Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2553 E. 2020/435 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2553
KARAR NO: 2020/435
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2019/470 E., 2019/763 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılardan … tarafından müvekkilleri aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takibe konu edilen … Bankası A.Ş. Osmaniye Şubesi’ne ait … nolu 05/06/2019 tarihli 20.000,00-TL tutarındaki çekin çalıntı çek olduğunu, müvekkillerinden …’ın kafeterya işletmecisi olduğunu, diğer müvekkili … Ltd. Şti.’nin ise Adana bölgesinde gıda dağıtım ve pazarlama alanında faaliyet göstermekte olduğunu, keşidecisi müvekkili … olan … Bankası A.Ş. Osmaniye Şubesi’ne ait … nolu, 05/06/2019 tarihli 20.000,00-TL tutarındaki çekin, keşidecisi tarafından diğer müvekkili … Ltd. Şti. adına düzenlendiğini ve tahsilat makbuzu ile … Ltd. Şti.ye teslim edildiğini, müvekkili … şirketinin de anılan çeki bölge bayisi olarak ticari ilişki içinde olduğu … A.Ş.’nin Adana Bölge Müdürlüğü yetkililerine tahsilat makbuzu mukabili teslim etmiş olduğunu, davaya konu çekinde içinde yer aldığı 5 adet çekin … A.Ş. Adana Bölge Müdürlüğü yetkilileri tarafından … A.Ş. İstanbul merkez adresine iletilmek amacıyla … Kargo Adana Atikop Şubesine teslim edildiğini, kargo çalışanı … tarafından söz konusu çeklerin dağıtıma çıkarılmış olduğunu, …’ın dağıtım esnasında çeklerin içinde bulunduğu kargolar dahil olmak üzere 60 adet kargo zarfını çaldırmış olduğunu, çekin haklı ve yasal hamili olan … A.Ş.’ye geçmesi gerekirken çekin çalınmış olması nedeniyle ciro silsilesi bozulmuş olduğunu araya … A.Ş.cirosu olmadan çek ile hukuki herhangi bir bağı olmayan davalı ve diğer paravan ciranta şirketlerin girmiş olduğunu, çekin bankaya ibrazı sonrası ödeme yasağını gören davalı …’ın çeki ödeme yasağı veren mahkemeye ibraz etmeden kötü niyetli olarak icra takibine konu etmiş olduğunu, müvekkillerinin ticaret erbabı olduğunu çeki icra takibine konu etmiş olan … ve diğer paravan ciranta şirketler ile direkt ya da dolaylı herhangi bir ilişkileri olmadığını beyanla; takibe konu edilen … Bankası A.Ş. Osmaniye Şubesi’ne ait … nolu 05/06/2019 tarihli 20.000,00-TL tutarındaki çalıntı çek ile ilgili müvekkili şirketlerin davalılara herhangi bir borçlarının olmadığı hususunun tespiti ile ödeme emirlerinin ve icra takibinin iptaline, yargılama esnasında müvekkillerinin mağduriyetinin önlenmesi için takibin tedbiren durdurulmasına, davalıların %20 tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın menfi tespit talebine ilişkin olduğu, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Yasanın 20.maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi olarak eklenen madde hükmü gereğince TTK’nun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın madde düzenlemesine aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “1-7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; menfi tespit davasında arabulucuya başvurmanın bir dava şartı olmadığı, Mahkemece verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, kambiyo senedine istinaden başlatılan icra takibi sebebiyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak 2004 Sayılı İİK’nın 32 maddesi gereğince doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı ortadadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2020/85 E., 2020/454 K. sayılı kararı). Bu itibarla Mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi hatalı bulunmakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmesi amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2019 tarih ve 2019/470 E., 2019/763 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince, yargılamaya devam edilmesi amacıyla dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3- Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5- İstinaf yargılaması sırasında dosya üzerinden karar verilmiş olmakla vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4-6. maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/12/2020