Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2426 E. 2020/351 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2426
KARAR NO : 2020/351
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/08/2020
NUMARASI : 2020/421
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu haksız ve muvazaalı durum sebebiyle, davacı şirketin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağından davaya konu 550.000,00 TL bedelli çekin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde davacıların uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi ile davalının davaya konu çeki icra takibine konu edememesi için davacıların lehine teminatsız ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde ise belirlenecek uygun bir teminat karşılığında davaya konu çek ile ilgili olarak çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde ya da takibe konu edilirse de takibin durdurulması yönünde ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 25/08/2020 tarihla ara kararıyla, çekin bir ödeme aracı olması, hakkında ihtiyati tedbir kararı talep edilen çek bilgileri ile (miktar, keşide tarihi, kambiyo evrakının niteliği, çek nosu) protokolde bahsi geçen çek bilgilerinin farklı oluşu, ayrıca protokolde bahsi geçen … yapılacak ödemenin yapılıp yapılmadığı da tespit edilemediğinden davacı tarafın haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat edemediğinden tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkeme davaya konu çek ile protokolde yer alan çekin farklı olduğunu belirtmiş ise de, bu tespitin hatalı olduğunu, davacı tarafından davalıya verilen çekin protokolün son paragrafında açıkça belirtildiğini, protokolün sonunda açıkça; … numaralı 550.000 TL bedelli çekin vadesinin 31.03.2020 olduğu ve davalı …’a verildiği hususunun belirtildiğini, davalının 03.12.2019 tarihli protokolde yer alan taahhütlerine istinaden davalıya davaya konusu çekin verildiğini, dosyada bulunan her iki protokolde de açıkça bu durumun belirtildiğini, Yerel Mahkeme’nin davaya konu çek bilgilerinin protokolde yer almadığını belirterek, tedbir taleplerini reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya içerisinde aynı tarihli 2 ayrı protokol bulunmakta olup, iki ayrı protokolün de incelenmesini, Davacı şirket tarafından 30.12.2019 tarihinde söz konusu şirket eski yetkilisi olan … 2. firması olan ve davacı şirketin de banka kefaleti ve garantörlüğü bulunan …san ve dış tic. ltd. şti’nin … olan 150.000,00 tl bedelli ödemesi davacı şirket tarafından mastur şirketi hesabına “softoilin mastur’un …bank’a olan borcuna bulunan kefaletini kaldıralım” açıklaması ile ödendiğini, aynı gün de … tarafından … hesabından söz konusu kredi ödemesi tahsil edildiğini (ek-3 banka dekontu), yani davacının söz konusu protokollerde yer alan tüm taahhütlerini eksiksiz yerine getirdiğini, Davalı ve davacı şirket eski yetkilisi olan … davacının şirkette yetkili oldukları dönemde şirketin başkaca hiçbir banka kefaleti ve borcunun bulunmadığı hususunu kabul ve taahhüt edilmesine ve iki ayrı protokol akdedilmesine istinaden 03.12.2019 tarihli protokolde yer alan 350.000 TL bedelli ve davaya konu 550.000 TL bedelli davaya konu çekin davacılar tarafından davalıya teslim edildiğini ve akabinde davacı şirket tarafından şirketin başkaca bankalarda daha kefillik ve garantörlüğünün bulunduğu hususunun tespit edildiğini, tüm nedenlerle davacı şirketin işbu davaya konu ve bedelsiz kalan çek ile ilgili davalıya bir borcu bulunmadığını, usul ve yasaya aykırı 25.08.2020 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, takibin durdurulması yönünde ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, İİK 72. maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. 2004 Sayılı İİK.’nun 72. maddesinde, ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar protokolde çek bilgilerinin bulunmadığı ve Denizbank’a ödeme yapılmadığı gerekçesi ile tedbir kararı verilmiş ise de, 03.12.2019 tarihli protokolde çek bilgilerinin bulunduğu, Denizbank’a yapılan ödeme dekontunun bulunduğu, ancak çekin davalıların protokoldeki 3. Kişilere şirketin borcu ve kefaletinin olmadığı beyanlarına güvenerek verildiği hususunun yargılama gerektirdiği ve çekin davalıların beyanına güvenilerek verildiğinin diğer delillerle ispatının gerekmesine rağmen, çekin düzenlenen protokolde yer alması sebebiyle yaklaşık ispatın gerçekleştiği, bu sebeple mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygun değildir. Davacı istinaf talebinde haklı olup kararın kaldırılarak, 2004 Sayılı İİK.’nun 72. maddesi gereğince talep konusu değerin %15 teminatı karşılığında davaya konu çekin/çeklerin icraya konulmasının engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İhtiyati tedbir talep edenlerin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 25/08/2020 günlü ara kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 2- İhtiyati tedbir talep edenlerin, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; Dava konusu çek bedelinin %15’i tutarında nakdi veya mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve mutaber banka teminat mektubu ilgili ilk derece mahkemesi veznesine depo edilmesi halinde, tarafların ileride zarar görmelerine meydan verilmemesi için 2004 Sayılı İİK’nın 72/2. maddesi gereğince davalı tarafından dava konusu çek/çekler dayanak gösterilerek girişilecek icra takibinin işbu dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına yönelik İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, 3- Nakdi teminat ya da kati ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkemesine sunulmasına, tedbirin uygulaması ya da şartlarının gerçekleşmesi halinde tedbirin kaldırılması ve teminatın iadesi gibi hususlarının ilk derece mahkemesince gerçekleştirilmesine, 4- İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,5- Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333 maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 26/11/2020