Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2582 E. 2020/484 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2582 Esas
KARAR NO : 2020/484
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI : 2020/570 D.İş – 2020/568 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İhtiyati tedbir talep eden vekili verdiği dilekçe ile, müvekkilinin çalıştığı ve sahibi olduğu Ankara’da bulunan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. İş yerine 13/03/2020 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve … E. Sayılı dosyalarına istinaden talimat ile Ankara …. İcra Müdürlüğünün… Tal. Ve … Tal. Dosyalarından hacze gelindiğini, şirketin yetkilisi ve sahibi olan … ve şirkette çalışan … protokol eşliğinde 153.000,00TL lik borç için haciz baskısı altında 358.000,00TL lik senet imzalattırıldığını, haciz mahallinde 28.500,00TL ödeme haciz anında ödenmek zorunda kaldığını, müvekkillerine yaratılan korku ve baskı ile icra tehdidi altında imzalattırılan senetten dolayı menfi tespit davası açıldığını, müvekkiller açısından telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşamaması nedeniyle, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasının menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 04/11/2020 tarihli kararıyla; “İhtiyati tedbir talep eden aleyhine başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2020/393 Esas sayılı dosyası ile görülen menfi tespit davasından önce başlatıldığı için İİK 72/3.maddesi hükmünde belirtildiği üzere icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulamayacağına ilişkin yasal zorunluluk dikkate alınarak ihtiyati tedbir talep edenin, tedbir talebinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının çalıştığı ve sahibi bulunduğu Ankara’da bulunan … San.ve Tic.Ltd.Şti iş yerine 13.03.2020 tarihinde İstanbul ….İcra Dairesi’nin … E. Ve … E. Sayılı dosyalarına istinaden Talimat ile Ankara …İcra Dairesi’nin… Tal. Ve … Tal. numaraları ile hacze gelindiğini, davacı … , …san.ve Tic.ltd.şti. , nin sahibi ve yetkilisi olarak çalıştığını, 08.07.2020 günü Tuna Tasarıma haciz işlemi için gelinmiş haciz baskısıyla davacı ve şirkette çalışan diğer davalı bulunan … protokol eşliğinde 153.000 TL’lik bir haciz dosyası için davacılara 358.000 TL’lik senet imzalatıldığını, kendisinin alacaklı tarafla herhangi bir bağı olmadığı gibi mallarının kaldırılacağı korkusu ve paniği içerisinde alacaklı vekiline 28.500 tl ödeme haciz anında ve baskısı ile ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, Şirket adına İstanbul 28. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/257 E. Sayılı dosyası ile İstihkak davası açılmış olup İcra dosyaları kapsamında icranın tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, davacıların durumun karmaşıklığı ve haciz baskısı ile inceleme fırsatı dahi olmadığı evraklara malların kaldırılacağı söylenmesi üzerine senede imza atmak zorunda kaldıklarını, davacı firma ile asıl borçlu olan Işık 2 imalat firmasının gerek faaliyet alanları gerekse de adres kayıtları zaten birbirinden tamamen bağımsız firmalar olduklarını, davacılar adına İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/ 393 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, mahkemece yine ekte sunmuş olduğumuz tutanakla sabit olduğu üzere takibin durdurulmasına karar verildiğini, menfi tespit davasından önce zorunlu olarak arabuluculuk kurumuna başvurulmuş ancak davalı taraf arabuluculuk aşamasında alınan senedi işleme koyarak müvekkilin tedbir kararının önüne geçmeye çalışmışlardır. İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/393 E. sayılı dosyası ile verilen tedbir kararı itiraz üzerine yapılan incelemede’ icra takibine dava tarihinden önce geçildiğinden dolayı tedbirin kaldırılmasına’ karar verildiğini, davacının haksız bir haciz durumunda telafisi imkansız bir şekilde zarar göreceğini, siparişlerinin bir kısmının solunum cihazı parçası olması, insan hayatının kurtarılması için kritik bir noktada durması nedeniyle tedbir kararı verilmesi gerektiğini, davacı … ruh ve sinir hastanesinde tedavi gördüğünü, davacının haciz baskısı ve mevcut atak hastalığınında etkisiyle inceleme fırsatı dahi olmadığı evraklara imza atmak zorunda kaldığını, öncelikle teminatsız olarak, sayın mahkemenin aksi kanaate olması durumunda uygun görülecek bir teminat karşılığında (%15 ) icra takibinin başlatıldığı İstanbul …. İcra Dairesi … e. sayılı dosyanın menfi tespit davasının sonuna kadar tedbiren durdurulmasını, hatalı verilen mahkeme kararının kaldırılmasını, telafisi imkansız zararlara neden olunmamak üzere tedbir kararımızın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Davanın hukuki niteliği itibariyle takipten sonra açılan menfi tespit davası olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde tedbirin durdurulmasını talep ettiği ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına yönelik bir talebinin olmadığı, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.2004 sayılı İİK’nın 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir”, hükmü yer almaktadır.2004 sayılı İİK.’nın 72/3 maddesi ile ilgili düzenlemenin gerekçesi “…Borçlu, takip konusu olan alacağın haddizatında mevcut olmadığı hakkında her zaman yani takibin her safhasında menfi tespit davası açabilecektir. Menfi tespit davası başlı başına takibin seyrine tesir etmez. Yalnız bunun zımmında borçlu alacaklıya paranın, ancak teminat mukabilinde ödenmesi hususunda, ihtiyati tedbir alabileceği gibi, alacaklı böyle bir teminat göstermeyeceğini beyan ederse, alacaklının hakkını almış bulunmaktan doğan zararlarını temin etmek şartı ile borçlu paranın alacaklıya icra dairesinde ödenmemesi hususunda tedbir kararı almaya yetkili kılınmıştır. Alacaklının, maruz kalacağı tedbirlerin kendisine verebileceği zararlar bu babta tedbir isteyen borçlu tarafından gösterilecek teminatla karşılanmış olacağından bu tanzim tarzı karşılıklı menfaatleri telif etmiş olacaktır…” şeklinde belirtilmiştir.Bu maddede yer alan düzenleme 6100 Sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir ile ilgili düzenlemeye benzeyen ancak kendine özgü özellikleri de olan ve borçluya tanınan bir hak olduğu, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği anlaşılmıştır.Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK’nın 72.maddesi kapsamında takipten sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasının mümkün olmadığı, ancak icra veznesine girecek paranın ödenmemesine yönelik tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle açılan takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararının reddine yönelik mahkeme kararında dosya kapsamı ve mevcut delil itibariyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına yönelik de davacı tarafın isteminin bulunmadığı, yerel mahkemenin takdirinin yasa ve usul kapsamında olması nedeniyle bu yöne yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2020 tarih ve 2020/570 D.İş., 2020/568 K. sayılı kararına karşı ihtiyati tedbir talep edenler vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- İhtiyati tedbir talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- İhtiyati tedbir talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2020