Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/233
KARAR NO : 2021/434
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2014/1268 E. 2017/201 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı ve davalı arasında 28.03.2013 tarihli Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Tüplü Bayiliği sözleşmesi yapıldığını, davalının Mart 2014 tarihinde hiç alım yapmadığını, müvekkili ile sözleşmesi devam ederken Milangaz bayiliğini yürüttüğünü, bu davranışın LPG Piyasası Kanunu’nun 8. maddesi ve bayilik sözleşmesinin 1/b maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, bayilik sözleşmesinin Beyoğlu 17. Noterliği’nin 28.03.2014 tarihli …yevmiye nolu fesih ihtarnamesi ile sonlandırıldığını ve davalıya yükümlülüklerini yerine getirmesi ihtarı yapıldığını, davalıda mülkiyeti davacıya ait 176 adet 2 kg’lık, 339 adet 12 kg.’lık, 11 adet 24 kg.’lık ve 39 adet 45 kg’lık olmak üzere toplam 565 adet LPG tüpü mevcut olduğunu, bayilik sözleşmesinin 20/c maddesine göre sözleşmenin sona ermesinden itibaren 15 gün içerisinde davacıya teslim etmesi gerekirken teslim edilmediğinden, sözleşmenin 20/e maddesi uyarınca davalının beher tüp başına imalat bedeli kadar cezai şartı davacıya ödemesi gerektiğini, davalının 5.945,16 TL. tutarındaki depozito alacağının takas edildiğine dair beyana davalı sukut ettiğinden, karşı davaya veya alacak davasına konu edilmesinin mümkün olamayacağını, davalının, sözleşmeyi haksız olarak feshetmekle ve/veya feshine sebebiyet vermekle davacının zarara uğramasına neden olduğundan, sözleşmenin 21/a maddesine göre müspet zararı (kar mahrumiyetini) tazmin etmesi gerektiğini, ayrıca davalının 21/b maddesine göre sözleşmeye aykırı davranarak sözleşmenin feshine neden olduğundan 82.406,25 TL. cezai şart talep hakkı doğduğunu, davalının nakde çevrilerek irad kaydedilen teminat mektubundan 49.147,32 TL.’nin takas işlemi sonrası kalan 32.258,93 TL. cezai şart ile 1.741,07 TL. kar mahrumiyeti ve rapordan sonra arttırılmak üzere iade edilmeyen tüp bedelinden (cezai şartın) 1.000,00 TL. ki toplam 36.000,00 TL’nin, her iki tarafın tacir olması sebebiyle temerrüt faizi oranı üzerinden faizi ile birlikte, diğer talep ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı taraf davaya cevap dilekçesi vermemiştir. Davanın taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan cezai şart alacağı ve kar mahrumiyetine ilişkin olduğu, davacı vekilinin 3.7.2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarlarını arttırdığı, taraflar arasında 28.03.2013 tarihinde 5 yıl süre ile LPG tüplü Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, Fatsa 2. ATM 2014/36 D. İş sayılı dosyası ile davalının işyerinde İpragaz markalı tüp haricinde Milangaz ve başka markalara ait tüp satışı yaptığının tespit edildiği, davacı şirketin sözleşmeye aykırılık nedeniyle Beyoğlu 17. Noterliğinin 28.3.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi fesih ettiğini, kalan tüplerin iadesinin istendiği, ihtarnamenin 01/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği, tüplerin depozito tutanakları ve … Aletleri cevabı yazısı gözetilerek bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada; iade edilmeyen tüplerden dolayı cezai şart alacağının 17.197,89 TL olduğu, davacının sözleşmenin 20/c maddesine göre buna hakkı bulunduğu, kar kaybı alacağının 2013-2014-2015 yılları arasındaki faaliyet raporları, cirolar, satış maliyetleri gözetilerek yapılan hesaplamada 13.706,77 TL olduğu, sözleşmenin 21/6 maddesine göre sözleşmenin feshi halinde talep edilebilecek cezai şart alacağının ise 37.008,93 TL olduğu, davacı tarafın talebinin 33.258,93 TL olduğu tespit