Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2520 E. 2020/430 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2520
KARAR NO: 2020/430
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI: 2020/131 E., 2020/525 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı müvekkili hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve yine aynı alacaklı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarıyla icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe konu tüm çeklerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu çeklerdeki imzaların müvekkilinin imam nikahlı eşi olan … tarafından taklit edilerek atıldığını, Bakırköy 12. ACM’nin 2014/1 Esas 2014/107 K. Sayılı dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile de çeklerdeki imzaların müvekkilinin eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, ve müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini, …’in ise mahkümiyetine karar verildiğini belirterek, icra takibine konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili Mahkemece yapılan 07/09/2020 tarihli ilk duruşmadaki beyanında, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, uyuşmazlık konusu çekteki imzanın davacıya ait olmadığının ceza dosyaları neticesinde sabit olduğunu, icra takibi başlatılırken bu durumu bilebilecek vaziyette olmadıklarını, davayı kabul ettiklerini, ilk celsede kabul beyanlarının olması ve davanın açılmasında herhangi bir kusurlarının bulunmaması nedeniyle yargılama giderlerinin taraflarına yükletilmemesini talep ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece; Davalı vekilinin 07/09/2020 tarihli duruşmada kabul beyanını sunmuş olduğu görülmekle, HMK’nın 311. maddesi gereğince kabulün davaya son veren taraf işlemi olduğu, davalı tarafından yapılan kabulün HMK’nın 309. maddesine uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle; “1-DAVALININ KABUL BEYANI NEDENİYLE DAVANIN KABULÜNE; a)Davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … ve Bakırköy … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyalarında davalıya borçlu olmadığının tespitine, b)Kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli olan harcın 1/3’ü olan 1.725,30-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.293,98-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 431,32-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 ve 6. maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.320,55-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 1.293,98-TL peşin harç, 68,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.416,38-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; Davacı tarafından icra takibinin iptali için icra hukuk mahkemesinde dava açılması gerekirken, bu şekilde bir dava açılmadan menfi tespit davası açılamayacağı, bu anlamda davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından 07/09/2020 tarihinde usulsüz bir şekilde ıslah dilekçesi sunulduğu, ıslah dilekçesi taraflarına tebliğ edilip beyanda bulunmak üzere süre verilmeden karar verildiği, gerekçeli kararda davalının kabul beyanı nedeniyle davanın kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen, davalı müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin HMK 312/2. maddesi hükmüne aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 72/3. maddesi gereğince menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır. 1)İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, icra takibine konu çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığının ileri sürülerek genel mahkemede menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğunun açık olmasına, davacı vekilince dosyaya sunulan 07/09/2020 tarihli ıslah dilekçesinin ıslah harcı da yatırılmaması nedeniyle usule uygun bir ıslah dilekçesi olmaması nedeniyle dikkate alınmadan karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bu anlamda dilekçenin davalıya tebliğ edilmemesinde de bir hak kaybının söz konusu olmamasına göre, davalı vekilinin bu yönlerdeki istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. 2) 6100 Sayılı HMK’nın 312/2. maddesi “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmünü içermektedir. Davalı tarafça, yargılamanın ilk duruşmasında davanın kabul edilmiş olmasına, icra takibine konu çeklerdeki imzaların davacıya ait olduğu tespit edilmeden çok önce icra takibi başlatılması sebebiyle davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermediğinin sabit olmasına göre Mahkemece, davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmiş olması hatalı bulunmaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince Mahkemece yargılama giderleri yönünden verilen kararın kaldırılmasına, bu hususta yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2020 tarih ve 2020/131 E., 2020/525 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen sebeplerle REDDİNE, (2) nolu bentte gösterilen sebeplerle KABULÜNE; 1/1- Davalı tarafından yatırılan 431,32 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 1/3- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2020 tarih ve 2020/131 E., 2020/525 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2/1- Davalının kabul beyanı sebebiyle DAVANIN KABULÜNE, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları sebebiyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 2/2- Kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE, 2/3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan harcın 1/3’ü olan 1.725,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.293,98 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 431,32 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 2/4- Davacı tarafından yatırılan 1.293,98 TL peşin harcın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 2/5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 3/1 ve 6. maddelerine göre, 5.320,55 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 2/6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 2/7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020