Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2427 E. 2020/388 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2427 Esas
KARAR NO: 2020/388
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2020/66
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında, tasarım hakkına tecavüzden kaynaklanan tazminat ve davalı adına tescilli markanın tescilinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkini talepli davanın görülen yargılaması sırasında; Davacı vekilinin dava dilekçesi ile, davacı şirket adına TPMK nezdinde …, …, …, … nolu çoklu tasarımın aynısının ve/veya ayırt edilmeyecek derecede benzerinin davalının adresinde bulunduğunun Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/399 değişik iş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespit ile bilirkişi marifetiyle belirlenmiş olduğu, bu fiillerin davacının tescilli tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle, davacı şirketin tasarımdan doğan haklarına tecavüzün devamını önlemek ve davanın etkinliğini temin etmek üzere tasarım haklarına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması, tecavüz suretiyle imal edilen ürünler ve yarı mamul ürünlere ve bunların imalinde doğrudan doğruya kullanılan kalıp ve araçlara, kataloglara, her türlü tanıtım evrakı ve malzemesine, bulundukları her yerde el konularak toplatılmasına, el konulan ürün, araç ve katalogların imhasına karar verilmesini tedbiren talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 28/02/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile 20.000,00 TL teminat karşılığı ihtiyati tedbir talepleri kabul edilmiş, fakat teminat süresinde yatırılmadığı için tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili 17/07/2020 tarihli yeniden verdiği ihtiyati tedbir talepli dilekçesi ile; davalının tasarım tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiilleri neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğrattığını, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/399 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, müvekkiline ait tasarıma konu ürünleri üretip satışa sunan davalının müvekkilinin tescilli tasarımları üzerinden haksız gelir elde teme çabasında olduğunu ve hatta haksız gelir elde ettiğinin açık olduğunu, duruşmasız ve teminatsız olarak huzurdaki davada hüküm kesinleşinceye kadar müvekkilinin markasından doğan haklara tecavüzünü önlemek için davalı marka tescilinin kullanımı olan … ve … markalarının davalının iş yerine ve iş yeri emtialarında kullanımının dava sonuna kadar tedbiren önlenmesi ve durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, 18.08.2020 tarihli ara karar ile; 2019/399 değişik iş sayılı dosyası ile tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre SMK’nın 159 ve HMK’nın 389 maddeleri koşulları oluştuğundan, 20.000,00 TL teminat ile söz konusu tecavüze konu olan tecavüz suretiyle davalı tarafından imal edilen ürünler ve yarı mamul ürünlere ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılma koşuluyla kullanılan kalıp ve araçlara, kataloglara, her türlü tanıtım evrakı ve malzemesine tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, imha talebi yönünden ise yargılama ile elde edilmesi gereken sonucu sağlar şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden imha talebinin reddine karar verilmiştir. Yukarıda içeriği açıklanan tedbir kararına karşı davalı vekili tarafından bulunulan itirazın duruşmalı incelemesinde, tedbire itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince süresinde yapılan istinaf başvurusu neticesinde aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda; 26.02.2020 tarihli tedbir kararının kabul edilmesi neticesinde, kesin süre içerisinde gerekli teminatın depo edilmemesi nedeniyle kararın kendiliğinden kalkmış sayılmasına karar verilmiş olmasına rağmen yeniden talep üzerine tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Tedbir kararına dayanak olan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/399 değişik sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunun yetersiz ve hatalı olduğunu, raporda, bilgilenmiş kullanıcının kim olarak kabul edildiğinin açıklanmadığını, ürünlerin benzer olarak değerlendirilmesinin çelişkili olduğunu, davacı ürünlerinin yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığını, bu ürünlerin kamuya arz edilmiş anonim motifler olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 159.maddesi ve 6100 sayılı HMK’nun 389.maddeleri anlamında tedbir koşullarının oluşmadığını, Davalı adına tescilli bir ürüne ilişkin tedbir kararı verilmesinin kabul edilmeyeceğini, davacı ürünleri ile davalı ürünleri arasında iltibas bulunmadığını, ürünlerin farklı detaylara ve dizynlara sahip olduğunu, Davalının markasını, davacı markasının tescil tarihinden daha önce kullanmaya başladığını, markanın sektörde özgün ve bilinen marka olduğunu, hükümsüzlük talebinin tescilden çok sonra ileri sürülmesi durumunda bu talebin dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle reddolunması gerektiğini beyanla ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, tasarım hakkına tecavüzden kaynaklanan tazminat ve davalı adına tescilli markanın tescilinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkini talepli dava olup, yargılama sırasında mahkemece verilen tedbir kararına karşı davalı tarafça yapılan itirazın reddi kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, Eldeki dava açısından 6769 sayılı SMK’nun 159. maddesi ve tespit neticesinde değişik iş dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki diğer deliller birlikte dikkate alındığında, somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, ilk derece mahkemesince hal ve koşullara göre her aşamada tedbir kararının verilebileceği, ilk derece mahkemesince tedbir kararına karşı itiraza yönelik olarak verilen red kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, aleyhine tedbir kararı verilen tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/66 sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- İnceleme duruşmasız olarak yapıldığından taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın kendisine iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/12/2020