Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/246 E. 2021/159 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/246 Esas
KARAR NO: 2021/159
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2017
NUMARASI: 2016/548 E., 2017/504 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu çekin davacının dükkanında zayi olduğunu, bu çekle ilgili Konya İcra Dairesi’nde başlatılan takibe yetki ve imza yönünden itiraz edildiği, çekle ilgili şikayetçi olunduğu, davalı tarafından keşideciye karşı icra işlemine konu olunduğunu, takibin Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında devam ettiği, keşidecinin haciz baskısı altında olduğunu, çalıntı çeki elinde bulunduran davalının çeki istirdadı talebiyle dava edilmiş, davacı 15/06/2016 tarihli dilekçesiyle çek istirdadı talebinin bedel istirdadı davası olarak ıslah etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında alacaklı gözüken …’e keşideci … tarafından ödeme yapılması nedeniyle icra dosyası infazen kapanmış olup, davacı lehtar tarafından yapılmış bir ödeme olmadığından davacının istirdat talebine hakkı yoktur. Başka bir anlatımla istirdat anca ödeme yapan tarafça istenebileceğinden davacının davasını husumet (aktif dava ehliyeti) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Islahtan önce açtıkları davanın çek istirdatı davası olduğunu, çek istirdatı davasını, çek rızası dışında elinden çıkmış olan hamil, kötüniyetli iktisap etmiş olan üçüncü kişiye karşı açacağını, davayı açtıklarında çek istirdatının mümkün olduğunu ancak bu arada davalı haciz baskısı ile çek keşidecisinden çek bedelini tahsil ettiğini, Davada istedikleri tedbir taleplerinin yerel mahkeme tarafından değerlendirilinceye kadar olan süreçte de davalı tarafın dosyaya yatırılan parayı çektiğini, bu nedenle de davayı ıslah edip bedel istirdatı talep ettiklerini, husumetin davalı ile keşideci arasında olmadığını, nitekim keşidecinin geçerli hukuki bir nedeni bulunmadığını, hukuki olarak çekin ve çek bedeli ödendikten sonra bedelinin iadesini isteme hakkının kendilerinde olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava; istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil, itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. (aynı yönde Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2015/2781 Esas ve 2015/3597 Karar sayılı ilamı) Mahkemede ıslah talebinden önce çek istirdadı açan davacı yönünden bu durum usuli kazanılmış hak sayılmayacağı gibi,davacıya çek bedelinin dava dışı kişi tarafından ödenmesi nedeniyle bedel istirdatını talep hakkı ve dava açma hakkı (aktif husumet) kazandırmaz. Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2016/548 E., 2017/504 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2021