Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2557 E. 2021/16 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2557
KARAR NO: 2021/16
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2020/149 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durudurulması, önlenmesi talepli davada, davacı vekilince; ”Davalı firmanın başta sattığı mallar üzerinde, iş yerinde, kartvizit ve kataloglarında davacı şirkete ait tescilli ve dünyaca tanınmış … ve … markalarını kullanması nedeniyle oluşan davacı şirketin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle, üzerinde davacı şirkete ait … ve … markalarının bulunduğu ürün, iş evrakı, broşür, katalog ve her türlü satış ve pazarlama materyallerine, iş yeri tabelası, afiş, flama vb. tanıtım materyallerine el koyularak adli emanete teslim edilmesi, davalıya ait olup, üzerinde … ve … markalarını taşıyan ürünlerin tedbiren ithalat ve ihracatının önlenmesi amacıyla Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine” yönelik tedbir talebinde bulunulduğu görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince, 08.06.2020 tarih, 2020/149 Esas sayılı kararı ile, ”İhtiyati tedbir talebi yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tedbir talebinin reddi kararına yönelik istinaf başvurusunda; davalı tarafın marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiller gerçekleştirdiğini, ihlal yaratan eylemlerinin bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu nedenle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, verilen kararla davalının tecavüz teşkil eden eylemlerine devam edebileceğini ve bu suretle ilerde telafisi güç veya imkansız zararların doğabileceğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, mahallinde yapılan tespit neticesinde dosyaya sunulan Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/28 Değişik İş sayılı dosyasına ait, marka-patent vekili, tekstil mühendisi ve makina mühendisi bilirkişiler tarafından sunulan raporda; Tespit isteyen … TPE nezdinde … numara ile tescil edilmiş olan tescilli patent açısından, … firması tarafından kullanılmış ürün olan iplik fren tertibatının, iplik fren tertibatını parçalarını ürettiği ve monte ederek iplik fren tertibatı olarak sattığını, kullanım amacı ve özelliklerinin aynı olduğu,” Bire-iki büküm iği içi iplik freni “makinelerinde kullanılan iplik fren tertibatı olduğu, genel görünümde belirgin benzerlik gösterdiği, kullanım amacının ve özelliklerinin birebir aynı olduğu, tespit esnasında karşı tarafça marka hakkı sahibiyle tesis ettiği bir lisans sözleşmesi sunmadığı, ürünlerdeki baskıların tescilli markalardaki logo ve yazılarla aynı olduğu bu yönüyle delil tespiti talep edenin marka haklarına tecavüz gerçekleştirdiğini, tespite konu ürünlerin kutular içerisinde çok sayıda yer aldığı ve satışa arz edilmiş halde tespit edilmesi nedeni ile davalı tarafın taklit ürünleri aracılığıyla haksız rekabet gerçekleştirdiğinin değerlendirildiği, mahkemece hangi nedenlerle bilirkişi raporuna itibar edilmediği, hangi nedenlerle yaklaşık ispat koşulundan uzaklaşıldığı karar yerinde tartışılmadan yalnızca tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle karar verilmiş olmasının hatalı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilince istinaf aşamasında dosyaya sunulan fatura ve görseller de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle, esasa ilişkin deliller değerlendirilmeden eksik incelemeyle karar verilmiş olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, dosyanın 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca, tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, yukarıda belirtilen hususlarda değerlendirme yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi nin 2020/143 E. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/01/2021