Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2280 E. 2023/474 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2280
KARAR NO: 2023/474
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2020
NUMARASI: 2017/127 E. – 2020/78 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan … Ankara Caddesi şubesine ait … çek numaralı 31/01/2017 keşide tarihli 29.472,00-TL bedelli çekin 02/11/2016 tarihinde çaldırıldığını, olayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/97606 soruşturma sayılı dosyasında başvuruda bulunduğunu ve Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/994 esas sayılı dosyasında çek zayi davası açarak ödeme yasağı aldığını, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatması sonucunda müvekkilinin dava konusu çekten haberdar olduğunu, müvekkili ile keşideci … San. Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki olup, mal bedeli olarak söz konusu çekin alındığını, buna ilişkin 27/10/2016 tarihli irsaliyeli faturanın sunulduğunu, çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktıktan sonra davalıya cirolar yoluyla geçtiği, çeki takibe koyan davalı şirket hakkında 50’den fazla çalıntı çekleri kullanmaktan kaynaklı soruşturmanın bulunduğunu, müvekkilinin kendinden sonra gelen ciranta … Tic. Ltd. Şti. hiçbir ilişkisinin bulunmadığı gibi davalıyı da tanımadığını, danışıklı olarak davalının başka firmalarla da bu tür işler yaptığını belirterek öncelikle icra takibinin tedbiren durdurulmasını, dosyaya ödenecek paranın takip alacaklısına ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini. Çekin meşru ve gerçek hamilinin müvekkili olması nedeniyle dava konusu çekin istirdadına, mümkün değilse bedelinin müvekkiline ödenmesine, davalıya borçlu olmadığının ve müvekkilinin haklı hamil sıfatı ile alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına dosya borçlusunca dosya borcunun ihtirazi kayıtsız borcu kabul ile ödendiğini, dosyanın infaz olduğunu, tedbir kararı verilebilecek bir dosya bulunmadığını, cirantanın kendi imzasını ret etmediği sürece imzaların istiklali prensibi gereğince çekten dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, dolayısıyla sorumluluğunun devam ettiğini, çekin çalıntı olduğu ve çekteki cirantalarla ilişkinin bulunmadığı iddiasının iyiniyetli hamil olan müvekkiline ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafça ödeme yasağı konulan çeke dayalı takip yapılamayacağına ilişkin itirazının alacaklının alacağının temin etmesine engel bir durum olmadığını belirterek davanın reddi ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA Birleşen aynı Mahkemenin 2017/125 Esas, 2017/1002 Karar Sayılı dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından … Zeytinburnu Şubesi’ne ait, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan, … IBAN numaralı hesaptan keşide edilen 21.01.2017 keşide tarihli … seri numaralı 13.017 TL tutarlı çekin 02/11/2016 tarihinde çaldırıldığını, olayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/97606 soruşturma sayılı dosyasında başvuruda bulunduğunu ve Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/994 esas sayılı dosyasında çek zayi davası açarak ödeme yasağı aldığını, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatması sonucunda müvekkilinin dava konusu çekten haberdar olduğunu, müvekkili ile keşideci … Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki olup, mal bedeli olarak söz konusu çekin alındığını, buna ilişkin 27/09/2016 tarihli irsaliyeli faturanın sunulduğunu, çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktıktan sonra davalıya cirolar yoluyla geçtiği, çeki takibe koyan davalı şirket hakkında 50’den fazla çalıntı çekleri kullanmaktan kaynaklı soruşturmanın bulunduğunu, müvekkilinin kendinden sonra gelen ciranta … Tic. Ltd. Şti. hiçbir ilişkisinin bulunmadığı gibi davalıyı da tanımadığını, danışıklı olarak davalının başka firmalarla da bu tür işler yaptığını belirterek öncelikle icra takibinin tedbiren durdurulmasını, dosyaya ödenecek paranın takip alacaklısına ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini. Çekin meşru ve gerçek hamilinin müvekkili olması nedeniyle dava konusu çekin istirdatına, mümkün değilse bedelinin müvekkiline ödenmesine, davalıya borçlu olmadığının ve müvekkilinin haklı hamil sıfatı ile alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Birleşen aynı Mahkemenin 2017/126 Esas, 2017/861 Karar Sayılı dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisinin içerisinde … Bahçelievler Şubesi’ne ait, 30/12/2016 keşide tarihli, … no’lu, 7.548,00 TL bedelli çekinde bulunduğu çantayı aracında bırakarak araçtan ayrıldığını, araca döndüğünde çanta içerisinde bulunan dava konusu çek ile birlikte birçok çekin çalındığını farkederek durumu polise bildirdiğini, konuyla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/97606 soruşturma sayılı dosyasının açıldığını, dava konusu çek ile ilgili olarak Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/994 esas sayılı dosyada çekin iptali konusunda dava açtıklarını, çekin davalı tarafından ibraz edildiğini, davalı tarafın dava konusu çekle ilgili olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, dava konusu çekin bu takibe konu edilmesi halinde ve takip alacaklısı tarafından çek bedellerinin tahsili durumunda müvekkilinin zarara uğrayacağını belirterek dava süresince icra takibinin durdurulmasını, mümkünse dava konusu çekin istirdatına, mümkün değil ise çek bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çek ile ilgili açılmış olan icra takibene ödeme yapan firmanın farklı bir firma olduğunu, söz konusu davanın davacı sıfatına uygun bulunmadığından usulden reddi gerektiğini, icra takibine konu borcun ödendiğini, icra dosyasının infaz edilerek kapatıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Birleşen aynı Mahkemenin 2017/128 Esas, 2017/862 Karar Sayılı dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisinin içerisinde … Bankası Fındıkzade Şubesi’ne ait, 10/12/2016 keşide tarihli, … no’lu, 4.200,00 TL bedelli çekinde bulunduğu çantayı aracında bırakarak araçtan ayrıldığını, araca döndüğünde çanta içerisinde bulunan dava konusu çek ile birlikte birçok çekin çalındığını fark ederek durumu polise bildirdiğini, konuyla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/97606 soruşturma sayılı dosyasının açıldığını, dava konusu çek ile ilgili olarak Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/994 esas sayılı dosyada çekin iptali konusunda dava açtıklarını, çekin davalı tarafından ibraz edildiğini, davalı tarafın dava konusu çekle ilgili olarak İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin başlatılan icra takibi nedeniyle dosya borcunu ödediğini ve müvekkilin bu icra tehdidi altında ödemiş olduğu bedelin davalıdan tahsiline ve mümkünse dava konusu çekin istirdatına, mümkün değil ise çek bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Mahkememizce davalı … Plas. Gıda ve San. Dış. Tic. Ltd. Şti. hakkında UYAP entegrasyon ekranında yapılan inceleme ve dosyaya arasına alınan iş bu kayıtlar uyarınca davalıya ait benzer mahiyette birçok dosyanın olduğu görülmüş çalınan çekin aynı yöntem ile davalının eline geçtiği kanaati hasıl olmuş sadece davacısının farklı olduğu, davacıları farklı olan, ülkenin farklı yerlerinde kaybolan çekin genelde aynı cirantaların imzası ile davalının eline geçerek son hamil olarak bankaya sunulması, bu cirantaların şirket olması ve bu şirketlere ulaşılamaması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi davalının iyi niyetini ortadan kaldıran organize bir durumun olduğunu gösterdiği, dava konusu çeki ne şekilde elinde bulundurduğu, ciranta … ile arasındaki ilişkiyi açıklayamaması ciranta …’ın hamilin kötüniyetli olduğunu kabulünü gerektirdiği, davalı hamil olarak gözüken davalı hakkında söz konusu – çeklerle ilgili bir çok davasının olması sebebiyle bu aşamada davalıyı iyi niyetli kabul etmek TMK 2.madde uyarınca dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı sayılacağı gibi çekleri çalınan kişiler yönünden telafisi imkansız bir durum ortaya çıkaracağından davalının hakkındaki aynı mahiyette birçok mahkemede sahte çek sebebiyle dava açılmış olması, benzer bir davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/586 Esas – 2019/77 Karar sayılı ilamı da göz önüne alındığında davalının kötüniyetli olduğu kabul edilerek davacı tarafın davalarının kabulüne, çek bedeli yönünden davalı sebepsiz zenginleştiğinden çek bedellerinin davacıya ödenmesine, mahkememiz 2017/125 Esas sayılı dosyası bakımından ise verilen ihtiyati tedbir kararı gereği henüz ödenmemiş olan çekin davalıdan istirdatı ile