edilerek, iade edilmeyen tüpler için cezai şart alacağı 17.197,89 TL, kar kaybı alacağı 13.706,77 TL sözleşmenin feshi nedeniyle doğan cezai şart alacağı için taleple bağlı kalınarak 33.258,99 TL olmak üzere toplam 64.163,59 TL alacağın temerrüt tarihi olan 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; tazminata konu tüplerin müvekkiline teslim edilmediğini, tüplerin teslim edildiğinin müvekkili şirket yetkilisinden sadır olan teslim belgesi ile kanıtlaması gerekirken, bilirkişilerin davacı tarafça sunulan liste ve depozit makbuzlarından tespit yaptığını, makbuzlardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, tüp teslimatı usulüne uygun ispatlanmadığı halde tazminata karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Bilirkişiler tarafından cezai şartın 86.156,25 TL olarak hesaplandığını, müvekkili tarafından verilen 50.000,00 TL tutarlı teminat mektubu nakde çevrilerek, 49.147,32 TL olarak mahsubu ve taleple bağlı kalınarak 33.258,93 TL’ye hükmedildiğini, Yargıtay 13.HD’nin 11/10/2005 tarih ve 2005/10534-15033 esas ve karar sayılı kararı ile Yargıtay 19.HD’nin 20/04/2011 tarih ve 2011/3982-5325 esas ve karar sayılı kararına aykırı olarak müvekkilinin mali durumu araştırılmadan, cezai şartın tenkisi gerekip gerekmediği tartışılmadan, fahiş cezai şarta hükmedildiğini,Davacının sözleşmenin sona erdiği 01/01/2014 tarihinde 2013 yılına göre satışlarını arttırdığından kar mahrumiyeti zararının bulunmadığını, Yargıtay uygulamalarına göre, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/06/1996 tarih ve 1996/11-372 esas ve 1996/385 karar sayılı kararı) sektör bilirkişisi atanıp, davacının bölgede yeni bir bayilik ihdas edebileceği süre tespit edilerek kar mahrumiyetinin hesaplanması gerekirken, bu hususlar değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu,Tüp iadesinden ve sözleşmeden kaynaklanan iki ayrı cezai şarta hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu,Davaya 03/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun uygulanması gerektiğini, sözleşmenin TBK 20.maddesi uyarınca genel işlem koşulu içerdiğini, özellikle cezai şart ve kar mahrumiyeti ile ilgili sözleşme hükümleri hakkında bilgi verilmemesi ve müzakere edilmemesi nedeniyle yazılmamış sayılması gerektiğini, davacı tarafın deneyimsizliğinden faydalandığını, Usul ve yasaya aykırı olan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1268 esas ve 2017/201 karar sayılı kararının kaldırılmasını, haksız davanın reddini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasında 28/03/2013 tarihinde Sıvılaştırılmış Petrol Gazı Tüplü Bayiliği Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 1/b maddesinde satışı yapılacak emtia ve malzemelerin “İpragaz ve Sihirli Gaz” veya bayinin İpragaz’dan temin ettiği başka markalı olacağı, bayiinin bunun dışında malzeme satışı veya emtia dağıtımı yapmayacağı ve/veya bulundurmayacağı, 2/b maddesinde, İpragaz’ın izni olmadan diğer İpragaz bayilerine de LPG satamayacağı, 4.maddesinde, bayinin İpragaz, Sihirli Gaz ve İpragaz’a aidiyeti taraflarca bilinen çeşitli hacimde LPG tüpleri dışında LPG kalıbı kullanamayacağı, bu tüplerden başka tüplerde LPG dağıtımı ve satışı yapamayacağı, tüplerini İpragaz’ın tesislerinden yada İpragaz’ın sözleşme ile hizmet aldığı dolum tesislerinden başka dolum tesisinde veya mahalde doldurtmayacağı veya kendisinin dolum yapamayacağı, işyeri ve deposunda İpragaz’a aidiyeti bilinen tüpler dışında yabancı markalı dolu veya boş tüp ile LPG dolumu sağlayan ekipman bulunduramayacağı, 13/e maddesinde, bayiye verilen tüplerin mülkiyetinin İpragaz’a ait olduğu, verilecek hasarın bayi tarafından