Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/248 E. 2021/69 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/248
KARAR NO : 2021/69
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/06/2017
NUMARASI : 2015/38 E. 2017/804 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali-Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin ruhsatı ağabeyi … adına kayıtlı … plakalı … marka aracı 24/09/2013 tarihinde … isimli şahısa noterde yapılan satış işlemi ile 400.000,00 TL karşılığında vadeli olarak sattığını, bunun karşılığında da bir adet 2 ay vadeli 400.000,00 TL tutarında senet aldığını, senedin vadesi geldiğinde … durumunun sıkışık olduğunu ve borcu ödeyemeyeceğini, kendisinin para bulmaya çalıştığını ve Gaziantep’ten satmak için yeni çamaşırlar alacağını satınca borcunu rahat rahat ödeyecek kadar parası olacağını söyleyerek ödeme süresinin uzatılmasını talep ettiğini, bu işi yapabilmesi için 160.000,00 TL daha borç para istediğini, bunun üzerine müvekkilinin … 160.000,00 TL daha vererek karşılığında davalılardan … Tic. A.Ş.’ye ait toplamda 7 adet her biri 80.000,00 TL. olmak üzere toplam 560.000,00 TL olan çekleri alacağına karşılık aldığını, çeklerin doğruluğunu araştırmak için davalı şirketlerin muhasebe bölümleriyle yapılan ayrı ayrı telefon görüşmeleri sonrasında kendisine çeklerle ilgili hiçbir problem olmadığının söylendiğini, daha sonra araç alım satımı işi için davalı … sahibi … ile araç alım işi için görüştüğünü, araç alımı ile ilgili ödemeyi kendi çekleri ile yapmak istediği esnada …Otomotivin muhasebecisinin kasadaki 35 adet çek ile birlikte ortadan kaybolduğunu öğrendiğini, müvekkilinin yaşanan bu olaydan dolayı mağdur olduğunu, adi alacağa ilişkin ilamsız takip başlattıklarını, davalı/borçluların takibe, yetkiye itiraz ederek takibi durdurduklarını, söz konusu çeklerin arka yüzünde davalı … Tic.ve San.Ltd.Şti.nin kaşesi ve imzasının mevcut olduğunu, her ne kadar davalı şirketin hırsızlık olayı neticesinde birtakım evraklarının çalındığını iddia etse dahi işbu iddialarının tamamen müvekkile olan borcun ödenmemesi amacıyla öne sürüldüğünü bahisle, davalı/ borçlular tarafından İstanbul Anadolu ….İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız olarak takibe itiraz eden davalı borçluların her birinin %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin adresinin İkitelli-Küçükçekmece olduğundan mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirket çalışanının şirket kasasında bulunan 35 adet çeki şirketin rızası dışında aldığını ve bir süre ortadan kaybolduğunu, bunu üzerine şirketçe Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 2014/36788 Esas numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma devam ederken bir kısım çeklerin müvekkili şirkete iade edildiğini, kayıp çeklerden sadece 2 tanesinin iade edilmediğini, bu çekler için de Bakırköy 4.Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/725 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, ardından çekleri elinde bulundurduğunu iddia eden bir şahsın ortaya çıkması nedeniyle Bakırköy 7.Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/1022 Esas sayılı dosyası ile çek istirdatı davası açıldığını, takip dayanağı olarak gösterilen 4 adet çeki müvekkilinin davalı …A.Ş.den alınmadığını, çeklerin müvekkili şirkete verilmediğini, cirolamadığını, birtakım kimselerin müvekkili şirketten çalınan çeklere benzetilen çekler ile haksız kazanç elde etmek istediklerini, çek fotokopilerinde müvekkili şirketten sonraki ciranta … isimli şahsın göründüğünü, müvekkili şirketin bu şahısla hiçbir ilgisinin olmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak takip başlattığını, müvekkili şirket lehine takip miktarının %20 si oranında kötüniyet/icra inkar tazminatına hükmedilmesini beyan ederek haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketlerin davacı taraf ile herhangi bir iş ilişkisi ya da ticari ilişkisi bulunmadığını, dava konusu icra takibine konu olan çeklerdeki imzaların müvekkili şirket yetkilisi olan … ait olmadığını, bu çeklerin ciro edilmesinde kullanılan kaşelerin müvekkili şirketin kaşesi olmadığını, kaşenin benzetilmeye çalışıldığını, davacı tarafın icra takibine konu ettiği çekleri süresi içerisinde bankaya ibraz etmediğini ve çeklerin kambiyo senedi vasfını yitirmesine sebep olduğunu, bunun üzerine ise davacı tarafından müvekkili şirket aleyhinde ilamsız takip başlatıldığını, davacı tarafın kambiyo senedi vasfını yitiren çek