Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2303 E. 2020/195 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2303
KARAR NO: 2020/195
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/03/2020
NUMARASI: 2020/113 E., 2020/233 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarasıyla kayıtlı olarak işlem gördüğünü, şirketin kuruluş amacının şu an hakim ortağı olan İran vatandaşı …’nin İstanbul’dan alacağı evin dolaylı da olsa tapusunu şirket üzerinden elde edebilmesi olduğunu, bu amaçla müvekkili şirketin dava dışı … ve onun muhasebecisi … tarafından kurulup hükmi şahsiyet kazandırıldığını, Ataşehir ilçesi, … Mah. … Mevkii, … ada … parselde … m2.arsa üzerinde … blok K:… … no.lu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın şirket adına satın alındığını, bu işlem sonrasında 30/12/2008 tarihinde şirket hisselerinin tamamının … ve ailesinin üzerine geçirildiğini, tapu iktisabından sonra müvekkili şirketin herhangi bir ticari iş ve işlemde bulunmadığını, bu durumun K.Yalı Vergi Dairesine verilen beyannameler ile de sabit olduğunu, şirketin uzun zamandır işlem görmemesi nedeniyle 24/06/2014 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiğini, şirketin hakim ortağı …’nin ise şirket hissesini devraldıktan sonra …’e işlem vekaletnamesi çıkarıp uzun yıllar Türkiye’ye gelmediğini, 2018 yılında geldiğinde …’in banka hesaplarını boşaltıp sahte imza ve kararlarla kendisini şirket müdürü tayin edip şirket zararına işlemler yaptığını öğrendiğini, bunun üzerine … ve …’ın ortağı oldukları … isimli firmaya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin üzerine …’in davalı şahsı bularak müvekkili şirket ve hakim ortağını zarara uğratmak maksadıyla müvekkili şirket nam ve hesabına 24/04/2014 tarih 310.000 USD tutarlı ve 24/04/2016 vade tarihli emre yazılı senedi düzenleyip şirket müdürü sıfatıyla geçmiş tarihli olarak imzalayarak davalıya teslim ettiğini, davalının söz konusu senedi İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe konu ettiğini, müvekkilinin taşınmaz üzerine konulan hacizden haricen haberdar olduğunu, bu nedenle İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunduklarını, aynı zamanda İstanbul Anadolu 4.İcra Hukuk Mahkemesi 2018/778 esas sayılı dosya ile takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında kambiyo senedi düzenlenmesine sebebiyet verecek gerçek ve geçerli bir borç ilişkisi bulunmadığı gibi senedin geçersiz olduğunu belirterek İstanbul Anadolu …İcra Müd. … sayılı takip dosyasına konu senedin geçersizliği ile yürütülen icra takibinin iptaline, kötü niyetle takip başlatan davalının alacağın %40’ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve müvekkilinin takibe konu edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; eldeki davada arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olduğu, davacı tarafça arabulucuya başvurmadan dava açıldığı, arabulucuya başvurunun tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı gerekçesiyle “1-6102 sayılı TTK.’nun 5/A ve 6325 sayılı kanunun 18/A-2 maddesi gereğince davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Menfi tespit davasında arabulucuya başvurmanın bir dava şartı olmadığı, Mahkemece verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, kambiyo senedine istinaden başlatılan icra takibi sebebiyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak 2004 Sayılı İİK’nın 32 maddesi gereğince doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı ortadadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2020/85 E., 2020/454 K. sayılı kararı). Bu itibarla Mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi hatalı bulunmakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmesi amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2020 tarih ve 2020/113 E., 2020/233 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince, yargılamaya devam edilmesi amacıyla dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3- Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5- İstinaf yargılaması sırasında dosya üzerinden karar verilmiş olmakla vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4-6. maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/10/2020