Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2350 E. 2020/218 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2350 Esas
KARAR NO: 2020/218
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/08/2019
NUMARASI: 2019/972 D.İş – 2019/986 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; Borçlunun keşide ederek, diğer borçluya vermiş olduğu ve faktoring işlemleri çerçevesinde ihtiyati haciz talep eden şirkete tevdi edilen … İzmir Şubesine ait … seri no’lu 400.000,00 TL’lık 14.06.2019 keşide tarihli çekin yasal süresi içerisinde yetkili banka şubesine ibraz edildiğini ve karşılıksız şerhi alındığını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere 400.000,00-TL tahsili zımnında borçlulara ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden dilekçesinin eki belgelerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkilinin adresinin, ihtiyati hacze konu çekin keşide yerinin ve muhatap banka adresinin İzmir olduğunu bu nedenle ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin İzmir mahkemeleri olduğunu beyanla İstanbul Mahkemelerinin yetkisine itiraz ettiklerini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemenin 2019/972-986 Değişik sayılı 02/07/2019 tarihli kararı ile talep eden … A.Ş. lehine … İzmir şubesine ait 14/06/2019 keşide tarihli, 400.000,00 TL bedelli çek hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen … Ltd.Şti. vekili 05/07/2019 tarihli vermiş olduğu dilekçeleri ile; itiraz dilekçesinde İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını ve müvekkilinin yerleşim yerinin İzmir olması nedeniyle yetikili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu belirterek ve çeke ilişkin olarak resmi evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanmadan bahisle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/14395 sor. Sayısı ile suç duruyusunda bulunulduğundan bahisle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK 265 maddesi uyarınca 01/08/2019 tarihinde duruşmalı olarak itirazın incelenmesine karar verilerek taraflara usulünce tebligat yapılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden vekili ve İhtiyati haciz talep eden vekili duruşmaya katılmış olup beyanları alınmıştır. HMK 6. Mad., 7 Mad. dikkate alındığında Mahkemenin yetkisiz olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar alacaklı vekilince, faktoring sözleşmesinde “İstanbul Mahkemesi yetkili olduğu belirtilip, bu yetki şartının itiraz eden borçluyu da bağlayacağı ileri sürülmemiş ise de, yetki şartının bulunduğu Faktoring sözleşmesinde itiraz eden borçlu taraf olmayıp, sözleşme de imzası da bulunmamaktadır. Dolayısıyla faktoring sözleşmesindeki yetki şartı itiraz eden borçluyu bağlayacağı düşünülemez. Bu nedenle alacaklı vekilinin bu yöndeki beyanına itibar edilememektedir. Açıklanan nedenlerle borçlunun yetki itirazı yerinde görülerek aleyhe verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına dair hüküm kurulmuştur. Alacaklı vekili istinaf isteminde özetle; Çekin müvekkilleri tarafından süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğini bankanın, çek arkasına, savcılığın el koyma kararı gereğince çeke el konulduğuna ilişkin tarihli bir şerh düştükten sonra çek aslını alıp müvekkilline ise bir suret verildiğini, bu şekilde anılan çekin götürülecek borç haline geldiğinden müvekkili alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olduğunu, HMK’ nun 7. Maddesi uyarınca taraflardan biri için yetkili mahkemenin diğeri için de yetkili olduğunu, … AŞ ile yapılan yetki sözleşmesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edildiğinden, itirazın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, verilen ihtiyati haciz kararının, yetkisizlik nedeniyle itirazının kabul edilmesi üzerine, itirazın kabulüne dair kararın kaldırılması istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.’nci maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 50.’nci maddesi uyarınca belirlenmesi gerekir. Anılan maddenin birinci fıkrası “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri (HUMK.’nun 9-27) kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” hükmünü haiz bulunduğundan, bu hususta Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye ilişkin kurallarının göz önünde bulundurulması gerekir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar için TBK’nun 89/I ve HMK’nın 10. maddelerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Çeke dayalı alacaklarda yetki, borçlunun yerleşim yeri, ödeme yeri, ödeme yeri gösterilmemişse muhatap bankanın bulunduğu yer, keşide yeri, keşide yeri gösterilmemiş ise keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yer, ciranta aleyhine ihtiyati haciz talep ediliyorsa, cirantanın yerleşim yeri mahkemesi ihtiyati haciz kararı verebilir. Ödeme vasıtası olan ve aranacak borçlardan olan çekin ibrazından sonra çek niteliği ve kambiyo hukukundan kaynaklanan alacağın niteliği değişmez, kısacası ibraz sonucunda çek borcu götürülecek borca dönüşmez. Bu nedenle çek hamili alacaklının ikametgahı yer mahkemesi yetkili olmaz. Çeke dayalı alacaklarda çek ibraz edilse ve karşılıksız kalsa dahi zamanaşımına uğrayana kadar çekin sağladığı üstün hakları muhafaza etmektedir. Yani ibrazı halinde dahi aranılacak alacak vasfını kaybetmez. Aksi takdirde TTK’nun çeke sağladığı hakların uygulanması mümkün olmaz. Bu nedenle; alacaklının ikametgahı Mahkemelerinin yetkili olduğu iddiası da doğru değildir. Somut olayda, alacağın dayanağı çek incelendiğinde ödeme yerinin İzmir olduğu, muhatap bankanın izmir şubesi olduğu, borçluların yerleşim yerinin İzmir olduğu anlaşılmaktadır. HMK nun 17. Maddesinde yer alan yasal düzenleme ile tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Yetki sözleşmesi yapılmasında tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Somut durumda, ihtiyati haciz talep eden, taraflar arasında factoring sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmede taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığına dair kayıt bulunduğunu savunmuş ise de, 6100 Sayılı HMK’nın 17 maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira ihtiyati haciz talep eden alacaklının dayandığı sözleşme kendisini kambiyo senetlerinden doğan ihtilaflarda değil sözleşmenin objektif kapsamı içinde kalan ihtilaflardaki yetki ile sınırlamıştır. Bu sözleşme referans alındığında uyuşmazlık konusu çekin açıkça bu kapsama dahil edildiğini benimsemek mümkün değildir. Ön ödeme talimatı ve ödeme araçları tevdi bordrosu ile de dayanak çekin sözleşmenin objektif kapsamı içine dahil edildiğini benimsemek olanaklı değildir. Ayrıca sözleşmede takip konusu çekin açıkça zikredilmesi zorunludur. Genel olarak belirlenen yetki kaydı kambiyo senetleri açısından geçerli değildir. Bu durumda, İstanbul Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğu, usulüne uygun yetki itirazının bulunması nedeniyle, İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/972 D.İş, 2019/986 Karar sayılı 01/08/2019 tarihli ek kararı olan İhtiyati haczin itirazına ilişkin kabul kararına karşı itiraz eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı İhtiyati haczin itirazına ilişkin kabul kararına itiraz eden tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İhtiyati haciz talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- İhtiyati haciz talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/10/2020