Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/230 E. 2021/341 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/230
KARAR NO : 2021/341
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2014/1166 E. 2017/535 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili hakkında Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2009/991 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe ilişkin olarak borçları olmadığını, müvekkili hakkında aynı dosyada takip başlatılan…. İnş. Ltd. Şti.’nde bir süre servis şoförü olarak çalıştığını, bu şirketin davalı şirket ile olan anlaşması nedeniyle tüm servis şoförlerinin ve şirket araçlarının, davalı alacaklı petrol ofisinden veresiye fişi karşılığında şirket adına şirket için akaryakıt aldıklarını, takipte borçlu olarak gözüken diğer tüm şahıslar için SGK sorgusu yapıldığında, tamamının şirket çalışanı olduğunun ortaya çıkacağını, alacaklının kötü niyetli olduğunu, davalının müvekkili ile yaptığı veresiye anlaşması olmadığını, başka işte çalışan müvekkilinin maaşından 1.280,00 TL kesildiğini ve kesintilerin devam ettiğini belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, şimdilik 1.280,00 TL nin takip tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, kötü niyetli takip nedeniyle %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Körfez İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 12.05.2009 tarihinde takip başlatılmış olup, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, davacı tarafından itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, kesinleşme ile birlikte davacı hakkında haciz işlemleri başlatılarak, maaşına haciz şerhi işlenmesini müteakip ilk kesintinin 22.10.2012 tarihinde yapıldığını, davacının usulüne uygun yapılan tebligat ile borçtan, maaşından yapılan kesinti ile de dosya tahsilatından haberdar olduğunu, İİK Mad. 72’de belirtilen 1 yıllık süreye uymayan davacının davasının öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süreler yönünden reddi gerektiğini, akaryakıtların davacının imzası karşılığı teslim edildiğinden davacı tarafından satın alındığını, itirazlarının haksız olduğunu, davacının 2 yıl sessiz kalarak, daha sonra borçtan kurtulmak için davayı açmasının kötü niyetli olduğunu göstereceğini, davanın reddine karar verilmesini ve %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, getirtilen SGK kayıtları, akaryakıt satış fişleri, tanık anlatımları, ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından; davacının, dava dışı … İnş. Ltd. Şti.’nin şoför olarak çalışanı olduğu, 2008 ve 2009 yıllarında çalışanı olduğu şirket adına aldığı akaryakıtlar için her ne kadar davacının adı yazılı olarak bir kısım fişler düzenlenmiş ve bu nedenle davacı aleyhine icra takibine girişilmiş ise de, borcun… İnş. Ltd. Şti. adına alınan akaryakıttan kaynaklandığı, bu durumun davalı şirket tarafından da bu şekilde bilinip uygulamalarının ve defterlerinde takiplerinin de bu doğrultuda olmasına rağmen davacı aleyhine takip yapılması haksız olup, davacı davasında haklı görüldüğünden, davacının davasının kabulüne, davalı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Davaya konu Körfez İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının 12.05.2009 tarihinde başlatıldığını, usulüne uygun tebligat ile itiraz edilmeksizin kesinleştiğini ve davacının maaşına haciz şerhi işlenerek hacze müteakip dosyaya para tahsilatı başladığını, ilk kesintinin 22.10.2012 tarihinde yapıldığını, davacının usulüne uygun yapılan tebligat ile borçtan, maaşından yapılan kesinti ile de dosya tahsilatından haberdar olduğunu, İİK Mad. 72’nin “Takibe itiraz etmemesi veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak, paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmünü amir olup, kanunda öngörülen 1 yıllık sürenin, hak düşürücü süre olduğundan; taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen göz önüne alınarak istirdat davasının reddedilmesi gerektiğini,İcra takibine konu alacağın dayanağı olan akaryakıt veresiye fişlerinin davacı … tarafından imzasına mukabil alındığını, davacının fişlerin üzerine herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, veresiye fişlerindeki imzayı inkar etmediğini, yakıtı kendi adına almadığı hususundaki ispat külfetinin davacıya ait olup, yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini, sunmuş oldukları akaryakıt veresiye fişlerinin aksine, davacı tarafça dosyaya ibraz edilmiş yazılı bir belge olmadığından ispat edemediğini, Bilirkişi