Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2267 E. 2020/144 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2267 Esas
KARAR NO: 2020/144
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/03/2020
NUMARASI: 2020/39 D.İş – 2020/39 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Talep eden vekili ihtiyati tedbir ve tespit talepli dilekçesinde, müvekkilinin uzun yıllardır sigortacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, 17/12/2009 tarihinde” …” ibaresini 36.sınıfta marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin bu marka ile halen sektörde faaliyetlerine devam ettiğini, iyi bir pazar payı oluşturduğunu, karşı taraf şirketinin internet sitelerinde ve tüm ürünlerinde “…” ibaresininin bulunduğunu bu haliyle müvekkilinin markası ile karşılaştırılma ihtimalinin bulunduğunu, iki taraf markalarında arasında fonetik açıdan benzerlik olduğunu, okunuşlarının aynı olduğunu, karşı taraf şirketin eylemlerinin 6769 sayılı SMK’da yerini bulan ayırt edilemeyecek kadar benzer markayı kullanma şeklindeki eylemin en tipik halini oluşturduğunu belirterek karşı taraf markasının haksız rekabete yol açtığının ve müvekkilinin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunun tespitini, karşı taraf adresinde ürünler ile internet siteleri üzerinde inceleme yapılmasını, tecavüze konu olacak ürünlerden bir örneğinin dosya arasına alınmasını, ürünlerin toplatılması suretiyle tedbir talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından ” talep eden vekilinin talebinin haksız rekabet ve markaya tecavüzün tespiti talebinin ve bağlı ihtiyati tedbir talebinin esas davası ile açılması gerektiği, değişik iş dosyası üzerinden delil tespiti ile talep edilemeyeceği” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen tedbir ve tespit talebinin reddi yönündeki karara karşı her ne kadar istinaf başvuru yolu açık olmasına rağmen itiraz yoluna gidilebileceği kararda belirtilmiş ve talep eden tarafından karara karşı itiraz yoluna gidilmiş ise de, itiraz dilekçesi üzerine mahkemece itirazın reddine yönelik bir karar verildiği ve bu karara karşı istinaf yolunun açık tutulduğu, neticede mahkemece verilmiş istinaf kanun yoluna tabi bir itirazın reddine yönelik karar bulunduğu ve bu kararın da yasal süresi içerisinde istinaf edildiği, mahkemece verilen ilk kararda kanun yolunun yanlış belirtilmiş olmasının başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı ve bu durumun başvuran aleyhine yorumlanamayacağı anlaşılmakla, mahkemece verilen 02.07.2020 tarih, 2020/39 değişik iş, 2020/39 karar sayılı ”itirazın reddi” kararına karşı yapılan istinaf başvurusuna ilişkin olmak üzere esasa yönelik aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir. Tedbir ve tespit isteyen vekili istinaf başvurusunda, delil tespitine yönelik talebin mahkemece anlaşılmaz bir şekilde reddedilmesinin hatalı olduğunu, tespit talebinde bulunulmasında hukuki yararlarının bulunduğunu beyan ederek söz konusu mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Yine aynı yasanın 389/1 maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. 6100 Sayılı HMK’nın 400. maddesi “Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.” şeklindedir. Her iki talep açısından da hukuki yararın varlığı bir koşul olarak belirtilmiştir. Ancak ilk derece mahkemesince her ne kadar, ileri sürülen taleplerin ayrı bir yargılamanın konusunu oluşturduğu gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de, talep dilekçesinin hukuki vasıflandırması mahkemeye ait olmakla, talep dilekçesi incelendiğinde, talebin delil tespiti ve nihayetinde tedbir olarak değerlendirilmesi gerektiği, 6100 Sayılı HMK’nın 400/2 maddesinde “delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.” hükmünün yer aldığı, somut olay nazarında, talepte bulunanın delil tespiti isteminde hukuki yararı bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda ilk derece mahkemesince tespit talebinin kabulüne karar verilip bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra varılacak sonuca göre tedbir talebinin değerlendirilmesi gerekmesine rağmen, talebin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, açıklanan sebeplerle, mahkemece tarafların davanın esasıyla ilgili delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması sebebiyle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, talebin belirtilen hususlara dikkat edilerek yeniden değerlendirilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Talep eden vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran talep eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020