Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2411 E. 2023/677 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2411
KARAR NO: 2023/677
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2015/436 E. – 2019/1014 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alacaklı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icraya konan ihtiyati haciz tedbirinin uygulanması için 27/03/2014 tarihinde “… Mah. … Cad. … Sit. No:… Bayrampaşa/ İSTANBUL” adresindeki işyerine gelindiğini ve işyerinde haciz ve muhafaza işlemlerine başlandığını, kendisinin istihkak iddiasında bulunduğunu, akabinde İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/291 Esas sayılı dosyası üzerinden istihkak iddiası bakımından karar verilmek üzere dava açtığını, bu dava sonuçlanmadan 24/04/2015 tarihinde aynı adresteki işyerine tekrar hacze gelindiğini ve daha önce haczedilen malların muhafaza altına alınmak istendiğini, malların muhafaza edilmemesi için haciz baskısı altında ihtiyati hacze konu alacağa karşılık 40.000,00 TL’yi icra dosyasına ihtirazi kayıtla yatırdığını, haciz işleminin takip dosyası borçlusu …’ın işyerinde bıraktığı birkaç evraka dayandırıldığını, oysa işyerinin kendisine ait olduğunu, haciz baskısı altında ödemiş olduğu 40.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağı nedeniyle dava dışı borçlu … ve adi ortaklığı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra başlattığını, ödeme emrinin borçluya “… Mah. … Cad. … Sit. No:… Bayrampaşa/ İSTANBUL” adresinde tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, ancak takip borcunun ödenmemesi nedeniyle anılan adrese hacze gidildiğini, davacının istihkak iddiasında bulunduğunu, haciz esnasında borçlu … ve Adi Ortaklığı, …, … ve davacı …’in hazır bulunduğunu, işyerindeki evrakların incelenmesinde borçlular adına vergi levhası, fatura ve sair birçok ticari belge ve evrak tespit edilerek icra dosyasına konulduğunu, bu nedenle davacının istihkak iddiasının reddi ile işlem yapıldığını, bu kez davacının İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/291 Esas sayılı dosyası üzerinden davası açtığını, bu dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde mahkemenin davacı … ile dava dışı borçlu … ve Adi Ortaklığı’nca yapılan işin mahiyeti, adresleri ve ortaklık yapılarının aynı olması aralarında fiili ve hukuki bağ bulunması nedeniyle istihkak davasının reddine karar verildiğini, bunun üzerine borçlu tarafından dosya borcuna karşılık icra dosyasına kısmi ödeme yapıldığını, bu nedenle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İcra hukuk mahkemelerinin istihkak yargılamasına ilişkin davaları genel hükümlere tabi olup yargılama neticesinde verdikleri kararlar maddi hukuk anlamında kesin hüküm niteliğinde olduğundan, davalı alacaklının haciz ve muhafaza işlemlerinin kesinleşen hükümle kabul edildiği üzere yasaya uygun olduğu görülmektedir. İcra takibi yapma ve takibe konu alacağın tahsili amacıyla haciz ve muhafaza işlemleri yapılması hakları yasayla güvence altına alınmış olan haklardır. Bu kapsamda kişinin yasadan kaynaklanan hak ve yetkilerini kullanmasında hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği gibi bu hakkın kullanılmasının önlenmesi için rızaen ödenmiş olan bir paranın iadesi de söz konusu olamaz. Kaldı ki istihkakın reddine ilişkin kesinleşen mahkeme kararı ile de davalı alacaklının takip dosyası kapsamıyla uygulamış olduğu haciz ve muhafaza işlemlerinde haklı olduğu ortaya çıkmıştır.