karşılanacağı, 13/f maddesinde, bayinin başka bir dolum şirketinin ürünlerini dağıtmak veya kaçak dolum yapmak gibi yasal düzenlemelere sözleşmeye aykırı bir davranışı tespit edildiğinde İpragaz’ın sözleşmeyi feshedeceği, 16/a maddesinde bayinin sözleşmenin devamı süresince başka LPG dağıtım şirketinin bayiliğini, tali bayiliğini veya yetkili satıcılığını başka bir adreste olsa dahi yapamayacağı, 19.maddesinde, bayinin sözleşmenin 1/b, 2/b, 2/c, 3/a, 4,5, 6, 10, 13/f, 16.maddelerine aykırı davranması durumunda İpragaz’ın sözleşmeyi derhal fesih hakkı olduğu, bayinin satışlarında olağanüstü düşüşler meydana gelmesi, bayinin 30 gün süre ile LPG almaması durumunda bayiye süre verilerek sözleşmeye aykırılığın giderilmesini isteyeceği, giderilmemesi halinde sözleşmeyi feshedeceği, 20/c-e maddesinde, sözlemenin feshinden itibaren 15 gün içinde bayinin dolu ve boş tüpleri İpragaz’a iade edeceği, iade edilmeyen tüpler için İpragaz’a fesih tarihindeki tüp imalat bedeli kadar cezai şart ödeyeceği, 21.maddesinde, bayinin davranışları nedeniyle İpragaz tarafından sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde, 21/a bendinde, İpragaz’ın, fesih sebebiyle maruz kalacağı zarar, ziyan ve sözleşme süresinin sonuna kadar hesap edilmek üzere mahrum kalacağı kar karşılığı tazminat talep edebileceğini bayi peşinen kabul ve taahhüt eder, 21/b bendinde, 21/a maddesinden ayrık olarak, bayi son bir yılda İpragaz’dan aldığı LPG’nin en yüksek aya ait ton miktarının, sözleşmenin feshi tarihindeki 12 Kg’lık tüplü LPG’nin parekende satış fiyatı baz alınarak bulunacak LPG perakende satış fiyatı ile çarpımı sonucu bulunan bedeli İpragaz’a cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, ayrıca 19.maddede İpragaz’a sözleşmeyi fesih hakkı veren durumlarda, İpragaz’ın sözleşmeyi feshetmeksizin 21/b maddesindeki cezai şatı talep etme hakkı olduğunu tarafların kabul ettikleri tespit edilmiştir.Fatsa 2 ATM 2014/36 D. İş sayılı dosyasındaki 28.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ile davalıya ait iş yerinde;… markalı 178 adet 12 Kg’lık dolu, 60 adet boş tombul tüp, 12 adet 12Kg’lık uzun dolu tüp, 23 adet 45 Kg’lık sanayi tipi dolu tüp, 32 adet dolu piknik tüpü, 1 adet… Gaz markalı 12 Kg’lık uzun boş tüp, 2 adet Bizim Gaz markalı 12 Kg’lık tombul boş tüp, 1 adet .. Gaz markalı 12 Kg’lık tombul boş tüp, 1 adet…. Gaz markalı 12 Kg’lık tombul boş tüp tespit edildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafça gönderilen Beyoğlu 17. Noterliği’nin 28/03/2014 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Mart ayında hiç LPG alımının yapılmadığı, Fatsa 2 ATM 2014/36 D. İş sayılı dosyası ile başka markalara ait tüp bulundurduğu, bu durumun LPG kanununa ve bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği, davacının bayiliğini yürüttüğü sırada kullandığı telefonu M… Bayi’liği içinde kullandığı gerekçeleri ile tüplü bayilik sözleşmesinin tebliğ tarihi itibariyle feshedildiği, davalının elinde bulunan mülkiyeti davacı tarafa ait tüplerin 15 gün içinde Samsun Dolum Tesisleri’ne teslim edilmesi, aksi halde imalat bedeli kadar cezai şart isteneceği, 24.maddeye göre cezai şart talep etme hakları ile sözleşmeden kaynaklı taleplerinin saklı olduğu, teminatların nakde çevrilerek irat kaydedileceğinin ihtar edildiği, 01/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.Davalı bayinin işyerinde Fatsa 2. ATM’nin 2014/36 D. İş sayılı dosyasındaki 28.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ile bayilik sözleşmesinin 1/b, 4, 16, 13/f ve 19/a maddesine aykırı davranıldığından, davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği tespit edilmiştir.
