Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2237 E. 2020/147 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2237 Esas
KARAR NO: 2020/147
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2019/390 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Daha önce ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilen davacı vekili tarafından, mahkemeye yeniden sunulan tedbir talepli dilekçede; davalıların, gerçek hak sahibi müvekkili adına tescilli markayı kullanma amaç ve girişimlerinin 13-14-15 Aralık 2019 da yapılacak festival ile sınırlı olmadığını, tescilli markalarına yönelik kullanma iradelerinin halen devam ettiğini, davalılara ait https://…com web sitesinin isminde ve markalarının bütün unsurlarıyla site içeriğinde yer aldığını, davalıların içerik ve yer sağlayıcısı sıfatıyla bundan sorumlu olduklarını, davalılardan …’ın beyanları ile marka kullanımının geleneksel olarak tekrar edileceğinin ortaya konulduğunu, davalılardan … ve …’in TPMK nezdinde “…” ibareli tescilli müvekkili markasının başına … sayı ile “…” ibaresini ekleyerek 05/01/2020 tarihinde … sayı ile “…” ibaresini ekleyerek 27/01/2020 tarihinde marka tescil başvurusunda bulunduklarını, başvuruların reddedildiğini, davalıların tescilli markalarını kullanımlarının ve tecavüz fiillerinin devam ettiğini, müvekkilinin … sayılı “…” markasının ve “…” gerçek hak sahibi ve marka ile projeyi yaratan-üreten-ilk kullanan kişi olduğunu, davalıların 2018 yılında gerçekleştirilen festivalin sadece teknik işlerinin kendilerine gördürüldüğü kişiler olduğunu, davalıların kötü niyetli hareketle ticari büyük gelir beklentileri ile hareket ederek kafa karışıklığı yarattıklarını iddia ederek, ileride telafisi imkansız zararlar doğmaması ve haklı marka sahibinin haklarının daha fazla helaldar olmaması için davalıların tescilli markalarını kullanmalarının önlenmesi, durdurulması ve men’i için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 17.07.2020 tarih, 2019/390 esas sayılı ara karar ile, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, anılan karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresinde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, gerek dava dilekçesinde ve gerekse yargılama sürecinde mahkemeye sunmuş olduğu beyan dilekçeleri ile benzer açıklamalarda bulunarak, 17.07.2020 tarih, 2019/390 esas sayılı ara karar ile verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, başvurusuna dayanak olarak Prof. Dr. … tarafından hazırlanan hukuki mütalaa ile Adli Bilişim Uzmanı … tarafından dijital parmak izi tespiti suretiyle hazırlanan raporları göstermiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/411 esas sayılı dosyasında; davacısının huzurdaki davanın davalılarından … Ltd. Şti, davalısının ise yine huzurdaki davanın davacısı … olduğu, dava konusunun … tescil nolu “…” ibareli markanın tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkini talebine ilişkin olduğu, karşı davanın ise maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu ve yargılama sırasında bilirkişi raporu alındığı, raporda, davacı … Ltd. Şti’nin dava konusu markayı daha önce kullandığı, davacının markayı kendi adına maruf hale getirdiği tespitlerinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Somut olay değerlendirildiğinde, huzurdaki davanın marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve durdurulmasına yönelik olduğu, taraflar arasında, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine yönelik ayrı bir davanın daha görüldüğü, her iki davada gerek dosyaya sunulan hukuki mütaalalar ve gerekse bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğu, bu aşamada mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin karar yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ve 2019/390 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/10/2020