Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2430 E. 2020/330 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2430
KARAR NO: 2020/330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/07/2020 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2020/131 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalının dava dışı … Ltd. Şti. ünvanlı bir şirket altında 2014 yılından 2018 yılına kadar şirketin kurucu ortakları olmak suretiyle ticari ortaklık ilişkisi içinde bulunduklarını, gelinen noktada tarafların ortaklık ilişkilerini sonraki süreci de düzenleyen bir protokol ile sonlandırdıklarını, bu protokolün yegane amacının tarafların ortak çaba ve emekle sektörde belirli bir bilinirliğe erişmiş markaları (… gibi) ortaklık bittikten sonra hiçbir tarafın kullanmaması, böylece eşitler arasında yeni, sıfırdan başlanan bir ticaret hayatın yaratılması olduğunu, müvekkilinin protokol hükümlerine riayet ederek … A.Ş.şirketini kurduğunu ve faaliyetlerini yeni markası altında bu şirket nezdinde yürüttüğünü, işbu protokolün akdedilmesinin ardından davalı …’ın ise … A.Ş.aracılığıyla yoğun bir şekilde haksız marka kullanımını gerçekleştirdiğini, bu kullanımı desteklemek için de kötüniyetli şekilde gayrimenkul sektörü gibi alanları içinde alacak şekilde … nolu “…” hakim unsurlu bir marka başvurusu gerçekleştirdiğini ve bu başvurunun tescile bağlandığını, bu markayı direkt olarak tarafların eski markası “…” u işaret etme, o markayı çağrıştırma amacıyla kullandığını, bu şekilde ortak müşteri profilinden faydalandığını açıkça gösterdiğini, ayrıca davalı yanın “…” uzantılı mail adreslerine ulaşmak isteyen her müşterisini “…” uzantılı mail adreslerine yönlendirdiğini, tasfiye edilen … şirketinin müşteri portföyü üzerinde “…” ibareli markanın ortaklık döneminde kullanılan “…” ibareli markanın devamı gibi algılanmasına neden olduğunu, davalının temel amacının da bu algıyı oluşturmak olduğunu beyan ederek; “…” ibareli markanın davalılar tarafından bu ibareyi karşılar şekilde (…) hem davalılara https://www…com.tr/ şeklindeki internet sitesi üzerinde hem de davalıların …-…-…-…kısım Mah. … e-5 Yanyol Caddesi No:… … … Blok Kat … No:… Bakırköy/İSTANBUL şeklindeki adresinde kullanıldığının tespitini, https://www…com.tr/ ve https://www…com.tr/…/ uzantılı URL adreslerinde yanıltıcı beyanların yer aldığının tespitini ve tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi marifetiyle mahallinde yapılan tespit ve incelemeler sonucu düzenlenen 13/07/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu da dikkate alınarak; tedbire dayanak iddiaların yargılamaya muhtaç olduğu, yaklaşık ispat kuralı ve davalı taraf adına kayıtlı markanın tedbiren bu aşamada kullanılmasının engellenmesinin teminatla giderilemeyecek zarara sebep olma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davalı tarafın, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisini sona erdiren protokole aykırı davranarak, kullanmaması gereken markayı kullandığı, bu kullanımın kötü niyetli olduğu, kullanımın devam etmesi halinde davacı açısından telafisi imkansız zararların meydana geleceğinin açık olduğu, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkin bulunmaktadır. Dava, SMK hükümlerine, sözleşme hükümlerine ve TTK’nın haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak kötü niyetli marka kullanımı nedeniyle marka hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve ihtiyati tedbir talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, dava kötü niyet iddiasına dayandırılmış olmakla bu hususun varlığının ve ayrıca sözleşme hükümlerine aykırılık bulunup bulunmadığının yapılacak yargılama sonucunda belirlenecek olmasına, yargılamanın devam ediyor olması da dikkate alındığında mevcut delil durumu itibariyle ihtiyati tedbire karar verilmesinin mağduriyete neden olabilecek nitelikte bulunmasına, değişen durum ve şartlara göre yargılamanın her aşamasında tekrar değerlendirme yapılıp ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün bulunmasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarih ve 2020/131 E. sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020