Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2216 E. 2020/169 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2216 Esas
KARAR NO: 2020/169
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2019/80 E. – 2019/567 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mahkemenin 2018/163 esas sayılı dosyasında davalı aleyhine müvekkiline ait … markasına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, manevi tazminat talepli dava açtıklarını, belirtilen dosyadaki taleplerine istinaden, mahkemenizce 30.03.2018 tarihli kararı ile “6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kabulüne, davacının … ibareli markasını taşıyan ürün, ürün kutusu, ambalajı, garanti belgesi ve kullanım kılavuzu ile diğer broşürleri, tabelalarda, yazılı ve görsel materyallerde, iş yerindeki kataloglarda … marka ve görsellerinin kullanımının önlenmesine, bu ibareyi taşıyan tüm yazılı ve görsel materyallerin toplatılmasına ve yediemine teslimine, davalıya ait, http://www…com. Tr, http://www…com http://www…Com alan adlı internet sitelerinde davacıya ait … markasına ilişkin kullanımları içeren tüm içeriklerin kararın tebliğden itibaren 1 haftalık süre içinde içerikten çıkartılmasına, bu hususun davalıya tebligat yoluyla ihtarına, 1 haftalık süre içinde karar gereğini yerine getirmeyen davalı hakkında disiplin hapsi işlemlerinin yapılacağına ve internet sitelerine erişimin engelleneceğinin ihtarına,” karar verildiğini, karar gereği İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yasal süresi içerisinde kararın infazının talep edilerek şirket mahallinde uygulandığını ilgili tedbir kararı halen geçerli olduğunu ve devam ettiğini, ancak, 30.03.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararından sonra da tedbir kararına rağmen … A.Ş. ve yetkililerinin, aleyhine hükmedilen bu karara aykırı olarak taklit ve tecavüz mahsulü … markalı ürünlerin satış ve pazarlamasını yapmaya, markayı ve markayı havi ürünleri kullanmaya devam ettiklerini, … firmasının resmi internet sitesi olan ve aynı zamanda tedbir kararı verilen www…com ‘dan alınan … ibareli taklit saate ilişkin 10.12.2018 tarihli … No’lu faturayı dosyaya sunduklarını, davalı … firması tarafından düzenlenen 1.648,13-TL bedelindeki faturada ürün “… Kadın Kol Saati” kodu ile belirtildiğini, … A.Ş.’den 10.12.2018 tarihli fatura ile alınan … “… Kadın Kol Saati” kodu ürünü inceleyerek taklit ürün olduğunun 14.12.2018 tarihli rapor ile tespit edildiğini, müvekkilin bağlı bulunduğu dünyanın en büyük saat grubu olan …’un Türkiye şubesi olan … Ltd. Şti. firmasının ayrıntılı orijinallik raporunda söz konusu saatin taklit saat olduğunun açıkça anlaşıldığını, davalının … ibareli taklit saatleri ihtiyati tebir kararı verilen starsaat.com internet sitesinden piyasaya sunduğu, halen davaya konu … ibaresini kullandığı beşiktaş … noterliği’nin 4.01.2019 tarih … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile tespit edildiğini, dolaysıyla, davalı tarafından, ihtiyati tedbire konu internet sitelerinde müvekkile ait … markasına ilişkin kullanımları içeren içerikleri 1 haftalık süre içinde içerikten çıkartılmadığını, davalı, mahkemenin bu ara kararına karşı da muhalefet ettiğini, … A.Ş. ve yetkilileri mahkemenin 30.03.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararına muhalefet etmekte olduğundan, haksız ve hukuka aykırı eylemleri sebebiyle HMK’nın 398. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymadıklarından, tedbir kararına aykırı davrandıklarından cezalandırılmalarını, yetkililerinin en yüksek haddi nazara alınmak suretiyle 6 ay disiplin hapsi ile cezalandırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca sunulan şikayet dilekçesi incelendiğinde, tedbir kararına uymayanların bilgilerinin yer almadığı yalnızca şirket yetkilileri denildiği tedbir kararına uymayan gerçek kişi şüphelinin belirtilmemiş olması karşısında şikayet dilekçesinin nazara alınmaması gerektiğini, yine, mahkemece verilen tedbir kararının müvekkili şirket yetkilisine tebliğ edilmediğini, bu noktada, müvekkil Şirket yetkilisine herhangi bir ihtarat yapılmadığından tedbire muhalefet suçunun ön koşulunun yerine getirildiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, İstanbul 