Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2402 E. 2020/331 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2402
KARAR NO : 2020/331
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 02/09/2020 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2020/254 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile; müvekkilinin … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, markaları ile deri konfeksiyon ve tekstil ürünleri alım-satım yapmak için müvekkili tarafından Türkiye’de kurulduğunu, davalının … tescil numarası ile kayıtlı “…” markasının müvekkilinin markası ile birebir aynı olduğunu, müvekkillerinin müşteri portföyü hedef alınarak markasının da itibarının kaybına yol açtığını, tescilin kötü niyetli olduğunu, davalının, müvekkilinin çalıştığı şirketlerle ve kişilerle iletişim kurarak “…” markasının sahibi olduğunu ve müvekkilinin haksız olduğundan bahsederek müvekkilinin kurduğu güven ve itibarı yerle bir ettiğini, davalı tarafından tescile uygun bir kullanımın bulunmadığını, müvekkilinin öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu belirterek, davalı adına kayıtlı ” … ” tescil numaralı “…” markasından doğan haklarının, müvekkiline ve müvekkilinin ticari ilişki içerisinde bulunan firmalara karşı kullanılmasının tedbiren önlenmesine, üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına, davalıya ait internet sitelerine erişimin engellenmesine, “…” markasının müvekkili adına devrine, “…” tescil numaralı “…” markanın hükümsüzlüğüne, marka hakkına tecavüzün tespitine, meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline, verilen hükmün gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemenin 29/07/2020 tarihli ön inceleme tensip tutanağının 15.maddesi ile, “Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin takdiren 100.000,00 TL (yüzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABÜLÜ İLE, davalının … tescil numaralı “…” ibareli markasından kaynaklı haklarının yargılama sonuçlanıncaya kadar davacıya ve ticari ilişki içerisinde bulunduğu 3. Kişilere karşı kullanımının, İHTİYATİ TEDBİREN ÖNLENMESİNE,” karar verilmiştir. Davacı vekilinin 04/08/2020 tarihli dilekçesi ile; ihtiyati tedbir talebinin detaylandırılmasını talep etmiş ve davalı adına tescilli markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için TPMK’ya müzekkere yazılarak ihtiyati tedbir konulmasına, haksız marka kullanımının yer aldığı mağaza tabelasının kaldırılmasına, davalı karşı tarafa ait http://www…..com/ internet adresinde, http://tr…. ve http://www…..com/… hesaplarındaki, internet sitelerindeki erişimin engellenmesine, “…” markasının kullanıldığı tabela, broşür, kartvizit gibi reklam ve üçüncü kişileri yanıltır şekildeki marka hakkına tecavüz teşkil eden tanıdım unsurlarını her türlü ticari evrak ve yazışmalarda ve sair mecralarda kullanımının engellenmesine, tespit edilen … Mahallesi, …Caddesi, No: …, Laleli/İstanbul adresindeki iş yeri ve … Caddesi, … Sokak, No: …, Mecidiyeköy, Şişli/İstanbul adresindeki fabrikalarına icra kanalıyla ihtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için malların sayımının yapılarak, iş bu dava sonuna kadar yed-i emine veya yed-i emin sıfatıyla üçüncü bir kişiye emaneten bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap ve tedbire itiraz dilekçesi ile; 01/01/2019 tarihi itibariyle hukuk düzenine 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanun uyarınca ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepli davaların açılmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunluluğu getirildiğini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yanın ihtiyati tedbir kararıyla korunacak herhangi maddi ve hukuki hakkının bulunmadığı, davasına dayanak yaptığı her iki tescil belgesinin de hukuken dosyaları açısından bir karşılığı olmadığı zira … ibareli markanın davaya konu müvekkilinin faaliyet alanı olan dış giyim tekstil ve mağazacılık (25. ve 35.) sınıflarıyla bir ilgisinin olmadığını, tescilin 24.ve 26. sınıflarda olduğunu, bu sınıflardaki ürün ve emtialarla ilgili müvekkilin ticari üretim ve faaliyetinin bulunmadığını, bu konuda davacının bir iddiasının da söz konusu olmadığını, müvekkilin dava konusu edilen ihtilaf açısından 25.ve 35. sınıflar bakımından marka tescilinin mevcut olduğunu, bu suretle hem tescil hem de gerçek hak sahipliği konusunda hukuki korumadan yararlanacağını, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarıyla asıl olarak davacı yanın müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerde bulunduğunu ve tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek hiçbir maddi ve hukuki nedenin bulunmadığı hususunun sabit olduğu dikkate alındığında ihtiyati tedbir için gerekli koşulların oluşmadığını, bu nedenle de mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının hukuka açıkça aykırı olduğunu ve ivedilikle kaldırılması gerektiği izahtan vareset olduğunu, ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin telafisi imkansız zararlar yaşamasına neden olabileceğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili dosyaya sunduğu 10/08/2020 tarihli dilekçesi ile, Mahkemece verilen 29/07/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının infaz aşamasında İstanbul …İcra Müdürlüğü tarafından mahkemece verilen kararda belirtilen sınırların ve verilen görevin aşıldığını, ihtiyati tedbir kararında olmayan tabela sökümü, mal toplatılması vs. gibi işlemlerin yapıldığını, yapılan işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, bu nedenle ihtiyati tedbirin infazı işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, taleplerinin kabul edilmemesi durumunda icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak ihtiyati tedbir kararında açıkça belirtilen şekliyle tedbir kararının infaz edilmesinin istenilmesine karar verilmesini talep etmiş, Mahkemenin 10/08/2020 tarihli ara kararı ile; (Mahkememizin 29/07/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının “…Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin takdiren 100.000,00 TL (yüzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABÜLÜ İLE, davalının … tescil numaralı “…” ibareli markasından kaynaklı haklarının yargılama sonuçlanıncaya kadar davacıya ve ticari ilişki içerisinde bulunduğu 3. Kişilere karşı kullanımının, İHTİYATİ TEDBİREN ÖNLENMESİNE…” şeklinde verildiği, kararın infazı için davacı tarafından İstanbul ….İcraMüdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile infaz işlemlerinin başlatıldığı, infaz aşamasında tutalan 07/08/2020 tarihli haciz tutanağında , davalı işyerine ait kapı girişinde bulunan “…” ibareli tabela ve pankartın söküldüğü, ayrıca işyerinde bulunan çeşitli giyim eşyasına el konularak yeddi emine teslim edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce verilen 29/07/2020 tarihli tedbir kararının hükümsüzlük davası davacısına karşı, davalıya ait markadan kaynaklı kullanımların davacıya ve onun ticari ilişki içerisinde bulunduğu 3.kişilere karşı kullanımlarının önlenmesine yönelik olup davalının hak sahibi olduğu markadan kaynaklı kullanımların önlemesi yönünde bir karar bulunmamaktadır. Dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı kapsamında davalının marka kullanımının önlenemeyeceği (tabela, mal toplatılması, vs.) anlaşılmış olup, HMK 394 mad. Uyarınca tedbir talebinin Mahkememizin 29.07.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararı kapsamında infazına, infaz sırasında bu durumun icra memuru tarafından gözetilmesine, 07.08.2020 tarihli haciz tutanağında söküldüğü belirtilen tabela, pankartın eski hale getirilmesine, toplanıp yeddi emine teslim edilen malların iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.) gerekçesiyle;”1-Davalı vekilinin talebinin kabulüne, 2-Mahkememizce verilen 29/07/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının belirtildiği şekilde uygulanmasına, bu durumun icra memuru tarafından gözetilmesine, 3-İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasında yapılan 07/08/2020 tarihli haciz tutanağı kapsamında davalıya ait işyerinde sökülen tabela ve pankartın eski haline getirilmesine, 4-Toplanarak yeddi emine teslim edilen eşyanın iadesine, 5-Kararın bir suretinin İstanbul ….İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesine,” karar verilmiştir. Mahkemenin 10/08/2020 tarihli bir diğer ara kararı ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbirin kapsamının açıklanması ve genişletilmesi talebi ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verilmiş, Mahkemenin 01/09/2020 tarihli duruşması sonunda verilen ara kararı ile; tarafların marka tescilleri, üstün hak sahipliğine ilişkin karşılıklı iddialar ve kötü niyetli tescile yönelik iddia, taraflar arasında açılmış olan tecavüze yönelik davalar da dikkate alındığında yaklaşık ispat şartlarının oluştuğu, hali hazırdaki durumun mevcut haliyle korunması gerektiği anlaşılmakla verilen tedbir kararının yerinde olduğu, fazlaya ilişkin talepler yönünden izahı yapılan iddiaların her iki taraf açısından da yargılama sonrası netleşeceği, dolayısıyla sunulan deliller kapsamında yapılacak olan inceleme ve değerlendirme sonucu tedbirin değerlendirilebileceği, dosyanın mevcut haliyle fazlaya ilişkin taleplerin kabul edilmemiş olmasında yerinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle; davacının fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir talebi ile davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davacının “…” markasının tek ve gerçek sahibi olduğu, davalının davacının markasına yönelik eylemlerinin markaya tecavüz niteliğinde olduğu, davalının eylemlerinin davacıya zarar verdiği, davalının marka tascilinin iltibasa dayalı olduğu ve karışıklığa neden olduğu, dosyaya sunulan raporlar ile haklılıklarının açık olduğu, ihtiyati tedbirin genişletilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; dava şartı olan arabuluculuğun yerine getirilmediği, davacı tarafından İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/178 E. Sayılı dosyası ile de daha önce aynı konuda dava açılması nedeniyle eldeki davanın derdest olduğu, dava şartı bulunmayan dosya kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Mahkemenin 2020/178 E. Sayılı dosyasında da davacı tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmesine rağmen Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin deliller toplandıktan sonra değerlendirilmesine yönünde ara kararı verildiği, aynı taraflar arasında aynı konuda açılmış bulunan eldeki davada ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinin çelişki oluşturduğu, ihtiyati tedbire ilişkin şartların oluşmadığı, davacının faaliyet gösterdiği sektörde ne tescile dayalı ne de önceye dayalı hak sahipliğinin bulunmadığı, davacının tescilinin farklı sınıflarda olduğu, ayrıca … nolu tescilin süresi bittiği, davacının markasına tecavüz teşkil eden bir durum bulunmadığı, değişik iş dosyaları kapsamında alınan ve dosyaya sunulan raporlar da dikkate alındığında davacı tarafın haksız olduğunun anlaşıldığı, verilen ihtiyati tedbir kararının hatalı olduğu hususuna ilişkindir. Dava, markanın hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve tazminat taleplerine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, yargılamanın devam ediyor olmasına, değişen durum ve şartlara göre yargılamanın her aşamasında tekrar değerlendirme yapılıp ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün bulunmasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile taraf vekillerinin talep ve itirazlarının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/09/2020 tarih ve 2020/254 E. sayılı ara kararına karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından yapılan istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalıdan alınması gerekli 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/11/2020