tarafından, yukarıda belirtmiş oldukları hususlar bakımından inceleme yapılmadığını, yalnızca fişlerde …yazdığından ve davacı beyanından hareketle yüzeysel olarak rapor tanzim edildiğini, fişlerde yazan isimler nedeniyle , davacı imzalamış olduğu veresiye fişlerindeki borçlardan sorumlu olduğu halde, itirazlarına rağmen eksik inceleme sonucu tanzim edilen rapora dayanarak hüküm kurulduğunu, İmza incelemesi yapılarak, sonucuna göre, dosyadaki tüm deliller ile arasındaki bağlantı saplanarak bilirkişi raporu tanzim edilmesi gerektiği halde, yorum üzerinden tanzim edilen rapora dayanarak usul ve yasaya aykırı hüküm kurulduğunu,Arz ve izah ettiği sebepler ve resen nazara alınacak sair sebeplerle, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1166 Esas 2017/535 sayılı kararı usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, kararın kaldırılmasına ve istinaf yargılaması sırasında kararın uygulanmasının engellenmesi için tehir-i icra kararı verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı tarafça Körfez İcra Müdürlüğü’nün 2009/991 takip sayılı dosyası ile 12/05/2009 tarihinde davacı ve dava dışı …r aleyhine haciz istekli takip başlatıldığı, itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, davacı hakkında maaş haczi talebi üzerine, 22/10/2012 tarihinde ilk kesintinin yapıldığı, davacının 13/02/2014 tarihinde borçlu olmadığının tespiti ve kesilen 1.280,00 TL’nin istirdadı için Körfez Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtığı, mahkemece 2014/105-94 esas ve karar sayılı kararı ile tarafların tacir olduğu ve alacağın ticari işletmeye ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın, icra takibi nedeniyle menfi tespit ve istirdat davası olduğu, SGK kayıtları, akaryakıt satış fişleri, tanık anlatımları, ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından; davacının, dava dışı …. İnş. Ltd. Şti.’nin şoförü olduğu, 2008 ve 2009 yıllarında çalışanı olduğu şirket adına aldığı akaryakıtlar için her ne kadar davacı adına fişler düzenlenmiş ise de, borcun … Çelik San. İnş. Ltd. Şti. adına alınan akaryakıttan kaynaklandığı, bu durumun davalı şirket tarafından da bu şekilde bilinip uygulamalarının ve defterlerindeki takiplerinin de bu doğrultuda olmasına rağmen davacı aleyhine takip yapılması haksız olduğundan, davacı davasında haklı görülerek,
-Davacının, davalı … Petrol Ürünleri Ticaret Limited Şirketi tarafından Körfez İcra Dairesinin 2009/991 esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-Davacı aleyhine yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından takip konusu asıl alacak miktarı olan 3.505,37 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Takip nedeniyle davacının maaşından kesinti suretiyle tahsil edilen 1.580,00-TL’nin son kesinti tarihi olan 17/02/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı …’e verilmesine, karar verildiği tespit edilmiştir.
Dava ödenen miktar için İstirdat, ödenmeyen kısım için menfi tespit niteliğindedir.
1-Davalı tarafın ilk istinaf sebebi; İstirdat talebinin İİK 72. maddesi uyarınca hak düşürücü süre sebebiyle reddine ilişkindir. Mahkemece ” Davalı vekillerinin zaman aşımı itirazlarının istirdata konu zararın doğduğu tarihten itibaren, 6098 sayılı TBK 82. maddesinde belirtilen iki yıllık süre dolmadığından reddine ” karar verilmiştir. Davacıdan tahsil edilen miktar yönünden dava, istirdat davası olup, takip hukukundan doğduğundan, mahkemece de doğru saptama ile istirdat davası olduğu yönünde değerledirme yapılmasına ve İİK’da özel düzenleme mevcut olmasına rağmen, davacı tarafça genel hükümlere göre açılmış dava olmadığı halde, İİK 72/7. maddesi yerine TBK 82. maddeye göre talebin reddi doğru olmamış ise de; İİK 72/7.maddesinde ” takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan bir şahıs, ödediği tarihten itibaren 1 sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” düzenlemesi mevcut olup, hak düşürücü süre niteliğinde olması nedeniyle mahkemece re’sen nazara alınması gerektiğinden, Yargıtay 11. HD’nin 27/02/2018 tarih ve 2016/7859 E.