1- İade edilmeyen tüp bedelinden (cezai şartın) kaynaklı tazminat talebi ile ilgili olarak, davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığından davayı inkar etmiş sayılacağından, tüplerin davalı tarafa teslim edildiğini kanıtlamak davacı tarafa aittir. Bilirkişi raporunda, davacı tarafın dosyaya ek-4 olarak ibraz ettiği liste ve ekindeki depozito makbuzları üzerinden inceleme yapılarak, ek-4 listedeki sayı ispat edilemediğinden, depozito makbuzları esas alınarak sözleşmenin fesih sebebiyle iade edilmeyen tüp bedeli tazminatına esas alındığı belirtildiğinden, depozito makbuzları üzerinde imza mevut olup olmadığı, imza mevcut ise davalı bayiye ait olup olmadığına ilişkin inceleme yapılmadığından, bedele esas alınan tüp miktarının teslim edildiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde davalı tarafından kanıtlanmadığı anlaşıldığından, Yargıtay 11. HD’nin 27/11/2017 tarih ve 2016/4434 esas ve 2017/6609 karar sayılı karında belirtildiği üzere, sektör bilirkişisi aracılığı ile depozito bedeli bakımından taraflar arasındaki dava konusu sözleşme süresi dikkate alınmak suretiyle davalıya teslim edilen ve iade edilen tüpler bakımından varsa tarafların ticari defter kayıtları incelenmek suretiyle, bu mümkün olmadığı takdirde, davalının ticari işletme kapasitesi dikkate alınarak teslim ve iade edilmesi gereken tüp adedi belirlenerek, depozito bedeli takdiri gerekirken, depozito makbuzları esas alınarak rapor düzenlendiğinden, davalı vekilinin; tazminata konu tüplerin müvekkiline teslim edilmediği, tüplerin teslim edildiğinin müvekkili şirket yetkilisinden sadır olan teslim belgesi ile kanıtlaması gerekirken, bilirkişilerin davacı tarafça sunulan liste ve depozit makbuzlarından tespit yapıldığı, makbuzlardaki imzanın müvekkiline ait olmadığına ilişkin savunmanın araştırılmadığı, tüp teslimatı usulüne uygun ispatlanmadığı halde tazminata karar verilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu tespit edildiğinden kabulü gerekmiştir.
2-Yargıtay 19. HD’nin 20/04/2011 tarih ve 2011/3982-5325 esas ve karar sayılı kararında vurgulandığı gibi, cezai şartın tarafların tacir olması nedeniyle tenkisi mümkün değil ise de, BK 182/son maddesine göre tarafın ekonomik olarak mahvına sebep olması halinde, cezai şartın kısmen veya tamamen kaldırılmasına karar verilebilir. Mahkemece bu yönde konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekir. Yargıtay’ın bu yöndeki istikrar arzeden kararlarına aykırı olarak mahkemece davalının mali durumu araştırılmadan, cezai şartın tenkisi gerekip gerekmediği tartışılmadan, cezai şarta hükmedildiğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de yerinde olduğu anlaşıldığından kabulüne karar verilmiştir.
