut olayda da 6102 Sayılı TTK’nın 3. maddesi gereğince TTK hükümleri uygulanacağı aşikardır. Ayrıca satımın eser sözleşmesinden değil, taciri satımdan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece 6102 Sayılı TTK hükümleri gereğince somut olayda, satım akdine konu klimanın ayıp olup olmadığı, var ise ayıbın niteliği tartışılarak, delillerin bu çerçevede toplanması gerekir. 6102 Sayılı TTK’nun 23/c. maddesinde; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesi uyarınca 2 ve 8 günlük muayene ve ihbar süreleri inceleme ve muayene ile anlaşılabilecek açık ayıp bulunması durumları için düzenlenmiş olup, üründeki sakıncalı donanımlar ,ürünün bozukluğu, eksikliği, elverişsizliği, kullanmaya başlanıldıktan sonra ortaya çıkan, basit muayene ile anlaşılamayacak mahiyetteki ayıplar ”gizli ayıp” sayılır. Gizli ayıp halinde ise, Borçlar Kanunu’nun ayıba ilişkin hükümleri uygulanır. 6102 Sayılı TTK’nun 23.madde atfı ile TBK 231. madde hükümleri uyarınca daha uzun süre ile garanti verilmiş ise ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca bu garanti süresi uygulanır. Somut olayda mahkemece, davalının garanti süresinin başlangıcı fatura düzenleme tarihi olarak esas alınmış olup, garanti süresinin başlangıç tarihinin ne olduğunun garanti belgesinden anlaşılamadığı durumda teslim tarihi ve fatura tarihinin esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, tarafların tacir olup kullanımın garanti süresinin başlama tarihi olarak esas alınmasının TTK ve TBK 231. Md. si hükümleri bağdaşmayacağı, bu durumda garanti süresi içerisinde arızaların meydana gelmediği ve ayıbın niteliğine göre karar verilmesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin ayıp ihbarına dayanak yaptığı yasa maddesi satım akdi ile ilgili olup, somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin ticari alım satım niteliğinde olduğu ve hukuka aykırılık bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca garanti verilmiş olması nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca bu garanti süresi uygulanır ancak dava konusu malda gizli ayıp bulunmadığı, malın kullanıcı hatasının olduğunun saptandığı anlaşılmış olup, Mahkemece bu yönde karar verilmesinde de, usul ve yasaya aykırılık olmadığı görülmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporuyla, dava konusu malda gizli ayıp bulunmadığı, malın kullanıcı hatasının olduğunun saptandığı anlaşılmış olup, Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında bu yönde usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarih ve 2015/774 E., 2017/428 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 367,14 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 91,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 275,36 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/03/2021