Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/242 E. 2021/436 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/242
KARAR NO : 2021/436
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2014/269 E. 2017/546 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin, davalı şirkete Ningbo/ÇİN – İstanbul/TÜRKİYE arasında taşıma hizmeti verdiğini, işlemler uyarınca düzenlenen fatura, e-mail yazışmaları ve taşıma işlemlerine ilişkin talep ve fiyat konusunda davalı tarafça verilen onaydan, nakliyenin sorunsuz gerçekleştirildiğinin sabit olmasına rağmen, müvekkilinin bakiye alacağını alamadığını, kesilen faturaların davalıya gönderildiğini, davalının borcunu kötü niyetli olarak ödemediğinden, aleyhine İstanbul 24. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itirazı ile takibin durduğunu, davalının İstanbul 24. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Takibe konu faturaların davalıya teslim edilmediğini, fatura münderecatına konu olan bedelin anlaşmada mevcut olmadığını, uygulanmak istenen bedelin asgari değil azami miktar olarak gösterildiğini, davacının navlun bedeli olarak 2.200,00 USD teklif ettiğini, müvekkilinin kabul ettiğini, daha sonra yük farkını eklemeyi unuttuğunu beyanla 3.300,00 USD talep ettiğini ve müvekkili tarafından 04/09/2013 tarihinde ödendiğini, gecikmeye davalının sebep olmadığını, beyanla davanın reddini talep etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; Fatura konusunun demuraj bedeli olduğunu, TTK’nun 1155/.maddesi uyarınca sürastarya (demuraj) bedelinin borçlusunun taşıtan olduğunu, sözleşmede bedeli kararlaştırılmamış ise, sürastarya parası (demuraj) olarak yükleme süresini aşan bekleme nedeniyle, taşıyanın yaptığı zorunlu ve yararlı giderlerin istenebileceğini, sürastarya parası ödenmeden veya yeterli teminat gösterilmeden taşıyanın gemiyi yola çıkarma zorunluluğunun bulunmadığını, davalı tarafın cevap dilekçesindeki, “işlemlerin gecikmesi gümrük idaresi ile TSE arasındaki yazışmaların gecikmesinden kaynaklanmıştır” ve “gecikme bedeli olarak ileri sürülse bile, gecikme bürokrasiden kaynaklanmıştır” sözleri ile gecikmeyi ikrar ettiğini, sorumlu olmadıklarına ilişkin savunmanın yerinde olmadığını beyan etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”Davanın, İİK 67.maddesi gereği açılan itirazın iptali davası olduğu, İstanbul 24. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında, … tarafından … İthalat İhracat Ve İnşaat Ltd. Şti. aleyhine2.275,88 USD cari hesap ve fatura alacağı için ilamsız takip başlatıldığı, takibin itiraz üzerine durduğu,Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile alınan rapordan; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 2.220,00 USD alacaklı olduğu tespit edildiği, davalının itirazlarının yerinde olmadığı, hüküm tesisine elverişli görülen bilirkişi raporu çerçevesinde davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul 24. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptaline, takibin 2.220 USD üzerinden, takip tarihinden itibaren yürütülecek kamu bankalarının Amerikan Doları cinsinden dövize uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak likit olmakla 2.220 USD ‘nin taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Takibe konu faturanın …Kargo tarafından müvekkili şirkete teslim edilmediğini, 18.