ile ilgili alacak talebinde bulunabilmesi için borçlu olduğunu iddia ettiği kişi hakkında temel ilişkiye dayalı bir alacak davası açması gerektiğini, ancak müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını beyan ederek davacının davasının reddine, icra takibinin iptaline, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacı tarafın dava dilekçesinde alacağını dava dışı borçlu … isimli kişiden 5 yıl önce noterde araba satışı yaptığı ve sattığı araç bedeli olarak ciro yoluyla bu çekleri aldığı iddiasında bulunduğu, ancak tahkikat bitene kadar araç satışına ilişkin noter satış belgesini yada hangi noterde satıldığına ilişkin bilgilerle tarih ve yevmiye numarasının bildirilmediği, davacının bu çekleri dava dışı … ciro yoluyla aldığı, davacının adi takip olarak başlattığı icra takibine itiraz etmeyen borçlu … yönünden takibin devam ettiği, davacı takibini kambiyo takibi olarak başlatmayıp adi takip şeklinde başlattığından takip konusu yaptığı çeklerle ilgili kendisine çeki ciro eden … dışındaki ve ondan önceki cirantalara ve keşideciye gitmesinin mümkün olmadığı, ayrıca 24/05/2017 tarihli celsede HMK’nun 186.maddesi gereğince bir sonraki celse sözlü yargılamaya geçileceği ihtarı davacı tarafa yapıldığı halde son celse davacının duruşmaya katılmadığı, davalı tarafın davayı takip edeceğini beyan ettiği, dosya kapsamına göre davacının icra takibinde borçlu olarak gösterilen her üç davalıya karşı alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece tahkikat aşamasının bittiği bildirilmeden sözlü yargılamaya geçilmesinin hatalı olduğunu,Dava konusu çekler her ne kadar bankaya ibraz edilmemiş ise de, bu çeklerle ilgili olarak icra takibi başlatıldığını, 6102 Sayılı TTK’nın 732.maddesine göre; cirantaya karşı temel ilişkiye dayanarak, keşideciye karşı da sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak icra takibi yapılmasının ve itirazın iptali davası açılmasının mümkün olduğunu, Açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, henüz keşide tarihleri gelmeyen 4 adet çekle ilgili olarak, keşideci, lehdar ve cirantalar aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla icra takibine yönelik itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle açılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından davalılar aleyhine her biri 80.000,00 TL bedelli 4 adet keşide tarihleri gelmeyen çek nedeniyle genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalılar … A.Ş. ve … A.Ş ile … Ltd. Şti. tarafından takibe, borca, imzaya, yetkiye itiraz edildiği ve takibin durduğu, diğer borçlu … yönünden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.Davanın 24.05.2017 tarihli celsesinde davacı vekilinin de bulunduğu bir ortamda, bir sonraki celse sözlü yargılama aşamasına geçileceğinin ihtar edildiği, bir sonraki 21.06.2017 tarihli celsede ise, duruşmada hazır olan taraflara sözleri sorularak 6100 Sayılı HMK’nın 184. maddesi uyarınca tahkikatın biritilip aynı kanunun 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama aşamasına geçildiği, davacının ise, bir önceki celse sözlü yargılama aşamasına geçileceği yüze karşı ihtar edilmiş olmasına rağmen sözlü yargılama celsesine mazeret göndermek suretiyle iştirak etmediği, bu haliyle mahkemece tahkikatın bitirilip sözlü yargılama aşamasına geçilmesinden sonra karar verilmesinde bir usûlsüzlük bulunmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin açıklanan sebeplerle yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İcra takibinin konusunu oluşturan çeklerin, keşide tarihinden önce genel haciz yoluyla takibe konu edildiği, dolayısıyla kambiyo vasfında olmayıp, adi yazılı belge olarak yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacının kambiyo senedinden doğan müracaat haklarını keşideci, lehdar ve cirantaya karşı ileri süremeyeceği, yalnızca çeklerin altındaki temel ilişkinin tarafı olduğu iddia edilen dava dışı … karşı temel ilişkiden doğan talep haklarını kullanabileceği, bu şahsın ise davalı olmayıp hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, 6102 Sayılı TTK’nın 732.maddesi hükmünün somut olayda uygulama olanağının bulunmadığı, kaldı ki takip konusu çeklerin altındaki temel ilişkinin varlığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir delilin de bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarih ve 2015/38 E. 2017/804 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davacı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/01/2021