davacıya iadesine…” şeklinde gerekçeyle davanın ve birleşen davaların kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hukuk davalarında bulunan taraflarca getirme ilkesi ihlal edilerek tarafların sunduğu delillerle bağlı kalınmadığını, hem de kendiliğinden somut olayla ilgili tarafların belirttiği hususlar dışında araştırmaya girildiğini, yerel mahkemenin tarafların sunduğu vakıa ve deliller haricinde kendi yaptığı araştırma yı gerekçeli kararında belirtmesinin HMK 24-25-26.maddelerine aykırı olduğunu, bu nedenle verilen hükmün kaldırılması gerektiğini, Mahkemece yargılamanın uzadığı gerekçesiyle dava konusu çeklerle ilgili davacı tarafça yapılan şikayet sonucu başlatılan savcılık dosyasının beklenmemesine karar verildiğini, ancak tarafın sunduğu delili dahi beklenmemişken yetki ve sınırını aşarak delil toplandığını, Davaya konu çekte lehtar olan davacının, kendi imzasını reddetmediği sürece ( imzaların istiklali/ bağımsızlığı ilkesi gereğince ) çekten dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, müvekkilinin davaya konu çekte iyi niyetli hamil durumunda olduğunu, çekin veriliş koşullarını ve verilme sebebini araştırmak durumunda olmadığı gibi bunu bilebilecek durumda da olmadığını, bu nedenle iyi niyetli müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından ileri sürülen def’ilerin, çeki düzgün ciro zinciri ve teslim yoluyla teslim alan iyiniyetli müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, kötü niyetin kanıtlamadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, birleşen 2017/125 Esas-2017/1002 Karar sayılı dava ve birleşen 2017/126 Esas-2017/861 Karar sayılı davalar 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı istemine ilişkin olup, birleşen 2017/128 Esas-2017/862 Karar sayılı dava ise çek bedelinin istirdadına ilişkindir. Davacı, dava konusu çeklerin aralarındaki ticari ilişkiye bianen dava dışı keşidecilerden alındığını ancak çekleri çalınması soncunda zayi ettiğini, çekin ciro silsilesi yoluyla davalı hamilin eline geçtiğini, davalının da çeki iktisabında kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu ileri sürmüş, davalı vakıaları inkâr etmiş, iyi niyetli son hamil olduğunu iddia etmiştir. Davalının dava konusu çeklerde olduğu anlaşılmış olup, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ve çek içerikleri ile davacı şirketin yetkili hamil olduğunu ispat ettiğinin kabulü gerekmiş, çeklerin rızası hilafına elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamındaki mevcut delillerden aksi yönde bir bilgiye rastlanılmamıştır. Bu durumda davacının, davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Buna karşılık dosya kapsamı incelendiğinde davacının taraf olduğu ve dava konusu edilmeyen farklı çeklerin de benzer ciro silsileleriyle davalı …Ltd. Şti’ye geçtiği ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüş, bunun üzerine UYAP’nda yapılan tespitler itibariyle, davalı taraf hakkında farklı hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının ve ceza davasının henüz sonuçlanmadığı görülmüş ise de, davalının farklı çok sayıda olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği sabittir. Bu durumda bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalı …Ltd. Şti’nin, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2020 tarih ve 2017/127 E., 2020/78 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 2.013,23- TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 503,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.509,92 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2017/125 E. sayılı dava yönünden alınması gereken 889,19-TL TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 222,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 666,89 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2017/126 E. sayılı dava yönünden alınması gereken 515,60 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, 5- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince birleşen 2017/128 E. sayılı dava yönünden alınması gereken 286,90 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, 6- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,7- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,8- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 9- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023