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda faturanın davalı şirkete teslim edildiğinin kanıtlanmadığının açıkça ifade edildiğini, davalı şirket defterlerine göre davalının, davacı şirkete borcu ya da alacağı bulunmadığının belirtildiğini, … Kargo tarafından teslimatın, TC Kimlik Numarası ile birlikte imza karşılığı yapıldığını, mevcut teslimatta bu işlemin yapılmadığını, mahkemenin yanıltıldığını, bu konuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuklarını ve 2017/108263 no.lu soruşturma başladığını,…s Kargo’ya yazılan müzekkereye verilen, 31.05.2017 tarih ve 8999 sayılı cevapta, Tem İthalat – Teslim edildi- 29 Kasım 2013 –Dosya- …m ibareleri olup, teslim alan kısmında imza ve TC Kimlik no.su olmadığını, mahkemece, … Kargo’dan gelen teslim alan, imza ve tc. kimlik no.su bulunmayan cevap esas alınarak karar verildiğinden kararın yanlış olduğunu, açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı tarafça, davalı aleyhine İstanbul 24. İcra Dairesi’nin 2… Esas sayılı dosyası ile 24/01/2014 tarihinde 2.275,88 USD için cari hesap ve fatura alacağı açıklaması ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 28/01/2014 tarihinde tebliği üzerine, borçlu tarafından 7 günlük itiraz süresi içinde kalan 31/01/2014 tarihinde yapılan itiraz ile takibin durduğu, 19/08/2014 tarihinde açılan itirazın iptali davasının, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kaldığı tespit edilmiştir.Davacı tarafın 04/06/2013 tarihli 2.200,00 USD navlun teklifinin (icap) davalı tarafça kabulü ile Çin’den Türkiye’ye dolu çakmak ürünün ithali konusunda sözleşme ilişkisinin kurulduğu, 01/07/2013 tarihli e-mail ile “yanıcı yük farkının eklenmesinin unutulduğundan bahisle navlun bedelinin 3.300,00 USD’ye çıkarıldığı” nın davalı tarafa bildirildiği, davacı tarafça nakliye işleminin yerine getirildiği, davalı tarafça bu miktarın ödendiği tespit edilmiştir.Taraflar arasındaki hukuki ilişki navlun sözleşmesi, davacı taşıyan, davalı ise taşıtan konumundadır. TTK 1154. maddesinde; sözleşmede kararlaştırılmış ise taşıyan, eşyanın yükletilmesi için yükleme süresinden fazla beklemek zorundadır, fazladan beklenilen bu süreye sürastarya süresi denir. Sözleşmede sürastaryadan veya sürastarya parasından söz edilmiş olup da sürastarya süresinden söz edilmemiş ise bu süre 10 gürdür. Yükleme süresi bitince bildirime gerek olmaksızın başlar. TTK 1155.maddesine göre; sürastarya süresi için taşıyana sürastarya parası ödenir. Yükleme limanından doğan sürastarya parasının borçlusu taşıtan olup, sözleşmede miktarı kararlaştırılmış ise bu miktar, kararlaştırılmamış ise sürastarya parası olarak “yükleme süresini aşan bekleme nedeniyle, taşıyanın yaptığı zorunlu ve yararlı giderler istenebilir.”Davacı tarafın gönderdiği teklifte; Ücretin 2.200,00 USD olduğu, navluna Ambarlı Lokaller, ENS per B/L İmco masraflarının dahil olduğu, her iki uçtaki gümrükleme, evrak gönderimi, belge hazırlama vb. ücretlerinin dahil olmadığı, transit süresinin hava müsaadeli 24-26 gün olduğu belirtilmiştir. Daha sonra, yükün yanıcı-parlayıcı madde olması sebebiyle bu tarife üzerinden navlun ücreti 3.300,00 USD olarak belirlenmiştir. Taraflar arasındaki icap ve kabul yolu ili gerçekleşen sözleşmede, sürastarya süresinin ve parasının kararlaştırmadığı anlaşılmaktadır. Takibe konu edilen faturaların, davacı tarafça, 13/11/2013 tarih ve 189298 numaralı ve açıklama kısmında “demuraj” yazan 2.220,00 USD tutarlı ve 16/01/2014 tarihli 55,88 USD tutarlı vade farkı açıklamalı fatura olduğu, davacının 2013 yılı defterlerinin açılış ve kapanış kayıtları usulüne uygun olduğundan, HMK 222.maddesi uyarınca lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı defterlerinden yevmiye ve kebir defterinin açılış ve kapanış kaydının usulüne uygun olduğu, envanter defteri sunulmadığından, lehine delil niteliği taşımadığı, takibe konu faturaların davalı defterlerinde kaydının olmadığı ve davacıya 2013 yılı sonu itibariyle borç yada alacağının bulunmadığı, tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir.Faturanın tanzim edilmiş olması, fatura içeriğinin doğru ve haklı olduğu anlamını taşımadığından, faturanın muhataba tebliği ve fatura konusu emtianın teslim edildiğinin, hizmetin verildiğinin, faturayı tanzim eden