3-Taraflar arasındaki sözleşmenin 21/b bendinde, 21/a maddesinden ayrık olarak, bayi son bir yılda İpragaz’dan aldığı LPG’nin en yüksek aya ait ton miktarının, sözleşmenin feshi tarihindeki 12 Kg’lık tüplü LPG’nin parekende satış fiyatı baz alınarak bulunacak LPG perakende satış fiyatı ile çarpımı sonucu bulunan bedeli İpragaz’a cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinden, sözleşme serbestliği ilkesi uyarınca kar mahrumiyetinin, bu madde uyarınca hesaplanması gerekir. Bilirkişi tarafından 21/b maddesine göre hesaplama yapıldığından, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin27/11/2017 tarihli 2016/4434 esas ve 2017/6609 karar sayılı kararı) davacın sözleşmenin sona erdiği 01/01/2014 tarihinde 2013 yılına göre satışlarını arttırdığından kar mahrumiyeti zararının bulunmadığı, yargıtay uygulamalarına göre, sektör bilirkişisi atanıp, davacının bölgede yeni bir bayilik ihdas edebileceği süre tespit edilerek kar mahrumiyetinin hesaplanması gerekirken, bu hususlar değerlendirilmeden hüküm kurulduğu yönündeki istinaf talebi yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
4- TBK 26.maddesi uyarınca taraflar bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde serbestçe belirleyebilirler. TBK 27. maddesinde, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür düzenlemesi mevcuttur. Taraflar arasındaki sözleşmede TBK’nun 27.maddesinde belirtilen kesin hükümsüzlük halleri mevcut olmadığından, sözleşme tarafların özgür iradeleri ile aktedildiğinden ( Yargıtay HGK’nun 2016/19-496 esas ve 2016/574 karar sayılı kararı ) TBK 26. Maddesindeki sözleşme serbestliği uyarınca, tüplerin iade edilmemesinden ve kar kaybı zararından kaynaklanan iki ayrı cezai şarta hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
5- Dava tarihi itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüktedir. TBK 20.maddesi uyarınca genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz… Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşulları ile ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır. TBK 21.maddesinde, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmeye girmesi, sözleşmenin yapılası sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi halde genel işlem koşulları yazılmamış sayılır, düzenlemesi mevcutur. Taraflar arasındaki sözleşmenin tüm sayfalarının davalı tarafça ihtirazi kayıt düşülmeksizin ayrı ayrı imzalanması ve sözleşme tanzimi sırasında genel işlem koşulları yönünden TBK’nun 21.maddesindeki usule aykırı davranıldığı iddiası ile dava tarihine kadar açılmış bir dava veya ihbar – ihtar bulunduğu iddia ve ispat edilmediğinden, davalı tarafın davaya 03/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun uygulanması sonucu, sözleşmenin TBK 20.maddesi uyarınca genel işlem koşulu içerdiği, özellikle cezai şart ve kar mahrumiyeti ile ilgili sözleşme hükümleri hakkında bilgi verilmediği ve müzakere edilmediğinden yazılmamış sayılması gerektiğine, davalı tarafın tacir olması sebebiyle basiretli tacir gibi davranması gerekip deneyimsiz olduğu iddiasında bulunamayacağından, davacı tarafın deneyimsizliğinden faydalanıldığına ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığından, reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, davalı vekilinin 3-4 ve 5. Bentteki istinaf sebeplerinin REDDİNE, 1.ve 2. Bentte belirtilen istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1268 esas ve 2017/201 karar sayılı kararının kaldırılmasına, heyete sektör bilirkişi katılmak suretiyle rapor alınarak yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,
2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2017 tarih ve 2014/1268 Esas ve 2017/201 Kara sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.096,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2021