Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/229 E. 2021/65 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/229
KARAR NO : 2021/65
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 15/06/2017
NUMARASI : 2015/237 E. 2017/125 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı taraf vekili dava dilekçesinde; Davalı adına tescili olan 2013/03633 sayılı 2 numarada bulunan desen tasarımına konu deseni taşıyan brandaların çok sayıda kafe ve restoranda 2013 yılından önce yaygın olarak kullanıldığını, dava konusu desenin ilk defa 2006 yılında Türkiye de mukim palmiye branda firması tarafından İtalyan Naızıl firmasına tasarlattırıldığını bu yıldan itibaren palmiye tarafından Türkiye nin dört bir yanına satışının yapıldığını, davalının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin bulunmadığını, davalının tasarım tesciline başvurmadan önce bu tasarımı bilmemesinin Türkiye de ithal edildiğinin imal edildiğinin kullanıldığının bilmediğinin düşünülemeyeceğini, davalının tasarıma başvurduğu sırada kötü niyetli olduğunun bariz olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmayan TPE’de 2013/03633-2 numarada kayıtlı bulunan … desenli tasarımın hükümsüz kılınmasını, sicilden terkinini, davalının tescil başvururken kötü niyetli olduğunun tespitini, davalının haksız tescili kötü niyetin ispat olunması nedeni ile müvekkilerinden… uhdesinde zarar oluştuğundan 500′ er TL toplamda 1.500 TL maddi zararın davalıdan alınarak müvekkillerine dava tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin tasarımının tescili aşamasında davacıların hiçbir itirazda bulunmadığını ve tescilin kesinleştiğini, müvekkilinin tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olduğunu 554 sayılı KHK’nın 5-10. maddelerinde belirtilen koruma şartlarına haiz olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen yerli ve yabancı firmalar tarafından söz konusu desen ile ilgili alınmış bir endüstriyel tasarım belgesinin bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu deseni icat ettikten sonra kalıp silindirini 2012 senesinde imal ettirdiğini, davacılardan … ile aralarında geniş çaplı ticari ilişki bulunduğunu, davacı 2012 ve 2013 yıllarında söz konusu tescilli branda deseninin kullanıldığı 563.780,20 TL tutarında brandayı müvekkilinden satın aldığını, davacıların maddi zarara uğradıkları iddiasının tamamen soyut olduğunu, maddi zararın haksız fiilden kaynaklanan bir zarar olarak tanımlanabileceğini müvekkilinin hukukun kendisine vermiş olduğu hakkı korumak için ihtarname göndermesinin haksız fiil olmayacağını savunarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davalı adına tescilli tasarımın benzerinin daha önceden var olduğu, yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, tescilin terkinine ancak, maddi zarar söz konusu olmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Tasarımda, küplerin perspektif olarak görünen üç yüzeyi üzerinin farklı yönde düz çizgiler ile taranarak gofre tekniği ile yaratıldığını, küp yüzeyleri içinde yer alan farklı yönlerdeki çizgilerin, tasarıma kendine has özgünlüğünü verdiğini, bu özgün uygulama ve baskı tekniği sayesinde desenin üç boyutlu görünüm özelliğini elde ettiğini, Tasarıma özgünlüğünü, ayırt edici özelliğini ve yenilik yaratıcı vasfını sağlayan küp desenlerinin içindeki değişik yönlerde yapılmış çizgi şeklindeki taramalar olduğunu, bilirkişi raporlarındaki desen tasarımı ile mukayese olarak gösterilen mavi renkli desen örneği arasındaki farkın, çıplak gözle dahi açıkça anlaşıldığını, önceden kullanılmış küp şeklindeki hiç bir desenin, davalı şirketin deseni ile aynı özellikleri taşımadığını ve başvuru tarihinden önce kamuya sunulmadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davalı adına 2013/03633 tescil numarası ile TPE nezdinde kayıtlı tasarımın hükümsüzlüğü ile maddi tazminat davasıdır. Davaya konu endüstriyel tasarım kaydının incelenmesinde; 2013/03633 sayı ile 06.05.2013 tarihinden itibaren tescil edildiği, sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.Tarafların dosyaya sunmuş olduğu deliller, tanık beyanları ile denetime elverişli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davalı adına kayıtlı olan ve daha çok kafe ve restoranlarda kullanılan brandaların üzerinde desen olarak yer alan tasarımın, 02.03.2009 ve 14.01.2010 tarihlerinde bazı web sitelerindeki görsellerle benzer olduğu, kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin bir farklılık bulunmadığı, bu nedenle tasarımın başvuru tarihinden daha önce kamuya sunulduğunun kabulü gerektiği, davalı adına kayıtlı tasarımın teknik özellikleri itibariyle yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı, 554 Sayılı KHK’nin 43.maddesinde belirtilen hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, diğer yandan maddi zararı ispata yarar dosyaya yansıyan bilgi, belge ve delil bulunmadığı da gözetildiğinde tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/06/2017 tarih ve 2015/237 E. 2017/125 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/01/2021