- 2018/1473 K. ile aynı dairenin 16/12/2015 tarih ve 2015/6096- 13559 E. ve K. sayılı kararında belirtildiği üzere, hak düşürücü sürenin başlangıcı, borç olmayan paranın doğrudan doğruya icra dairesine ödendiği son tarih veya borçlunun haczedilen malların değerinin icra dairesine ödendiği son tarih olduğundan, icra dosyasından gönderilen 06/02/2014 tarihli yazı cevabından; davacının 22/10/2012 tarihinde 292,00 TL, 26/11/2012 tarihinde 303,00 TL, 26/12/2012 tarihinde 229,00 TL, 22/01/2013 tarihinde 187,00 TL, 05/03/2013 tarihinde 248,00 TL , 27/03/2013 tarihinde 21,00 TL ödeme yaptığı, son ödeme tarihi 27/03/2013 tarihi ile davanın açıldığı 13/02/2014 tarihi arasında İİK72/7. maddesindeki 1 yıllık süre dolmadığından, davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hak düşürücü süre istinaf sebebinin gerekçesinin İİK72/7. maddesi olarak değiştirilmek suretiyle reddine, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bilirkişi raporundan; Davalı tarafça dosyaya sunulan takibe konu akaryakıt veresiye fişlerinde, ” firma- kaşe- imza bölümünde …olarak el yazısı ile yazıldığı, teslim alan kısmında …, .. bazılarında sadece imza bulunduğu, ayrıntılı olarak hesapların işlenmediği ” tespit edilmiştir. Davacı taraf …şirketinde şoför olarak çalıştığını, tüm şoförlerin akaryakıtı şirket adına, şirketin bildirdiği davalıdan aldığını iddia etmiştir. Her ne kadar miktar itibariyle iddianın belge ile kanıtlanması zorunlu ise de; davalı tarafça düzenlenen ve sunulan fişlerin, firma- kaşe- imza bölümünde … olarak el yazısı ile yazılması nedeniyle yazılı delil başlangıcı olup, yazılı delil başlangıcı olduğunda tanık dinlenebilir. Davacı tanıkları yeminli anlatımları ile iddiayı doğrulamıştır. Davacı tanıklarının iddiayı doğrulaması, davacının akaryakıt aldığı …plakalı aracın …şirketi adına kayıtlı olması, Türkiye genelinde şirketlerin araçlarının akaryakıt ihtiyaçlarını belirli bir istasyondan araç plakalarını vermek suretiyle temin ettiklerine ilişkin teamül birlikte değerlendirildiğinde, davacı, akaryakıtın .. Şirketi adına alındığını kanıtladığından, davacının fişlerin üzerine herhangi bir ihtirazi kayıt koymaması, veresiye fişlerindeki imzayı inkar etmemesi, sonuca etkili olmadığı gibi, toplanan deliller karşısında davacı tarafça dosyaya yazılı bir belge sunulmaması, iddianın kanıtlanmadığını göstermeyeceğinden, ispat edemediğine ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
3- Alınan bilirkişi raporunda; Veresiye satışların 120 alıcılar hesabında ayrıntılı tutulmadığından, net borç miktarının hesaplanamayacağı belirtildiğinden, menfi tespit davasında, alacağının varlığını ve miktarını kanıtlamak davalı tarafa ait olduğundan, davacı taraf defterleri incelenerek rapor verildiğinden, mahkeme denetimine açık olduğundan, akaryakıt veresiye fişlerinin üzerindeki imzanın inkar edilmemesi sebebiyle imza incelemesi yapıldıktan sonra hesap bilirkişiden rapor alınması ve dosya kapsamı ile değerledirilmesine ilişkin istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin 2 ve 3 numaralı maddelerdeki istinaf talebinin reddine, 1 numaralı madde yönünden gerekçesi değiştirilmek suretiyle reddine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Usûl ve yasaya uygun Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1166 E. 2017/535 K sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 2 ve 3 numaralı istinaf sebebi yönünden REDDİNE, 1 numaralı istinaf sebebi yönünden gerekçesi değiştirilerek REDDİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
2- Davacının, davalı … Petrol Ürünleri Ticaret Limited Şirketi tarafından Körfez İcra Dairesinin 2009/991 esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibi sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2/a- Takip konusu asıl alacak miktarı 3.505,37 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2/b- Takip sebebiyle davacının maaşından tahsil edilen 1.580,00 TL’nin son kesinti tarihi olan 17/02/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
3/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 528,95 TL karar harcından peşin alınan 156,15 TL’nin mahsubuyla bakiye kalan 372,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3/b- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3/c- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 20,20 TL başvurma harcı, 156,15 TL peşin harç, 300,00 TL bilirkişi ücreti, 62,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 547,85 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3/d- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 528,95 TL karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan (31,40 TL+ 100,84 TL) toplam 132,24 TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 396,71 TL harcın davalıdan tahsiliyle HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4/b- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4/c- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021