Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2334 E. 2020/171 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2334 Esas
KARAR NO : 2020/171
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI : 2020/153 D. İş. – 2020/155 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; tedbir talep edenin, dünyanın sayılı kuruluşları arasında yer alan tarım endüstri makineleri ve malzemeleri sektöründe uzun yıllardır ürün kalitesi, özgün tasarım ve ürün sunumlarıyla Türkiye’de tanınır ve tercih edilir hale gelmiş saygın bir şirket olduğunu, müvekkilinin kendi şirket bünyesinde geliştirdiği 05/02/2012 tarih ve 2012/01649 nolu el arabası adlı faydalı model müvekkilinin adına TPMK’da tescil edildiğini, davalı tarafından müvekkiline ait faydalı modelin müvekkilinin izni alınmaksızın kendi internet sitesinde kullanıldığı ve bu yolla tanıtım yapıldığının tespit edildiğini, karşı tarafın 2020 ürün kataloğundan alınmış TPMK nezdinde 2012/01649 numarası ile kayıtlı faydalı modele ayırt edilemeyecek derecede benzeri olan el arabası adıyla tanıtımının yapıldığı ürün belgesi ve belge görselinin sunulduğunu, müvekkilinin faydalı modelinin ayırt edilemeyecek derecede benzerinin/aynısının karşı tarafın internet ortamında yer alması ve modelin benzerleri olan taklitlerinin üretiminin, satışının, reklamının ve tanıtımının herhangi bir izin alınmadan ve müvekkilinin haklarına tecavüz edecek şekilde yapıldığının tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle mahkemece görevlendirilecek marka patent vekili bilirkişisi vasıtasıyla müvekkilinin adresinde; yaşanan bu salgın sebebi ile şehir dışında işlem yapılması ve ulaşım koşulları göz önüne alındığında davalı şirketten satın alınarak temin edilen ürün üzerinde müvekkilinin 05/02/2012 tarihli 2012/01649 sayılı faydalı model tasarımından doğan haklarına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespit edilmesini, karşı tarafın tasarım ve eserden kaynaklan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturan kullanımının durdurulması, önlenmesi yönünde teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karada; davaya konu talebin temel itibari ile karşı taraftan satın alındığı beyan olunan ürün üzerinde inceleme yapılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi olduğu, satın alındığı beyan olunan ürün üzerinde yapılacak incelemenin yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde tedbir kararına dayanak oluşturamayacağı anlaşıldığından tespit ve tedbir talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkeme kararının gerekçesini belirtmediğini, bu bağlamda, istinafa konu kararın, adil yargılanma hakkının açıkça ihlaline yol açmakla birlikte kararların gerekçeli olarak yazılması ilkesini de açıkça çiğnediğini, ihtiyati tedbir talep eden firmanın, kendi şirket bünyesinde geliştirdiği tescilli faydalı modelini karşı tarafın tespite konu ürünü kullanması, tedbir talep eden firmanın tescilli faydalı modelden doğan haklarını ihlal ettiğini, karşı tarafın kendi internet sitesinde kullandığı ve bu yolla tanıtım yaptığı resimler yeterli olmayıp, 2012/01649 tescil numaralı faydalı modelinin ayırt edilemeyecek derecede benzerinin /aynısının sanal ortamında yer alması ve ayrıca modelin benzerleri olan taklitlerinin üretiminin, satışının, reklamının ve tanıtımının herhangi bir izin alınmadan tedbir talep eden haklarının ihlal edildiğine ilişkin detaylı gösteren fotoğraf ve açıklama bulunduğunu, ürünün, tedbir talep eden firma ile … firmaları arasında karışıklık yaratma ihtimali de olduğunu, tedbir talep eden firma ile özdeşleşmiş bulunan el arabası modeli ile sektörde bulunan el arabalarının aksine 180 derece hareket edebilmesi sayesinde kullanıcının eğilmeden ya da ekstra efor sarf etmeden yükü bir noktadan diğerine taşıyarak kolaylıkla boşalmasına imkan sağladığını, karşı tarafın kullanımı ile tedbir talep edenin faydalı modeli karşılaştırıldığında, karşı tarafça yoğun bir benzerlik kurulduğunu, tedbir talep eden firma 05.02.2012 tarih 2012/01649 tescil numaralı “… ” buluş başlıklı faydalı modeline dayanarak karşı tarafın kullanımının bu faydalı modeli ihlal niteliğinde olduğunu, faydalı model ile karşı tarafın 2020 kataloğunda sunduğu model ile ayırt edilemeyecek derecede benzerinin /aynısı olduğu açıkça ortada olduğunu, taklit edilen modelin üretiminin, satışının , reklamının ve tanıtımının yapılmasının da tedbir talep eden firma adına haksız rekabete yol açtığını, yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını, İhtiyati tedbir talebine konu olan faydalı model için tedbir verilmemiş olmakla beraber modelin üzerinde bilirkişi incelemesi de yapılmadığını, tespit ve tedbir talebimizin ayrı ayrı reddine dair usul ve yasaya aykırı kararının yapılacak olan istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli görülmektedir. Tedbir talep edenin, kendi sunduğu ve karşı taraftan alındığı iddia olunan ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bu talebe göre yapılacak bilirkişi incelemesinde, lehe bir sonuç çıksa dahi, ürünlerin karşı tarafa ait olup olmadığı belirlemesinin yapılamayacağı, sadece talep eden tarafından sunulan ürünlerin karşılaştırmasının yapılacağı, çıkacak sonucun da, ürünün karşı tarafa ait olup olmadığı belirlemesi yapılamayacağından yaklaşık ispatta kullanılamayacağı, delil tespitinin amacının tedbire dayanak teşkil eden eylemlerin tespiti olup, tespite konu ürünler incelenmeden tespitin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, tedbir talep edenin delil tespiti isteminin amacı karşılamaması nedeniyle hukuki yararın oluşmadığı, tedbirin de bu nedenle reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, delil tespitinin reddine yönelik kararın istinaf incelemesine tabi olmadığı, tespitin usulüne uygun istenmemesi nedeniyle tedbir talebine yönelik kararda hukuki aykırılık bulunmadığından, her ne kadar ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de, iddianın bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği, öte yandan delil tespitinin usulüne uygun istenmesi halinde yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir istenilmesinin tabii bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/153 D.İş. – 2020/155 K. sayılı kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir isteyen tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,5-İhtiyati tedbir isteyen tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/10/2020