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkilin takibe konu borçla ve taraflarla hiçbir ilgisi olmadığı, icra dosyası borçlusunun aynı adreste daha önce faaliyet göstermiş olan adi şirketinin ortaklarından biri olup takibe konu icra dosyasında alacaklı ile birlikte danışıklı ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini, takip borçlusunun ödeme emrini icra dairesine gelerek tebliğ aldığını ve haciz gün ve saatinde alacaklı taraf ile birlikte haciz mahaline girerek gerçeğe aykırı beyanda bulunarak bu işyerinin kendisine ait olduğunu beyan ettiğini, daha sonra davacı müvekkilin işyerinin ve menkul malların kendisine ait olduğunu beyan ederek istihkak iddiasında bulunduğunu, yapılan usulsüz evrak araştırmasında haciz sırasında mahale gelen dosya borçlusu …ın getirdiği haciz devam ederken işyerine bıraktığı birkaç evrak bulunduğunu, davacı müvekkilin bu evraklarla hiçbir ilgisi olmadığını tutanağa geçirdiğini, taraflarınca açılan istihkak davası devam ederken borçlu ile danışıklı ve hileli bir şekilde alacaklıymış gibi görünen davalı alacaklı tarafından tekrar 24.04.2014 tarihinde gelinen ikinci hacizde muhafaza yapılmak istenmesi üzerine başka çıkar yol bulamayan müvekkilin mevcut işleri ve ticari hayatı sekteye uğramaması için haciz tehdidi altında aslında borçlu ile ve borçla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen icra dosyasındaki ihtiyati haciz bedelini dosyaya teminat olarak alacaklı tarafa ödenmemesi şartı ile dosyaya banka havalesi ile yatırttığını bunu da haciz tutanağına şerh düşürdüğünü, ancak icra müdürlüğünün yatırılan bu parayı usule ve hakkaniyete aykırı bir şekilde ödediğini, akabinde haksız yere ödenen bu paranın iadesi için genel hükümler kapsamında huzurdaki dava açıldığını, yerel mahkeme de yargılamanın esasına girmeden, önceki istihkak davasının reddedildiği gerekçesi ile huzurdaki davalarını da reddettiğini, oysa esasa girerek, gerekli yargılama yapılarak davalarının kabul edilmesi gerektiğini, davacı müvekkil ile hiçbir ilgisi olmayan Borçlu Adi Ortaklığın Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sonlandığı ve kapanan Adi Ortaklığın Ortaklarından …ın imzası ile keşide edilen senetin … ile alacaklının danışıklı ve kötü niyetli bir şekilde hareket ettiğini, …’ın icra müdürlüğüne gelerek icra dosyasındaki tebligatı bizzat elden alması, haciz sırasında alacaklı yan ile birlikte içeri girip işyerinin kendisine ait olduğunu beyan etmesi ve sair hususların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle tüm bu hususlar gözönünde bulundurularak genel hükümler çerçevesinde, takibin ve hacizlerin kötü niyetli olduğundan bahis ile davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın konusu haciz baskısı altında yapılan ödemenin istirdadı talebidir. Davalının yaptığı ödemenin icra baskısı altında olup olmadığı, icra baskısı altında ödeme yapılmış ise yapılan ödemenin davacıya iadesinin gerekip gerekmediğinin araştırılması gerekmektedir. Davacı, icra dosyasında takip borçlusu olmadığını, kendisine ait iş yerinde haciz yapıldığını, eşyalarının haczedildiğini, eşyaların muhafaza altına alınmasını önlemek amacıyla haciz baskısı altında ihtiyati hacze konu alacağa karşılık 40.000 TL’yi icra dosyasına itirazı kayıtla ödediğini belirterek 40.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 24.04.2014 tarihli haciz tutanağında, davacı tarafından ihtiyati haciz miktarı olan 40.000,00 TL’yi teminat olarak icra dosyasına yatırmak istediğini ve istihkak davası açtıklarını, dava haklarını kullanacağını, 40.000 TL’yi dosyaya teminat olarak yatırdığını, paranın alacaklı tarafa ödenmesine muvafakati bulunmadığını beyan etmiştir.İstanbul 2. İcra Mahkemesi’nin 2014/294 E. 2015/540 K. sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine istihkak davası açıldığı, davanın reddine karar verildiği, işbu kararın temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/23737 E. 2018/16958 K. sayılı kararı ile onama kararı verildiği ve karar düzeltme talebinin reddi ile 04/07/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İcra Mahkemesi’nin istihkak davasına ilişkin davaları maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil ettiğinden, davalı alacaklının takip dosyası kapsamında uygulamış olduğu haciz ve muhafaza işlemlerinde haklı olduğu, davacı tarafından ödenen paranın iadesi istenemeyeceği anlaşılmıştır.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2019 tarih ve 2015/436 E., 2019/1014 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 124,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2023