Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2365 E. 2020/219 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2365 Esas
KARAR NO: 2020/219
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/457 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma tarafından satış bedeli olan 1.350.000,00 TL’yi ihtiva edecek şekilde düzenlenmiş … Bankası A.Ş. Halkalı Şubesi’ne ait … numaralı hesabına keşideli her biri 150.000,00 TL miktarlı 28.02.2019 – 31.03.2019 – 30.04.2019 – 31.05.2019 – 30.06.2019 – 31.07.2019 – 31.08.2019 – 30.09.2019 ve 31.10.2019 ödeme tarihli sırasıyla … ila … seri no.lu dokuz adet çekin üzerilerine ihtilaf çözülene kadar gerek davalı firmaya gerekse 3. kişi ve kişilere ödenmemesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, bu çeklerle ilgili müvekkili aleyhine başlatılacak ya da başlatılmış icra takiplerinin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından İhtiyati Tedbir isteminin kabulü ile; Davanın tarafları yönünden geçerli olmak kaydıyla ve davacı tarafından % 20 oranında 270.000,00 TL nakdi teminat veya muteber bir bankanın aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde; (… Bankası A.Ş. Halkalı Şubesi’ne ait … numaralı hesabına keşideli her biri 150.000,00 TL miktarlı 28.02.2019 – 31.03.2019 – 30.04.2019 – 31.05.2019 – 30.06.2019 – 31.07.2019 – 31.08.2019 – 30.09.2019 ve 31.10.2019 ödeme tarihli sırasıyla … ila … seri no.lu dokuz adet çekler yönünden) ödeme yasağı konulmasına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Davacı şirket tarafından, özetle, davalı şirket ile aralarında 5 adet dijital baskı makinesinin alımı için anlaşma sağlandığı, 5 adet makinanın satış bedeli karşılığı olarak 9 adet çek verildiği ancak bu makinaların sadece 3 adedinin teslim edilerek 2 adedinin teslim edilmediği, teslim edilenlerin de ayıplı olduğu iddia edilerek, bu ayıplara ilişkin şirkete ihbar yazısı ve ihtarname gönderildiği, mevcut ayıpların giderilemeyeceği, kalan 2 makinenin tesliminin gerçekleşemeyeceği aşikar olduğu, bu nedenle sözleşmeden elde edilmek istenen yararın sağlanamadığı iddiası ile, sözleşmenin feshi, verilen 9 adet çekin üzerine ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulması ve çeklerin istirdadına karar verilmesini talep ettiğini ve akabinde yerel mahkeme tarafından çeklere ödeme yasağı konulduğunu, -davalı … Şirketine yapılan polis operasyonu neticesinde, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2018/4598 D.İş sayılı kararı ile elkonulmuş olup, TMSF kayyım olarak atanmış ve şirketin TMSF yönetimine geçtiğini, bu nedenle dosyada tedbir kararı verilmesini gerektirecek telafisi güç ve imkansız zarar doğuracak bir husus bulunmadığını, HMK 389 şartları oluşmadığından tedbir kararının kaldırılmasını, -davacının 5 makinenin bedelinin ödendiğine dair iddialarının tamamen asılsız olup, bedel yerine verilen çeklerin, teslim edilen 3 makina bedelinin bir kısmı olarak verildiğini, davacının kendi sunduğu irsaliyeli faturalardan açıkça belli olan, verilen toplam 1,350,000,00TL’lik çekin 5 makine bedeli olduğunu iddia etmenin kötüniyet göstergesi olduğunu, davacının 5 makina bedeli iddiasını gösterecek en ufak bir delilin de dosyada mevcut olmadığını, -davacının gizli ayıp iddiasının yerinde olmadığını, davalı şirkete süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmadığını, -davacının gönderdiğini iddia ettiği ihtarname ve 14/11/2018 tarihli ihbar yazısının davalı şirkete tebliğ edilmediğini, açıklanan ve re’sen görülecek nedenlerle; öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbir kararıyla ilgili yapılan incelemede; sözü geçen ara karar istinafı kabil kararlardan değildir. Zira, ihtiyati tedbir talebinin reddi üzerine verilen karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulabileceği gibi ayrıca kendisi dinlenmeden hakkında ihtiyati tedbir kararı verilen borçlunun ve menfaati ihlal edilen 3. kişinin itirazı üzerine verilen karara karşı da istinaf yoluna başvurulabilecektir. İhtiyati tedbir kararına karşı yapılan itiraz üzerine mahkeme iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yaparak karar vereceği belirtilmiş olmasına göre, itirazın duruşma açılarak incelenmesi yasal zorunluluk olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbir kararıyla ilgili yapılan incelemede de; istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar 6100 sayılı HMK’nin 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir. Geçici hukuki koruma yolu olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi kararlarına” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Davalı vekili, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebiyle itiraz etmiş, ilk derece mahkemesince itirazın değerlendirilmesi için mürafaa açılmasına karar verilmiş ve 05/11/2020 tarihine duruşma günü bırakılmış ancak duruşma yapılmadan İstinaf Kanun yoluna başvuru yapılmış ve dosya İstinaf incelemesi için gönderilmiştir. Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına itiraz usulü düzenlenmiş olup buna göre; itirazın dilekçeyle yapılacağı, itiraz edenin, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorunda olduğu, mahkemenin, ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını vereceği, itiraz üzerine mahkemenin, tedbir kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği hususları düzenlenmiştir. Mahkemece 6100 Sayılı HMK.nın 394/4-5 maddeleri gereğince duruşma da itiraz hakkında verilecek karara karşı kanun yoluna başvurulması ve dosyanın istinaf incelemesi için gönderilmesi gerekirken Yasa’nın öngördüğü işlemler yerine getirilmeden, davalı istinaf incelemesi talebinde bulunması sonucu dosyanın istinaf incelemesi için gönderilmesi yasaya uygun değildir. O halde yapılması gereken işlem; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın değerlendirilmesine yönelik olarak duruşmanın yapılarak 6100 Sayılı HMK’nın 341. maddesi anlamında hüküm oluşturmasını beklemektir. Somut olayda, istinaf başvurusuna konu edilen ve Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen karar niteliği itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, görülmekle, İİK’nın 365/3 maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin usulden reddine oy birliği ile kesin olmak üzere karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davalı ile davalının istinaf başvurusunun, kararın niteliği itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşılmakla HMK’nın 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 148,60 TL başvurma harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 352 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/10/2020