Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2453 E. 2020/373 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2453
KARAR NO: 2020/373
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/06/2020
NUMARASI: 2020/449 E., 2020/225 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe dayanak çekin … tarafından müvekkiline verildiğini, çekin bankaya ibraz edildiğinde karşılığının çıkmadığını, çekin … uhdesinde iken … kargo deposundan çalındığını, sonrasında çekin ciro edildiğini belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, … Sirkeci Şubesine ait … seri nolu 17/02/2020 tarihli 70.000,00-TL bedelli çekin iptaline, davacı lehine 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine, müvekkili lehine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; 7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davanın olumsuz menfi tespit davası niteliğinde olduğu, bu davada arabulucuya başvurulmasının dava şartı olmadığı, verilen kararın hatalı olduğu hususuna ilişkindir. Dava, kambiyo senedine istinaden başlatılan icra takibi sebebiyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak 2004 Sayılı İİK’nın 32 maddesi gereğince doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı ortadadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2020/85 E., 2020/454 K. sayılı kararı). Bu itibarla Mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi hatalı bulunmakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmesi amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2020 tarih ve 2020/449 E., 2020/225 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4 maddesi gereğince, yargılamaya devam edilmesi amacıyla dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3- Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5- İstinaf yargılaması sırasında dosya üzerinden karar verilmiş olmakla vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2020