tacir tarafından hukuken geçerli deliller ile kanıtlanması gerekir. Fatura ihbar veya ihtar niteliğinde olmadığından her türlü delille kanıtlanabilir. Faturaya tanınan karineden yararlanmak isteyen tacirin faturanın gönderildiğini, faturanın muhatap tarafından alındığını ve alınma tarihini ispat külfeti altındadır. Faturanın teslimi veya teslim tarihi konusunda ihtilaf olduğunda, faturayı gönderen tarafın kanıtlaması gerekir. Gümrük Kanunu, antrepo hükümleri rejimi ve TTK’daki demuraj hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, navlun ücretleri ve gümrükleme aşamasındaki işlemler süreci, eşyanın ordinosunun alınmasına kadar geçen süreçtir. Eşyanın yanıcı-parlayıcı niteliği itibariyle TSE Kurumundan izin alınması zorunludur. Gümrük uygulamalarındaki bürokratik işlemler nedeniyle yaşanan gecikmeler antrepo ve taşıyıcının sorumluluğu altında olmadığından, taraflar arasındaki sözleşmede sürastarya parası kararlaştırılmadığından, TTK 1154 ve 1155 maddesi uyarınca antrepo ve gemide bekleme sürelerinin navlun ve demuraj giderlerinden taşıtan sorumludur.Davalı tarafça faturadaki navlun hizmetinin verildiğine ve miktara itiraz edilmemiştir. Sadece faturanın tebliğ edilmediği, … Kargo’ya yazılan müzekkereye verilen, 31.05.2017 tarih ve 8999 sayılı cevapta, Tem İthalat – Teslim edildi- 29 Kasım 2013 –Dosya- … ibareleri mevcut olup, Teslim alan kısmında imza ve TC Kimlik numarası olmadığı, mahkemece, … Kargo’dan gelen teslim alan, imza ve tc. kimlik no.su bulunmayan cevap esas alınarak karar verildiğinden bahisle, kararın yanlış olduğu ileri sürmüştür.Dosyada mevcut davalı tarafın icap niteliğindeki teklifini kabul eden kısmında… ismi mevcuttur. Davalı tarafça bu kabul beyanı üzerine taraflar karşılıklı edimlerini yerine getirmiş olduğu gibi, icra dosyasında mevcut Beyoğlu 19. Noterliğinin 21/08/2013 tarih ve … yevmiye numaralı imza sirkülerinden, …’in münferit imzası ile davalı şirketi temsile yetkili Şirket Müdürü olduğu, … Kargo Şirketi’nin 31/05/2017 tarih ve 8999 sayılı yazı cevabından, faturanın 29/11/2013 tarihinde Şirket Müdürü olan…m’e teslim edildiği bildirilmiştir.6102 Sayılı TTK’nın 21/2. maddesi gereğince faturanın usulüne uygun tebliğine rağmen süresi içinde itiraz edilmemesi, faturaya dayanan tarafı faturanın içeriğini kanıtlama yükümlülüğünden kurtarır, faturaya dayanan tarafın faturanın içeriğini başka delillerle kanıtlayarak talepte bulunmasına engel olmaz. Davalı tarafça faturadaki navlun hizmetinin verildiğine ve fatura miktarına itiraz edilmediği gibi, cevap dilekçesinin 4. bendinde “fatura münderecatının gecikme bedeli olduğu, anlaşmada mevcut olmadığı, gecikmenin bürokrasiden kaynaklandığı” belirtilmek suretiyle, gecikmenin varlığı ve resmi işlemlerden kaynaklandığı açıkça kabul edildiğinden, dosyaya sunulan nakliye sözleşmesine ilişkin diğer belgeler ile birlikte takibe konu 13/11/2013 tarih ve 189298 numaralı 2.220,00 USD tutarlı faturanın içeriği davacı tarafça kanıtlanmıştır. TTK 1154 ve 1155. maddeleri uyarınca, sürastarya bedelinden taşıtan sorumlu olup, sözleşmede sürastarya veya sürastarya parasına ilişkin hüküm bulunmasa dahi taşıyan talepte bulunabileceğinden, faturanın içeriği davacı tarafça kanıtlandığından, davalı vekilinin faturanın usulüne uygun tebliğ edildiği kanıtlanmamasına rağmen davanın kabul edildiğine ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2017 tarih ve 2014/269 E. 2017/546 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davalıdan alınması gerekli 345,76 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 86,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 259,31 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA,
3- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,
6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2021