2. FSHM 2018/163 E. sayılı dava dosyasında verilen tedbir kararının gereğinin yerin getirildiğini ve bu kapsamda tedbir kararı içeriğinde belirtilen hususlara uyulduğunu, nitekim, İstanbul … Noterliği’nin … ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanaklarından da bu durumun anlaşılmadığını, şikayetçi şirketin ürünleri sitede yer almadığını, tedbire muhalefet suçunun düzenlendiği HMK m.398 hükmünün iptaline karar verildiğini, tedbire muhalefet eylemi suç olmaktan çıkarıldığından suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince müvekkil Şirket yetkilileri aleyhine hüküm kurulmasının yerinde olmayacağın belirtmiş, şirket yetkililerinin cezalandırılmasına yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından; 6100 sayılı HMK’nın 398 maddesinde “İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir. ” şeklinde düzenleme yapılmış ise de; Anayasa Mahkemesinin 11/07/2018 tarihli 2018/1 esas, 2018/83 karar sayılı ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile “…12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 398. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, 11/7/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi…” şeklinde karar verildiği ve iptal edilen hüküm yerine başkaca bir yasal düzenlemenin henüz yapılmadığı, yasal boşluk oluştuğu anlaşılmakla hali hazırda kanunca cezalandırılan bir eylemin öngörülmemesi nedeniyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, HMK 331 maddesi gözetilerek davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve tarafların haklılık payı ( tedbir kararı, infaz dosyası, sunulan fatura ve tedbir ihlaline ilişkin deliler) dikkate alınarak yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti davalı üzerinde bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça, davalının cezalandırılması için başvurduğu gerekçe için bir yasal düzenleme bulunmadığından, Mahkeme tarafından talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, ancak buna rağmen davalı aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedildiğini, davanın açılmasında davalının hiçbir kusuru olmadığını, yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücreti hakkında verilen kararın bozulmasına, İstinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davanın 30 Mart 2018 tarihinde tesis edilen tedbir kararına karşı, davalı yanın bu tedbir kararına uymaması üzerine açıldığını, Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında, davamıza konu olan 6100 sayılı Kanun’un, ihtiyati tedbirlere muhalefeti düzenleyen 398/1. maddesi iptal edildiğini, Anayasa Mahkemesi kararı 20 Kasım 2019 tarihinde yürürlüğe girdiğini, huzurdaki davanın ise, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girmesinden önce, 14 Mart 2019 tarihinde ikame edildiğini, bu gerekçelerle davalının tüm itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava HMK 398 gereği açılmış tedbire muhalefete dayalı disiplin hapsi talebine ilişkin, olup, istinaf istemi Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı sonrası, Mahkemece verilen hükümde davalı aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinin kaldırılmasına ilişkindir. Eldeki davanın 30/03/2018 tarihli verilen tedbir kararı sonrası, tedbire uyulmaması nedeniyle, 14/03/2019 açılmasından sonra, 20/11/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 11/07/2018 tarihli 2018/1 esas, 2018/83 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Hukuk yapılamasında, dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir nedenle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Somut olayda mahkemece, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği, buna göre 6100 sayılı HMK’nın 331/1. maddesi gereğince ve dosyaya sunulan deliller itibariyle davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu değerlendirilerek yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumluluğun tayini gerektiği, davanın yasa maddesi yürürlükte iken açıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının haklılığın sabit olduğu, buna göre HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2019/80 E., 2019/567 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/10/2020